Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD saldırısı altındaki Kobani’nin ABD için değil Türkiye için stratejik önemde olduğunu söyledi. 2. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu, dün JW Marriott Otel’de yapıldı.Erdoğan, açılış konuşmasında Türk devlet geleneğinde vatandaşı şekillendirmek, formatlamak ve tek tip birey oluşturma siyasetinin olmadığını dile getirdi. Erdoğan, bazı siyasi partilerin Kobani için sokağa çıkma çağrısında bulunduğunu kaydetti.
Erdoğan, Şöyle Devam Etti:“Ama ne oldu? Birkaç gün içinde 42 insan gösterilerde hayatını kaybetti. Üstelik hayatını kaybedenler, bizzat göstericilerin insanlık dışı saldırıları neticesinde katledildiler. Şimdi biz bunlara demokratik hak mı diyeceğiz? Bu vandallığa, bu şiddete gösteri hakkı, protesto hakkı, ifade özgürlüğü mü diyeceğiz? Dünyanın neresinde böyle bir hak, böyle bir özgürlük var? Ben batıyı bilen birisiyim. Batının neresinde ne olduğunu, güvenlik güçlerinin orada nasıl bir güç kullanımı içerisinde olduğunu gayet iyi bilen birisiyim. Orada bunlar normal karşılanırken, benim ülkemde bu noktada güvenlik güçlerim bir adım attığı zaman bunun değerlendirmesini yapanlar adil davranmalıdır diye düşünüyorum. Bizi kıyasıya eleştiren o uluslararası medyaya, o batılı siyasetçilere soruyorum; kendi ülkelerinde böyle bir vandallığa, böyle bir yağmacılığa, insan hayatına kasteden bu türden şiddete demokratik hak diyebilirler mi? Türkiye söz konusu olduğunda çok bariz bir çifte standardın devreye girdiğini görüyoruz.Erdoğan, ismini vermeden Gezi gösterileri sırasında Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesi olayına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçen yıl Gezi olayları sırasında yaralanan ve sonrasında maalesef hayatını kaybeden bir çocuğun üzülerek ifade ediyorum, ölü bedeni üzerinden her türlü aşağılık saldırıya maruz kaldık. Bir çocuğun talihsiz ölümünü Reklam aracı yapacak kadar, muhalefet aracı yapacak kadar, istismar vasıtası yapacak kadar alçaldılar. Günlerce manşetlerle, sokak olaylarıyla, içeriden ve dışarıdan kampanyalarla bize, akla, vicdana, edebe sığmayacak saldırılar yaptılar. Ta okyanus ötesinden ölen çocuğun mezhebine de vurgu yaparak, timsah gözyaşlarıyla taziyeler yayınladılar. Ancak bu gösteriler sırasında ateşli silahla kasten öldürülen Burak hiç kimsenin dikkatini çekmedi, hiç kimsenin vicdanına dokunmadı. Daha önceki hafta Diyarbakır’da vahşice öldürülen üç genç o malum çevrelerin ilgi alanlarına hiç girmedi.”‘Sessiz Kalındı’Erdoğan, Suriye’deki katliama tepkisiz kalındığını belirterek, “Suriye’de 300 bin insanın katledilmesine susacaksın, hatta bu insanlık dışı katliama destek vereceksin, ondan sonra ‘Kobani’ deyip, sağı solu yakacaksın, cinayet işleyeceksin. Kobani için bu kadar dertlisin de Kobani’nin dışındaki şehirler için niçin senin en ufak bir derdin yok. Kaldı ki Kobani’de şu an kimse yok” diye konuştu.ABD’nin hava operasyonunun IŞİD kuşatmasıyla ilgili olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Kobani eğer stratejikse bizim için stratejik. Amerika için stratejik değil. Dolayısıyla bizim burada alacağımız tedbirler önem arz ediyor.”Erdoğan, güvenlikle ilgili Meclis aşamasında olan tasarıya değinerek, “Hem güvenliği temin edeceğiz hem de özgürlükleri, demokratik standartları ileriye taşıyacağız. Polisimize, askerimize bireyin hakkını ihlal edecek yetkiler, şüphesiz ki vermeyiz” dedi.Sorun Yargıç ve SavcılardaKamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, sempozyumun açılış oturumu sonrasında basın toplantısında, yeni yargı paketinde yer alan, aramalarda “somut delile dayalı kuvvetli şüphe” şartını “makul şüphe”ye çeviren düzenlemeye ilişkin soru üzerine, “Bundan önceki yasamızda zaten ‘makul şüphe’ olayı vardı. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda” dedi.
