Haber Ahmet Kaplan - Türkiye Haber Ajansı MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Celal Adan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Fransa'daki olaylar sonrası yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, "Madem dünyaya terör mesajı vermek istiyorsun; o halde neden örneğin İstanbul'da PKK terörüne karşı kitlesel bir miting düzenlemiyorsun?" dedi.Adan, AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu'nun "90 yıllık reklam arası sona erdi" twetine sert tepki gösterdi.MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP İstanbul Milletvekili Ali Torlak, MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gül, MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Yılmaz ve MHP İstanbul İl Başkanı Memet Bülent Karataş'ın da katıldığı toplantıda konuşan Adan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Fransa'daki olaylar sonrası yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, "Madem dünyaya terör mesajı vermek istiyorsun; o halde neden örneğin İstanbul'da PKK terörüne karşı kitlesel bir miting düzenlemiyorsun?Kerkük’te, Telafer’de binlerce Türkmen katledilirken; niye aynı hassasiyeti göstermediniz? Madem dünya liderisin o halde neden tek bir ülke liderinin PKK’yı lanetlemesini sağlayamıyorsun?" dedi.AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu’nun Cumhuriyeti “90 yıllık reklam arası” şeklinde tarif etmesine sert tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, “Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır. Cumhuriyet düşmanlığına izin vermeyiz” diye tepki gösterdi.MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı'na ilişkin, "Bu paketin içinde yer alan rant vergisi, kamu yararını değil, müteahhidin ve rant hırsızlarının yararı için çıkarılmıştır. AKP'li belediyeler rant için, rant vergisi için ortalıkta yeşil alan bırakmayacaklardır" ifadeleri ile eleştirdi.ŞEFFAFLIK PAKETİ...MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı'nın şeffaflıkla yakından uzaktan ilgisi olmadığını savundu. Adan, "Bu paketin içinde yer alan rant vergisi, kamu yararını değil, müteahhidin ve rant hırsızlarının yararı için çıkarılmıştır. Bu karardan sonra AK Partili belediyelerin rant merkezi haline geleceğini ileri süren Adan, "AKP'li belediyeler rant için, rant vergisi için ortalıkta yeşil alan bırakmayacaklardır. Zaten nefessiz kalan İstanbul bu vergiyle birlikte iyice betonlaşacak, yaşanması daha da zor bir şehir halini alacaktır" diye konuştu.AK Parti dönemlerinde sadece İstanbul'da 4 bin imar değişikliği yapıldığını belirten Adan, "Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin yeri, TEKEL Genel Müdürlüğü'ne bağlı İstanbul'daki arazi, Karayolları bakım yerleri... Bunların hepsi kendi yandaşlarına peşkeş çekildi" dedi.Celal Adan, "Madem o kadar açıksınız, madem o kadar kendinizden eminsiniz, o halde neden bu bakanlarınızı yüce divana göndermekten korkuyorsunuz?" ifade etti.17-25 ARALIK HATIRLATMASIBugün şeffaflıktan bahsedenlerin, kendi sicillerine bakması gerektiğini söyleyen Adan şunları kaydetti:“Millet vicdanında mahkûm olan bakanlarını yargıdan, adaletten, hukuktan kaçıranlar; şeffaflıktan bahsedemezler. Madem o kadar açıksınız, madem o kadar kendinizden eminsiniz, o halde neden bu bakanlarınızı Yüce Divana göndermekten korkuyorsunuz? 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının üzerini örtmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu en büyük yolsuzluk olayının hesabı muhakkak sorulacaktır. Artık iyice belli olmuştur ki; AKP demek rant demektir. AKP demek yağma demektir. AKP demek yolsuzluk demektir.”