CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı, yaptığı açıklamada, patlamanın bomba yapımı sırasında meydana geldiğini ve Suriyeli bombacılardan birinin üzerinden AFAD kartı çıktığını söyledi."Reyhanlı'da meydana gelen patlamada, Usam İsa ve Rahmi Hadad öldü. İkinci katta bulunan evlerinde bomba yapımı sırasında ilişkin bilgi edindik. Evden iki adet de suikast amaçlı susturuculu silah çıktığı söyleniyor" diyerek olayı anlatan Yarayıcı, sözlerine şöyle devam etti:AFAD'TAN KART ALARAK REYHANLI'YA YERLEŞMİŞ"Ölenlerden birinin eşi bomba yapımı sırasında mutfaktaymış. Kadın yemek yaparken patlama oluyor. Polis ekipleri kadını gözaltına alırken, kadın eşinin Suriye'de mekanik üzerine eğitim aldığını söylüyor. Ölen kişiler 2015 yılında AFAD'tan (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) kart alarak Reyhanlı'ya yerleşmişler. Pasaport ve yerleşim kartları birbirini tutuyor. Reyhanlı'da AFAD'ın verdiği tanıtım kartıyla ikamet ediyorlarmış. Biz de konuyu yakından izliyoruz " dedi.Hükumete ciddi suçlamalarda bulunan CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı'nın Türkiye Haber Ajansı'na gönderdiği açıklama şöyle:"Bugün saat 17:15 sıralarında Hatay Reyhanlı’da, Suriye’li sığınmacıların kaldığı evde patlama olduğu haberi üzerine, derhal olay yerine giderek yetkililerden bilgi aldım.
Aldığım bilgilere göre Reyhanlı’da bir binanın ikinci katındaki evde bomba imalatı sırasında patlama gerçekleşiyor ve patlama sonucu Usam İsa ve Rahmi Hadad adındaki iki Suriye’li hayatını kaybediyor. Bombanın yüksek tesirli olmaması, o sırada mutfakta bulunan kadının patlamadan yara almadan kurtulmasını sağlıyor. Söz konusu kadın sorgulanmak üzere gözaltına alınıyor. Kadın eşinin Suriye'de mekanik üzerine eğitim aldığını söylenmekte. Ölen kişiler 2015 yılında AFAD'tan (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) kart alarak Reyhanlı'ya yerleştikleri, pasaport ve yerleşim kartları birbirini tuttuğu ve Reyhanlı'da AFAD'ın verdiği tanıtım kartıyla ikamet ettikleri bilgisini aldım.
Ancak patlama kadar vahim olan evde iki adet suikast amaçlı kullanılan iki adet susturuculu silahın bulunmuş olmasıdır. AFAD tanıtım kartıyla ülkemizde ikamet eden şahısların bu güne kadar ülkemizde katıldığı eylemlere veya işlediği suçlara yönelik araştırmalar sürüyor. Ancak bu olay dahi ülkemize sığınan dört milyona yakın Suriye vatandaşının hangisinin gerçekten sığınmacı, hangisinin cihatçı katil olduğunun bilinmediğine dair somut bir örnektir. Yıllardır hükümet desteğinde ülkemizi bir savaş üssüne çevirenlerin ne kadarının ülkemizde olduğu bilinmemektedir. Bunun yarattığı tedirginlik Hatay’da bir korkuya dönüşmüş bulunmaktadır.
Yetkililerden olay hakkındaki detaylı bilgileri aldıktan sonra vatandaşlarımızla görüştüm. Reyhanlı halkı, halen 2013’te ilçelerinde gerçekleştirilen katliamın acısını üzerlerinden atamamış iken, bugünkü patlamayla bir kez daha sarsıldıklarına tanık oldum. Uzun zamandır güvenlik konusunda endişe yaşadıklarını belirten ilçe sakinleri, kimin gerçekte sığınmacı, kimin eli kanlı terörist olduğunu bilememenin tedirginliğiyle, uyku uyuyamaz bir durumda olduklarını belirttiler. Patlamanın gerçekleştiği evde hayatını kaybedenlerin üzerinden AFAD kartının çıkması, tedirginliklerini daha da arttırmış olduğunu gözlemledim.
