Kaba
görüntünün
altında
ince bir
“teşekkür”
yatar!
Kendime dönüp şu soruyu sordum... Texas’da gördüğüm her şeyi normal mi karşıladım?. Hiç ters gelen bir şey olmadı mı?
Çok şey oldu... Benim alışkanlıklarıma zıt gelen pek çok şey!.
Benden daha gençlerin hatta çocukların ulu orta ayaklarını masaya dayaması!
Pabuçlarını çıkarmadan otururken ayaklarını yanındakilerin nerede ise burunlarına kadar uzatması! Hemen her yerde çoğu zaman sere serpe yayılabilmeleri... Bir türlü bu davranış normal gelmedi bana...
Tanıdıklarınızdan birinin evinde kararlaştırılmış bir akşam yemeğinde “sen de bize şunu pişir getir” siparişinin verilmesi, yemeğin yendiği eve yiyecek bir şeyler getirenlerin yemek sonunda götürdüğü yemekten yenmeyen kısmını alıp geri getirmesi!
Misafir ve ikram anlayışıma ters gelen bir şey... Alışamadım...
Bu alışamama diğer farklılıkları görmemi ve oldukları gibi kabullenmemi engellemedi...
Her zaman çevre etkisi ve yetişme farklılıkları olarak kalıcı olduklarını düşündüm...
Yaz kış demeden suya buz koyma alışkanlıklarını da çok sıcak bir iklimin varlığına bağladım. Lokantalarda masaya konan ilk şey menü listesinden önce koca bir bardak buzlu su oluyor!
Bendeki farklı değer ölçüleri de değişmedi... Oğullarımın farklı yerlerde, değişmeyen feryatları oluyor..Odaya bir misafir gelse otomatik olarak ayağa kalkıyorum...
Ve otomatik olarak ikaz geliyor... Hangisi yanımda ise “ Otur baba..Ne diye ayağa kalkıyorsun. Rahatına bak” Elimde değil ki... Yıllar yılı yerleşmiş bir alışkanlık...
Henüz ayaklarımı masaya koyma işine aklıma yatmış değil!
Daha o kadar Amerikalı olamamışım!
Onların da bu davranışı bu rahat tavırlarını değiştirmeyeceklerini biliyorum...
Ve galiba çevrem bana ilk günkü kadar ters gelmiyor!
4 Temmuz Bağımsızlık Günü kutlamalarına giderken kafamdaki düşünceler kendi ülkemde değiştiremediklerimizle ilgili idi. Texas’lının neleri ne kadar kuvvetle benimsediğini gördükçe düşünmemek olmuyor! Atları sevmişler benimsemişler. Hala Redeo Gösterileri seyirci topluyor... Bayrağı en üst köşeye koymuşlar.. Ve hangi ülkeden geldiklerine bakmadan Alman asıllısı da Kızılderilisi de Fransız soyundan geleni de onun etrafında “bizim bayrağımız” diye kenetlenmişler... Baş tacı yapmışlar! Okullarını, mezun oldukları okulu, bitirdi iseler Üniversitelerini benimsemişler. Mahallelerini benimsemişler... Üniversitelerin Basketbol maçlarını Amerikan Futbolu maçlarını ısrarla takip etmişler... Öyle ki bu benimseyiş ayrıca bir ticarete dönmüş.. .
TV ler Üniversite Basketbolunun final maçlarını naklen vermeğe başlamış! Takımı başarılı olan okullar ayrı bir para geliri elde etmişler... Bu da spor için gerçek bir teşvik olmuş. Sporcu gençlere çok kere burs olarak geri dönmüş!.
Benim ülkemde değil kabiliyetli gençlerin yol alacağı imkanları açmak, gerçekleri öğrenmek için açılmak istenen ağızlar da kapatılmıyor mu? Gerçeği söylemek, giderek suç oluyor mu?
