San Antonio Meclisi kale ve çevresindeki alanlarda Alamo kalesini gölgeliyecek inşaatlara yasak getirdi.
'Hiç bir şey
Alamo’yu
gölgede
bırakamaz!'
*Tekne kaptanı birden Atatürk diye çocuklara seslendi. Bir garip oldum.. . Ülkemi dışardan gelenler daha iyi mi anlıyor? Atatürk’ün kıymetini teslim edenler, gerçekten ne kadar inanılmaz işler yaptığını bilenler Amerika da bile çıkıyor. Ama kendi ülkemde ısrarla bilmezden gelenler giderek çoğalmıyor mu?
“Serinletici Su” üzerinde yolcu taşıyan teknelerden birinin kaptanı. Merdivenlerde tanıdık bir grup miknatıs gibi bizi çekti. Bir grup Türk öğrenci tekne gezintisine hazırlanıyordu. Türkçe ana dilim beni mıknatıs gibi kendine çekti. Uzunca bir zaman yıllarda geçmemişti memleketten ayrılalı. Kendi lisanımı bu kadar özleyebileceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama özlemişim. Sanki ilk defa gördüğümüz bir grup genç aile fertleriydi. Merdivende beklerken yeni bir heyecan yaşandı. Herkes birşey söylüyordu. Ağırlıklı olarak İstanbul’da okuyan bir grup gençti karşılaştığımız. Soruların ağırlığında “burada iş bulabilir miyiz? Okuma şansımız ne kadar? Ve benzer şeyler oluyordu.İlk gelen tekneye doluşup nehirde yolalırken bir tanıdık daha çıktı! Tekne kaptanı yeni grubun konuşmasına yabancı değildi. Ortaya sordu “Siz gençler. Hepiniz Türk müsünüz” Ses bir anda gür çıktı..” “Eveeet” Amerikalı kaptan izah etti. Askerliğini yaparken İzmir de TUSLOG da çalışmıştı. Birkaç kelime Türkçe biliyordu. Henüz unutmamıştı. Birden gür bir sesle “Atatürk... Atatürk” dedi. “Türklerin babası büyük adam. Atatürk çok iyi şeyler yapmış. Onu biliyorum” dedi. Atatürk isminden sonra gençlerin hepbir ağızdan kaptana tezahüratı görülmeğe değerdi. “Bravooo kaptan”
Bir garip oldum. Ülkemi dışardan gelenler daha iyi mi anlıyorlar? Atatürk’ün kıymetini teslim edenler gerçekten ne kadar inanılmaz işler yaptığını bilenler Amerikada bile çıkıyor ama kendi ülkemde ısrarla bilmezden gelenler, cahilliği seçip yaptığı herşeyi inkar edenler her gün çoğalmıyor mu? Eşitliğe ve özgürlüğe açılan yolda saldırıların artmasını seyretmek acı geliyordu. Bir Amerikalının samimi duyguları ilaç gibi gelmişti. Serinleci su da tekne kullanan kaptan yüreğime de su serpmişti. Amerikalı kaptan heyecanla anlatıyordu. “Türkiyeyi modern bir ülke yapmış. Savaş kazanmış. Sizin büyüğünüz. Sizin babanız. Ben de Atatürk’ü seviyorum...”
Tesadüf bu işte. Aynı hafta içinde şarap uzmanı bir Fransızla da Atatürk sohbeti yaptık. Onun izlenimi de Türkiye’yi Araplardan farklı kılan şeyi demokrasimizi, Atatürk’ün inşa ettiğine dairdi. Ne olursa olsun. Dünyanın öteki ucunda ve hiç ummadığın bir şekilde Atatürk ismi beni bir kere daha cesaretlendirdi. Umutandırdı. Ve “sen ne büyük lidermişsin Atatürk” dedim. Bir kere daha cahillere, yobazlara rağmen ülkeyi aydınlığa ulaştırmak için girdiğin mücadeleyi hatırladım. O kavganın ne denli zorlu ve büyük olduğunu çok başka bir diyarda, çok başka bir ortamda tanımadığım yabancıların ağzından dinledim.
