Alanında uzmanların büyük bir ilgi gösterdiği "Kent İçi Ulaşım ve Çevre Paneli" 17 Ekim Cumartesi günü 10:30-17:00 saatleri arasında Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda gerçekleşti. İstanbul Barosu Çevre Ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Alev Seher Tuna başkanlığında düzenlenen “Kent İçi Ulaşım ve Çevre Paneli”nde İstanbul’da yaşayan herkesi yakından ilgilendiren “Kent İçi Ulaşım ve Çevre” tartışıldı.CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın da katıldığı panelin açılışında konuşan İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Alev Seher Tuna, sağlıksız bir kentleşmenin yaşandığı İstanbul’da kentli haklarının ihlal edildiğini, teknolojik gelişmeler ve toplumsal ihtiyaçlara bağlı olarak artan motorlu taşıtların önemli bir çevre sorununu da beraberinde getirdiğine dikkat çekti.Av. Alev Seher Tuna, genelde küreselleşme süreciyle Türkiye’nin dünya sistemine eklemlenebilmesi, Avrupa-Ortadoğu ve Asya arasında üstlenmeyi öngördüğü merkez rolünü üstlenebilmesi için, uluslararası ulaştırma ağına güçlü bir biçimde entegre olmayı gerektirdiğini söyledi.İstanbul’un, Lojistik ve Uluslararası Finans Merkezi olarak yapılandırıldığını, bu nedenle Ataşehir’i Finans merkezi olarak planlayıp, tüm ulaşım sistemleriyle en kısa sürede Ataşehir’e ulaşmak hedeflendiğini belirten Av. Alev Seher Tuna, Üçüncü Hava Limanı ve Üçüncü Köprünün, bağlantı yolları ve tünellerin bu amaçla yapıldığını ve İstanbul’un Londra ve Dubai ile yarıştırıldığını ifade etti. Uzun yıllar ihmal edilen yatırımlar, yanlış uygulamalar ve plansız çalışmalar sonucunda İstanbul ulaşımının, kentin ihtiyaçlarına cevap veremediğini kaydeden Av. Alev Seher Tuna, “Trafik yönetiminin yetersizliği nedeniyle özellikle İstanbul’da ulaşım sorunu yaşamımızda ilk sırayı almakta, kaza ile değil, insanlar artık trafik nedeniyle çok rahat cinayet işler hale gelmiştir” dedi.Açılış konuşmasından sonra Av. Alev Seher Tuna’nın yönettiği panelin ‘Herkes için ulaşım’ konulu ilk oturumunda Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. N. İlker Çolak “Kent içi Ulaşım Planlamasında Yasal ve Yönetsel Çerçeve” konulu bir sunum yaptı.Kent içi ulaşımın 3030 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanununun 7. ve 9. maddeleri ile 5393 sayılı Belediye Kanununun 14. Maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda düzenlendiğini belirten Dekan Çolak, ulaşım planlaması ve bu planlamanın yasal, yönetsel çerçevesi hakkında ayrıntılı bilgi verdi.Oturumun ikinci konuşmacısı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kevser Üstündağ konuşmasında yaya hakları üzerinde durdu. Üstündağ, şehir planlamasında, ulaşımda yayaların, bisikletlilerin yeri ve ulaşım zorluklarını gündeme getirdi.Panelin ‘Kentsel Ulaşım-Planlama” konulu ikinci oturumunu İstanbul Barosu Eski Başkan Yardımcısı Av. Filiz Saraç yönetti.Bu oturumda konuşan Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman ‘Ulaşım Planlaması’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Kahraman, sunumunda, İstanbul ana ulaşım planı ve uygulamalarını görsel olarak anlattı. Kahraman, ulaşım planlamasına yönelik herhangi bir yasal düzenlemenin mevcut olmadığını, Belediyelere kent içi ulaşımla ilgili görev verilmesine rağmen, belediyelerin bu görevi yasal düzenleme olmadığı için yerine getiremediklerini anlattı.