İstanbul Medeniyet Üniversitesi (İMÜ)’nün, Yeryüzü Doktorları ve Mogadişu Benadir Üniversitesi işbirliği ile başlattığı koordinatörlüğünü İMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Alimoğlu'nun yaptığı, Somali'de ilk defa gerçekleştirilen tıpta ihtisas programı ilk mezunlarını verdi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Benadir Üniversitesi tıp fakülteleri arasındaki işbirliğinin ilk meyvelerinin alındığı cerrahi ihtisas programının ilk mezun sayısı 9 oldu. Altı aylık periyodlarla İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyelerinin Somali’ye giderek gerekli eğitimleri verdiği programda, sınavlar yapılarak asistan karneleri değerlendirildi ve asistanlar her yıl 4 aylık ihtisas sürelerini de İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçirerek eğitimler aldılar. Eğitim süreçlerinin sonunda 4 basamaklı sınavda (Test, teorik, pratik ve tez çalışmaları) başarı gösteren asistanlar “Uzman Tabip” ünvanı aldılar. İhtisas programı eğitimleri sürmekte olan 12 asistan doktor eğitimlerini almaya devam ediyor.İhtisas programına ilişkin izlenimlerini aktaran İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Alimoğlu programın detayları hakkında aşağıdaki açıklamalarda bulundu,“Üniversitemiz bünyesinde 3 yıl önce başladığımız bu güzel çalışmanın bugün ilk sonuçlarını almış bulunmaktayız. Somali’nin şartları göz önüne alındığında “Acaba bu eğitim programı tamamlanır mı?” diye hep endişe duyardık. Bugün, hep birlikte bunun gerçekleştiğine şahitlik yapmaktayız. Tarihe baktığımızda benzer birçok örneğinin de mevcut olduğu gibi, üniversitelerimiz arasındaki iş birliği sonucu yürütülen bir programın güzel sonuçlarına tanıklık etmekteyiz. Bu eğitim programında İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin yanı sıra diğer ortak kuruluşlar Benadir Üniversitesi, TİKA ve Yeryüzü Doktorları’dır.Dünyanın zenginleri ve fakirleri arasında tıbbi hizmete erişim açısından büyük bir uyumsuzluk mevcuttur. Afrika, dünyanın hastalık yükünün %25’ini barındırmasına rağmen dünyanın tıbbi insani kaynaklarının sadece %2’sine sahiptir. Bunların yanında tüm küresel sağlık problemlerinin arasında cerrahi olarak tedavi edilebilir hastalıklar, dar kaynaklı ülkelerde insanların hayatlarını tehdit etmekte olup cerrahi tedavi dünya genelinde vazgeçilmez bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.Dünyada iki milyardan fazla insan, cerrahi tedaviye uygun bir şekilde erişememektedir. Afrika’da diğer kıtalara nazaran toplum başına düşen hekim sayısı daha azdır, hatta cerrahların sayısı daha da az olup çoğu halen taşra olarak kabul edilen kentsel bölgelerde yaşamaktadır. Şu veya bu şekilde cerrahi, küresel toplum sağlığının ihmal edilen bir faaliyet alanı olarak kabul edilebilir. Dünyanın birçok bölgesinde cerrahi prosedürler tam olarak eğitilmiş cerrahlarca yapılmamaktadır. Bu çalışanlar için “cerrah” sıfatından ziyade “cerrahi olarak eğitilmiş sağlıkçı” sıfatının kullanılması daha uygun olacaktır. Diğer birçok dar gelirli ülkede, ameliyatlar pratisyenlerce gerçekleştirilmektedir. Yirmi beş Afrika ülkesi hekim olmayan klinisyenler çalıştırmakta ve bunların aşağı yukarı yarısı minör cerrahi prosedürleri uygulamaktadır. Örneğin; Uganda’da, beş genel hastaneyi kapsayan bir çalışmanın sonuçlarına göre yıllık 5000’den fazla ameliyatın pratisyenler tarafından yapıldığı saptanmıştır. Global olarak yılda bir milyona yakın insan imkansızlıklar nedeniyle tedavi edilebilir cerrahi hastalıklara bağlı olarak sakat kalmakta veya hayatını kaybetmektedir.Somali’de 1991’de başlayan iç savaş sonrası ciddi bir güvenlik sorunu ortaya çıkmış, ülke otonom olarak yönetilen 18 bölgeye