Gagavuzya Özerk Bölgesi’nde 1.Türk Halkları Kongresi düzenlendi. Kongrede "Artık birlik ve beraberlik zamanıdır” mesajı verildi. Gagavuzya’nın Başkenti Komrat’ta açılışı yapılarak başlayan Türk Halkları Kongresi, Kongaz’da devam etti ve Kıpçak’ta sona erdi. Türk Halkları Kongresinde birlik ve beraberlik mesajları verildi. İşte kongrenin özet mesajı:
“Dünyanın birçok bölgesinde azınlık durumunda olan Türklerin bir kısmı dillerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Çünkü tarihte olduğu gibi bugün de çeşitli baskılarla asimilasyona uğratılmak istenmektedirler. Bu çilelerin sona ermesi ve dünyada geniş bir coğrafyaya yayılmış olan ve azınlık olarak yaşayan Türklerin kendi benliklerini korumaları ve bulundukları yerlerde özgürce yaşamaları, dünyadaki Türklerin birleşmelerine ve ortak eylem yapma erklerine bağlıdır. Bu nedenle bütün dünya Türkleri bir an önce birleşerek güçlü olmak zorundadır. Artık birlik ve beraberlik zamanıdır.”
Kongreyi izleyen, Dünya Türk Gençleri Birliği (DTGB) İstanbul Koordinatörü, BULTÜRK Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rafet Ulutürk izlenimlerini Türkiye Haber Ajansı (TNA) için kaleme aldı:İşte Gazeteci Rafet Ulutürk’ün izlenimleri ile Türk Halkları Kongresi. Türk Halkları Kongresi’nin delegeleriGagavuz yeri Kıpçak’ta buluştular
Yola çıktığım Bulgaristan'dan, karayolu ile Romanya toprakları üzerinden Moldova’ya geçtim. Sınırda Oleg kardeşimizi aradım "ben sınırdan geçiyorum, nereye geleyim" dediğimde bana "sınırdan çıktığında arabadan in ben geliyorum" dedi. Oleg arkadaşımızla buluştuktan sonra yola koyulduk ve Gagavuz kardeşlerimiz beni Kıpçak Köyü’ne götürdüler.
Beni Primariyanın sekreteri (Belediye Başkanı Sekreteri) Svetlana Hanım karşıladı ve eşyalarımı alarak kendi arabasına koydu. Birlikte babasının evine gittik. Orada bir yemek hazırlamışlardı. Ben oruçlu olduğum için yemek yiyemeyeceğimi söyledim, hiç itiraz etmediler. Zaten bizim Ramazan ayında olduğumuzu ve oruç tuttuğumuzu biliyorlardı. Oradan Primariya’ya (Belediyeye) gittik orada yeni seçilen başkan ve çalışanlarla tanıştık. Bana Belediye Başkanı Sn.İvan Nikolaeviç odasını verdi, “İşte telefon, işte internet burası senin” dedi. Hemen Moldava’ya gelen diğer arkadaşları aramaya ve irtibat kurmaya başladım. İlk gün on arkadaş ile haberleşmeyi başardım ve gelmelerine sevindim. Akşam oradan Svetlana Hanımla birlikte evine gittik. Evlerinde beni kocası Panteley (Manerka) ve oğlu Artöm çok sıcak karşıladılar, daha sonra öğrendim kızları da varmış Alöna isminde... 16 yaşındaki Alöna sağ olsun bana çok hizmet etti. Bana kalacağım odayı gösterdiler, (burası Alöna’nın yani kızlarınınmış) “bu oda artık senin” dediler. Arkadaşlardan önce geldiğim için köyde gezme fırsatı da buldum. Burada sokaklarda gezerken yanımda getirdiğim bazı hediyeleri ay yıldızlı balonları, oyuncak at, kedi ve köpekleri çocuklara dağıttım. Ayrıca Sn.Sakin ÖNER hocamızın verdiği Atatürk rozetlerini de burada dağıttım. Bu rozetleri çok sevdiler. Sokaklarda gezerken dikkatimi çeken en önemli şey küçük çocukların kendi aralarında sadece Gagavuz Türkçesi konuşmalarıydı. Ben özellikle Kıpçak’ta şunu gördüm; Kıpçak Köyü’nün geleceği gerçekten parlak. Bu arada, Kıpçak Köyü’nün tamamı Bulgaristan’dan gelmiş...
