Yıl 2009. Tüm Türkiye’de soğuk bir kış mevsimi yaşanıyordu. Ülkemizde Edirne’den Kars’a kadar onlarca siyasî parti ve on binlerce aday hummalı ve bir o kadar da heyecanlı bir seçim süreci yaşıyordu. Bu heyecanın yaşandığı yerlerden birisi de İstanbul İli Esenler ilçesiydi. Bütün siyasî partiler ve onlarca aday adayı ilk önce kendi partilerinin adayı olabilmek ve sonra da seçimi kazanmak için yoğun bir çalışma içindeydiler. Bu siyasî partilerden birisi de dönemin iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi'ydi.
AK Parti’nin Esenler Belediye Başkanlık seçimi için tam 11 tane aday adayı ortaya çıktı. Bununla birlikte dönemin Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu 11 aday adayının hiçbirine Esenler Belediye Başkanlığı adaylığını vermedi.
Bunun yerine Esenler’i tanımayan, bilmeyen Esenler halkının da kendisini tanımadığı, bilmediği bir başkan adayını yani M. Tevfik Göksu’yu, Ankara’dan Esenler’e aday olarak gönderdi(?), atadı. Dönemin esenlerdeki muhalefet partileri tarafından (MHP de dahil) kendisine 'İTHAL BAŞKAN' lakabı takıldı.
'İthal başkan' lakabıyla anılan M. Tevfik Göksu Merkez Hükümetin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile 29 Mart 2009 Pazar günü yapılan yerel seçimlerde % 47.50 oranında oy alarak Esenler’in yeni Belediye Başkanı seçildi. M. Tevfik Göksu seçim çalışmaları boyunca Esenler halkına defaatle üç şeyi asla unutmayacağını söyledi. Peki, ne idi bu sözünü verdiği üç şey ve bu sözlerinde ne kadar durabildi.
- Allah’a karşı olan sorumluluğumu asla unutmayacağım…
- Devletin kurumlarına karşı sorumluluklarımı asla unutmayacağım…
Sayıştay’ın Esenler Belediye Başkanlığı hakkındaki raporları adeta karnesi kırıklarla dolu tembel bir öğrenci gibi iken M. Tevfik Göksu ne kadar hesap vermiştir?
Bugün dahi Esenler Belediyesi AK Parti’de değil de Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti veya Halkların Demokratik Partisi’nde olmuş olsaydı Sayıştay’ın rapor sonuçlarına göre M. Tevfik Göksu Esenler Belediye Başkanı olarak halen o koltukta oturuyor olabilir miydi?
- M. Tevfik Göksu’nun üçüncü sözü ise Esenler’e ve Esenler Halkı’na karşı olan sorumluluklarını asla unutmayacağı şeklindeydi.
Peki, Sayın Başkan bu sözünde ne kadar durabildi?
Üç dönemdir Esenler Belediye Başkanı olduğu halde (2009-2022) Esenler’in gençlerine yeni spor salonları ve antrenman sahaları yapmadığı gibi Esenler’in mevcut spor salonları ve antrenman sahalarını da Kasımpaşa’dan gelen Erokspor’a tahsis ederek Esenler gençlerine değer vermediğini gösterdiği gibi sözünü de yerine getirmediğini ortaya koymuş oldu.
Esenler’in kadınlarına ve genç kızlarına bir tane spor salonu, yüzme havuzu veya herhangi bir sosyal hizmet alanı yapmayarak Esenler’in kadınlarına da verdiği sözü bir kez daha tutmamış oldu.
İstanbul’un merkezinde olmasına rağmen İstanbul’un gelir seviyesi en düşük olan ilçelerinin başında gelen, nüfus yoğunluğunun metrekare bazında en yoğun ilçesi olan, okullardaki sınıf mevcudunun en kalabalık olduğu Esenler İlçesinin çocuklarına bir tane bile kreş yapmayarak Esenler’in çocuklarına da verdiği sözü tutmadığını göstermiş oldu.
Esenler’de gerçek değerlerinin çok altında zorunlu kamulaştırmalar ile kamulaştırdığı alanları deprem toplama alanları yapması gerekirken, var olan deprem toplanma alanlarını da birilerine peşkeş çekerek otopark yaptırmak suretiyle Esenler Halkına verdiği sözü de tutmadığını bir kez daha göstermiş oldu.
İthal Başkan, yaklaşık 13 yıldır Belediye Başkanı olmasına rağmen Esenler’in park, bahçe, yeşil alan, çocuk parkı, otopark vs. hiçbir sorununu çözemediği gibi insanların nefes alması için Esenler Belediyesi’ne tahsis edilmiş olan Esenler’in yüz ölçümünden daha büyük bir alanı da süratle imara açarak Esenler halkının nefesini kesti.
Son seçim vaatlerinden de hiç birini yerine getiremediği gibi Cuma günleri Cuma namazı kılmaya gittiği Cami önünde dağıttırdığı pilav ve göz önünde olmak için eften püften bahanelerle teşkilat mensuplarına verdiği yemekleri de 25 yıl sonra İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı kaybedilince veremez oldu.
Tabi bu son yapamadıkları için Sayın Göksu’yu suçlayamam. Bunun tek suçlusu 25 yıl sonra İstanbul’u ve İstanbulluları özgür belediye ile buluşturan İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’dur.
Umarım Esenler Belediye Başkanı birçoğu ilkokul mezunu olan danışman kadrosu ve çoğu Esenler’de bile oturmayan meclis üyeleri ile Esenler’e ve Esenler halkına vermiş olduğu sözleri bundan sonra yerine getirir.
Yazımı Moliere’in şu sözü ile bitirmek isterim…
“Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz…”
Akif Emin Hüseyinoğulları