İnşaat Mühendisleri Odası Temsilcisi Prof. Dr. Güngör Evren, yapılaşmanın ulaşıma etkisi konusunda, göç, artan nüfus ve yanlış yatırımlar sonucu ulaşımın çözümsüz hale getirilmesini gündeme taşıyan bir bildiri sundu.Mimarlar Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Y. Mimar Burak Kağan Yılmazsoy, İmar Planlama sürecinde ulaşım planlamasının önemi ve imar ve ulaşımın birlikte planlamasının gerekliliği konusunda sunum yaptı. Yılmazsoy, Kent planları hazırlanırken ulaşım planı hazırlanmadığı için kent içi trafiğin içinden çıkılmaz hale geldiğini ve esaslı çözüm bekleyen bir hal aldığını dile getirdi.İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Alev Seher Tuna’nın yönettiği panelin ‘Ulaşım ve Çevre’ konulu oturumunda konuşan makine Mühendisleri Odası Eski Başkanı-İBB Teknik İşler Eski Başkanı Engin Algül, ‘Kent İçi Ulaşım ve Trafik Sorunları/Çözümleri’ konulu bir sunum yaptı.
Algül konuşmasında, ulaşımın alt yapısının, yollar-taşıt depolama-terminal alanları, üst yapısının ise taşıtlar ve trafikten oluştuğunu belirtti ve çözüm önerilerini sıraladı.Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Şahin, sunumunda bütünleşik ulaştırma, sürdürülebilir ulaşım konusunu işledi. Şahin, İster kent içi olsun, ister kentler arası olsun tüm ulaşım sistemlerinin birbirleriyle bağlantılı olması gerektiğine dikkat çekti.Panelin son konuşmacısı Çevre Mühendisleri Odası Temsilcisi Menekşe Kızıldere sunumunda, ulaşım sistemlerinin, çevreye, insan sağlığına, kara-hava ve deniz ekosistemine olumsuz etkilerini anlattı. Kızıldere, Hava kirliliği, iklim değişikliği, gürültü kirliliğinin tüm canlılara etkisi ve alınması gereken önlemler konusunda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.Çevre Mühendisleri Odası Temsilcisi Menekşe Kızıldere, araçların yakıtları ile ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından öne sürülen “Kurşunlu Benzin Kullanımının Aşamalı Olarak Kaldırılması” bildirgesi uyarınca bu bildirgeyi imzalayan ülkelerin 1 Ocak 2005 tarihine kadar karayolu araçlarında kurşunlu benzin kullanımına son verdiklerini ancak Türkiye’nin bu belgeyi imzalamadığını bildirdi.Panelin tamamlanmasından sonra FORUM bölümüne geçildi.Forumda söz alan Gemi Mühendisleri Odası Eski Başkanı Tansel Timur, üç tarafı deniz olan İstanbul’un deniz ulaşımından gerekli payı alamadığını, Engin Algül, raylı sistemler ve özellikle Marmaray’ın ulaşıma katkısını, Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, İstanbul ulaşımı ile ilgili hazırladıkları raporların dikkate alınmadığını, Mühendis ve Sanayici Necmi Yelkikanat İstanbul’a ilişkin ulaşım çözüm önerilerini paylaştı.FORUM SONUÇ BİLDİRGESİGünümüzde yeterli ve çağdaş ulaşım hizmeti olmaksızın sosyal ve ekonomik hayatı canlı ve dinamik tutmak mümkün değildir.Zira hızlı ve çarpık kentleşme, sanayileşme ve nüfus artışının beraberinde getirdiği olgular, ulaşım ve trafik sorunlarına da yansımaktadır.Ulaştırma kendi basına bir ekonomik faaliyet olduğu gibi diğer sektörlerle yakın ilişkisi olan ve bu sektörleri olumlu yönde etkileyen bir hizmet sektörüdür.Ulaşım politikaları; ister kent içini, ister kentler arasını kapsasın, sonuçta toplum yararını gözeten, tüm ulaşım alternatiflerini (Kara, Deniz, Hava ve Demiryolu) değerlendiren Kombine taşımacılığı (seri, ekonomik, çevreci, güvenli ve hızlı taşımacılık) esas almak durumundadır.Bu çerçevede ulaşımda benimsenmesi gereken çağdas yaklaşımlar ve politikalar en genel anlamıyla;_ Bütün ulaşım biçimlerini birbirleriyle ilişkilendiren,_ Taşıtlara