Evlerde ise hizmet gerçekten mükemmeldi, yani ailelerin birer parçasıydık.
Kıpçak Belediye Başkanı Sn.İvan Nikolaeviç beni Komrat’ın kurtuluş günü kutlamalarına götürdü. 21.08.2010 tarihinde Kıpçak Belediyesi’nin önünden Gagauz özerk bölgesinin Başkenti Komrat şehrine doğru Belediye Başkanı Nikoleviç ve hanımı ile birlikte yola çıktık. Komrat şehrine ulaştığımızda Komrat’ın kurtuluşu için toplanmış kalabalığın içine karıştık. Kıpçak Belediye Başkanı Sn.İvan Nikolaeviç’i tanıyanlar alıp bizleri ön sıralara oturttular.
Komrat şehrinin kurulusunun 221.yılı kutlamalarında açılış 4 dilde (Moldova, Gagavuz Türkçesi, Rusça ve İngilizce) yapıldı. Komrat Belediye Başkanı açılış konuşmasında, “Gagavuz halkı artık tüm dünyaya dağıldı. ABD, AB, Türkiye ve Rusya’ya... Hoş geldiniz sizleri ekmek ve tuzla karşılıyoruz, bunlar bizim geleneklerimiz” dedi.
Açılıştan sonra Rusça konuşuldu. Moldova ve Gagauzya milli marşları okundu.
Ardından 3 çocuk sahneye gelerek ellerinde Gagauzları temsilen mavi, beyaz ve kırmızı renkli balonları havaya bıraktılar. Gagavuzyeri bayrağını gökyüzüne gönderdiler. Komrat semaları Gagavuz bayraklarıyla donandı. Daha sonra sahneye çıkan Gagavuzyeri’nin folklor grubu, seyircileri oyunlarıyla büyülediler. Ardından da Gagavuz halkının en çok sevdiği şarkıcı Stepan KURİDİMOV ceketinde Sakin hocamızın verdiği Atatürk rozeti ile sahneye çıktı. KURİDİMOV muhteşem sesiyle şarkılarını seslendirdi. Özellikle “Oğlan Oğlan” şarkısıyla Gagavuz halkının coşkusu doruğa çıktı. Halk dakikalarca onu ayakta alkışladı.
Kuridimov’un ardından Moldova folklor grubu Ansanbıl JOK sahneye geldi. Orada bir şey dikkatimi çekti. Gruptaki kadın ve erkeklerin hepsi bir boydaydı. Bu durum bana çok ilginç geldi. Daha sonra öğrendim ki onların hepsi seçilirken, aynı boyda olmaları istenirmiş.
Her şey çok güzeldi fakat kutlamalarda Gagavuzyeri’nin Başkanları yoktu. Böyle bir kutlamaya Başkan’ın katılmaması, orada bulunan herkesi son derece üzdü. Daha sonra öğrendik ki geç vakit gelmiş konuşma yapmış ve gitmiş. Konuşmasını da Rusça yapmış. Hâlbuki Gagavuzya, Moldava’da bir bölge ve Rusya ile hiç bir alakası yok. Gagauz halkının Başkanı kendi halkının geleceğini düşünerek özgüvenlerinin artması için çabalamalı ve konuşmalarını Gagavuz Türkçesinde yapmalıdır. Burası Gagavuz Türklerinin öz vatanıdır. Kendi vatanlarında başkanın Rusça konuşmasını anlamak mümkün değildir. Zaten Gagavuz halkı da kendisinden pek hoşnut değildir. Her şeye rağmen Gagavuz Türkleri kendi liderlerini mutlaka bulacaklardır ve gelecek kuşakların kendi varlıklarını ve dillerini muhafaza etmek için mücadele edeceklerdir.
Kongre çalışmalarına girmeden önce unutamayacağım bir hatıramı anlatmak istiyorum. Gagauz halkının örf ve adetlerine bağlılığını gösteren ve Gagauz halkını ebediyen yaşatmaya götürebilecek olan son derece önemli bir geleneğin uygulanması.
Son Pazar akşamı, misafir olduğum Panteley beni babasının evine davet etti. Anlattığına göre her Pazar babasının evinde bütün sülale toplanıyorlarmış. Babasının evine gittiğimizde gördüm ki; tüm kardeşleri oradaydı. 9 kardeşler... 6 kadın, 3 erkek. 26 torun ve 6 torunun çocuğu hepsi bir arada ailenin en büyüğünün yanındaydılar.
