Veee işte yeni yılın ilk yazısı!
Şöyle renkli şekerler kıvamında, börek- baklava kıvamında bir yazı yazmak istiyorum ama pek olmuyor. Valla zorluyorum kendimi, kenarda köşede, halının altında, çekmecede umut kırıntıları bulmaya çalışıyorum. Hayaller kurup paylaşmak sizinle, gülmek istiyorum ağlanacak halimize.
Kendi totemimi yaptım bu sene ben de. Önceden süslenir püslenir, giyip kırmızıları, eğlenirdim o gece. Bir kutlama, bir pohpohlama yahu bakalım iyiliklerle mi gelecek, güzellikler mi getirecek bakalım da ona göre kutlayalım değil mi ama! Yok, öncesinde bir heves bir eğlence, hatırına hediye alıp verme, ne oluyorsun be! Haddinden fazla değer görünce şımarıyor tabi yeni sene de! O yüzden bu sefer giydim pijamalarımı, dayanamadım gene taktım Noel baba kukuletamı, fazla yüz vermeden buyur ettim 2022 yılını. Çok şaşaalı karşılanmayınca bakalım olacak mı havası, cıvası :)
Neyse ki ‘yeni’ kelimesi var yılın başında. Yeni olması, biraz umut vadediyor galiba. Eskinin kirli, tozlu enerjisinin yerine, yeninin duru, temiz başlangıcı daha hoş geliyor kulağa. Geleceğe dair planlar yapmak için de en uygun zamandayız aslında. Yeni ajanda almak, günlüğe yazmak ve tabi ki rejime başlamak! Biliyorum rejim kısmı tatsız oldu ama kapanmayan fermuarlar, kalçada takılıp yukarıya çıkmamakta kararlı pantolonlar, son zamanlarda kendisini fazlasıyla hatırlatıyordu. Bir de telefon fihristi kısmı tabi işin, yeni yılın olmazsa olmazı. Hayatımızdaki kişiler için temizlik zamanı. İşi düşünce arayanlar, hiç aranmayıp orada öylece duranlar, ne zaman ihtiyacın olsa bir bahane bulup kaçanlar, ilk silinecekler. Yüzüne gülüp arkandan konuşanlar, kıskançlıktan çamur atanlar da kürekle dövülecekler. Egosunu beslemekten karakteri aç kalmış bir tayfa var ki onlara yapılacak belli, görmezden gelinecekler! Velhasıl sadece üstümüze küçülen kıyafetler değil gözümüzde küçülen kişiler de ayıklanıp hayatımızdan gönderilecekler. Bu arada bir tüyo vereceğim; Miadı dolmuş ilişkileri zamanında çıkarmazsanız hayatınızdan, zaman çıkarıyor onları size sormadan. Hem de hiç acımadan, gözünüzün yaşına bakmadan. O yüzden gelin sizi erbabına bırakmayın işi, inceldiği yerden koparın ipi. Düğüm atmakla uğraşmayın, kopmasın diye, bağlamaya çalışmayın. Gitmesi gereken gitsin ki yerine yenisi, güzeli gelsin. İzin verin evrene, boşalan yeri güzelleştirsin!
Soğuk havanın ve karanlık sabahlarda uyanmanın üzerimizi adeta ağır bir yorgan gibi kapladığı bu günlerde yılın yeni olması çok cazip gelmese de kalmak zorundayız yataktan ve ne alacağımıza odaklanmalıyız hayattan. Hoş mutluluk yağmurunda şemsiyesiz kalacağız diye beklerken zam yağmurunda sırılsıklam olduk. Daha saat onikiyi beş geçerken açıklandı zam oranları. Elektriğe, benzine, köprü ücretlerine gelen fahiş zamlar, ne heves bıraktı insanda ne umut, neşe. Ya bari yılbaşı gecesinin bitmesini bekleseydiniz be! En azından bir gece huzurlu olsaydı halk, bir gece umut edebilselerdi keşke, ama nerdeee! Nasıl bir yıl geçireceğimizin fragmanı oldu işte, filmi düşünemiyorum bile!
Neyse ki her sabah heyecanla uyanmak için bir sebebimiz daha var aslında, dolar kaç lira oldu acaba! Milli piyangoya tabi rağbet olmaz, piyangonun dibi oynanıyor ülkede her sabah. “Dolar 14 TL oldu, satmalı mıyım acaba?” “Yok satma, ya yükselirse pişman olursun valla!” “E ne yapmalıyım, ya düşerse daha fazla?” “Piyango gibi düşün, çıkarsa şansına, düşerse bahtına!”
Hayır ev sevdiğim şey seyahat, onu planlayayım diyorum yeni yılda, o da mümkün olmuyor ki ülke şartlarında. Öyle kaygan bir coğrafyada yaşıyoruz ki plan yaptım mesela, erken indirimden de faydalandım, e pandemi yüzünden ya her yer kapatılırsa! Ya yangın- deprem- sel olur, her şeyin tadı kaçarsa, hiç olmadı darbe girişimi olur da uçuşlar durdurulur, ortalık karışırsa! Uzun vadeli planlar bize göre değil azizim, mottomuz belli; ‘Anda kal, anı yaşa!’
Farkındaysanız; ‘Yeni yıl kutlamak caiz midir, değil midir’ polemiğine hiç girmiyorum bile. Bunun için enerjim de yok, harcayacak nefesim de! Dünya patır patır uydu gönderiyor uzaya, Mars’a yerleşme planları yapılıyor, Venüs’e komşu olunuyor biz hala neyin derdinde!
Yeni yıl gecesi, ister şükredersin ister küfredersin, bize ne! Dini kısım 25 Aralıkta, Noel’de, o da Hıristiyanların bayramı sana ne!
Ne uyanacağımızı hiç bilmediğimiz bu yüzyılda beklentim, içimizi ısıtan yüzler olsun etrafımızda. Üzgün ve her şeyden vazgeçmişken; ‘Ben buradayım’ diyenler olsun yanımızda. Sarılmak için yürek gerekir önce, kollar sonraki iş. Sımsıkı sarılsın insanlar, önce sevdiklerine sonra hayallerine!
Zor ve karanlık günlerden geçtiğimiz günlerde, tüm dünya vazgeç dediğinde, umut fısıldar kalbine; ‘Bir kez daha dene!’
V e o umut, 365 sayfalık yeni kitabın içindedir belki de,
Sadece bunun için bile okumaya değer bence!
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: cansenerdogan