Erdoğan, Şöyle Devam Etti:“Ama ne oldu? Birkaç gün içinde 42 insan gösterilerde hayatını kaybetti. Üstelik hayatını kaybedenler, bizzat göstericilerin insanlık dışı saldırıları neticesinde katledildiler. Şimdi biz bunlara demokratik hak mı diyeceğiz? Bu vandallığa, bu şiddete gösteri hakkı, protesto hakkı, ifade özgürlüğü mü diyeceğiz? Dünyanın neresinde böyle bir hak, böyle bir özgürlük var? Ben batıyı bilen birisiyim. Batının neresinde ne olduğunu, güvenlik güçlerinin orada nasıl bir güç kullanımı içerisinde olduğunu gayet iyi bilen birisiyim. Orada bunlar normal karşılanırken, benim ülkemde bu noktada güvenlik güçlerim bir adım attığı zaman bunun değerlendirmesini yapanlar adil davranmalıdır diye düşünüyorum. Bizi kıyasıya eleştiren o uluslararası medyaya, o batılı siyasetçilere soruyorum; kendi ülkelerinde böyle bir vandallığa, böyle bir yağmacılığa, insan hayatına kasteden bu türden şiddete demokratik hak diyebilirler mi? Türkiye söz konusu olduğunda çok bariz bir çifte standardın devreye girdiğini görüyoruz.Erdoğan, ismini vermeden Gezi gösterileri sırasında Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesi olayına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçen yıl Gezi olayları sırasında yaralanan ve sonrasında maalesef hayatını kaybeden bir çocuğun üzülerek ifade ediyorum, ölü bedeni üzerinden her türlü aşağılık saldırıya maruz kaldık. Bir çocuğun talihsiz ölümünü Reklam aracı yapacak kadar, muhalefet aracı yapacak kadar, istismar vasıtası yapacak kadar alçaldılar. Günlerce manşetlerle, sokak olaylarıyla, içeriden ve dışarıdan kampanyalarla bize, akla, vicdana, edebe sığmayacak saldırılar yaptılar. Ta okyanus ötesinden ölen çocuğun mezhebine de vurgu yaparak, timsah gözyaşlarıyla taziyeler yayınladılar. Ancak bu gösteriler sırasında ateşli silahla kasten öldürülen Burak hiç kimsenin dikkatini çekmedi, hiç kimsenin vicdanına dokunmadı. Daha önceki hafta Diyarbakır’da vahşice öldürülen üç genç o malum çevrelerin ilgi alanlarına hiç girmedi.”‘Sessiz Kalındı’Erdoğan, Suriye’deki katliama tepkisiz kalındığını belirterek, “Suriye’de 300 bin insanın katledilmesine susacaksın, hatta bu insanlık dışı katliama destek vereceksin, ondan sonra ‘Kobani’ deyip, sağı solu yakacaksın, cinayet işleyeceksin. Kobani için bu kadar dertlisin de Kobani’nin dışındaki şehirler için niçin senin en ufak bir derdin yok. Kaldı ki Kobani’de şu an kimse yok” diye konuştu.ABD’nin hava operasyonunun IŞİD kuşatmasıyla ilgili olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Kobani eğer stratejikse bizim için stratejik. Amerika için stratejik değil. Dolayısıyla bizim burada alacağımız tedbirler önem arz ediyor.”Erdoğan, güvenlikle ilgili Meclis aşamasında olan tasarıya değinerek, “Hem güvenliği temin edeceğiz hem de özgürlükleri, demokratik standartları ileriye taşıyacağız. Polisimize, askerimize bireyin hakkını ihlal edecek yetkiler, şüphesiz ki vermeyiz” dedi.Sorun Yargıç ve SavcılardaKamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, sempozyumun açılış oturumu sonrasında basın toplantısında, yeni yargı paketinde yer alan, aramalarda “somut delile dayalı kuvvetli şüphe” şartını “makul şüphe”ye çeviren düzenlemeye ilişkin soru üzerine, “Bundan önceki yasamızda zaten ‘makul şüphe’ olayı vardı. Sorun yasalarımızı uygulayan yargıçlarımızda ve savcılarımızda” dedi.