Tanıştıktan sonra bana kendilerinden biriymiş gibi sarıldılar, çok mutlu oldular. Panteleyin babası ORJİNAL MANERKA herkese orada şunları söyledi, “Ben sizleri burada görmekten çok mutluyum. Size, hepinize söylüyorum; Türkiye’de ki kardeşlerinizi unutmayın. Biz bu gün burada özerk cumhuriyetimizi Sn. Süleyman Demirel’e borçluyuz. O olmasaydı bugün özerklik olmazdı. Bunun için bir olun, birbirinize sahip çıkın. Böyle birbirinize gidin gelin ki aranızdaki kardeşlik, sıcaklık kaybolmasın. Birbirinizi asla unutmayın. Sizler birbirinize sahip çıkarsanız, hepiniz güçlü olursunuz. Ama şunu da ilave etmeliyim ki, en çok bizim onlara yani Türkiye’ye ihtiyacımız var, çünkü güçlü ve özgür bir ülke, yarının da lider ülkesi olacak. Bizleri sadece Türkiye koruyabilir, bunu aklınızdan çıkarmayın” dedi. Bana dönerek de, “Ne olur bizim evlatlarımızı yalnız bırakmayınız” dedi.
Bir anda gözlerim doldu... Türkiye’yi gerçekten çok seviyor olduklarını bizzat görme imkânım oldu. Ben de “benim de burada artık kardeşim var Panteley (Manerka) benim kardeşim dolayısıyla onun çevresinde 8 kardeşi ve Gagauz halkı bizim öz ve öz kardeşlerimizdir” dedim.
İki yaşlı o kadar mutluydular ki, ailelerinin bir arada olduğu bu görüntü onları mest ediyordu. Babası “Ben bu görüntü için her şeyimi veririm, beni bu dünyada en çok mutlu eden ailemi böyle bir arada görmektir. Yanımızda bir de Türkiye’den bir kardeşimiz olunca mutluluğumuz on kat daha artmış oldu” dedi.
Kanaatim şudur ki; Gagavuz halkı bu geleneklerini sürdürdüğü sürece kendi benliğini koruyacak ve asimile olmaktan kurtulacaktır. Her Milleti yaşatan zaten sahip oldukları milli değerler değil midir?
1.Dünya Türk Halkları Kongresi başlıyor,1.günü 25.08.2010 tarihinde toplantıya Türk Dünyasından gelen tüm arkadaşlar ile Kıpçak Belediyesi’nin önünde buluştuk. Otobüslere binerek Kıpçak Köyü’nden Gagavuzya’nın başkenti Komrat şehrine doğru yola çıktık.
1.Türk Halkları Kongresi Gagavuzların başkenti Komrat şehrinde başladı. Türk Dünyasında kültürel yakınlaşmayı ve bütünleşmeye hizmet etmek amacı ile her yıl geleneksel olarak toplantılar düzenleyen DTGB, kendine yeni bir hedef çizerek Birinci Türk Halkları Kongresi’ni bu yıl 24-28 Ağustos tarihleri arasında Gagavuz yerinde gerçekleştirdi. Balkanlardan – Altaylara, Türkmenistan’dan – Sibirya’ya, Adriyatik’ten - Çin Seddi’ne kadar "Dilde, Fikirde ve İşte Birlik" şiarını hayata geçirmek için dünyanın her tarafından 80 genç delege Gagavuzya özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Komrat’ta bir araya geldi.
Komrat şehrinde açılış yapıldı.
Açılış konuşmasını bir erkek ve bir kız Gagauzca ve Rusça yaptılar. Daha sonra Gagauz marşı okundu.
Ardından divana DTGB Başkanı Sn. Ekrem Adullayev, Başkan Yrd. Şemsettin Küzeci, DTGB Koordinatörü Rafet Ulutürk ve Moldova Milletvekili Sn. Oleg Garizan seçildiler.
Sn. Küzeci, açılış konuşmasını yapmak üzere DTGB Genel Başkanı Sn. Ekrem Abdullayev’e sözü verdi.
