Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin konjoktürel kaygılarla başlamadığını ifade ederek, “Konjonktürel olarak çıkartılan krizlerle de süreci bitirmeyiz. Çözüm süreci başlarken, bu sürecin zorlu olacağını, provokasyonlarla karşılaşacağını, içeriden ve dışarıdan bu milletin, Kürtlerin, Türklerin ve bütün milli unsurların omuz omuza vermesinden rahatsız olanların bunları provoke etmeye çalışacaklarını biliyorduk” dedi.Davutoğlu, Dün AK Parti Grup Toplantısında Özetle Şunları Söyledi:BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR: Bizler ırk, mezhep, din ayrımı gözetmeden bütün şehirlerimizin her köken, her geçmişten, her etnik ve mezhebi gelenekten gelen Vatandaşlarımızın barış ve huzur içinde, karşılıklı saygı içinde yaşadıkları, gerçek anlamda çoğulcu şehirler kurmaya çalışıyoruz. Birileri ise, ‘Şurası Kürt, şurası Türk şehri’, bir başka yer şu veya bu mezhebe yakın gibi ayrımlarla şehirlerimizi bölmeye çalışıyorlar. Türkiye’de bütün şehirler milletimize aittir, hiçbir şehir şu veya bu etnik grupla, mezhebi tanımla tanımlanamazlar.AKİLLERE TEŞEKKÜR: Kobani bahane edilerek yapılan şiddet ve vandalizmden sonra çözüm süreciyle ilgili kararlılığımızı ifade etmek istiyorum. Akil İnsanlar Heyeti, geçen yıl bu sürece vicdanlarıyla birikimleriyle katkıda bulunan kişilerden oluşuyor. Gerçek bir fikir harmanı oluşturuyor. Ben kendileriyle buluşmaktan memnuniyet duydum. Her birini hiçbir zaman sınırlaması koymadan dikkatlice dinledim. Eleştiri yapanlar oldu, onların eleştirilerini not ettim. Çözüm önerileri teklif edenler oldu, hepsini dinledim. Sonunda da kendi kanaatlerimi açık şekilde ifade ettim. Bir kez daha kendilerine teşekkür ediyorum.MİLLİ, YERLİ, ÖZGÜN: Çözüm süreci, hiçbir dış etki olmadan, bu milletin kendi dinamikleri içinde ve hükümetin katkılarıyla oluşturulan milli, yerli ve özgün bir projedir ve sonuna kadar korunacaktır. Millidir çünkü bu topraklarda Malazgirt’ten bu yana oluşan o büyük milli harmanı barındırır. Her bir unsuruyla bizim milletimizin fertlerini barındırır. Yerlidir çünkü inisiyatif hükümetimizden, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, 2005 Diyarbakır konuşmasıyla kendisinden gelmiştir. Ve hep yerli aktörler süreçte değerlendirmiştir. Akil İnsanlar Heyeti’nin tümünün yerli olması gibi. Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da hepsi bu sürece yerli aktörler olarak katıldılar. Bizim için özgündür çünkü daha önce başka ülkelerde denenmiş modellerden farklı unsurları barındırmaktadırBİTİRMEYİZ: Akil İnsanlar Heyeti ile yaptığımız görüşmede de ele aldığımız gibi çözüm sürecini biz konjonktürel kaygılar, taktiksel hedeflerle başlatmadığımız gibi konjonktürel olarak çıkarılan krizlerle de bitirmeyiz. Çözüm süreci başlarken, bu sürecin zorlu olacağını, provokasyonlarla karşılaşacağını, içeriden ve dışarıdan bu milletin, Kürtlerin, Türklerin ve bütün milli unsurların omuz omuza vermesinden rahatsız olanların bunları provoke etmeye çalışacaklarını biliyorduk. Gördüğümüz ve bildiğimiz tehlikeden korkmayız biz. Provokasyonlara da boyun eğmeyeceğiz.SESİNİZİ YÜKSELTİN: (Bir grubun dualarla sözünü kesmesi üzerine) Bu dualar Türkmen obaları ve Kürt aşiretlerinin de ortak dualarıdır. Türkmen obaları ve Kürt aşiretlerine de buradan selam olsun. Onlar Malazgirt’te de Çanakkale’de de omuz omuzaydılar. Ne zaman bu ülkede, bu vatan tehdit altına düşmüşse hep omuz omuza oldular, olmaya devam edecekler. Ortak vicdan adına bütün partilere, sivil toplum kuruluşlarına, kanat önderlerine buradan sesleniyorum. Sesinizi yükseltin. Şehirlerimizi yok etmek isteyenlere, vandalizme karşı sesinizi yükseltin. Kardeşliğin yanında sesinizi yükseltin, dostluğun ve milli birliğin, beraberliğin yanında sesinizi yükseltin.MASKELERİ DÜŞTÜ: bugün baktığınızda birçok siyasi parti var. Ama temelde iki siyasi eğilim var gördüğümüz. Son olaylar açık şekilde ortaya koydu. Bir tek tipçi, baasçı, dayatmacı siyasi akım. İkincisi de demokratik çoğulculuğu benimsemiş her bir vatandaşına saygıyla bakan, empatiyle yaklaşan akım. Birincisinin temsilcileri belli, maskeleri düştü. Farklılıklara tahammül edemeyen tek partici zihniyetini bugüne taşıyan bir CHP bir HDP var. Birlikte Türkiye’deki şehirlerin yanmasına sebep olacak provokasyona çanak tuttular. Biz hiçbir tekçi yaklaşıma izin vermeyeceğiz.HER BİRİ HZ. HÜSEYİN: Onlar için kendilerinden olmayanın hayat hakkı yoktur. Bu olaylarda 40’a yaklaştı kayıplarımız. Ama sembol iki üç katledilen vatandaşımızdan bahsetmek istiyorum. Şehit olan Atıf Şahin’in evini ziyaret ettim. Tam bir metanetle karşıladılar bütün bu olayları. Hiçbir polis, emniyet görevlisinin dilinde nefret dili duymadım ben. Gidin de şunları cezalandırın diye bir tabir duymadım. Aksine vakur bir duruşla, ‘vatan sağ olsun, milletimizin arasına fitne girmesine izin vermeyin’ dediler. İşte bizim kültürümüz bu. Şehit edilen Atıf da Hüseyin de bu vandalizmin kurbanı oldular, 16 yaşındaki Yasin Börü de. Türktüler, Kürttüler, Amasyalılardı, onlar bu zalimlerin karşısında her biri bir Hazreti Hüseyin’dir. Amasyalı Hüseyin bir Kerbela şehidi gibi dayanışma içindeyken şehit edildi, Yasin fakirlere yardım etmek isterken şehit edildi. Allah onlara rahmet eylesin. Bu toprakları Kerbela’ya çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Katillere bu topraklarda yer olmayacak.
Siyaset
22 Ekim 2014 - 10:00
Çıkarılan Krizlerle Süreci Bitirmeyiz
Çözüm sürecine başlarken provokasyonlarla karşılaşacaklarını bildiklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, ''Gördüğümüz ve bildiğimiz tehlikeden korkmayız biz'' dedi.
Siyaset
22 Ekim 2014 - 10:00
İlginizi Çekebilir