ÇÖZÜM SÜRECİ...Çözüm sürecinin ihanete, bölünmeye ve teröriste düğün bayram ettiren bir atmosfere dönüştüğünü ifade eden Celal Adan, "Süreç, içerideki bölücüleri daha da azgınlaştırmış ve tamamen onların inisiyatifinde yürüyen bir projeye doğru yol almaya başlamıştır. Türkiye'nin istikbalini bölücülere ve onların içerideki ve dışarıdaki stratejik ortaklarına teslim eden AKP Hükümeti, yaşanan rezaletleri milletimizin dikkatinden kaçırmak için her türlü gündem oyunları oynamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı da, üzerinde tartışması bile gereksiz olan Saray gösterileriyle bu gündem sulandırma oyununda hükümete yardımcı olmaktadır" dedi.Başbakan Davutoğlu'nun, Fransa'daki olaylar sonrası yaptığı açıklamaları 'hayret verici' olarak değerlendiren Adan, "İçerideki teröre çözüm bulamayanların dışarıda nutuk atmasının hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur. Madem dünyaya terör mesajı vermek istiyorsun; o halde neden örneğin İstanbul'da PKK terörüne karşı kitlesel bir miting düzenlemiyorsun?" diye konuştu.“EŞKIYA ŞEHRE İNDİ”Celal Adan, çözüm sürecine de değinirken, bu sürecin artık yeni bir boyut kazanarak eyalet sisteminden, özerklikten bahsedilmeye başlandığını belirtti. “AKP iktidarının bu ihanet karşısındaki sessizliğinin artık izahı mümkün değildir” diyen Adan, şöyle devam etti.“Kontrol artık hükümette değil teröristtedir. Hükümet kendi aklını İmralı’ya kiraya vermiştir. Türkiye’yi yönetenler, İmralı ile Kandil’in iki dudağı arasından çıkacak sözlere göre politika belirlemektedir. Güneydoğu’nun birçok ilçesi sanki Türkiye’nin değil başka bir yerin ilçesi gibi olmuştur. Bazı şehirler ve ilçeler terör örgütüne devredilmiştir. Eşkıya şehre inmiştir İmralı’nın tellalları utanmazca Cizre’de Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı mücadeleden söz etmektedir.”Fransa’da meydana gelen terör saldırıları sonrası Başbakan’ın takındığı tutumun da hayret verici olduğunu söyleyen Adan, “İçerideki teröre çözüm bulamayanların dışarıda nutuk atmasının hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur. Terörist başının mesajları meydanlarda anons edilirken, Başbakan terör konusunda dünyayı uyarıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur?” diye sordu.FRANSA'DA MEYDANA GELEN OLAYLAR...Son zamanlarda Avrupa'da İslam karşıtlığının arttığını anlatan Celal Adan, "Dinimiz İslam’a ve hazreti peygamberimize yönelik saldırılar artmaktadır. Bu saldırılardan en büyük zararı hiç şüphesiz dünyanın her yerine dağılmış olan Müslüman kardeşlerimiz görmektedir.
Ne dinimize ne de peygamberimize, ne şekilde olursa olsun, hangi düşünceyle olursa olsun, nasıl bir düşmanlıkla olursa olsun; saldırılmasını asla kabul edemeyiz" dedi."EĞER BİR REKLAM ARASI VARSA O DA 13 YILLIK AKP İKTİDARIDIR."AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu'nun attığı belirtilen tweetle ilgili değerlendirmelerde bulunan Adan, "Bildiğiniz gibi birkaç gün önce AKP’li bir vekil Cumhuriyetimizi '90 yıllık reklam arası' şeklinde tarif eden bir açıklama yaptı. Bu tarif AKP zihniyetinin özetinden başka bir şey değildir. Bu milletvekiline şunu hatırlatmak isteriz; Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır. Bu 13 yıllık süre içerisinde çaldılar, çırptılar, bölücüleri şımarttılar; Türkiye'yi her türlü ihanetin kol gezdiği bir ülke haline getirdiler. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti tarihini reklam arası şeklinde tarif edemez, buna cür'et dahi edemez. Cumhuriyet düşmanlığına izin vermeyiz" şeklinde konuştu.Adan, "Türk düşmanlığına, cumhuriyet düşmanlığına ve bölücülüğe karşı Türkiye'nin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz. 7 Haziran seçimleri milletimizin sesinin yükseleceği, bölücülerin ve Türk düşmanlarının ise gerekli cevabı alacağı bir seçim olacaktır" diye konuştu. MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ CELAL ADAN’IN KONUŞMA METNİNİN TAMAMI ŞÖYLE:“Değerli Basın Mensupları,Türkiye gündemi ile ilgili düşüncelerimizi paylaşmak için düzenlediğimiz basın toplantımıza hoş geldiniz.Bu vesilesiyle, hepinizin geçtiğimiz günlerde kutlanan Çalışan Gazeteciler Gününüzü bir kez daha kutluyorum. Sizlerin şahsında bütün gazeteci arkadaşlarıma sağlıklı, mutlu ve mesleğinizi hiçbir baskı altında kalmadan icra edebileceğiniz günler temenni ediyorum. Ayrıca yine birkaç hafta önce yeniden göreve seçilen partimizin İstanbul İl başkanı Sayın Mehmet Bülent Karataş kardeşimi de huzurlarınızda yeniden tebrik ediyorum. Başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.Değerli Basın Mensupları,Türkiye yine akıllara durgunluk veren gündem maddelerini ve sorunları yaşamaya devam etmektedir. AKP iktidarı 12 yılı aşkın süredir sorunları çözmek yerine daha da büyütmektedir.Bunun en son örneği Perşembe günü açıklanan Şeffaflık Paketi’dir. Bu paketin şeffaflıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur. AKP kelimesi ile şeffaflık kelimesinin bir araya gelmesi mümkün değildir. AKP iktidarı bugüne kadar hiçbir konuda şeffaf olmamış, her şeyi kapalı kapılar ardında halletmenin yoluna girmiştir. Yani AKP’nin olduğu yerde şeffaflık olamaz.Bu paketin içinde yer alan Rant Vergisi; kamu yararını değil, müteahhidin ve rant hırsızlarının yararı için çıkarılmıştır.Bu karardan sonra AKP’li belediyeler resmen rant merkezi haline geleceklerdir. AKP’li belediyeler rant için, rant vergisi için ortalıkta yeşil alan bırakmayacaklardır.Zaten nefessiz kalan İstanbul bu vergiyle birlikte iyice betonlaşacak, yaşanması daha da zor bir şehir halini alacaktır. AKP dönemlerinde sadece İstanbul’da 4 bin imar değişikliği yapılmıştır. İstanbul’a sadece rant gözlüğüyle bakanlar, İstanbul’un varlıklarını kendi yandaşlarına dağıtanlar; bundan sonra daha da azgınlaşacaktır.Şehircilikten, imardan, planlamadan, çevreden, sosyal ve kültürel hayattan, spordan haberi olmayanlar; İstanbul için en büyük tehlikedir. Bugün şeffaflıktan bahsedenler, kendi sicillerine bakmalıdırlar.Millet vicdanında mahkum olan bakanlarını yargıdan, adaletten, hukuktan kaçıranlar; şeffaflıktan bahsedemezler. Madem o kadar açıksınız, madem o kadar kendinizden eminsiniz, o halde neden bu bakanlarınızı yüce divana göndermekten korkuyorsunuz?17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının üzerini örtmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu en büyük yolsuzluk olayının hesabı muhakkak sorulacaktır.Bugünün muktedirleri sanmasınlar ki bu devran hep böyle devam edecektir. Milletin adaletinden bugüne kadar hiç kimse kaçamamıştır. Bunlar da kaçamayacaklardır.Artık iyice belli olmuştur ki; AKP demek rant demektir. AKP demek yağma demektir. AKP demek yolsuzluk demektir.Değerli Basın Mensupları,Adına çözüm süreci denilen rezalet artık yeni bir boyut kazanmıştır.Türkiye Cumhuriyeti Devleti açıktan ve alenen teröristler tarafından tehdit edilmektedir. Kendini