Telaşlı ve heyecanlı bir hafta yaşadık. Kâğıtlar saçılmış oraya buraya, şiirler yükseliyor evin dört bir yanında. Malum yirmi dokuz ekim haftası, cumhuriyet coşkusu sarmış her bir yanımızı. Henüz okul çağında, küçük bir çocuğunuz olunca haliyle daha bir fazla hissediyorsunuz bu heyecanı.
Cumhuriyet konulu ödev hazırlayan oğlumun; “Anne cumhuriyet nedir, niye önemlidir” sorusuna içimden; “Ne değildir ki, o her şeydir” dedim. İlk anayasa, ilk cumhurbaşkanı, Soyadı kanunu, Takvim, saat, Uzunluk ölçüleri, Kılık Kıyafet, Çok Partili Sistem ve daha onlarca yenilik. Bunlardan sadece bir tanesinin bile getirilmesi devrim sayılırken hepsinin ardı sıra sunulması, yaygınlaştırılması en büyük kutlamaları hak ediyor bence. Bir imparatorluğun çökmüş temellerine kurulan ve her şeye inat dimdik ayakta duran bir ülkenin haklı sevincidir çünkü o. Değil sadece silah arkadaşlarıyla tüm memleketle zıtlaşma pahasına, bu ülkeyi bir cumhuriyete dönüştüren ulu önderin, kutsal emanetidir bizlere. Halkın egemenlik hakkını, seçmiş olduğu vekiller vasıtasıyla kullanmasıdır.
Oğlum, hazırlamakta olduğu ödevden başını kaldırıp; “Daldın anne, ne düşünüyorsun” dedi. Gözüm kitaptaki Atatürk fotoğrafına takılı; “Tarihte eşi görülmemiş bir kurtuluş mücadelesiyle gücünü tüm dünyaya kanıtlayan ve bağımsızlığını söke söke alan Türk ordusunun dahi başkumandanı büyük Atatürk’ün sosyal ve siyasi sayısız başarılarının en çok da ileri görüşlülüğünün ve büyük hayal gücünün yıldönümünü kutladığımız gündür Cumhuriyet Bayramı” dedim, gözlerim buğulanarak.
“Hayal gücü mü?”dedi oğlum, “Nasıl hayal gücü yani?”
Çok etkilendiğim bir hikâyeyle cevapladım sorusunu.
Ölene dek Atatürk’ün yanında olan, yakın dostu Mazhar Müfit Kansu’nun anlattığı anıyı anlatarak;
Erzurum Kongresi yapıldığı dönemlerde geçen bir konuşma:
“Mazhar not defterin yanında mı?”
“Hayır Paşam.”
“Zahmet olacak ama bir merdiveni inip çıkacaksın. Al gel.”
Mazhar Müfit Kansu’nun aşağıya gidip elinde not defteriyle geldiğini görünce, sigarasından bir iki nefes çektikten sonra: “Ama bu defterin, bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir sen, bir de Süreyya (Kalem Mahsus Müdürü) bileceksiniz, şartım bu…”
Paşa’nın şartı kabul edildi. “Öyleyse tarih koy” dedi.
Koydu Mazhar Müfit:
28 Temmuz, 1919 Sabaha karşı.
“Pekâlâ, yaz” diyerek devam etti Atatürk;
“Zaferden sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır, bu bir...
İki; Padişah ve Haneden hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır.
Üç; Fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir.”
Kalem bir anda Mazhar Müfit’in elinden düşüverdi. Yüzüne baktı Paşanın, O da Mazhar Müfit’ in yüzüne bakıyordu. Bu, gözlerin bir takılışta birbirlerine çok şey anlatan konuşuşuydu.
“Neden duraksadın?” dedi Paşa.
- “Darılmayın ama Paşam, sizin hayal peşinde koşan taraflarınız var” dedi Mazhar Müfit.
Güldü Paşa; “Bunu zaman gösterir, sen yaz” dedi;
“ Dört; Latin harflerini kabul etmek.”
-“Paşam yeter, yeter…” dedi Mazhar Müfit, biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insanın davranışı ile. “Cumhuriyet ilanını başarmış olalım da üst tarafı yeter” dedi ve defteri kapattı;
“Paşam sabah oldu. Siz oturmaya devam edeceksiniz, hoşça kalın” dedi ve yanından ayrıldı.
Aradan yıllar geçmişti. Cumhuriyet ilan edilmiş, Latin harfleri, Soyadı kanunu ve akabinde birçok yenilik kabul edilmişti. Şapka devrimini açıklamış olarak Kastamonu’ndan dönüyordu Atatürk. Ankara’ya geldiği zaman otomobil ile eski meclis binası önünden geçiyordu. Mazhar Müfit de kapı önünde duruyordu. Onu gören Atatürk, arabayı durdurdu, yanına çağırdı ve gülümseyerek;
“Azizim Mazhar Bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?”
95.yıldönümünü kutladığımız cumhuriyet ve demokrasi, tüm zamanların en eşsiz çiftidir. Birbirlerine yoldaş, kardeştirler. Cumhuriyet, en başarılı yönetim şekli, varlığımızın teminatı, bu coğrafyanın başına gelen en güzel şeydir. Kıymet bilene nimettir. Lakin ilkel toplumlarda, sığ beyinlerde hazımsızlık yapabilir. O, ecdadın kanlarıyla, anaların feryadıyla şekillenmiştir.
Ve ulu önderin de dediği gibi;
“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir...
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: cansenerdogan