Sn. Ekrem Abdullayev konuşmasında “DTGB 14 Kurultay, 10 Liderler toplantısı yapabilen tek teşkilattır. Bugün de burada 1.Türk Halkları Kongresi’ni başlatıyoruz. 1.Türk Halkları Kurultayı’nın yeni bin yılın başında Gagauzyeri’nde toplanması çok anlamlıdır. Bizler dostluk ve sevgi hareketiyiz. Bizler tarih boyunca kendi kültürümüzün kıymetini pek bilmedik. Şimdi Türk ülkeleri istiklallerine kavuşuyor. İstiklalin korunması milli ve manevi güçlerin kuvvetlenmesine bağlıdır” dedi. Gagavuz yeri özünün en şerefli günlerini yaşıyor. Bu 1.Türk Hakları Kurultayı Türk Dünyasının kendi arasındaki birliği kuvvetlendirecektir” dedi.
Ardından Umut Derneği Başkanı sözü aldı. O da “Bu bayram bizim tanışma bayramımız, buralara gelmekle iyi bir iş yaptınız. Bizim kapımız tüm Türk Dünyasına açıktır. Buraya geldiğiniz, bizi yalnız bırakmadığınız ve bize yalnız olmadığımızı kanıtladığınız için sizlere teşekkür ederim. Buradan ayrıldığınızda bizi Gagavuzları her yerde anlatınız. Türk Dünyası ilk defa buraya geliyor, sağ olunuz sizleri her zaman bekleriz” dedi.
Daha sonra Moldova Milletvekili Sn. Oleg Garizan sözü aldı; Gagavuz dilinde “Bugün bizim Gagavuzya’da yeni beyaz bir sayfa açıldı. Gagavuz halkı 10 devlet içerisinde dağıldı amma burada kalanlarda Moldova’nın içinde kendi devletini kurabildi. Biz problemlerimizi Balkanların bazı kesimlerinde olduğu gibi kanla değil, masada çözemeye muvaffak olduk. Tabi ki bize en çok destek Türkiye Cumhuriyetinden geldi, bundan dolayı da Türk halkına minnettarız. Koskoca bir Türk Dünyasının bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. İşte bugün buraya gelmeniz, bizi önemsemeniz bizi içinize kabul etmeniz demektir. Bugün buraya gelen 14 devlet temsilcisinin hepsini kutluyorum. Türk Dünyasının bir parçası olan Gagavuz’yerine, memleketimize hoş geldiniz sefa getirdiniz” dedi.
Daha sonra Komrat Belediye Başkanı Nikolay Harlampieviç DUDOĞLU sözü aldı; Gagavuz dilinde “Biz Sn.Oleg GARİZAN kardeşimizi, sizleri bir araya bizim topraklara getirebildiği için kutluyorum. Biz sizleri burada gezdireceğiz, Komrat şehrimizi çok seveceksiniz. Türk Halkları her yerde rahat ve özgür yaşasınlar. Hepinize buralara kadar geldiğiniz için teşekkür ederiz. Tekrar hoş geldiniz, Türk topraklarına” dedi.
Moldavadaki dış ülke diplomat ve büyükelçilerinden de toplantıya yakın ilgi vardı. Katılan diplomatlardan Türkiye Cumhuriyeti- Ali Urkal, Rusya-A.M.Şevçenko ve Azerbaycan Moldova Büyükelçiliği temsilcisi-Vahap Zade birer konuşma yaptılar. Moldova Halk Asamblesi Başkanı-Olga Gonçarova’da konuşmasında toplantının Moldava’da yapılmasının kendileri için büyük bir kazanım olduğunu belirtti. Türkiye’den Sayın Prof. Dr. Ahmet ÇOLAK da bir konuşma yaptı. Konuşmasında "Biz Türkler devletsiz yaşayamayız, dünya devlet kurmayı bizlerden öğrenmiştir, ancak artık “Türk gibi başlayıp Türk gibi bitir” dedirtmeliyiz. Artık dünyada yalnız kendi sınırlarının içinde kalacak şekilde çalışmanın faydası yoktur. Bütün dünyayı esas almalıyız. Telefonda sesimizi duyurmamız için karşı tarafın da telefonu açması gerekir. BAKINIZ BİR ÇAĞRI ÜZERİNE PAPA VATİKAN’DA BİR MİLYON GENCİ TOPLAYABİLDİ. Biz Türkler de bu tür organizasyonlar yapabilmeliyiz. Artık Türklerin tarihini dünyaya tanıtmalıyız. Binlerce film yaparak Türk tarihini dünyaya göstermemiz lazım. Her şey sabır işidir, siz gençlere benim üç tavsiyem var:
1. Hedeflerinizin sonu olmayacak
2. Ağır şartlar karşısında yanıp yakılmayacaksınız
3. Mükâfat kesinlikle beklemeyeceksiniz
Bedenleri ruhlara galebe çalanlar, asla büyük işler başaramazlar, ruhlar bedenlere galebe çalmalı. Bir de şahsınıza yapılan zulmü affedin ki; zalim olmayasınız. Fakat devletinize veya milletinize yapılan zulmü hiç bir zaman asla ve asla affetmeyiniz. Muhtaç oldunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” dedi. Ardından kongreye gönderilen Mesajlar okundu;Ankara’dan Başbakan Danışmanı Sn. Ali YÜKSEL; Dış Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Sn.Kemal YURTNAC; Bultürk Genel Başkanı Sn. Prof. Dr. Hayati DURMAZ; İstanbul Vali Yardımcılarından Sn.Mustafa ALTINTAŞ ve Sn. Harun KAYA; İstanbul Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Koordinatörü Sn. Hakkı Gülman, Bulgaristan Kültür Bakanı Sn. Vejdi RAŞİDOV, Konuşma yapanlar; Olga GONCAROVA – Moldova halkları Asambleya Başkanı; Olga RADOVA-Bilimler Akademisi Tarih, Devlet ve Hukuk Enstitüsü Bilim uzmanı Gagavuz şairi; Gagauzyanın Parlamento Başkanı A.H.Harlamenko,
Plaketler, Teşekkürler ve Hediyeler verildi. Türkiye Cumhuriyeti- Ali Urkal, Rusya-A.M.Şevçenko ve Azerbaycan Moldova Büyükelçiliği temsilcisi-Vahap Zade’ye birer plaket takdim edildi. Gagauzyeri Başkanı’nın plaketini Olga GONCAROVA aldı. Ayrıca kendisine de plaket takdim edildi. Komrat, Kıpçak ve Kongaz Belediye Başkanlarına da plaket takdim edildi.
Gagauzyeri Başkanı’na da plaket takdim edilecekti ancak plaketini bile almaya gelmedi. Bu da hepimizi çok üzdü, diyebilirim ki, “bizim için en kötü olay” buydu. Nasıl oluyor da bir Başkan 1.Türk Halkları Kongresi’ne katılmıyor hatta toplantıyı yapmak için gelen “misafirlere hoş geldin bile” diyemiyor. Gagavuzların Başkanı kongre 1 hafta sürmesine rağmen, Türk Dünyasının değişik bölgelerinden gelen delegelerle görüşmek için zaman ayırmamasını yadırgıyoruz ve kınıyoruz. Büyük çabalar sarf edilerek tertiplenen 1.Türk Halkları Kongresi Gagavuzların Başkanı için bir fırsat olması gerekirken, hiç ilgi göstermemesi, Gagauz halkını ne kadar düşündüğünün de bir göstergesidir. Demek ki Türk Dünyasından uzak olmak istiyor, belki de gönlünde başka şeyler vardır. Gagauz bayramında bile Rusça’ya Gagauz Türkçesinden daha çok önem verdiğine göre.
Gün bitince akşam yemeği ile birlikte Türk Dünyasından gelen heyetlerden her gece ayrı bir teşkilat, kendi giysileri ve türküleriyle folklor gösterileri sundu. Böylece “Gagavuz kardeşlerimiz ile kaynaşma sağlandı” diyebiliriz. Geç saatlere kadar gösteriler devam etti. Ardından yorgun düşen evine gitti. Evine diyoruz çünkü gerçekten hepimizi Kıpçak Köyü’nde bir eve misafir vermişlerdi. Ev sahipleri üzerimize titriyorlardı. Gece saat 01.00'de bile bizlere yemek ikram ediyorlardı ki, “bu da bizim kendimizi öz evimizdeymişiz gibi hissetmemizi” sağlıyordu. Güneş her gün genç olanlar ve de yüreği genç kalanlar için bambaşka doğar. Güneş ondan nasiplenmeyi bilenler için sonsuz bir güç kaynağıdır. Gagauzyerinin Kıpçak Köyü’nde güneşin doğması yorgunlukların kader defterine devredilmesi gibidir. Burada Gagavuz topraklarında doğan güneşi kuş ve horozlarla birlikte seyrettik. 2.günü Kongaz’da 1.Türk Halkları Kongresi devam etti.