ALAMO KALESİ
Bugün San Antonio denince bütün dünyada akla ilk gelen yer Alamo kalesi oluyor. Kale Amerikan tarihinde önemli fakat Texas için ise bir kere daha önemli bir yer tutuyor. ALAMO denince Meksika’dan ayrılış, Texas bağımsızlık savaşının simgesi hale gelmiş bir kaleden söz ediliyor. San Antonio’yu gezerken olmadık tanışmaların, olmadık simaların yanında beklenmedik bir serinliği de hissedebilirsiniz. İlk bakışta bende hayal kırıklığı yaratan, kale bu mu dedirten, Alamo kalesi görüntüsü, bizim Anadolu kaleleri ile dolmuş hafızamın bir aldanışı yüzünden olsa gerek. Öyle ya. Kale dediğin girilmesi aşılması zor duvarları ile zihinlerde yer eder. Alamo kalesinin hikayesi ve yaygın şöhreti görüntüsünden çok çok daha büyüktü. Belkide yer yer, yerden ancak 2 metre kadar yüksekliği olan kale duvarları bir başka gerçek hikayeyi tam olarak görüntülemiyordu!. Mağlubiyeti kabullenmeyen bir iradenin duvarlarının çok daha yüksek olabileceğini daha sonra kavrıyorsunuz. Daha sonra duvarları ile kale bana o kadar da çelimsiz görnmedi. Aksine şartları ve insanları düşününce ALAMO kalesini gerçek yerine koymakta sıkıntı çekmedim.
Hemen her dönem bolca filmlere konu olan tarihi olay özetle şöyle: Meksikalı Antonio López de Santa Anna Texsas'ı istila eder... 200 kadar Texsaslı kalenin iç avlusunun yıkık dökük duvarlarından içeri sığınıp, kaleyi kuşatan ve sürekli top ateşi altında tutan kendilerinden çok çok üstün, yaklaşık 6.000 kişilik Meksika ordusuna 12 gün direnmeyi başarırlar... On üçüncü gün (6 Mart 1836) Meksikalılar kaleye zaptettiler. Mrs. Dickinson adındaki bir kadını bir çocuk ile, iki hizmetçi dışında bütün Teksaslıları öldürdüler. Ve tüm Texsas Alamo kalesinde olup bitenleri bu dört kişiden öğrenince büyük bir infial yaşandı. Çığ gibi büyüyen kalabalıklar sihalandı ve kaleyi geri almak için yola düştü. Ve kale yeniden geri alındı...
San Antonio ‘yu boydan boya geçen çok eski bir su yolu kent için hayat öpücüğü gibidir. Amerika'nın yerli kızılderileri San Antonio mevkinden nehir kenarında yerleşip bu alana "Yanaguana (Serinleyici su)" adını vermişler.Ve kente gelen ziyaretçilerin hemen hepsi bu nehri baştan sona dolaşır. Sağında solunda otelleri kafederyaları gezer. Ve meraklısına yazılmış bilgi notları ile bu yürüyüşe tarihi de ortak edebilirsiniz. Nehir boyu yürüyüşünde nehrin her iki yakasındaki yolun belli yerlerinde tarihi anlatan levhalar vardır. Sadece bakarak yürümez, bilgi alarak kenti daha derinden tanıyabilirsiniz. Belli noktalarda suya kadar inen merdivenler sizi turist taşıyan teknelere ulaştırır. Kent Amerikanın yedinci Texas’ın ise ikici büyük kenti durumundadır. Ve bu kenti hemen hemen her yıl 28 milyon kişi ziyaret eder
Bugün Alamo için aynı özen gösteriliyor. Kentin büyüdüğü, yerleşimin çokca arttığı bu alanda anıtı ve kaleyi ezecek, görüntüyü zedeleyecek bir tek bina bile yok. Çünkü Belediye meclisi de çok kesin bir tavır takınmış. Alamo Anıtı ve kalesi çeverindeki binalar gölgeleri bu alana düşmeyecek şekilde inşaa edilmiş. Ben kararı ilk duyduğumda mukayese yapmaktan kendimi alamadım.