ve haddini bilmez bölücüler gemiyi azıya almışlardır. Milletimize ve devletimize olan kin ve nefretlerini kusmaya devam etmektedirler. Son zamanlarda ağızlarından salya akıtarak eyalet sisteminden, özerklikten bahsetmeye başlamışlardır. AKP iktidarının bu ihanet karşısındaki sessizliğinin artık izahı mümkün değildir.Adına çözüm süreci denilen fakat açıkça belli olduğu üzere ihanete, bölünmeye ve teröriste düğün bayram ettiren bir atmosfere dönüşen süreç; içerideki bölücüleri daha da azgınlaştırmış ve tamamen onların inisiyatifinde yürüyen bir projeye doğru yol almaya başlamıştır. Kontrol artık hükümette değil teröristtedir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bütün ikazlarına rağmen AKP Hükümeti bildiğini okumaya devam etmektedir. Türkiye’nin istikbalini bölücülere ve onların içerideki ve dışarıdaki stratejik ortaklarına teslim eden AKP Hükümeti, yaşanan rezaletleri milletimizin dikkatinden kaçırmak için her türlü gündem oyunları oynamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı da, üzerinde tartışması bile gereksiz olan saray gösterileriyle bu gündem sulandırma oyununda hükümete yardımcı olmaktadır. Hükümet kendi aklını İmralı’ya kiraya vermiştir. Türkiye’yi yönetenler, İmralı ile Kandil’in iki dudağı arasından çıkacak sözlere göre politika belirlemektedir. Güneydoğu’nun birçok ilçesi sanki Türkiye’nin değil başka bir yerin ilçesi gibi olmuştur. Bazı şehirler ve ilçeler terör örgütüne devredilmiştir. Kamu otoritesinin olmadığı yerlerde PKK kendi düzenini kurmuştur. Buralarda her gün isyan ve kalkışma provaları yapılırken, elleri kolları bağlanan güvenlik güçlerimiz hiçbir müdahalede bulunamamaktadır. Sözde çözüm adına taşlar bağlanmış köpekler salıverilmiştir. Teröristin İmralı’dan gönderdiği mesajlar meydanlarda mikrofonlarla duyurulmaktadır. Terörist başının tellalları meydanı boş bulmuşladır. Eşkıya şehre inmiştir.İmralı canisine payeler verilmekte, bu hain kahraman ilan edilmektedir. Bu bölücülere cevap vermesi, haddini bildirmesi gereken AKP Hükümeti ise sessiz biçimde olup bitenleri seyretmektedir.Açıkça söylüyorum: Bu teröristler en büyük cesareti AKP Hükümetinden almaktadırlar.Değerli Basın Mensupları,Fransada meydana gelen terör saldırıları sonrası Sayın Başbakan’ın takındığı tutum hayret vericidir.İçerideki teröre çözüm bulamayanların dışarıda nutuk atmasının hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur.Terörist başının mesajları meydanlarda anons edilirken, Başbakan terör konusunda dünyayı uyarıyor! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur? Teröriste boyun eğenlerin terör konusunda dünyaya mesaj vermelerinin hiçbir kıymeti yoktur, olamaz. Madem dünyaya terör mesajı vermek istiyorsun; o halde neden örneğin İstanbul’da PKK terörüne karşı kitlesel bir miting düzenlemiyorsun?Her salatalığım var diyene tuzluk taşıyacağına, neden binlerce şehidimiz için dünyayı ayağa kaldırmıyorsun?Kerkük’te, Telafer’de binlerce Türkmen katledilirken; niye aynı hassasiyeti göstermediniz? Madem dünya liderisin o halde neden tek bir ülke liderinin PKK’yı lanetlemesini sağlayamıyorsun?Somun pehlivanlığı ile 13 yıldır sadece peşrev çekmekle dünya lideri olunmaz değerli arkadaşlar.İmralı’nın sözcüleri ve ulakları AKP ile dalga geçmeye devam etmektedirler. Bizzat kendi ifadeleriyle bundan sonra eylemlerinde yüzlerini kapatmayacaklarını anons etmektedirler. O halde Başbakan’ın bu adamlara veremediği cevabı biz verelim: Yüzü açık ya da kapalı, terörist teröristtir ve hesap sorulacaktır.