Yeni yılın ilk yazısı kıvamında yazıyorum bu yazıyı. Koca bir yılı geride bırakmış, 2018’i koluma takmış yürüyorum yine bildiğim yolda. Kendi hikayemi yazıyorum herkes gibi.
Büyük büyük sözler edesim var, bu yazıda. Kocaman isyan edişlerim, hayata serzenişlerim, hayallerim. Yazmakla başladı ya benim hikayem, onunla devam edecek işte. Cicili bicili bir defter aldım geçenlerde. Mürekkebi henüz kurumamış acıları, çeyizlik yemenilere sarılı umutları, soğuk korkuları yazacağım buraya. Hüzünlerim bir şal gibi dökülürken omuzlarımdan, kahkahalar düşecek sayfalardan. Düşlerimi yazacağım, anılarımı, umutlarımı. Amin diyeceğim olmayacak dualarım, taşacak yapraklardan. Olamaz mı?
Ne yani, yoksa siz hiç bir yalanı öpmediniz mi dudaklarından?
Ne yani, yoksa siz hiç bir yalanı öpmediniz mi dudaklarından?
Yeni yıl, yeni kararlar demek. Sizi bilmem ama bana önce yeni bir kafa gerek. Eskisi fazla düşünüyor, beni bozuyor. En sevdiğim spor, ‘boşa kürek çekmek’, eh biliyorum doğrusu bundan artık vazgeçmek. Tamam anlıyorum, insanları olduğu gibi kabul etmek gerek de bunlar daha ‘olmamış’, onları ne yapacağız be mübarek?
Ben artık susuyorum valla. Suskunluğum da asaletimden falan değil, bıktım laf anlatmaktan ama derdimi anlatamamaktan. İyi tarafı, artık korkmuyorum yanlış anlaşılmaktan çok da umurumda değil açıkçası. Kaybettiklerime yanıyorum zaman zaman da, vazgeçtiklerim acıtmıyor artık canımı. Düşmeyecek kadar sağlam atıyorum adımlarımı, kanmayacak kadar akıllı, hissedebilecek kadar duyarlıyım. Siz buna olgunluk diyorsunuz, ben ise yorgunluk.
Geçer efendim geçer, bu da geçer. Neler neler geçmedi ki?...
Neyse ki ‘İyiki’lerim, ‘keşke’lerimden fazla. O da bir şans pekala. Geçen ömrümün tamamı gibi son yılda da yapmadığım şeyler için pişmanlık duydum hep, yaptıklarım için değil. Bence bu iyi bir şey. Genelde gülüp geçiyorum ama sövüp geçtiklerim de var tabi, yalan yok. Bu yıl umutsuzluk lafını naftalinleyip sandığa kaldırdım, hayallerimi ise renklilerle yıkadım. Upuzun bir ‘yapılacaklar’ listesi hazırladım; Gidilecek yerler, gezilecek ülkeler, farklı kültürler, değişik yemekler, müzikler. Bir sürü kitap aldım bir de LeonardCohen CD’leri; Yazarken dinlemek için. Sinema kadar tiyatroya da vakit ayıracağım bu sene, gerçek sanat orada çünkü. Bir yere varmak için önce kendine uğramalı insan, varılacak tüm yollar kendinden geçiyor çünkü. Ben de kendime uğrayacağım en çok, kendimi mutlu etmeye, sevmeye çalışacağım. Deli demesinler diye yapamadığım her şeyi bu sene yapacağım valla. Ömür kısa, kuşlar uçuyor, zaman geçiyor. Derlerse de desinler canım, hem sütün kaymağı, kadının manyağı makbuldür.
Dedim ya kendimden geçen yollarda yürüyeceğim yavaş yavaş, bu etrafımdaki insanlar için de öyle arkadaş. Alttan almaktan bıktım, altını üstüne getireceğim artık. Konuyla alakası yok da bunu deyince Şems-i Tebriz’in o çok sevdiğim sözü geldi bak aklıma;
“Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
O kadar çok kişi var ki hayatta, düzeni bozmaktan, çizgiden çıkmaktan ödü kopan. Yeni bir hayata başlamaktan, yeni insanlara alışmaktan, olmak istediği kişi olmaktan korkan. Oysa hayat kısa, kuşlar uçuyor. İleride keşke cesaretimi toplasaydım, aklımı kullansaydım diyerek hayıflanmamak, pişman olmamak için gün bugün. Çünkü telafisi olmayan şeylerin izahı da geçersizdir.
Etraftakiler diyordum, çevremizdekiler; Yeni yılda herkes kendi belirleyecek hayatımdaki yerlerini. Başımın üstü de müsait, ayağımın altı da. Hep yazıyorum bence biraz da çizme zamanı. Altını çizdiklerim oldum renkli kalemlerle, üstünü çizdiklerim de. Yapmayayım diyorum, etmeyeyim diyorum ama kendimi tutamıyorum. Bazılarını sarımsaklasak da mı saklasak, boğup denize mi atsak karar veremiyorum. Adam yerine koyduklarımı, koyduğum yerde neden bulamıyorum, onu da bilmiyorum.
Ama artık akıllandım, kalbime aldıklarımla kaale almadıklarımı ayırabiliyorum. Mecnun sanırken bazılarını, kafam baya Leylaymış, şimdi anlıyorum. Kaçan kovalanır diyorlar ya, ben ona inanmıyorum. Gelen ağırlanır, giden uğurlanır bizim buralarda. Bu vaziyet, yeni yılda da aynen geçerli. Sevecek olan adam gibi sevsin, içimde selası okunanların da Allah taksiratını affetsin!
Yeni yılda yapılacaklar demişken şu kilo meselesini de unutmamak lazım. Erkeği bitiren çek ve senet, kadını bitiren kek ve börek. Ondan bu mevzuya da dikkatle eğilmek lazım.
“Beni beğenen böyle beğensin” diyorsun ya beğenmiyorlar be güzel kardeşim, kastırma. Bu yıl ki meteforum; “İstediklerini yersen, istediklerini giyemezsin !”, olay bu kadar basit valla. İyi tarafından bakarsan da; Diyet, kaybederken kazandığımız tek şey aslında…
İşte böyle. Yeni yıl, yeni planlar, yapılacaklar. Korkmayın, biz bu yılın da üstesinden gelir, geldiğine geleceğine pişman ederiz evelallah. Yahu biz; “Arkası gelmez dertlerimin bıktımillallah” şarkısıyla göbek atan bir nesiliz,normal olduğumuzu söyleyebilir miyiz?
Bence yapılması gereken, artık önümüze bakma, durum kaçınılmazsa keyif almaya çalışma.
O halde hazır mısınız ?
Bu yıl artık gidiyoruz; Kimilerinin hoşuna, kimilerinin zoruna! …
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: @cansenerdogan