Kozgaz’da devam eden kongrede Türk Dünyasının her köşesinden gelen Heyet Başkanları daha çok kendi bölgelerindeki problemleri anlattılar. Katılımcılar Türk Dünyası'nı bir arada görmekten duydukları mutlulukları dile getirdiler. Konuşmalar genel olarak eğitim, ekonomi, kültür ve siyaset üzerine yapıldı. Bu konuşmaları dinlerken bazen gözlerimiz yaşardı, bazen sevindik, bazen de göğsümüz kabardı. Bizler bu konuşmaların hepsini Türk dünyasının umutlu geleceğine uzanan eller olarak görmekteyiz. Şahsen bu toplantılarda DÜNYA TÜRKLERİ HAKKINDA BİRÇOK ŞEYİ BİLMEDİĞİMİ, İNSANLAR İÇİN ÖĞRENMENİN BAŞI OLAN SONU OLMAYAN BİR UĞRAŞ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA İDRAK ETTİM.
Çalışmalarımız başladı. Burada genç beyinler geleceğe dair beklentilerinde ne varsa onları masaya koydular, ideallerini hayallerini bembeyaz kâğıtlar üzerine yazdılar. Bu hayallerin bizden sonra gelecek nesillerin gerçekleri olacağının bilincindeydiler. Artık tarihten, tozlu sayfalarda saklanan, altın harflerden değil, bu harflerin oluşturduğu kelimelerden değil, o kelimeleri fikirleştiren yepyeni bir tarihten söz etmeliyiz. Büyük ve genç potansiyeline sahip olan Türk Halkları aramızda bir Türk Halklarının Merkezinin kurulması bizlere ayrı bir dinamik katacak ve birçok olayı daha bilinçli bir şekilde idrak etmemizde yardımcı olacaktır. Aslında burada herkesin ne yapılabilir sorusunu sormaktan ise, bir kaç kişi ne yapabilirim sorusunu sorması daha yararlı olurdu kanaatindeyim. Bir ülkü için bir ülke için kalplerinde aynı güzel şeyleri besleyen az kişi de olsa bunlar yeter de artar bile.
Heyet konuşmaları; Türkiye adına Prof. Dr. Ahmet ÇOLAK; Dağıstan adına YANGURCİ ADZHIEV; İngiltere adına Levent BORBLEY; Kırım adına Eskender BARİYEV; Omsk Sibirya adına Dinara LUKMANOVA; Kırgızistan adına Edil MARLIS UULU EDIL; Çuvaşistan adına Oleg STEPNİKOV; Irak adına Şemsettin KÜZECİ; Bulgaristan adına Rafet ULUTÜRK ...
Komrat 1.Dunya Turk Halklari Kongresinde Bulgaristan adına Rafet ULUTÜRK konuşması:
Sayın Genel Başkanim, Sn. Divan, Sn.Milletvekilleri, Sn.EkselanslarıTürk Dünyasının değerli Delegeleri, Bizleri Türk Dünyası coğrafyasının her yerinde takip eden değerli Basın mensupları, muhterem Gagavuz kardeşlerim,
Kuruluşumuzun 20.yılına yaklaştığımız şu günlerde DTGB’nin ulaştığı mertebenin sevinci ve gururu ile hepinizi selamlıyorum. Hepinize konuksever ve güler yüzlü Bulgaristan Türklerinden özellikle de Sayın Genel Başkanımız Prof.Dr. Hayati Durmazdan ve Bulgaristan gençlerinden kucak dolusu sevgi ve selamlar getirdim.
Bu gün gerçekleştirmekte olan 1.Dunya Turk Halklari Kongresi’ne katılmaktan büyük bir mutluluk ve şeref duyuyorum.
Türk Dünyası coğrafyasının yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile kültürel ve tarihi birikimi açısından dünyanın en önemli coğrafyalarını oluşturmaktadır.
Bu zenginlikleri ile hızla gelişmekte olan Türk Dünyası büyük bir stratejik öneme sahip olduğu gibi dünya siyasetinin ve ekonomisinin baş aktörü olma yönünde hızlı adımlarla ilerlemektedir.
Burada bulunan tüm arkadaşlar bu güne kadar yapmış olduğunuz bu çalışmalarınız ve fedakârlığınız için sizleri gönülden kutluyorum. Bizlerde Bulgaristan Türkleri olarak Türk Dünyasının gelişmesinde elimizden geldiğince katkıda bulunma imkânına sahip olmaktan gurur duyuyoruz.