İmralı’nın tellalları utanmazca Cizre’de Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı mücadeleden söz etmektedir. Bu tellallara hatırlatmak isteriz: Sizinki mücadele değil ihanettir. Mücadele Gazze’dedir, Doğu Türkistan’dadır, Kırım’dadır, Kerkük’tedir, Türkmeneli’ndedir. Bizim mücadelemiz de sizinledir. Bizim mücadelemiz milli devletimizi her türlü ihanet karşısında savunma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz milletimizi ayağa kaldırma mücadelesidir. Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizden aldığı güçle bu ihanet senaryolarını mutlak surette boşa çıkaracaktır. Değerli Basın Mensupları,Son günlerde Fransa’da meydana gelen olaylar sonrasında özellikle Avrupa’da İslam karşıtlığını arttığını hep beraber görmekteyiz.Dinimiz İslam’a ve hazreti peygamberimize yönelik saldırılar artmaktadır. Bu saldırılardan en büyük zararı hiç şüphesiz dünyanın her yerine dağılmış olan Müslüman kardeşlerimiz görmektedir.Ne dinimize ne de peygamberimize, ne şekilde olursa olsun, hangi düşünceyle olursa olsun, nasıl bir düşmanlıkla olursa olsun; saldırılmasını kabul edemeyiz.Batının İslam karşıtlığını besleyen politikalarını temelden ve külliyen reddediyoruz.Bin yıldan fazla bir süredir Haçlı düşüncesiyle, haçlı kafasıyla bölgemizi karıştıranlara karşı Türk milleti her zaman dik durmuştur. Bundan sonra da AKP’nin pasifliğine rağmen dik durmaya devam edecektir. Değerli Basın Mensupları,Bildiğiniz gibi; birkaç gün önce AKP’li bir vekil Cumhuriyetimizi ’90 yıllık reklam arası’ şeklinde tarif eden bir açıklama yaptı. Bu tarif AKP zihniyetinin özetinden başka bir şey değildir. Bu milletvekiline şunu hatırlatmak isteriz: Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti tarihini reklam arası şeklinde tarif edemez, buna cür’et dahi edemez.Cumhuriyet düşmanlığına izin vermeyiz. Binlerce yıllık Türk tarihinin her saniyesi nasıl bizimse, nasıl bizim onurumuzsa; Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bizim onurumuzdur, gururumuzdur.Bu milletvekiline, bu lafları etme cesareti verenler bellidir. ‘Türküm, doğruyum’ cümlesini yasaklayanlardan milli bir duruş, milli bir tavır ve millete sadakat beklenemez. Sadece şekille, sembollerle ve poz vererek milliyetçi olunmaz.Ağızlarından Türk kelimesi çıkmayanların, bu millete de, bu devlete de verecek hiçbir şeyleri yoktur. Milliyetçi olmak adamlık ister, mangal gibi yürek ister. Değerli Basın Mensupları,Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’nin liderliğinde milli devletimizin ve istikbalimizin sigortası olmaya devam edecektir.Türk düşmanlığına, Cumhuriyet düşmanlığına ve bölücülüğe karşı Türkiye’nin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz.7 Haziran seçimleri milletimizin sesinin yükseleceği, bölücülerin ve Türk düşmanlarının ise gerekli cevabı alacağı bir seçim olacaktır. Basın toplantımıza katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, şahsım, İstanbul teşkilatımız ve Genel Merkezimiz adına çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”