bölünmüştür. Sağlık sistemi başta olmak üzere sosyal hizmetlerin çoğu bu sorunlardan ötürü çökmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2015 verilerine göre 5-yaş-altı mortalite %25, genel yaşam beklentisi erkekler için yaklaşık 54, kadınlar için ise yaklaşık 57 yıldır. Yine bu verilere göre 10.787.000 nüfuslu Somali’de 15 yaş altı kişiler nüfusun %47’sini oluştururken 60 yaş üstü kişiler ise nüfusun sadece %5’ini teşkil etmektedir. Halkın %39’u ülkenin kentsel bölgelerinde yaşamakta olup maalesef Somali’li insanların büyük bir bölümü tıbbi ya da cerrahi tedaviye erişememektedirler. Somali’deki 25 yıllık silahlı çatışmalar ve güvenlik sorunu tıp sektörüne ağır bir darbe vurmuştur. Sadece 2010 ve 2011 yıllarında Somali’de süregelen silahlı çatışmalar nedeniyle üç ana hastaneye başvuran toplam 7500 savaş yaralısının 1/3’ü kadın ve 1/5’inin çocuk olması yaşanan harp cerrahisi ve travma vakalarının düzeyini ortaya koymaktadır.Çocuk malnütrisyonu ve iç göç ile beraber iç savaş ve güvenlik sorunları ülkenin tümünü etkilemektedir. Devam eden çatışmalar, sağlık altyapısının %90’ını hasarlanmış ya da yok edilmiş hale getirmiştir. Ülkede 2014 verilerine göre saptanan toplam hekim sayısı 100.000 kişilik nüfus başına 3 olarak saptanmış olup bu oranlar hemşire ve ebeler için 100.000 kişilik nüfus başına sırasıyla 11 ve 2’dir. Somali’de güvenlik sorunlarına ek olarak, susuzluk ve sel gibi tıbbi acillere neden olan çevresel felaketler de baş göstermiştir.Somali’nin tıp sektöründeki problemler şöyle özetlenebilir:(1) Ücretsiz tedavi ve ilaç yokluğu,
(2) Devlet kapasitesi ve kaynakları ile özel hastane ve kliniklerin yokluğu,
(3) Yeterli sayıda tıbbi personelin yokluğu,
(4) Tıbbi olanaklara erişmede ulaşım problemleri,
(5) Özel tıbbi hizmetler için kanun ve yaptırımların yokluğu,
(6) Tıp eğitiminde standardizasyon yokluğu,
(7) Koruyucu hekimlik hizmetlerinin yokluğu,
(8) Sahte ya da uygunsuz ilaçlar,
(9) Uzmanlık eğitiminin olmaması.Bu problemlerin düzeltilmesi için eylem ve operasyonlar devam etmekte olup yakın gelecekte bu konularda iyileştirmelerin gerçekleştirileceğini ümit ediyorum.Tıp fakülteleri tüm topluluklar için büyük öneme haiz olup tıbbi bilimsel çalışmaların gerçekleştirildiği ve ürünlerinin halk sağlığına sunulduğu kurumlardır.Tıp doktorları olarak insanlık için üç büyük sorumluluğumuz bulunmaktadır. Birincisi, tedavinin en optimum halini sunmaktır. İkincisi, kendimizi ve kendimizden sonraki nesli eğitmektir. Bu iki konunun idamesi için azami çaba gösterilmelidir. Üçüncüsü ise, uygulanan tedavilerden elde edilen bilimsel kanıta dayalı verileri edinmektir.Bunları üç kelimeyle özetlemek gerekirse; hasta bakımı, eğitim ve araştırma.“Somali’de uzman olarak görev yapacak ilk kadın cerrah bu programda yetişti…”Yeni mezun olan hekimlerimiz mesleklerini gurur ve onur ile icra etmeli ve kendilerini insanlığa hizmet etmeye adamalı, bu mesleği ekonomik kaygılarla değil, insani kaygılarla yürütmelidirler. Din, dil, ırk ayırt etmeden tüm insanlara ve yeri geldiğinde fakir ve kimsesizlere karşılık beklemeksizin yardım edecek erdeme sahip olmalıdırlar.Yeni mezun cerrahi uzmanları olan asistanlarımıza, bu programa olan bağlılıkları ve aldıkları eğitim için gösterdikleri çabalarından ötürü teşekkür ederiz.Ek olarak, bu zor ihtisas sürecinin sonunda elde ettiği başarıyla Somali’de uzman olarak görev yapacak ilk kadın cerrah olan Dr. Maimuna Abdi Gele’yi de içtenlikle tebrik ederiz.Mezuniyet törenine Türkiye Somali Büyükelçimiz, YYD Başkanı, Somali Sağlık, Kalkınma ve Eğitim Bakanları, Milletvekilleri, Benadir Üniversitesi yetkilileri ve öğrenciler ile diğer yetkililer katılım gösterdi.”