değil, insanlara öncelik veren,_ Yatırım ve işletmecilikte mevcut alt yapı-tesis ve kaynakların verimli ve etkin kullanılmasına odaklanan,_ Yatırım ve işletme giderlerini en azda tutan,_ Çevresel, kentsel, insani, sosyal ve tarihi değerleri bozmayan, tersine koruyan ve destekleyen,_ Her aşamada toplumun ilgili kesimleri ve meslek örgütlerinin karar süreçlerine katılımını sağlayan,_ Modern teknolojilerin kullanımında maliyet etkinliğini ön planda tutan ulaşım türleri projelerinin yöntem ve tekniklerinin öncelikle kullanılmasını kapsar.Gelişmiş ülkelerde bireysel ulaşımın karşı konulmaz yükselişine karşın “toplu taşımacılık” politikaları öne çıkarılmaktadır.Mevcut yolları en verimli ve çevreye en az tahribat verecek şekilde; araçlara değil, insanlara öncelik vererek planlamaktadırlar.Özellikle kentler içinde trafiğin akısı için katlı kavşaklar yapılmamakta, tersine yaya geçişleri ve kavşaklardaki sinyallerle trafiğin genel hızı ve hareketi daha kolay ve bilinçli bir şekilde planlanmaktadır.Bugün Avrupa’nın birçok kentinde ve özellikle metropol kentlerde merkeze yönelen yollardaki taşıt trafiğini (yoğunluğunu) kontrol edebilmek için var olan otopark alanları azaltılmaktadır.Kent merkezine artık katlı otopark ve katlı kavsak gibi sorunu göreceli olarak çözmeye yönelik yatırımlardan vazgeçilmekte ve araçların kent merkezine yığılması önlenmektedir.Ulaşım planlamasında “araçların erişebilirliğinin sağlanması yerine, insanların daha kısa sürede, daha güvenli, daha konforlu, daha ekonomik ve çok sayıda taşınmasını sağlamak olduğu” ve bunun da ancak toplu taşım araçları ile gerçekleşebilecegi temel ilke olarak kabul edilmiştir.Kentsel ulaşım planlaması yapılırken dikkat edilmesi gereken temel kriterlerden biri de; var olan ulaşım ağı ve toplu taşıma sistem ve olanaklarından hangi düzeyde yararlanılabildiğidir.• Kentlerimizin zengin bir doğal, tarihi ve kültürel mirası bulunmaktadır. Kente yönelik; doğal, tarihi ve kültürel mirasın korunmasında, noktasal müdahalelerin yanı sıra, uzun dönemli ve bütüncül kent planları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.• Kentler insanlar içindir. Kentsel ulaştırmada amaç, araçların değil, insanların hareket özgürlüğünü sağlamak ve kentsel etkinliklere erişimlerini kolaylaştırmaktır. Toplu tasıma sisteminin erişebilirliğini ve hizmet düzeyini yükselterek, yolcu taşımacılığı içindeki payını artırmaktır.• Kentlerdeki ulaştırma çözümleri taşıtların değil insanların hareketliliğini esas almalıdır. Otomobil ve kent birbirine uymayan mekân profiline sahiptir. Kent-otomobil ilişkisini çözmenin yolu;- Artan otomobil sayısı karsısında daha fazla yol,- Daha fazla otopark,- Daha fazlı katlı kavsak,- Daha fazla alt üst geçitler,- Daha hızlı kent geçişleri yaparak “kentleri otomobillere uydurmak değil”, yaşanabilir bir kent için “otomobili insan ve kente uydurmaktır.”Bunun için en önemli koşul; yaya ve bisiklet ulaşımı ile birlikte raylı sistem ve deniz ulaşımı basta olmak üzere toplu tasıma sistem niteliklerinin geliştirilip kullanımı artırılırken, otomobile ayrılmış olan kent mekânlarının planlı bir şekilde azaltılmasıdır.Bunun için de:b) Fiziksel kısıtlamalar; kentin merkez bölgesine otomobil girişinin yasaklanması ile birlikte bu bölgelerde yaya alanları oluşturulmalıdır.c) Otopark politikaları ile kısıtlama; merkez bölgelerini de yeni otopark alanları yaratmayarak otomobiller için çekici olmaktan çıkarılmalıdır.d) Merkez bölgeleri dışında özellikle raylı sistem durakları yakınında tesisler kurarak raylı sisteme aktarımları kolaylaştırmalıdır.e) Merkez bölgelerinde var olan otopark maliyetleri ve park süreleri otomobil sahipleri için caydırıcı olmalıdır.f) Toplu tasıma sistemleri birbirlerine seçenek oluşturmak yerine birbirini besler ve tamamlayacak nitelikte olmalıdır.Bu nedenle: Raylı sistemler aşamalı bir şekilde yaygınlaştırılmalıdır.
