Önyargılar yaşamımızın duvarlarıdır. Doğduğumuz andan itibaren koşullandırılmaya, neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair toplumsal kalıplara uymaya zorlanırız. Farklı düşündüğümüzde dışlanır, genele uymayan söylem ve davranışlarımızı frenlemeye çalışırız.Ama toplumlar da bireyler gibi değişebilen, gelişebilen organik bir yapıya sahiptir. Çeyrek asır önce psikolojik rahatsızlıklara ayrım yapmaksızın delilik yaftasını yapıştıran toplumumuz bugün görsel ve yazılı medyanın da etkisiyle farklı bir bakış açısına geçmiş görünüyor. Deli kelimesi out, terapiye ihtiyacı var in.Bu oldukça sevindirici bir gelişme ama yine de psikologun, terapistin kapısını çalmak hala çok kolay değil. Nedir peki bunun altında yatan kaygılar?Etiketlenme kaygısıÇevresindeki bireyler tarafından akıl sağlığı yerinde olmayan biri olarak tanınmak istememek kadar çalıştığı işte ya da ileride hedeflediği pozisyona ulaşması için bir engel teşkil edeceği düşüncesi de kaygıya yol açabiliyor. Terapi için gittiğiniz uzmanın bekleme salonunda bir tanıdıkla karşılaşma ihtimali de kaygı düzeyini yükseltiyor.Sırlarının ifşa edileceğine dair korkuÖzgüven eksikliği kuşkuyu ve güvensizliği doğurduğu için terapiste mesafeli yaklaşma ve birkaç seans sadece yüzeysel konularda sohbet etme, asıl konudan uzak durma durumuna yol açabilir.İyileşme korkusuSorunlarımıza bazen ilgi çekmek, bizimle daha çok ilgilenilmesi için tutunabiliriz. Depresyondayken etrafımızda pervane olan eşimizin, ailemizin dipten çıkıp kendimize geldiğimizde ilgi ve şefkatini yitirmek bir tür yoksunluğa yol açabilir.Yargılanma korkusuKurtulmak istediğimiz bağımlılıklar, yaşadığımız travmalar, toplumca kabul görmeyen düşüncelerimiz başkalarıyla paylaşılmayacak kadar özel olabilir. Danıştığımız kişi bir uzman da olsa yargılanma korkusundan kurtulamayabiliriz.Kaygılarınızı aşmanız için;Sizin gibi düşünen birey sayısı sandığınızdan daha fazla. Yalnız değilsiniz.Terapistler için her danışan özeldir ve paylaşılanlar seans odası dışına çıkmaz.Birçok terapist danışanın ismini dosyaya yazmadığını biliyorum.Günümüz psikologları danışanlarının bekleme odasında karşılaşmaması için seans aralarına zaman koyarak ya da girenler ve çıkanlar için farklı kapılar koyarak çözüm üretiyorlar. Ayrıca; psikologa değil terapiste gidiyorum demek sizi rahatlatabilir.Sorununuzdan kurtulmaya kesin olarak karar vermeniz terapinin başarısını artıracaktır.Psikologlar sihirbaz değildir. Sihirli değnekleri yoktur ama bakış açınızı değiştirmeyi, bağımlılıklarımızdan kurtulmanızı, travmaları atlatmanızı sağlayacak donanıma sahiptirler. Onlar sizi profesyonel olarak dinleyen ve doğru sorularla anlatmanıza destek veren uzmanlardır.Ruh sağlığımız beden sağlığımızdan daha az önemli değildir. Ağrımız olduğunda doktora gitmek kadar doğal olan bu eylemi ertelemeniz daha büyük sorunlara yol açabilir.
Güncel
03 Şubat 2015 - 00:06
'kim Korkar Psikologdan'
Uzman Hipnoterapist ve psikolog Gani Eser, toplumumuzda hala bir önyargı konusu olan psikologa gitmekten çekinen insanlar için kaleme aldığı yazısında bakın neleri vurguluyor.
Güncel
03 Şubat 2015 - 00:06
İlginizi Çekebilir