Küreselleşen dünyada, sınırlar adeta ortadan kalkarak, mesafelerin kısalmasıyla, kıtalar arasındaki seyahatler, saatlere inmiş, tüm dünya insanları neredeyse iç içe yaşamaya başlamıştır. Teknolojinin akıl almaz bir hızla gelişmesi de haberleşme imkânlarını öylesine geliştirmiştir ki, dünyanın her köşesinden insanlar renk, dil, din, milliyet ayırt etmeden bir birileri ile ilişki kurabilmektedirler.
Bu gelişmelerde gerek uluslararası ilişkilerde, gerekse iç siyasette ve sosyal yaşantıda yeni konseptlerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu da yeni oluşumların, yeni birlikteliklerin kurulması demektir.
Bu yenidünya’da sivil kuruluşlar gün geçtikçe ulusal politikalarda olduğu gibi uluslararası politikalarda da etkili rol almaya başlamışlardır. Bu nedenle çeşitli ülkelerdeki sivil kuruluşlarla kendi aralarındaki işbirliği ve dayanışmayı en üst seviyeye çıkartabilmek için birliktelikler kurmaktadırlar.
Bunun en iyi örneklerinden biriside DTGB’dir.
DTGB’nin İnsan Haklarından-Çevreye; Ekonomiden-Siyasete; Bireysel özgürlüklerden-demokrasiye gibi her konuda gösterdikleri çabalardan dolayı kutluyoruz. Ancak bizler bunu da asarak yeni bir STK oluşturduk. Bu Sivil Toplum Kurulusunun da bu gün burada 1.Dünya Türk Halkları Kongresini yaparak bu bayrağı daha da yükseklere birlikte taşıyacağımızı kanıtlıyoruz.
1.Dünya Türk Halkları Kongresi’nin Gagavuz yerinde yapılması da bizler Balkanlar için ayrı bir anlam taşımaktadır. Çünkü Balkanlarda Hıristiyan olan sadece Gagavuzlar değil, bu günkü Bulgarlar da eski Bulgar Hanlığının torunları olarak Türk Dünyasının bir parçasıdır. Ümit ederiz ki bu toplantımız Avrasya bölgesinde olduğu gibi Balkanlar’da özellikle Bulgarlar, Gagavuzlar ve Türk Dünyası arasındaki sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel işbirliğinin gelişmesinde ve güçlendirilmesinde katkıda bulunacaktır.
Değerli arkadaşlar,
Fazla zamanınızı almamak için sözlerimi TD’nın her toplantısında yaptığım konuşmamın son sözleriyle tamamlamak istiyorum. Bu sözlerimi de her toplantıda tekrarlamak istiyorum.
Sizlerin de bu sözlerimi özümsemenizi istiyor ve gittiğiniz her yerde bunları tekrarlamanızı istiyorum:
Türk Dünyası Gençleri Dünyayı yönetmeye hazır olunuz. Çalışmalarınızı da her zaman bu doğrultuda yapınız. Çünkü dünyayı yönetenler bizler olmasak bile.Çocuklarımız veya torunlarımız mutlak suretle olacaktır.
Hepinize Türk Dünyası uğuruna yürüttüğünüz özverili çalışmalarda üstün başarılar diler,
1.Dünya Türk Halkları Kongresi’nin başarılı geçmesini temenni eder, organizasyona katkıda bulunanlara ve özellikle hepimizin yakın dostu olan Moldova Milletvekili Sn. Oleg Garızan basta olmak üzere Sayın Kıpçak Belediye Başkanı Ivan Nikolaevic ve tüm arkadaşlarına teşekkür eder, tüm katılımcıları gönülden kutlarım.
Saygı ve sevgilerimle,
Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK 3.günü Kongre Kıpçak’ta devam etti.Türk Dünyasının neferleri dünyanın dört bir yanından iman, bilgi, dürüstlük, cesaret ve ülkü getirip Türklük meydanında harmanladılar bunları. Getirmiş oldukları bilgileri gerçeklerin süzgecinden geçirip, aralarında tartışıp doğruları buldular. Sırtlarında geleceğin yükünü taşıyormuşçasına sorumlu, hiç çökmemesini istedikleri bir binanın temelindeki taşları tek tek koyuyormuş gibi titiz davrandılar. Kongrenin 3.gününde basın ve sonuç bildirisi de hazırlandı.
