Fransa Kraliçesi ve Avusturya Arşidüşesi Marie Antoinette veya bilinen ismiyle Maria Antonia. Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ve eşi Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa’nın kızıdır. Henüz 14 yaşındayken Fransa Veliahtı XVI. Louise ile evlendi.
1774 Mayısında XVI. Louise Fransa Kralı olunca Marie Antoinette Fransa Kraliçesi oldu.
Maria Antonia’yı yazımıza konu eden şey Fransız İhtilali’nin yaşandığı o zor günlerde yaşanan şu meşhur hadisedir:
1789 yılında fakir kadınlar hükümetin değişmesi yönündeki taleplerini krala duyurma adına Versailles Sarayı önünde yürüyüş yapıyorlardı.
Söylentiye göre yanındaki kişilere kadınların ne istediğini soran kraliçe Maria Antonia’ya yanındakiler:
‘Efendim halk çok fakir ekmek bulamıyoruz diyorlar’ cevabını verince ‘ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’ diye son derece talihsiz bir tavsiye veriyor.
Gerçi Fransa devriminin fikir babalarından J. J. Reouseau İtiraflar adlı kitabında bu sözün Maria Antonia’ya değil de adı bilinmeyen bir prensesin hizmetçilerinin ekmeğin bittiğini söylemesi üzerine onlara ‘ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin’ dediğini aktarıyor.
Gelelim ülkemizdeki ekmek-pasta hikayesine.
Muhalefet partileri halkın evine ekmek götüremeyecek derecede fakirleştiğini, halkın geçinemediğini, milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermeye çalıştığını, çocukların içecek süt bulamadığını, her gece milyonlarca insanın yastığa başını aç koyduğunu, toplumun en az % 90’ının bankalara borcunun olduğunu, mahkemelerde haciz dosya sayılarının milyonlara ulaştığını ve her geçen gün ülkedeki ekonomik durumun daha da kötüleştiğini haykıra dursun;
Bu durumun halkta yarattığı psikolojik travmalar sebebiyle psikiyatri bölümlerinde izdihamlar oladursun;
Toplumun özellikle de gençlerin geleceğe yönelik hayalleri ve ümitleri söne dursun..
Halk ekonomik, psikolojik travmalarını iyi edecek, geleceğe ümitle bakmalarını sağlayacak sihirli bir formül arayışına girmişken;
Dünya liderimiz en sonunda o formülü açıkladı:
Kestane Ballı Manda Yoğurdu!
Bu formüle göre halk dinç ve sağlıklı yaşamak, iyi bir uyku çekmek için manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması ve yulaf ezmesini karıştırıp yemeli.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu tavsiyesi ile yediklerini öğrenmiş olduk.
Her seferinde milletin içinden geldiğini söyleyen, millete efendi değil hizmetkar olmaya geldiğini iddia eden Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu denli milletten uzaklaşması elbette anlaşılır değil...
Milletten kopukluk hali Cumhur ittifakının diğer ortakları için de maalesef geçerli.
Halkın bir teneke yağ alamıyoruz demesi üzerine MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ‘Yemekler yağsız olur ama vatansız olunmaz’ diyerek halkın sorunlarıyla ne kadar alakasız olduğunu göstermiş oldu.
Sözüm ona kendisini ve partisini bu milletin hamisi sayanları ne mülteci sorunu ne ekonomik kriz ne işsizlik ne de gençlerin sorunları ilgilendirmiyor.
Bu sebeple dillerinden düşürmedikleri Kızılelma da artık pazarda satılan bir elma türü olmaktan ötesini ifade etmiyor.
Cumhur ittifakının en küçük balası olan Büyük Birlik Partisinin Genel Başkanı ‘et alamıyoruz’ diyen vatandaşa ‘ben kasaba kuzu kestirtiyorum’ diyerek vatandaşın sorunlarıyla alenen dalga geçiyor.
Merhum Alparslan Türkeş’in partisi ile Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisi kimlere kalmış.
Sevgili okurlarım sonuç olarak ülkemize Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşatanların milletle ve devletle ilgili bir dertlerinin olmadığını kısaca anlatmaya çalıştım. Bunun gibi binlerce örnek verebilirim.
Akif Emin HÜSEYİNOĞULLARIYazımı Mehmet Akif Ersoy’un çok sevdiğim şu sözüyle bitirmek isterim:
Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
e-mail: akifemin34@hotmail.com
Twitter: @akifeminhuseyin
Facebook: Akif Emin Hüseyinoğulları
Instagram: akifeminhuseyinogullari