Ülkemin Konsoloslukları kapanıyor... Bu ülkenin değil vatandaşları, görevli devlet memurları esir alınıyor!.
Ne oldu bu insanlara demenize onların akıbetlerini merak etmemize bile yasak konmuyor mu?
(Bu gün galiba 28 inci gün... Yazıyı kale aldığımdan kaç gün sonra o insanlardan haber alırız bilemiyorum!)
İfade özgürlüğünün ne ifade ettiğini burada daha iyi anlıyorsunuz? Sorular cevapsız kalmıyor! Halkın gerçekleri öğrenme hakkı, hiç kimsenin şöyle bir kenara kaldıralım bir süre kenarda dursun diyemeyeceği, hava su gibi hayati önemlerini hiç bir şekilde kaybetmemiş durumda...
Hayatın normal akışı içinde toplum olarak hoşlandıkları, birlikte aynı şekilde düşündükleri pek çok olay gelişmiş... Nerede ise Texaslıların hepsi Havai Fişek atıldığı an çığlık atacak kadar keyif alıyorlar... Herkes mutluyum demeğe çalışmıyor... O an herkesin çok mutlu olduğunu görüyorsun...
Öyle alışıyorlar... Çocuklar ellerine bayraklarını alınca gerçekten mutlu görünüyorlar...
Daha da önemlisi “bu mutluluğu benimsemişler!”
Resmi bir organizasyon yok... Bölgedeki sosyal kulüpler, golf kulübü tenis kulübü... Sahası ve yeri olan her kulüp 4 Temmuz için hazırlık yapıyor... Benim gittiğim bir golf kulübü idi... Geniş bir saha... Hafif meyilli bir arazi... Ve yeşillik üzerine serilmiş her yaştan Texaslı... Herkes çantasından akşam yemeğini getirmiş. Kimi içeceğini kulüp büfesinden satın almış bir yer ayırmış kendine...
Bir gece için ve sadece yarım saat süren havai fişek gösterisi binlerce Texas’lı aile çoluk çocuk herkesi bir araya getirmiş! Kalabalık var ama kargaşa yok... Çimenlere yayılırken bile kimin nerede oturacağı belirlenmiş... Üyeler ve misafirleri farklı renkli biletlerle işaretlemişler...
İlk gözüme çarpan şey Amerikan Bayrağı oldu... Bazı yerlerde iki bayrak birden asılmış... Her zaman Birleşik Devletler bayrağı bizim bildiğimiz çok yıldızlı bayrak üstte hemen onun altında ise Texas bayrağı aynı direkte asılı duruyor. Biraz da keyfim kaçmadı değil!. O sırada ülkemede benim bayrağım iki kez direkten indirilmişti... Bayrağı direkte koruyamamışız!
Belki de bu düşünce ile bayrak beni etkiledi... Alanın en görünür yerinde dev bir Amerikan Bayrağı yerleştirilmişti. Ön planda Bayrak ve altında koşturup duran çocuklar vardı... Sıradan çocuklar...
Bir şey farklı...
Hepsinin elinde BAYRAK vardı! Amerikan Bayrağı... Kimse direkleri kollamıyordu...
Kimse kuşku içinde değildi... Ya biri gelir bayrağı dirtekten indirirse diye!
Bir benim zihnimde sancı vardı...
Umarım artık biri çıkıp bayrağımızla oynamaz diyordum... Genç kızlara bakarken benimsemeyi gördüm.... Kimi şort olarak bayrağı giymiş. Kimi eşarp, kolye olarak boynuna takmış..
Kimin bayrak bambaşka bir Texsas’lının üzerinde AFRİKA KÖKENLİNİN üzerinde gömlek olmuş... Bayrak yerini bulmuş..
