SEZON FİNALİ
İnanması zor geliyor şöyle bir geri dönüp bakınca, koca bir kışın geride kaldığına. Dile kolaylar günler, aylar, karlar geldi geçti. Okullar, sınavlar, işler, güçler, yetiştirilmesi gereken ödevler, projeler. Erkenden kararan hava, sabahın erken saatlerinde, henüz karanlıkken düşülen yollar, yanan lambalar… İşte o zamanlarda kurulan tüm hayaller yaza dairdir, dinlenmeyle gezmeyle ilgili planlar…
En çok hayali kurulan mevsimdir yaz…
Sevgiliyi bekler gibi, vuslata erer gibi beklenir nedense.
Uzun ve soğuk kış gecelerinde sohbeti yapılır uzun uzadıya, planlar yapılır; nereye gidilecek diye acaba...
Uçsuz bucaksız, masmavi bir denizin hayalidir kurulan, ıssız bir kumsalda sonsuzluğa koşma…
Güneşi teninde duyumsamaktır, zamanı an’lara kavuşturma ve yollarda değil de yazlarda gezinmek vardır, biraz gamsız, biraz da umarsızlıkla…
Tatil… Adı bile kıpırtılar uyandırıyor biz modern zaman savaşçılarının yüreğinde…
Bir şeylerin bitmesi ile başlaması arasında olan süreçte, yalnızca senin bildiğin kutsallığı yaşamak derinlerde bir yerlerde… Yaşadığın her şeye şöyle biraz uzaktan, bir şehrin sınırları dışından bakmak. Bir otobüsün, arabanın, uçağın camına başını yaslamak, bir yerlere ama önce kendi içinde bir yolculuğa çıkmak. Seni sıkan, bunaltan her şeyi şehirde yüzüstü bırakıp topuklarını vura vura uzaklaşmak, yaşadığın şehri tam kalbinden bıçaklamak.
Hayali ve beklemesi, en az kendisi kadar güzel olan süreç tatil. Tatile gitmek kadar tatile gidebilme ihtimalini de sevebilmektir yani. Şemsiye ebatlarında kocaman hasır bir şapka takarak saklanmak güneşten ama aslında işten, güçten, şehirden, trafikten. Biraz deniz, biraz uyku, parmak arası terliktir tatil. Uçuş uçuş beyaz bir elbise, mavi desenli bir gömlek ve çikolata değmiş bir tenle kendi kendine iken bile gülümseyebilmek, saçlarını altına gizlendiği metal tokadan kurtarıp rüzgâra bırakmak, kanat çırpan dinginlik kelebeklerini de yüreğinden salmaktır.
Kimi kez sırtında bir çanta, başında kenarlı bir şapkayla yola düşmektir tatil, yeni yerler görmek, dehlizler keşfetmek için. Bazen evde oturmak, müziği açmak, bir şey düşünmeden öylece boşluğa bakmak, kendinle kalmaktır. Şehri, gidenlerden teslim alıp kalan olmaktır bazen de; Daha önce gitmediğin yerlere gitmek, yeni tatlar keşfetmek, müzeleri, galerileri görmek, konserleri takip etmektir. Ama en çok da, denizdir, kumdur, güneştir. Kendine yakışmayan bir hırçınlıkla sahile vurup geri dönen dalga seslerini fon yapıp kulağına, uzanmaktır gözleri kapalı halde şezlongda. Yerde duran fıstık yeşili plaj çantasından, en sevdiğin kitabı çıkarıp bastırmaktır göğsüne, tuhaf bir sevinçle. Güneşin boynuna sarılıp okumaktır kitabı onun himayesinde. Hiçbir şeyin sonu yokmuş gibi denize bakmak ve dalga sesleri eşliğinde uyuyakalmaktır sessizce. Sonra sonsuzda, uzaktan gelen kahkaha sesleri, müziğin tatlı ezgileri, rüzgârın ılık esintisiyle uyanmak, keyifle gerinmek ve tekrar gözlerini kapamamak, mümkünse hiç uyanmamaktır. Bir an için hayatta tek problemin, akşam ne giyeceğine karar vermek yâda okeyde bitememek olduğunu düşünmek, sonra bu düşündüğüne kendin bile gülmektir.
Ah be sonbahar, kızma; İlk göz ağrımsın benim, seni tek geçerim. Az çıtırdatmadık kurumuş yaprakları basarak üstüne, duyulmasın kalp kırıklıklarımızın sesi diye, az aramadık hüzünleri saklayacak yerleri birlikte…
Şşştt kış; Darılma gücenme bak sen de, buğulu camlara yazmadık mı adımızı soğuktan donmuş ellerimizle, aşkı kartopu yapıp, altında kalmadık mı çığ gibi sevgilerin ayazında… Sen ilkbahar, sen somurtma bari en cilvelisi mevsimlerin ve en aşüftesi. Şımarık bir sevgili gibi doludizgin gelip girersin en kuytulara, kök salarsın umarsızca, ruhun en derin kıvrımlarında, kandırıp yeşillendirirsin aşka…
Ama yaz bir başka; Kuru gürültüleri aşk diline tercüme eden sarı-sıcak. Dalgalar hislere vokal yaparken ay ışığı işe yaradığını hisseder. Kızgın kumlara yapışıp kalır tüm görevler, dertler, tuzlu sularda şifa bulur, ne tasa kalır, ne gam, keder.
İşte şimdi veda anı…
Yeni kitap için hazırlanma, yollara düşme zamanı. Yeni düşler, farklı hikayeler biriktirip sonbahara kadar resetlenip hayata dair her şeyi ucunda bir balonla gökyüzüne salmak için bir yaz arası veriyoruz.
En mavisinden, tuzlu, sıcak ve eğlenceli bir yaz diliyorum size, eylülde görüşmek üzere…
Sevgilerimle…
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: cansenerdogan