ŞAKA MISIN?
Yine bir seçim ertesi, yine spekülasyanlar, oldu-olmadı’lar, bundan sonra yapılacaklar, faizler, dolarlar derken şimdi siz benden okkalı bir seçim yazısı bekliyordunuz değil mi?
Yok, valla, girmeyeceğim o topa. Şimdi ciddi bir şeyler yazıp da fikrimi beyan etsem ayrı dert, hicivle karışık ortaya bir şeyler desem ayrı dert. Siyasetle de çok aram yok, elektrik alamıyoruz birbirimizden. Şakalı, gülmeli yazsam, e malum pek hassasız bu konuda, espri kaldırmıyoruz, dava açıyoruz, hapse attırıyoruz. O zaman hiç girmeyeyim bu konuya ben, onu erbaplarına bırakıp gündemin diğer konusu üzerinde durayım, onu yazayım.
“Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan !” diyecektim neredeyse. Gerçi nisan kısmı tutuyor da, “Bugün 1 Nisan, şaka yapıyor her sazan!”dı asıl söyleyeceğim. Milli şaka günümüz bugün, kandırmaca günü. Gerçi bu aralar değil şakalaşmaya, sohbete, iki lafın belini kırmaya bile pek mecal kalmasa da zamanında hakkını da verirdim bak o günün. Öyle sınıf değiştirmeler, kremalı bisküvi içine diş macunu şırınga etmeler falan yetmezdi tabi. Büyük oynardım ben; Kanlı kollar, kırılmış sallanan parmaklar, kaçıp kaybolmalar. Biraz daha büyüyünce şakaları da abarttım haliyle; Polisle karakola aldırmalar, icra müdürleriyle haciz yapmalar, gizlice telefonu ele geçirip onun ağzından başkasına aşk itirafları yazmalar, ayrılmalar…
Şimdi düşününce bakıyorum da şaka, espri mevzusu, demokratikliğe dayanıyor- ki benim de demokrasiyle ilk tanışıklığım aileden geliyor. Tabi demokrasinin hak ve özgürlükler kısmı, burada bahsettiğim. Bizim aile şaka ve espri konusunda baya yaratıcı ve iddialı. En büyük esin kaynağımız da annem çünkü kendisi bir fenomen. Tanıdığım en akıllı kadın, bir o kadar da tatlı ve bizi gülmekten bayıltıyor bazı yorumları. E böyle olunca da espriler doğrudan onun üzerine oynanıyor, şakalar ona yapılıyor. Başkası olsa küser, triplere girer, cevap verip ortamı gerer. O ise hiç aldırmıyor, gülüyor, bizle dalgasını geçiyor. Çünkü kendine güveniyor, kendini tanıyor, biliyor. Keza babam da öyle; Baba dersin, ağır adam, oturaklı adam, şaka yapılmaz, espriye kalkışılmaz. Valla hiç de öyle değil bizde. En bomba espriler, en komik şakalar, direkt kendisinden çıkar. Adına yapılan esprilere selam çakar, kahkahayı basar. Şakalara gülüp geçebilen, espri kaldırabilen kişinin özgüveni tamdır arkadaş, kompleksten arınmıştır. Ham değildir, olgunlaşmış, kendini aşmıştır. Başkasının görüşüne saygılıdır. Hakaret içermiyorsa belden aşağı vurmuyorsa şaka şakadır, hayatı yaşanılır kılandır. Espri kaldırabilen ise kendiyle barışıktır, iç huzuru yakalamıştır.
Her zaman güldürmüyor şakalar. Tam tebessüm edecekken, tutup kalbinizden fırlatıp atar. Elinizden gelen bir şey de yoktur işin tuhafı, suçunuz da. Ama olsun, adı üzerinde, eşek şakası diyorlar buna. Yani neymiş; ne zaman gol diye sevinsek arkamızı dönüp baktığımızda ofsayt bayrağını kaldırmış bir hayat görürmüşüz.
Yaşamadığımız belki’ler, yaşadığımız keşke’ler arasındaki neyse’lerle geçen ömür pek de şaka kaldırmıyor, şaka bir yana. Yağmuru düşün mesela. Bağrından kopup geldiği bulutları, süzülerek aktığı ağaçları, direnmek zorunda kaldığı şimşekleri, yıldırımları. Emek var aldığın her solukta; Çektiğin nefes oksijenle yanarken ciğerlerinde, dışarı çıkmak için verdiği çabayla. İçtiğin su, belki bir ırgatın teri, bir aşığın gözyaşı. O yüzden ciddiye almak lazım hayatı; bir anıya dalar gibi, sevgiliyi okşar gibi, çiçeği koklar gibi...
Şaka; Yalan üstüne kurulu eğlence, kara mizah, ayarlarıyla oynanmış gerçekler... Söyleyemediklerini, çekinip de diyemediklerini ifade etme şekli. Hepsinde bir gerçek payı olduğu söyleniyor ya, işte o buradan geliyor. Ve kendisi aynı zamanda, korkak dobralar ’ın en sevdiği şey oluyor.
Velhasıl azizim; Sevdin mi sarmaşık gibi sarılacaksın, bakmalara kıyamayacaksın. Kovacaksın öğrenilmiş çaresizlikleri, bozacaksın ezberleri. Savaşacaksan aslan gibi savaşacaksın hasmınla. Kene gibi yapışacak, bomba gibi düşeceksin kavganın orta yerine. Ağlayacaksan salacaksın gözyaşlarını, bulutlar terleyecek gamından derdinden. Sonra buharlaşacak hasretin, eriyip bitecek öylesine.
Çünkü zaman geçiyor, herkes gidiyor, ömür bitiyor…
Çünkü hayat denen şey, şakaya gelmiyor!
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: @cansenerdogan