Benim doğum günümle ilgili bir de sıkıntım vardır!... Resmi doğum günümü asla hatırlamam... Şöyle hatırlayamam... Askerlik yapmadan da bu promlem sürüp gitti... Ben İstanbul’da doğmuştum ama ailece Rize nüfusa kayıtlıydık... Rahmetli Amcam bana Rize’den nüfus kağıdı çıkarırken babamın yazdığı doğum tarihini unutmuştu...
(Kendisine sormuş olduğum için yazabiliyorum!)
Rize’de nüfus kaydımı ben doğduktan bir ay kadar sonra yaptırmıştı... Bu yüzden benim iki doğum günüm oldu. Amcamdan aldığım tek hediye de buydu! Biri gerçek doğum günüm diğeri de Amcamın hediyesi resmi doğum günüm! Texas’da geçerli olan resmi doğum günüm oluyor...
Nüfus kağıdı ve pasaportta o yazılı! Bu ikincisini yani resmi doğum günümü her zaman unuturum. Geçenlerde bir kere girip iki parça eşya satın aldığım bir mağaza bile kayıt düşülmüş ve bana şaşırtan bir doğum günü kartı yollanmıştı.
Oysa Texas da bir iyilik karşılığında iki satır teşekkür kartı yazmak ayaklarını masaya dayamak(!) kadar eski bir gelenek...
Bence çok da insana iyi gelen bir alışkanlık!
Yani birinden bir iyilik gördü isen ona teşekkür etmelisin..
Bunu yarım ağızla duyulamayacak bir sesle de yapmayacaksın...
Oturup adam gibi bir kart atacaksın... Yazacaksın...
ADRESİNE POSTALAYACAKSIN... İyiliğin karşılığı olacak...
Benim ülkemde teşekkür etmeyi bilenlerin ne kadar az olduğu ve böyle bir alışkanlığın nerede ise yerleşmediği ortada dururken kutlama ve de teşekkür kartı alma şaşkınlığım normal değil mi? :
*Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi (4 TEMMUZ) Büyük Britanya Krallığı'ndan 13 KOLONİNİN ayrılarak bağımsızlıklarını ilan ettikleri belgedir.
Kongre tarafından 2 Temmuz 1776 tarihinde onaylanmış ve 4 Temmuz'da ilan edilmiştir; ..
Amerika Birleşik Devletleri'nde her sene 4 Temmuz Bağımsızlık Günü olarak kutlanmaktadır. Amerikan kolonilerinin bağımsızlıkları Büyük Britanya Krallığı tarafından ise 3 Eylül 1783 tarihindeki Paris Antlaşması'yla tanınmıştır.
HAVA KARARANA KADAR PİKNİK: Kutlama erken saatlerde başlıyor.4 Temmuz özel bir heyecanla yaşanıyor. Çocukların ön planda olduğu bir ortamda temiz bir hava eş ile dostlarla açık havada bir buluşma şeklinde geçiyor... Hava kararmağa yüz tutunca bayrağın arkasında havayi fişekler atılıyor... Texas’ın “yiiihuuu” çığlıkları ile..
İnanılmaz bir çığlık eşliğinde gök yüzü aydınlanıyor...
Her patlayışta seyircilerin çığlığı da parçalara ayrılmış gibi gök yüzünde yankılanıyor. Gösteri yarım saat sürüyor ve bir başlayınca ara vermeden devam ediyor...
Karanlığı yırtan bir renk cümbüşü ve müzik...
Hoş bir seda oluyor!Ve giderek büyüyen bir alışikanlık!
Yalçın KAMACIOĞLU
--------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 5 ci yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 5 ci yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Farklı bir Felsefe Farklı bir Hayat!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 4 yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Amerikan zevkine uygun ÇİN ucuzluğu!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 3.cü yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Yaşamın merkezinde TİCARET var!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 2 yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
TEXAS’A DÖNDÜK!..Keşke.dönebilsek!.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas Dedikleri Birinci yazı...
Texas Dedikleri
Yalçın Kamacıoğlu
*Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır. (Kızılderili sözü)