Ne dinimize ne de peygamberimize, ne şekilde olursa olsun, hangi düşünceyle olursa olsun, nasıl bir düşmanlıkla olursa olsun; saldırılmasını asla kabul edemeyiz" dedi."EĞER BİR REKLAM ARASI VARSA O DA 13 YILLIK AKP İKTİDARIDIR."AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu'nun attığı belirtilen tweetle ilgili değerlendirmelerde bulunan Adan, "Bildiğiniz gibi birkaç gün önce AKP’li bir vekil Cumhuriyetimizi '90 yıllık reklam arası' şeklinde tarif eden bir açıklama yaptı. Bu tarif AKP zihniyetinin özetinden başka bir şey değildir. Bu milletvekiline şunu hatırlatmak isteriz; Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır. Bu 13 yıllık süre içerisinde çaldılar, çırptılar, bölücüleri şımarttılar; Türkiye'yi her türlü ihanetin kol gezdiği bir ülke haline getirdiler. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti tarihini reklam arası şeklinde tarif edemez, buna cür'et dahi edemez. Cumhuriyet düşmanlığına izin vermeyiz" şeklinde konuştu.Adan, "Türk düşmanlığına, cumhuriyet düşmanlığına ve bölücülüğe karşı Türkiye'nin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz. 7 Haziran seçimleri milletimizin sesinin yükseleceği, bölücülerin ve Türk düşmanlarının ise gerekli cevabı alacağı bir seçim olacaktır" diye konuştu. MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ CELAL ADAN’IN KONUŞMA METNİNİN TAMAMI ŞÖYLE:“Değerli Basın Mensupları,Türkiye gündemi ile ilgili düşüncelerimizi paylaşmak için düzenlediğimiz basın toplantımıza hoş geldiniz.Bu vesilesiyle, hepinizin geçtiğimiz günlerde kutlanan Çalışan Gazeteciler Gününüzü bir kez daha kutluyorum. Sizlerin şahsında bütün gazeteci arkadaşlarıma sağlıklı, mutlu ve mesleğinizi hiçbir baskı altında kalmadan icra edebileceğiniz günler temenni ediyorum. Ayrıca yine birkaç hafta önce yeniden göreve seçilen partimizin İstanbul İl başkanı Sayın Mehmet Bülent Karataş kardeşimi de huzurlarınızda yeniden tebrik ediyorum. Başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.Değerli Basın Mensupları,Türkiye yine akıllara durgunluk veren gündem maddelerini ve sorunları yaşamaya devam etmektedir. AKP iktidarı 12 yılı aşkın süredir sorunları çözmek yerine daha da büyütmektedir.Bunun en son örneği Perşembe günü açıklanan Şeffaflık Paketi’dir. Bu paketin şeffaflıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur. AKP kelimesi ile şeffaflık kelimesinin bir araya gelmesi mümkün değildir. AKP iktidarı bugüne kadar hiçbir konuda şeffaf olmamış, her şeyi kapalı kapılar ardında halletmenin yoluna girmiştir. Yani AKP’nin olduğu yerde şeffaflık olamaz.Bu paketin içinde yer alan Rant Vergisi; kamu yararını değil, müteahhidin ve rant hırsızlarının yararı için çıkarılmıştır.Bu karardan sonra AKP’li belediyeler resmen rant merkezi haline geleceklerdir. AKP’li belediyeler rant için, rant vergisi için ortalıkta yeşil alan bırakmayacaklardır.Zaten nefessiz kalan İstanbul bu vergiyle birlikte iyice betonlaşacak, yaşanması daha da zor bir şehir halini alacaktır. AKP dönemlerinde sadece İstanbul’da 4 bin imar değişikliği yapılmıştır. İstanbul’a sadece rant gözlüğüyle bakanlar, İstanbul’un varlıklarını kendi yandaşlarına dağıtanlar; bundan sonra daha da azgınlaşacaktır.Şehircilikten, imardan, planlamadan, çevreden, sosyal ve kültürel hayattan, spordan haberi olmayanlar; İstanbul için en büyük tehlikedir. Bugün şeffaflıktan bahsedenler, kendi sicillerine bakmalıdırlar.Millet vicdanında mahkum olan bakanlarını yargıdan, adaletten, hukuktan kaçıranlar; şeffaflıktan bahsedemezler. Madem o kadar açıksınız, madem o kadar kendinizden eminsiniz, o halde neden bu bakanlarınızı yüce divana göndermekten korkuyorsunuz?17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının üzerini örtmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bu en büyük yolsuzluk olayının hesabı muhakkak sorulacaktır.Bugünün muktedirleri sanmasınlar ki bu devran hep böyle devam edecektir. Milletin adaletinden