Sınır ilçesi Reyhanlı halkı Suriye savaşının ağır yükünü üzerlerinde taşımaktan yorulduklarını, sığınmacılara sağlanan hakların kendilerine tanınmadığını, işyeri açmalarına rağmen vergiden muaf tutulmaları yüzünden rekabet edemez konuma geldiklerini bu nedenle işsizliğin had safhaya ulaştığını belirterek hükümetin bir an önce soruna el atması gerektiğini söylediler.
Reyhanlı’da yaşayan vatandaşlarımızın iletmiş olduğu sıkıntıları özetle sizlere aktarıyorum. Ancak buradaki temaslarıma devam ediyorum. Bu temaslarımın sonucunu daha detaylı olarak sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Suriye iç savaşını körükleyen baş aktörlerden olan hükümet sıklıkla algı operasyonlarıyla sığınmacılara karşı olduğumuz yönünde algı yaratma peşinde. Öncelikle hükümetin savaşın körükleyicisi olması nedeniyle sığınmacıların yaşadığı dramın birinci derece sorumlusu olduğunu bir kez daha belirtmek isterim.
Ancak bizler Suriye’de yaşanan insanlık dramının acısını yüreğimizin en derininde hissediyoruz. Bu nedenle savaştan kaçıp ülkemize sığınan insanlara evimizin yanı sıra yüreğimizi de açtık. Açmaya da devam edeceğiz. Burada asıl sorun hükümetin kapalı kapılar ardında binlerce cihatçı katile kapıları açarak onlara silah, eğitim vb. her türlü desteği sunmasıdır. Reyhanlı halkı da, Hatay halkı da katillere sağlanan bu desteğin tedirginliğini yaşıyorlar. Yanı başlarında oturan Suriye vatandaşlarının hangisinin gerçekten sığınmacı, hangisinin terörist olduğunu bilememenin yarattığı tedirginlikle korku içinde yaşamaktadırlar. Burada hükümetin yapması gereken tek şey Suriye iç savaşının sona erdirilmesine yönelik politikalar geliştirerek, katillere sunduğu desteğe bir an önce son vermesidir.
Suriye’de sağlanacak barış milyonlarca sığınmacının anavatanlarına dönmeleri anlamına gelecektir. Kapımızı ve yüreğimizi açtığımız milyonlarca sığınmacı bizden bu ortamın yaratılmasına katkı beklemektedir. Vatandaşlık vermek onların bizden talep ettiği bir durum değildir. Bize düşen barışı sağlamak ve iç savaşı sona erdirmeye dönük katkı sunmaktır. "
Aldığım bilgilere göre Reyhanlı’da bir binanın ikinci katındaki evde bomba imalatı sırasında patlama gerçekleşiyor ve patlama sonucu Usam İsa ve Rahmi Hadad adındaki iki Suriye’li hayatını kaybediyor. Bombanın yüksek tesirli olmaması, o sırada mutfakta bulunan kadının patlamadan yara almadan kurtulmasını sağlıyor. Söz konusu kadın sorgulanmak üzere gözaltına alınıyor. Kadın eşinin Suriye'de mekanik üzerine eğitim aldığını söylenmekte. Ölen kişiler 2015 yılında AFAD'tan (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) kart alarak Reyhanlı'ya yerleştikleri, pasaport ve yerleşim kartları birbirini tuttuğu ve Reyhanlı'da AFAD'ın verdiği tanıtım kartıyla ikamet ettikleri bilgisini aldım.
