Dinci, İslamcı, Ümmetçi, Şeriatçı Nedir?
Gazeteci olmak, yazar olmak… Aydın olmak! Bazı ellerde kalem; ilmin ışığı “aydınlık”; bazı ellerde ise keskin bir kılıç ve “karanlık”! Türkiye'yi aydınlatmak ve kaderiyle oynamak arasındaki ince çizginin sorumluluğu… Kendilerine “Yazar” denilen tetikçiler… Kalemin namlusundan bakarak sözcükleri katledenler… Kalemiyle insanlığı vuran ülkenin kalbine hançer saplayanlar… Sözcük katilleri…Halkın vekili diye yola çıkıp, "dâhilî ve haricî bedhahların" etkisine girip söylemleri ile arkadan hançerleyen siyasiler... İslami istismarcıları “İslamcı”, Din istismarcılarını “Dinci”, Hz. Resulullah Efendimizi ve değerlerini çıkarlarına kullanan ümmet istismarcılarını “Ümmetçi”, Kuran’ın emirlerini istismar edenleri “Şeriatçı” diye anlatan “sözde aydınlar"… Yazılarının satır aralarına bu şekilde taşıyan "sözde yazarlar" ve haberlerinde bu şekilde kullanan "sözde medya organları"… Söylemlerinde kullanan "sözde siyasetçiler!"...
Bu ülkenin vebalini sizler taşıyorsunuz…
Toplumda farklı bir algı oluşturmaya çalışırken, bu sihirli kelimeleri hatalı kullanarak ülkenin geleceğini kararttığınızın farkında mısınız?
Dinci, İslamcı, Ümmetçi, Şeriatçı nedir biliyor musunuz? Toplumun bu kelimelerle ilgili algısının farkında mısınız? Toplumun algısında; “Dinci” dini seven, “İslamcı” İslam’ı seven, “Ümmetçi” ümmeti seven değil midir? "Şeriat"ın eş anlamının toplumun algısında "Kuran’ı Kerim" demek olduğunu biliyor musunuz? “Şeriatçı” bu algı çerçevesinde Kuran’ı seven olmuyor mu? Ayrıca; Dünya’da Kuran-ı Kerim ışığında yönetilen bir ülke var mı? İslami kimlikli olduğunu ileri süren ülkeleri ve Arap ülkelerini alfabesinden dolayı “Şeriatla yönetiliyor” diye yutturanlar! Siz hiç onların yasalarına baktınız mı? Kuranı gerçek anlamda rehber alarak hangi ülke anayasasını düzenlemiş?
Arabistan, İran veya hiçbir ülke gerçek anlamda "şeriat"la yani "Kuran hükmüyle" yönetilmiyor... Böyle bir ülke dünyada yoktur... Ayrıca; Toplumsal anlayış ve algıda; "Atatürkçü" denilince ne anlaşılır? "Atatürk’ü seven, takdir eden" değil mi? "Milliyetçi" demek, "milli değerlerine sahip olan ve seven" değil mi? "Türkçü" demek "Türkü", "Cumhuriyetçi" demek "Cumhuriyeti" seven benimseyen değil midir? ÖRNEK:Gazeteci, yazar, siyasetçi veya aydın bir kişinin, sözlü veya yazılı mesaj ile "dini, İslam’ı kullanan, istismar eden" birini veya birilerini Anadolu’daki sade Müslüman vatandaşa anlatmak ve korunmasını veya önlem almasını sağlamak istediğini düşünelim. “Din veya İslam düşmanı, istismarcısı” anlatılırken “Bu şahıs dinci, İslamcı” dediği zaman Anadolu’daki sade Müslüman vatandaşta oluşan ilk algı, “Dini seven, İslam’ı seven” oluyor.
Bu arada algı tersine dönüyor ve aslında uyarıda bulunan ve "istismarcıyı" halka anlatan kişi “Din veya İslam düşmanı, istismarcısı”, olarak algılanıyor. Taraf olmakla ilgili etkide, bu ters algılama ile "istismarcılar kahraman", "uyaranlar istismarcı" konumuna yer değiştiriyorlar. Bu algıyı çıkarına kullananlar da bu yöntemle halkı istismar ediyorlar! Ve bu istismara, bilerek veya bilmeyerek; gazeteci, yazar, siyasetçi ve aydınlar sebep oluyor! Peki, toplumların algısının farkında olmayan gazeteci, yazar, siyasetçi veya aydın olabilir mi?
“Dinci”, “İslamcı”, “Ümmetçi”, “Şeriatçı” ile tanımlanan ters algı, Dini, İslam’ı, Ümmeti, Şeriatı kullanan, istismar edenleri toplumsal algıda yüceltince ve olumlu gösterince asıl çarpıklık olmaz mı?
Evet; toplumun bu manevi değerlerinin istismar edilmemesi, temel algılarının çarpıtılmaması için, gazeteci, yazar, siyasetçi, aydınlar, yazan ve konuşan herkes sorumludur. Altını çiziyorum:Toplumsal algıda; “Dinci” dini seven, “İslamcı” İslam’ı seven, “Ümmetçi” ümmeti seven, “Şeriatçı” şeriatı yani Kuran’ı sevendir.Dini, İslam’ı, Ümmeti, Şeriatı kullanan, istismar edenleri bu kelimeler anlatmaz! …
Işığı olmayan aydın, kirlenmiş siyasetçi, bilgisi olmayan gazeteci ve yazar ülkeyi karanlığa götürür!Sevgiyle kalın…
Ahmet Kaplan