Hasan Uğur EPİRDEN
Yıl 1982...
Bir yaz gecesi...
Üstelik bayram...
Hilton Oteli havuz başında büyük bir hareketlilik göze çarpıyor...
İstanbul sosyetesinden kimi ararsanız orada...
Üstelik alışılagelmişin dışında da bir basın trafiği var! ...
Nasıl olmasın ki! ...
Bu gece çok önemli bir gece...
Önemli bir imtihan gerçekleşecek az sonra! ...
Pop müziğimizin bence gelmiş geçmiş en iyi bayan yorumcusu bu kez Türk Sanat Müziği söyleyecek! ... Yani anlayacağınız bir “As solistlik sınavı”...
Erkan Özarman'la birbirimize bakıyoruz...
Bizler de en az onun gibi heyecanlıyız...
Erkan cesur bir iş başarmış, o zamanki menajeri olarak Nükhet'i kandırmış, bendeniz de çılgınlıkta ondan aşağı kalmamış, inanılmaz bir para harcayarak kimsenin inanamadığı ve kestiremediği bu organizasyonu üstlenmişim! ...
Nükhet'i hiç sormayın? ... Havuz kabininden bozma minicik kulisinde bir minik kuş gibi çaresiz kapanmış, bol bol dua etmekle meşgul! ...
Ve dolunayın muhteşem eşliğiyle konser başlıyor...
Gül pembe tuvaletiyle bir kuğu gibi süzülüyor...
2 saatlik muhteşem bir konser...
Alkışlar... Alkışlar...
Erkan'la birbirimize sarılıyoruz...
Nükhet mutluluktan uçuyor...
Sonrası Aşiyan Gazinosu'nda devam ediyor...
Nükhet artık As solist! ...
Kim ne derse desin Nükhet'in yorumuna oldum olası hastayım! ...
Şarkı söylemiyor sadece...
Yaşıyor, yaşatıyor! ...
"Gün olur da hani bir gün benden bıkarsan...
Gün olur da hani bu evden çekip gidersen...
Sanma ki senden...
Senin uğruna verdiklerimden...
Geriye bir şey isterim sen ayrılırken...
Beni benimle bırak giderken...
Başka bir şey istemem ayrılırken...
Bana bir tek beni bırak ne olur...
Gerisi senin olsun !..."
Nükhet Duru kendisine aşırı güvenen, mücadele etmeyi seven, kolay pes etmeyen, mert, dürüst ama sırası geldiğinde bir o kadar da sevecen, romantik, hoşgörülü, insanı, hayvanları, tabiatı kucaklayabilen bir sevgi kadını! ...
Bazen hassas ve kırılgan, bazense bir vaşak kadar doğal, sevimli ve ona yakıştığı kadar da vahşi ve dişi! ...
"Size borcum yok anılar...
En güzel anılarımı verdim hepinize..."
"Ben gene sana vurgunum..."
"Kır dümeni acılarının üstüne, çek ayrılığın sürmesini gözüne...
Ya sen beni vur, değsin öldüğüme...
Ya da ben gideyim beni alıp sürgüne..."
Nükhet Duru, sanki geçen yıllarla alay ediyor? ...
Her geçen yıl gençleşen bu büyük sanatçıya hayran olmamak elde değil? ...
Sesinin yanında o hüzünlü ve buğulu bakışları, hala gençliğini ve tazeliğini koruyan vücudu sahnede onu devleştiriyor! ...
"Ayrılmadan önce güzel sevgilim,
Bütün ıstırabı hep bana yükle,
Ne diyecektim, tutuldu dilim
Al gönlümü diyar sürükle..."
Kırgınlıklar, küskünlükler, tökezlemeler, yeniden başlamalar...
Ve sanki dün başlamış gibi bir heyecan... Uzun bir müzik hayatı...
Ve... Daima zirvede kalabilme başarısı...
Kişiliğinden, kalitesinden zerre kadar ödün vermeden? ...
Ve... Her şeyden önemlisi... Kimseleri kırmadan? ...
Daha nice senelere Nükhet? ...
Bir mektup yazdım sana...
Bir resim, bir çiçek...
Birde göz yası var içinde...
Bir mektup yazdım sana...
Ellerim, gözlerim...
Bütün umutlarım içinde sevgilim...
Aç bak, ne çok özlemişim seni...
İçimde bir nefes gibi...
Bir mektup yazdım sana...
Rengimiz sesimiz...
Bir de şarkimiz var içinde...
Bir mektup yazdım sana...
Bir ömür, bir hayat...
Kendimi gönderdim içinde...