YARIM KALAN!
Ya evet geldi yaz. Ama gel de şimdi güpgüneşli, havuzlu- denizli, karpuzlu- peynirli bir yazı yaz. Baltalar elimizde, maskeler yüzümüzde, biz otururuz evimizde hey evimizde…
Tam da seyahat zamanıydı yaaa. Yeni yerler görme, uzaklara gitme, kışın pusundan denizin yosununa uzanmaktı planlar. Ama yarım kaldı onlar da. Yeni normale alışmaya çalışırken eski normali çok özledim valla. Keşke daha çok gezseydim diyorum kendi kendime, daha çok görüşseydim sevdiklerimle. Yarım kalmasaydı hayaller, yarım kalmasaydı yapılıp edilecekler, ertelenmeseydi görüşülecekler, gidilip görülecekler…
Şu pandemi döneminin en sık tekrar edilen kelimesi neydi sizce?
Yüz kişiye sorduk, en popüler cevabı arıyoruz, buluyoruz; ‘Keşke’ !
Pişmanlık şöyle bir tutup omuzlarımızdan nasıl da sarstı bizi bu kelime. Keşke’li cümleler döküldü hep dudaklarımızdan; ‘Keşke daha çok görüşseydik, keşke daha çok gezseydik, birlikte yiyip içseydik…’ Bir yarım kalmışlık çöktü sanki yüreğimize, yetim kaldı sanki planlar, hayaller. Hiç de sevmem şu pişmanlık hissini, nemli, yapış yapış bir sis gibi çöker içine insanın, bir ses olup konuşur seninle, alay eder, kafana kakar, azarlar. Küçüldüğünü, ezildiğini hisseder, ağlaya ağlaya söküp atmak istersin o yakıp kavuran duyguyu içinden. En fenası da o pişmanlık var ya ömür boyu saplantı haline gelebilir insanda. Hem de neden mi?
Yanlış olanı seçtiği için değil, doğru olanı seçebileceğini kendine kanıtlaması imkansız olduğu için…
İnsan üç şeyden pişman olmaz; Doğmuş olmaktan, adanmış bir davadan ve de tabiki aşktan. Tuhaftır insanoğlu, bir eliyle geleceğe bir eliyle geçmişe yapışır, şimdi zamanı da eline yüzüne bulaştırır. Derim ki hiçbir şeyden pişman olmayın; Eğer sonucu iyiyse mükemmel, kötüyse bu bir tecrübedir. Pişmanlık an'da kalır, öğrenmek bakidir.
Pişman olmak kaybetmektir göz göre göre, ömür boyu sürecek iç sızısıdır, 'keşke'nin yol arkadaşı. Akıllanmaktır ama artık eskisi gibi olamamaktır. Hayatın kendi bildiği şekilde, kendisini sürüklemesine izin vermiş olmanın, kadere boyun eğmişliğin bedelidir. Aslında bir seçimdir pişmanlık; Kimi zaman bir kadeh şarapta can bulan, kimi zamansa keman tellerinde ağlayan feryat figan. Ve biliyor musunuz, en çok ne zaman pişman olur insan?
Yarım bıraktığınız şeyi, bir başkası tamamladığında…
Bu arada bakmayın böyle ahkam kestiğime, zor iş bu pişmanlık, çok çektim kendisinden; Kemiren, biçen, kesen rende, bıçaktır pişmanlık. Vicdanın, eller önde günah çıkarmasıdır. ‘Gel’ diyememek, ‘kalamamaktır’. Islak cama vuran çocukluğum, küf kokan geceler, dilimle ıslattığım keşke’lerdir benim için. Kıyametler koparırım kendimde, yıkar geçerim içimdeki şehirleri, şiirlere buladığım sevgileri. Her pişmanlığımda içim üşür, dondurur düşlerimi. İşte o zaman gözyaşlarımdan yangınlar çıkar, yakarlar yüreğimi. Biliyorum tandık geldi bunlar size de, hissettiklerimiz hep aynı, yalnız değilsiniz yani…
Uzun karantina günlerinde fark ettim ki; “En pişman olduğum şey, pişman olurum diye yapmadıklarım”. Ertelenmiş itiraflar, esirgenmiş sözler, harcanmış zamanlar. Evet insan yarım kalmıyormuş, yarım bırakılıyor, yarı yolda bırakılıyor, yaralı bırakılıyor ama sonunda tamamlanıyormuş…
Yarım kalmış bir şeyim var mı diye düşündüm hayatta, tamamlayamadığım, eksik bıraktığım. Sonra anladım ki elimden geleni yapmışım ben her şeyde, çabalamışım boyumu aşan şeylerde bile. Olmazı olur kıldırmaya çalışmış, dünyayı değiştirmek için uğraşmış, imkansızı bile mümkün yapmışım kimi zaman. Şimdi bakıyorum da olmuyorsa olmuyormuş. Zorlamaya gerek yokmuş. Sarılmayana sana, avuçlarını sıkı sıkı tutmayana ayrılan zaman boşmuş. Yani aslında yarım kalmış hikaye diye bir şey yokmuş, hikaye o kadarmış.
Başımı avuçlarımın arasına almış düşünürken aklıma geldi; Doğarken kulağa üflenen, göçerken de arkandan okunan iki ezan arasındaki bu hayatta tek gerekli, avuç içi kadar mutluluktu belki. Hep arkanda duran aile, avuç içlerinden öpen sevgili ve de kalbinden tutan dost pekala yeterdi. Zaten ömür dediğin neydi ki; Yarım kalan bir yol hikayesi…
Hadi diyorum size; Demir alın artık, ayrılın güvenli limanlardan. Hayıflanmayın zamanı geri alamamaktan. Er ya da geç pişman olur insan; Bazen yaptıklarından bazen yapmadıklarından. Ama siz yine de deneyin ve korkmayın pişman olmaktan, yarım kalmış anılardan. Çünkü siz yapmazsanız eğer hayat tamamlar o eksiklikleri, doldurur yerinize boşlukları, delikleri, gedikleri.
Ve bilmiyorsanız da söyleyeyim;
Sahip çıkamadığınız her değere, başka biri sahip çıktığında, yalayın diye yaratıldı o avuç içleri… !
CANSEN ERDOĞAN
www.cansenerdogan.com
twitter: @cansenerdogan
instagram: cansenerdogan