Buraya gelen her delege şunun bilincindeydi:
HAYAT NEYİ NİYE YAPACAĞIMIZI DÜŞÜNEBİLECEĞİMİZ KADAR UZUNDUR.
AMA DÜŞÜNMEDEN YAPTIKLARIMIZI TELAFİ EDEBİLECEĞİMİZ KADAR UZUN OLMAYABİLİR.
Türk Dünyası'nın her yerinden gelen heyet başkanları ve delegeler bu bilincin yeşermesi, dallanıp budaklanması, gürleşmesi için çalışmaları gerektiğinin bilincindedirler ve bu yönde bıkmadan, yorulmadan gecelerini gündüzlerine kattılar.
Burada gerçekten büyük işler yapıldığını herkese duyurmak isterim. Bunlar tarihe not düşmek için bunları yazıya döküyoruz, buradan herkes okusun ve bunları gençlerimiz bir yerlere not etsinler diye. Bilindiği gibi Türk milleti büyük işleri tarihten bu yana hep yapmıştır ve bizler de bunu devam ettireceğiz. Yalnız zaman mekân ve metot değişebilir, dün Çanakkale’de top tüfek ve süngüyle yapılanlar, bugün burada Gagauzyeri’nde eğitim, bilgi ve iletişimle yapılıyor. Yarın da tarih neyi nasıl gerektirirse onu öyle yapacaklardır. KİM NE DERSE DESİN BÜTÜN DÜNYA BUNUN KARAKTER MESELESİ OLDUĞUNU ER YA DA GEÇ ANLAYACAKTIR.
Buradan çıkan sonuçlar bir daha tüm delegelere okunup yine oylarına sunuldu ve hepsi oy birliği ile kabul edildi. En sonunda da her zaman olduğu gibi basın ve sonuç bildirisi hazırlandı ve böylece 1.Türk Hakları Kongresi’nin sonuna gelindi. Görüyoruz ki; on yıl önce konuşulması, hatta düşünülmesi bile güç olan şeyler bugün gerçek olmaktadırlar. Toplantıdan tüm delegeler çok güzel sonuçlar çıkardılar. TÜRK DÜNYASININ DELEGELERİ GELECEKLERİNİ TAYİN EDİLMESİNİ BEKLEMİYORLAR, GELECEĞE YÖN VERME YARIŞINA GİRİYORLAR.
Evet, böylece bu kongrenin de sonunda hepimiz güzel duygularla geriye dönüyoruz. Bugün sınırların kalkmasından bahsedenler çoktur, fakat bizler Dünya Türk Halkları bu işi aramızda çözmeye karar verdik. Bizler dünyada ayrı bölgelerde yaşayan Türkler, kalplerdeki sınırları kaldırdık. Bizim de amacımız zaten kalpleri fethetmek, gönüllere girmektir.
Gagavuzyeri’nde misafirliğimiz sona erdi, şahsen yıllarca okuyup sahip olamayacağım şeyleri burada öğrendim. Ayaklarımızı geçmişin üzerine koyup, kollarımızı geleceğe doğru uzattık. Gagavuz kardeşlerimiz bizleri tek tek evlerinden alarak uçakla gidenleri havaalanına, karayolu ile gidenleri otogarlara kadar götürdüler. Bazı Gagauz kardeşlerimiz ise Komrat ve Kagula kadar uğurlamaya geldiler misafirlerini.
Bu toplantının düzenlenmesinde katkıda bulunan özellikle tüm Kıpçak halkına, Sayın Oleg Garizan ve Kıpçak Belediye Başkanı Sn. İvan Nikolaeviç ve Belediye sekreteri Sn. Svetlana CAVDAR kardeşlerimize, emeği geçenlere, özellikle de Kıpçak Primariya da çalışan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Türkler Türkleri korusun ve yüceltsinler.
Tüm Gagauz Halkı sağ olun ve sonsuza dek var olun.
Rafet ULUTÜRKBulgaristan
Dünya
09 Eylül 2010 - 13:23
Gagavuzya'da Türk Halkları Kongresi
Gagavuzya Özerk Bölgesi’nde Türk Halkları Kongresi düzenlendi. "Artık birlik ve beraberlik zamanıdır” mesajı verildi.
Dünya
09 Eylül 2010 - 13:23
İlginizi Çekebilir