Algül konuşmasında, ulaşımın alt yapısının, yollar-taşıt depolama-terminal alanları, üst yapısının ise taşıtlar ve trafikten oluştuğunu belirtti ve çözüm önerilerini sıraladı.Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Şahin, sunumunda bütünleşik ulaştırma, sürdürülebilir ulaşım konusunu işledi. Şahin, İster kent içi olsun, ister kentler arası olsun tüm ulaşım sistemlerinin birbirleriyle bağlantılı olması gerektiğine dikkat çekti.Panelin son konuşmacısı Çevre Mühendisleri Odası Temsilcisi Menekşe Kızıldere sunumunda, ulaşım sistemlerinin, çevreye, insan sağlığına, kara-hava ve deniz ekosistemine olumsuz etkilerini anlattı. Kızıldere, Hava kirliliği, iklim değişikliği, gürültü kirliliğinin tüm canlılara etkisi ve alınması gereken önlemler konusunda dikkat çekici açıklamalarda bulundu.Çevre Mühendisleri Odası Temsilcisi Menekşe Kızıldere, araçların yakıtları ile ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından öne sürülen “Kurşunlu Benzin Kullanımının Aşamalı Olarak Kaldırılması” bildirgesi uyarınca bu bildirgeyi imzalayan ülkelerin 1 Ocak 2005 tarihine kadar karayolu araçlarında kurşunlu benzin kullanımına son verdiklerini ancak Türkiye’nin bu belgeyi imzalamadığını bildirdi.Panelin tamamlanmasından sonra FORUM bölümüne geçildi.Forumda söz alan Gemi Mühendisleri Odası Eski Başkanı Tansel Timur, üç tarafı deniz olan İstanbul’un deniz ulaşımından gerekli payı alamadığını, Engin Algül, raylı sistemler ve özellikle Marmaray’ın ulaşıma katkısını, Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, İstanbul ulaşımı ile ilgili hazırladıkları raporların dikkate alınmadığını, Mühendis ve Sanayici Necmi Yelkikanat İstanbul’a ilişkin ulaşım çözüm önerilerini paylaştı.FORUM SONUÇ BİLDİRGESİGünümüzde yeterli ve çağdaş ulaşım hizmeti olmaksızın sosyal ve ekonomik hayatı canlı ve dinamik tutmak mümkün değildir.Zira hızlı ve çarpık kentleşme, sanayileşme ve nüfus artışının beraberinde getirdiği olgular, ulaşım ve trafik sorunlarına da yansımaktadır.Ulaştırma kendi basına bir ekonomik faaliyet olduğu gibi diğer sektörlerle yakın ilişkisi olan ve bu sektörleri olumlu yönde etkileyen bir hizmet sektörüdür.Ulaşım politikaları; ister kent içini, ister kentler arasını kapsasın, sonuçta toplum yararını gözeten, tüm ulaşım alternatiflerini (Kara, Deniz, Hava ve Demiryolu) değerlendiren Kombine taşımacılığı (seri, ekonomik, çevreci, güvenli ve hızlı taşımacılık) esas almak durumundadır.Bu çerçevede ulaşımda benimsenmesi gereken çağdas yaklaşımlar ve politikalar en genel anlamıyla;_ Bütün ulaşım biçimlerini birbirleriyle ilişkilendiren,_ Taşıtlara değil, insanlara öncelik veren,_ Yatırım ve işletmecilikte mevcut alt yapı-tesis ve kaynakların verimli ve etkin kullanılmasına odaklanan,_ Yatırım ve işletme giderlerini en azda tutan,_ Çevresel, kentsel, insani, sosyal ve tarihi değerleri bozmayan, tersine koruyan ve destekleyen,_ Her aşamada toplumun ilgili kesimleri ve meslek örgütlerinin karar süreçlerine katılımını sağlayan,_ Modern teknolojilerin kullanımında maliyet etkinliğini ön planda tutan ulaşım türleri projelerinin yöntem ve tekniklerinin öncelikle kullanılmasını kapsar.Gelişmiş ülkelerde bireysel ulaşımın karşı konulmaz yükselişine karşın “toplu taşımacılık” politikaları öne çıkarılmaktadır.Mevcut yolları en verimli ve çevreye en az tahribat verecek şekilde; araçlara değil, insanlara öncelik vererek planlamaktadırlar.