Ancak patlama kadar vahim olan evde iki adet suikast amaçlı kullanılan iki adet susturuculu silahın bulunmuş olmasıdır. AFAD tanıtım kartıyla ülkemizde ikamet eden şahısların bu güne kadar ülkemizde katıldığı eylemlere veya işlediği suçlara yönelik araştırmalar sürüyor. Ancak bu olay dahi ülkemize sığınan dört milyona yakın Suriye vatandaşının hangisinin gerçekten sığınmacı, hangisinin cihatçı katil olduğunun bilinmediğine dair somut bir örnektir. Yıllardır hükümet desteğinde ülkemizi bir savaş üssüne çevirenlerin ne kadarının ülkemizde olduğu bilinmemektedir. Bunun yarattığı tedirginlik Hatay’da bir korkuya dönüşmüş bulunmaktadır.
Yetkililerden olay hakkındaki detaylı bilgileri aldıktan sonra vatandaşlarımızla görüştüm. Reyhanlı halkı, halen 2013’te ilçelerinde gerçekleştirilen katliamın acısını üzerlerinden atamamış iken, bugünkü patlamayla bir kez daha sarsıldıklarına tanık oldum. Uzun zamandır güvenlik konusunda endişe yaşadıklarını belirten ilçe sakinleri, kimin gerçekte sığınmacı, kimin eli kanlı terörist olduğunu bilememenin tedirginliğiyle, uyku uyuyamaz bir durumda olduklarını belirttiler. Patlamanın gerçekleştiği evde hayatını kaybedenlerin üzerinden AFAD kartının çıkması, tedirginliklerini daha da arttırmış olduğunu gözlemledim.
Sınır ilçesi Reyhanlı halkı Suriye savaşının ağır yükünü üzerlerinde taşımaktan yorulduklarını, sığınmacılara sağlanan hakların kendilerine tanınmadığını, işyeri açmalarına rağmen vergiden muaf tutulmaları yüzünden rekabet edemez konuma geldiklerini bu nedenle işsizliğin had safhaya ulaştığını belirterek hükümetin bir an önce soruna el atması gerektiğini söylediler.
Reyhanlı’da yaşayan vatandaşlarımızın iletmiş olduğu sıkıntıları özetle sizlere aktarıyorum. Ancak buradaki temaslarıma devam ediyorum. Bu temaslarımın sonucunu daha detaylı olarak sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Suriye iç savaşını körükleyen baş aktörlerden olan hükümet sıklıkla algı operasyonlarıyla sığınmacılara karşı olduğumuz yönünde algı yaratma peşinde. Öncelikle hükümetin savaşın körükleyicisi olması nedeniyle sığınmacıların yaşadığı dramın birinci derece sorumlusu olduğunu bir kez daha belirtmek isterim.
Ancak bizler Suriye’de yaşanan insanlık dramının acısını yüreğimizin en derininde hissediyoruz. Bu nedenle savaştan kaçıp ülkemize sığınan insanlara evimizin yanı sıra yüreğimizi de açtık. Açmaya da devam edeceğiz. Burada asıl sorun hükümetin kapalı kapılar ardında binlerce cihatçı katile kapıları açarak onlara silah, eğitim vb. her türlü desteği sunmasıdır. Reyhanlı halkı da, Hatay halkı da katillere sağlanan bu desteğin tedirginliğini yaşıyorlar. Yanı başlarında oturan Suriye vatandaşlarının hangisinin gerçekten sığınmacı, hangisinin terörist olduğunu bilememenin yarattığı tedirginlikle korku içinde yaşamaktadırlar. Burada hükümetin yapması gereken tek şey Suriye iç savaşının sona erdirilmesine yönelik politikalar geliştirerek, katillere sunduğu desteğe bir an önce son vermesidir.
Suriye’de sağlanacak barış milyonlarca sığınmacının anavatanlarına dönmeleri anlamına gelecektir. Kapımızı ve yüreğimizi açtığımız milyonlarca sığınmacı bizden bu ortamın yaratılmasına katkı beklemektedir. Vatandaşlık vermek onların bizden talep ettiği bir durum değildir. Bize düşen barışı sağlamak ve iç savaşı sona erdirmeye dönük katkı sunmaktır. "