bugüne kadar hiç kimse kaçamamıştır. Bunlar da kaçamayacaklardır.Artık iyice belli olmuştur ki; AKP demek rant demektir. AKP demek yağma demektir. AKP demek yolsuzluk demektir.Değerli Basın Mensupları,Adına çözüm süreci denilen rezalet artık yeni bir boyut kazanmıştır.Türkiye Cumhuriyeti Devleti açıktan ve alenen teröristler tarafından tehdit edilmektedir. Kendini ve haddini bilmez bölücüler gemiyi azıya almışlardır. Milletimize ve devletimize olan kin ve nefretlerini kusmaya devam etmektedirler. Son zamanlarda ağızlarından salya akıtarak eyalet sisteminden, özerklikten bahsetmeye başlamışlardır. AKP iktidarının bu ihanet karşısındaki sessizliğinin artık izahı mümkün değildir.Adına çözüm süreci denilen fakat açıkça belli olduğu üzere ihanete, bölünmeye ve teröriste düğün bayram ettiren bir atmosfere dönüşen süreç; içerideki bölücüleri daha da azgınlaştırmış ve tamamen onların inisiyatifinde yürüyen bir projeye doğru yol almaya başlamıştır. Kontrol artık hükümette değil teröristtedir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bütün ikazlarına rağmen AKP Hükümeti bildiğini okumaya devam etmektedir. Türkiye’nin istikbalini bölücülere ve onların içerideki ve dışarıdaki stratejik ortaklarına teslim eden AKP Hükümeti, yaşanan rezaletleri milletimizin dikkatinden kaçırmak için her türlü gündem oyunları oynamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı da, üzerinde tartışması bile gereksiz olan saray gösterileriyle bu gündem sulandırma oyununda hükümete yardımcı olmaktadır. Hükümet kendi aklını İmralı’ya kiraya vermiştir. Türkiye’yi yönetenler, İmralı ile Kandil’in iki dudağı arasından çıkacak sözlere göre politika belirlemektedir. Güneydoğu’nun birçok ilçesi sanki Türkiye’nin değil başka bir yerin ilçesi gibi olmuştur. Bazı şehirler ve ilçeler terör örgütüne devredilmiştir. Kamu otoritesinin olmadığı yerlerde PKK kendi düzenini kurmuştur. Buralarda her gün isyan ve kalkışma provaları yapılırken, elleri kolları bağlanan güvenlik güçlerimiz hiçbir müdahalede bulunamamaktadır. Sözde çözüm adına taşlar bağlanmış köpekler salıverilmiştir. Teröristin İmralı’dan gönderdiği mesajlar meydanlarda mikrofonlarla duyurulmaktadır. Terörist başının tellalları meydanı boş bulmuşladır. Eşkıya şehre inmiştir.İmralı canisine payeler verilmekte, bu hain kahraman ilan edilmektedir. Bu bölücülere cevap vermesi, haddini bildirmesi gereken AKP Hükümeti ise sessiz biçimde olup bitenleri seyretmektedir.Açıkça söylüyorum: Bu teröristler en büyük cesareti AKP Hükümetinden almaktadırlar.Değerli Basın Mensupları,Fransada meydana gelen terör saldırıları sonrası Sayın Başbakan’ın takındığı tutum hayret vericidir.İçerideki teröre çözüm bulamayanların dışarıda nutuk atmasının hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur.Terörist başının mesajları meydanlarda anons edilirken, Başbakan terör konusunda dünyayı uyarıyor! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur? Teröriste boyun eğenlerin terör konusunda dünyaya mesaj vermelerinin hiçbir kıymeti yoktur, olamaz. Madem dünyaya terör mesajı vermek istiyorsun; o halde neden örneğin İstanbul’da PKK terörüne karşı kitlesel bir miting düzenlemiyorsun?Her salatalığım var diyene tuzluk taşıyacağına, neden binlerce şehidimiz için dünyayı ayağa kaldırmıyorsun?Kerkük’te, Telafer’de binlerce Türkmen katledilirken; niye aynı hassasiyeti göstermediniz? Madem dünya liderisin o halde neden tek bir ülke liderinin PKK’yı lanetlemesini sağlayamıyorsun?Somun pehlivanlığı ile 13 yıldır sadece peşrev çekmekle dünya lideri olunmaz değerli arkadaşlar.