(2) Devlet kapasitesi ve kaynakları ile özel hastane ve kliniklerin yokluğu,
(3) Yeterli sayıda tıbbi personelin yokluğu,
(4) Tıbbi olanaklara erişmede ulaşım problemleri,
(5) Özel tıbbi hizmetler için kanun ve yaptırımların yokluğu,
(6) Tıp eğitiminde standardizasyon yokluğu,
(7) Koruyucu hekimlik hizmetlerinin yokluğu,
(8) Sahte ya da uygunsuz ilaçlar,
(9) Uzmanlık eğitiminin olmaması.Bu problemlerin düzeltilmesi için eylem ve operasyonlar devam etmekte olup yakın gelecekte bu konularda iyileştirmelerin gerçekleştirileceğini ümit ediyorum.Tıp fakülteleri tüm topluluklar için büyük öneme haiz olup tıbbi bilimsel çalışmaların gerçekleştirildiği ve ürünlerinin halk sağlığına sunulduğu kurumlardır.Tıp doktorları olarak insanlık için üç büyük sorumluluğumuz bulunmaktadır. Birincisi, tedavinin en optimum halini sunmaktır. İkincisi, kendimizi ve kendimizden sonraki nesli eğitmektir. Bu iki konunun idamesi için azami çaba gösterilmelidir. Üçüncüsü ise, uygulanan tedavilerden elde edilen bilimsel kanıta dayalı verileri edinmektir.Bunları üç kelimeyle özetlemek gerekirse; hasta bakımı, eğitim ve araştırma.“Somali’de uzman olarak görev yapacak ilk kadın cerrah bu programda yetişti…”Yeni mezun olan hekimlerimiz mesleklerini gurur ve onur ile icra etmeli ve kendilerini insanlığa hizmet etmeye adamalı, bu mesleği ekonomik kaygılarla değil, insani kaygılarla yürütmelidirler. Din, dil, ırk ayırt etmeden tüm insanlara ve yeri geldiğinde fakir ve kimsesizlere karşılık beklemeksizin yardım edecek erdeme sahip olmalıdırlar.Yeni mezun cerrahi uzmanları olan asistanlarımıza, bu programa olan bağlılıkları ve aldıkları eğitim için gösterdikleri çabalarından ötürü teşekkür ederiz.Ek olarak, bu zor ihtisas sürecinin sonunda elde ettiği başarıyla Somali’de uzman olarak görev yapacak ilk kadın cerrah olan Dr. Maimuna Abdi Gele’yi de içtenlikle tebrik ederiz.Mezuniyet törenine Türkiye Somali Büyükelçimiz, YYD Başkanı, Somali Sağlık, Kalkınma ve Eğitim Bakanları, Milletvekilleri, Benadir Üniversitesi yetkilileri ve öğrenciler ile diğer yetkililer katılım gösterdi.”