Geleneği bozmuyor ve yılın son yazısını, yanıp sönen ışıkları, üstünde melekleri, çanları, kırmızılarıyla çam ağacının karşısında yazıyorum. Mumlardan gelen kesif bir tarçın kokusu burnumda ve koskoca bir yıl, sorgu-sual için tam karşımda.
Diyorum ki, yeni yılın eşiğinden girmek üzereyken, besmele niyetine, işler bari bu sefer rast gitsin diye, şöyle keyifli, eğlenceli, dost eli, yar sevgisi gibi, aile ocağı, ana kucağı gibi güç veren, iyi gelen bir yazı yazmalıyım. Umudu anlatmalıyım önce ve inanmayı.
Yeni yıl; yeni umutlar, yeni başlangıçlar, yeni heyecanlar demek…
Her umudun, bir umutsuzluk kapısından çıkış olduğuna inananlardanım ben; kelimeler gibi…
Başlangıç örneğin; bir bitişin ardından gelmiyor mu?
“Yıl”…
Ne kadar küçücük bir kelime aslında ama ne mutluluklar, hüzünler, sevgiler, kayıplar, acılar, aşklar, ayrılıklar barındırıyor içinde.Koskoca bir yıl neler getirdi, neler götürdü içimizden. Hayata tutunanlar, yeniden başlayanlar, ucunu bırakanlar farklı yollar çizdi kendine. Bir ellerinde harita, bir ellerinde fener, dehlizden geçti tüm insanlar. Kimi aydınlığa doğru yol aldı, kimi karanlığa saptı, kimi arafta kayboldu kaldı. Tüm getirisi götürüsüyle, kahkahaları, gözyaşları, umutları, hayal kırıklıklarıyla bir yıl geçti gitti. Bilânçomuzda şükrettiğimiz demirbaşlarımız, şüpheli alacaklar hanesine attığımız umutlarımız. Cebimizde bir yıla sığdırmayı başardıklarımız ve tabi ki başarısızlıklarımız. Karşımdaki ağacın üzerinde asılı gümüş renkli bir süsten yansıyan umutlarımız, korkularımız, arzularımız…
Benim için kendimi dinlediğim bir yıldı, kendimi tanıdığım en çok kendime zaman ayırdığım. Kör kuyularda merdivensiz kaldığım çok oldu ama kendi başıma çıkabildim oradan, kimsenin elini tutmadan. Bazen enkaz altında kaldı umutlarım, bombardımana tutuldu gülüşlerim ama yenilmedim. Yenilmedim çünkü yenilmeyi seçmedim. Tek rakibim kendimdi, onu da perişan ettim. Yalnız; ‘Tuzlu suda beş dakika yatırınca, içindeki acıyı atma olayını’ nasıl patlıcana kaptırdık, bir onu çözemedim.
Hayallerimin peşinden gitmeyi tercih ettim, gittim de… Ertelemedim düşlerimi yarınlara, bırakmadım hayatımın kontrolünü başkalarına. Son 365 günde öğrendim kim gerçekten dost, kim değil galiba. Çok da şaşırmadığım, yanılmadığım bir yıldı bu yıl sadece pek tahammülüm kalmamış, onu anladım valla. İşi düşünce arayanlara, derdi olunca soranlara, enerjimi çalanlara yokum bundan sonra. Bir sözüm de vakit ayırmayanlara, hep meşgul olanlara, bir telefon için bile fırsat bulamayanlara olsun; Bu sene aradığınız ‘ben’ e ulaşılamayacak, ulaşılsa da sizin için zamanı olmayacak, aklınızda bulunsun.
Hayatı hırslarına kurban eden insanlar tanıdım bu yılda. Eskiden kızardım şimdi acıyorum. Maaşın ne olursa olsun naaşına bir pamuk yetiyor işte, havan kime? Egosu, kaçak kat çıka çıka tavan olmuş söyleyen yok. Hayır egosunu lego yapacağım ondan da haberi yok.
Kapana kısılmış, işinden, evinden hatta kendinden mutsuz kişiler gördüm. Kalpleri yerine vicdanlarını dinleyen. Bir ömrü, bedel diye ödeyen. Yok ya, yalnızlıktan ölünmüyormuş korkmayın. Sen gülümsersen hayat da gülümsüyormuş sana, her şey karşılıklı yani, anlayın ya! Neler kaçırdığına değil de neler atlattığına bakınca hayıflanacağına gururlanıyorsun be hoca! Gitmez dediklerin gitmiş, geçmez dediklerin geçmiş baksana! İyi niyetin un ufak edilmiş, sessiz çığlıkların sansürle gölgelenmiş tamam da geçmiş işte ya. Yar olsa kalırdı, yaraymış iyileşmiş.
Hayat bazen müziğin sesini kısar ve sen dünyayı duymaya başlarsın. Duymamak için kaçtığın, yüzleşmemek için kıvrandığın her şeyi duyarsın. Nerede olduğunu görür, nerede olmak istediğini anlar, başlarsın. İki ihtimal vardır önünde; ‘Yeni’ bir başlangıç mı, ‘yine’ bir başlangıç mı? Seçtiğin yol, hayatının kalanıdır...
Bazen vazgeçmek gerekir. Üzen, inciten ne varsa usulca bırakıp gitmek. Hatıralardan arınmak, yeni hatıralar için yüreklerimizde yer açmak anlamına gelir. Yüreklerde yer açılınca da evren orayı yeni hatıralarla doldurur. İşte yeni bir yıla girerken bırakın eski anıları, hatıraları, bırakın gitsinler. Azat edin onları. Gitsinler ki, yenileri gelsinler!
Birkaç gün sonra saatler on ikiyi gösterip yeni yıl tüm haşmetiyle kapıdan girdiğinde, tutulan dilekler, kurulan hayaller, gerçekleştirilecek ümitler mutlu ediyor beni. Hala insan olduğumuzu, umudumuz olduğunu, hayata tutunduğumuzu gösteriyor çünkü. Küçük bir çocuğun sonsuz bir heyecanla Noel babayı beklemesi, geleceğinden ümidini hiç kesmemesi gibi; Biraz ıslak, biraz parlak, mis kokulu düşler misali…
Valla hazır ol 2019;
Beklenti büyük senden. Belinde yükün, sırtında kamburunla geliyorsun, gel.
Hazırız biz seni layıkıyla karşılamaya. Dileğim, 2019 dünyanın en keyifli yazılarını yazdırsın. Aşka getirip en güzel şarkılarını söyletsin hep bir ağızdan.
En güzel kahkahaları attırsın, en sonsuz mutlulukları tattırsın.
Bizim dileklerimiz, hediyelerimiz, ağacımız, hazır.
Geri sayımı kim başlatacaksa başlatsın!
Günahları sevaplarıyla gitsin artık eski yıl, 2019 BAŞLASIIINNNN!
MUTLU YILLAR!
CANSEN ERDOĞAN
twitter : @cansenerdogan
instagram : cansenerdogan
Snapchat: cansencann
2019 güzel başlasın inşaallah, seçtiğimiz yol hayatımızın geri kalanıdır, geri kalanı için umutlarımız var bizim, ne güzel yazmışsın Cansen Erdoğan, eline , kalemine, yüreğine sağlık!