İmralı’nın sözcüleri ve ulakları AKP ile dalga geçmeye devam etmektedirler. Bizzat kendi ifadeleriyle bundan sonra eylemlerinde yüzlerini kapatmayacaklarını anons etmektedirler. O halde Başbakan’ın bu adamlara veremediği cevabı biz verelim: Yüzü açık ya da kapalı, terörist teröristtir ve hesap sorulacaktır.İmralı’nın tellalları utanmazca Cizre’de Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı mücadeleden söz etmektedir. Bu tellallara hatırlatmak isteriz: Sizinki mücadele değil ihanettir. Mücadele Gazze’dedir, Doğu Türkistan’dadır, Kırım’dadır, Kerkük’tedir, Türkmeneli’ndedir. Bizim mücadelemiz de sizinledir. Bizim mücadelemiz milli devletimizi her türlü ihanet karşısında savunma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz milletimizi ayağa kaldırma mücadelesidir. Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizden aldığı güçle bu ihanet senaryolarını mutlak surette boşa çıkaracaktır. Değerli Basın Mensupları,Son günlerde Fransa’da meydana gelen olaylar sonrasında özellikle Avrupa’da İslam karşıtlığını arttığını hep beraber görmekteyiz.Dinimiz İslam’a ve hazreti peygamberimize yönelik saldırılar artmaktadır. Bu saldırılardan en büyük zararı hiç şüphesiz dünyanın her yerine dağılmış olan Müslüman kardeşlerimiz görmektedir.Ne dinimize ne de peygamberimize, ne şekilde olursa olsun, hangi düşünceyle olursa olsun, nasıl bir düşmanlıkla olursa olsun; saldırılmasını kabul edemeyiz.Batının İslam karşıtlığını besleyen politikalarını temelden ve külliyen reddediyoruz.Bin yıldan fazla bir süredir Haçlı düşüncesiyle, haçlı kafasıyla bölgemizi karıştıranlara karşı Türk milleti her zaman dik durmuştur. Bundan sonra da AKP’nin pasifliğine rağmen dik durmaya devam edecektir. Değerli Basın Mensupları,Bildiğiniz gibi; birkaç gün önce AKP’li bir vekil Cumhuriyetimizi ’90 yıllık reklam arası’ şeklinde tarif eden bir açıklama yaptı. Bu tarif AKP zihniyetinin özetinden başka bir şey değildir. Bu milletvekiline şunu hatırlatmak isteriz: Eğer bir reklam arası varsa o da 13 yıllık AKP iktidarıdır. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti tarihini reklam arası şeklinde tarif edemez, buna cür’et dahi edemez.Cumhuriyet düşmanlığına izin vermeyiz. Binlerce yıllık Türk tarihinin her saniyesi nasıl bizimse, nasıl bizim onurumuzsa; Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bizim onurumuzdur, gururumuzdur.Bu milletvekiline, bu lafları etme cesareti verenler bellidir. ‘Türküm, doğruyum’ cümlesini yasaklayanlardan milli bir duruş, milli bir tavır ve millete sadakat beklenemez. Sadece şekille, sembollerle ve poz vererek milliyetçi olunmaz.Ağızlarından Türk kelimesi çıkmayanların, bu millete de, bu devlete de verecek hiçbir şeyleri yoktur. Milliyetçi olmak adamlık ister, mangal gibi yürek ister. Değerli Basın Mensupları,Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’nin liderliğinde milli devletimizin ve istikbalimizin sigortası olmaya devam edecektir.Türk düşmanlığına, Cumhuriyet düşmanlığına ve bölücülüğe karşı Türkiye’nin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz.7 Haziran seçimleri milletimizin sesinin yükseleceği, bölücülerin ve Türk düşmanlarının ise gerekli cevabı alacağı bir seçim olacaktır. Basın toplantımıza katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, şahsım, İstanbul teşkilatımız ve Genel Merkezimiz adına çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”