Hayal bu ya!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş konuşmak için kürsüye geliyor. Üyeler ayakta. TARTIŞMA kentin hemen her yıl değişen bir az daha tanınmaz hale gelen görüntüsü. Rantın yok ettiği her tür değer. Topbaş şöyle diyor: Sol elimdeki eski İstanbul resmi. Sağdaki bugünkü İstanbul. Neler yaptık neler? Görüyorsunuz kent nasıl büyüdü. Büyümeğe de devam edecek. Salonda itiraz var mı. Beklentim “bu Kenti Tarihten devraldınız. Bir çağdan öteki çağa tanıklık etti. Bu kadar bozulmadı. Son yıllarda siz konuk oldunuz. Güzelim İstanbul’u tanınmaz kıldınız. Silüetini ve özelliklerini sildiniz. Eskiyi koruyup yolları yenilemeniz mümkündü. Yıktınız. Hatıraları yok etmekle kentin büyüdüğünü mü zannediyorsunuz? Giderek betonlaşan, yeşil alanlarını kaybeden, karma karışık yerleşim alanları ile karamsarlık verecek noktaya kadar ulşamadı mı? Bu sıkıntılı rüyadan uyandım. Topbaşa kimse bu soruyu sormamıştı.
*TUSLOG Amerika Birleşik Devletleri'nin genellikle NATO üyesi ülkelerde bulundurduğu askeri malzeme depoları. Küçük çaplı birer askeri üs vazifesi görürler. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli kentlerinde dikkat çekmeden varlığını sürdüren çok sayıda Tuslog binası vardır.
San Antonio'da İspanyol din adamları tarafından kurulmuş bugün de yöre turizminin kalesi durumunu korur haldedir .Şehir merkezi denince de kalabalığı ile karşınıza bu resim çıkıyor.
ALAMO KALESİ..Hemen her dönem bolca filme konu olan Alamo kalesi bizim zihnimizde yer eden Anadolu daki KALE görüntüsüne uymuyor. Sıçrasan öbür tarafa geçeceğin bir duvar gibi duruyor. Ama öyküsü olayın gerçek yüzü burada yaşananaları daha da önemli kılıyor.
San Antonio hemen her alanda sanat çalışmalarına da önem vermiş. Pek çok müzikal sergilenmiş. Ama Tiyatro girişlerinde bir de ciddi uyarı yerleştirilmiş. “Silahlagirilmez!”
“AAA TÜRKÇE KONUŞUYORLAR!”
Bunaltıcı bir sıcak ve hafiften gelen bir serinlik. Buna hayret edilecek bir sevinçi de ekleyebilirsiniz. Benim Türkçe özlemim. Nehir kenarında tekne bekleyen bir grubun Türkçe konuştuğunu duymak beni heyecandırmıştı. Kızlı erkekli peril pırıl gençlerdi bunlar. ABD ye değişim programıyla gelmiş üniversite öğrencileriydi. Ve San Antonino’da bizimle karşılaştılar.
KAPTAN DA TÜRKİYE’DE ASKERLİK YAPMIŞ…
Türk öğrencilerle teknede nehri gezerken kaptanın da askerliğini Türkiye’de yaptığını öğrendik. Ayrıca Atatürk hayranı çıkması hepimizi sevindirdi.
ALAMO ANITI: Çevresinde her zaman için ziyaretçiler bulunan anıt binalar arasına sıkıştırılmamış. Görüntüsü özenle korunmuş.
KESKİN NİŞANCI
İkiz ağaçların hikayesinde Meksikalı keskin nişancılar anlatılıyor… Nehirden su almaya gelen Texaslıları avladıkları resmedilmiş. Pano görmeden geçemeyeceğiniz bir duvarda yer alıyor!
Yalçın KAMACIOĞLU
SON
--------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 7 ci yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Kaba görüntünün altında ince bir “teşekkür” yatar!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 6 ci yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 5 ci yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Farklı bir Felsefe Farklı bir Hayat!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 4 yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Amerikan zevkine uygun ÇİN ucuzluğu!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 3.cü yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
Yaşamın merkezinde TİCARET var!
-----------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas dedikleri 2 yazı...
Yalçın Kamacıoğlu
TEXAS’A DÖNDÜK!..Keşke.dönebilsek!.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Usta Gazeteci Yalçın Kamacıoğlu'nun kaleminden Yazı Dizisi...
Texas Dedikleri Birinci yazı...
Texas Dedikleri
Yalçın Kamacıoğlu
*Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır. (Kızılderili sözü)