Özellikle kentler içinde trafiğin akısı için katlı kavşaklar yapılmamakta, tersine yaya geçişleri ve kavşaklardaki sinyallerle trafiğin genel hızı ve hareketi daha kolay ve bilinçli bir şekilde planlanmaktadır.Bugün Avrupa’nın birçok kentinde ve özellikle metropol kentlerde merkeze yönelen yollardaki taşıt trafiğini (yoğunluğunu) kontrol edebilmek için var olan otopark alanları azaltılmaktadır.Kent merkezine artık katlı otopark ve katlı kavsak gibi sorunu göreceli olarak çözmeye yönelik yatırımlardan vazgeçilmekte ve araçların kent merkezine yığılması önlenmektedir.Ulaşım planlamasında “araçların erişebilirliğinin sağlanması yerine, insanların daha kısa sürede, daha güvenli, daha konforlu, daha ekonomik ve çok sayıda taşınmasını sağlamak olduğu” ve bunun da ancak toplu taşım araçları ile gerçekleşebilecegi temel ilke olarak kabul edilmiştir.Kentsel ulaşım planlaması yapılırken dikkat edilmesi gereken temel kriterlerden biri de; var olan ulaşım ağı ve toplu taşıma sistem ve olanaklarından hangi düzeyde yararlanılabildiğidir.• Kentlerimizin zengin bir doğal, tarihi ve kültürel mirası bulunmaktadır. Kente yönelik; doğal, tarihi ve kültürel mirasın korunmasında, noktasal müdahalelerin yanı sıra, uzun dönemli ve bütüncül kent planları hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.• Kentler insanlar içindir. Kentsel ulaştırmada amaç, araçların değil, insanların hareket özgürlüğünü sağlamak ve kentsel etkinliklere erişimlerini kolaylaştırmaktır. Toplu tasıma sisteminin erişebilirliğini ve hizmet düzeyini yükselterek, yolcu taşımacılığı içindeki payını artırmaktır.• Kentlerdeki ulaştırma çözümleri taşıtların değil insanların hareketliliğini esas almalıdır. Otomobil ve kent birbirine uymayan mekân profiline sahiptir. Kent-otomobil ilişkisini çözmenin yolu;- Artan otomobil sayısı karsısında daha fazla yol,- Daha fazla otopark,- Daha fazlı katlı kavsak,- Daha fazla alt üst geçitler,- Daha hızlı kent geçişleri yaparak “kentleri otomobillere uydurmak değil”, yaşanabilir bir kent için “otomobili insan ve kente uydurmaktır.”Bunun için en önemli koşul; yaya ve bisiklet ulaşımı ile birlikte raylı sistem ve deniz ulaşımı basta olmak üzere toplu tasıma sistem niteliklerinin geliştirilip kullanımı artırılırken, otomobile ayrılmış olan kent mekânlarının planlı bir şekilde azaltılmasıdır.Bunun için de:b) Fiziksel kısıtlamalar; kentin merkez bölgesine otomobil girişinin yasaklanması ile birlikte bu bölgelerde yaya alanları oluşturulmalıdır.c) Otopark politikaları ile kısıtlama; merkez bölgelerini de yeni otopark alanları yaratmayarak otomobiller için çekici olmaktan çıkarılmalıdır.d) Merkez bölgeleri dışında özellikle raylı sistem durakları yakınında tesisler kurarak raylı sisteme aktarımları kolaylaştırmalıdır.e) Merkez bölgelerinde var olan otopark maliyetleri ve park süreleri otomobil sahipleri için caydırıcı olmalıdır.f) Toplu tasıma sistemleri birbirlerine seçenek oluşturmak yerine birbirini besler ve tamamlayacak nitelikte olmalıdır.Bu nedenle: Raylı sistemler aşamalı bir şekilde yaygınlaştırılmalıdır.