Dünya Sosyologlar Derneği Başkanı Necdet Topçu; KORONAVİRÜS'ün topluma etkilerini değerlendirdi. Konunun sadece tıbbi etkileri ve yayılımı üzerinden bir çıkarımla hareket etmenin eksik kalacağını dile getiren Topçu, Pandeminin psiklolojik ve sosyolojik etkileri hakkında hazırlıkların yapılmasının önemine vurgu yaptı. Bu konuda geç kalınmadığına da dikkat çeken Topçu, konuyu geniş biçimde değerlendirdi. Dünya Sosyologlar Derneği Başkanı'nın Pandemi ve Toplum konulu değerlendirmesi şöyle:"İnsan aslında yapı itibarı ile güçlü görünen ancak aynı zamanda aciz bir varlıktır.tarihin derinliklerinde toplumların başına çok felaketler gelmiş ve insanları oldukça olumsuz etkilemiş olayları biliyoruz .. savaşlar afetler salgın hastalıklar gibi.. İşte bugünde yine böyle bir salgın hastalık olan kovit19 virüsü ile karşı karşıya mavi gezegenin akıllı insanları. İnsan çaresiz kaldığı her durumda endişe, korku taşır. Psikolojik olarak ta çöküşe neden olabilir bu acizlik.Çinin Vuhan kentinde başlayarak tüm dünyada büyük bir etkiye sahip olan kovit19 salgını ülkemizde de endişe ve korkuya yol açmış durumda. Bu salgının fizyolojik etkilerinin yanı sıra psikolojik etkileride oldukça fazla bir şekilde insanımızı kuşatmıştır. Bu tür salgınlar doğal olarak insanlarda korku ve endişelere sebep olur. Gerek çalışma hayatımızda gerek eğitim gerekse sosyal hayatımızda birçok kısıtlamalara ve değişime neden olur ve alışkanlıklarımız nedeniyle de stresli bir sürece girmiş olabiliriz.Az öncede ifade etmeye çalıştığım gibi tarihin önümüze koyduğu geçmişin bir hatırlatması olarak toplu ölümlerin olduğu salgın vakalar o toplumlarda ki psikolojik ve sosyal davranış değişikliklerine yol açmış ve yaşam standartları da değişmiştir. Günümüzde iletişimin çok hızlı ve dinamik olduğunu göz önünde bulundurursak bunun müspet ve menfi yönden sonuçları da bu sürece etki etmektedir. Bu iletişim ağının insanların birbirleriyle anlık durum bilgisi alması koruyucu tedbirler hakkında bilgi sahibi olması açısından olumlu sonuçlar ortaya koyarken toplumu panik ve korkuya sevk eden durumlarda ne yazık ki yine bu mecradan iletiliyor. Buradan bir uyarı yapmak istiyorum. Devletin yetkili mercilerinin verdiği bilgiler dışındaki bir takım bilgilere itibar edilmemesi, bunların yayılmasının da önüne geçilmesi noktasında önemli olacaktır. Bunun korkunç psikolojik ve sosyal dengeleri bozabileceğini belirtmeliyim. Şöyle ki bu haberler korku ve endişe psikolojisini enjekte ettiğinde, bu olumsuz duygular yüzünden insandaki direncini azalacak, bağışıklık sistemini de çökertecektir. Bir dikkat çekmek istediğim konuda şu ; halk olarak birlik ve bütünlüğü bozacak her türlü davranıştan kaçınmalıyız , şu anda üç gurup kitlenin psikolojisi bu işle muhataptır. 1 Yöneticiler,2- Hekimler, 3- HastalarBizler her yönüyle bu kesimleri psikolojik olarak motive etmeliyiz. Onlara moral ve cesaret vermeliyiz ki güçlü bir şekilde bu süreçten çıkabilelim. Hekimlerimizin özellikle bu süreçte hem zihinsel hem de fiziksel takviyeye ihtiyaçları vardır bunu da en iyi sağlayacak olan halk ve medya unsurları olacaktır."İfadelerinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirten DUSODER Başkanı Necdet Topçu, bundan sonra neden hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını da şöyle özetledi:"İnsan yeryüzünün hem imaretçisi hem de yıkıcısıdır. Dünyayı yönetenler ve yönetmek isteyenler , otoritelerini sürdürmek ve paydaş edinmemek için azami derecede bir savaş içindeler. Bu savaşların mağdurları hep masum insanlar olmuştur. Ancak bu korona virüsün ilginç tarafı zengin fakir, yöneten yönetilen fark etmeksizin herkese eşit davranıyor. 3 ay gibi kısa zamanda 20.000 den fazla ölümün yaşandığı ve bu durumun giderek arttığı bir süreci yaşarken sosyal psikoloji ve davranış pratikleri de kendi mecrasında değişim gösteriyor. Yeni yaşam modelleri ortaya çıkarıyor insanımızda. Gerek çalışma hayatımızda gerek eğitim de gerek sosyal ve siyasal hayatımızda da bu minvalde değişimler olacaktır. Daha çok dijital ortamlarda çalışma hayatımız artarak devam edecek, önceden beri söylediğimiz uzaktan eğitim modeli virüs sebebiyle daha da gelişerek kalıcı hale gelecek gibi görünüyor. Sosyal hayat mesafeli bir yapıya dönerken (bunu asosyallik olarak demiyorum) mesafeli ilişkiler, Dünya sistemini yönetmeye çalışanlarda artan ihtiyaçları daha bir kontrol altına almaya yönelebilecek. Belki bu sayede gerek ekonomik, gerekse sosyal icraatları sistemli bir şekilde insanların hayatlarına dayatabileceklerdir. Gördüğüm büyük tehlikeleri birkaç başlıkta söylemem gerekirse; virüs nedeni ile izole halinde bulunan aileler virüsten sonra dağılma , uzaklaşma davranışını sergileyebilirler. Aşırı izolasyon içine giren maddi ve manevi desteği yitirenlerin ise hayatın anlamından kopacağından dolayı intiharların artabileceği ve toplum, birey güveninin yok olabilecek bir döneme kapı açılıyor gibi görüyorum.Yani hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, derken şu ana kadar bu tehlikelerin önüne geçilmesi için sosyolojik/psikolojik herhangi bir hazırlığın yapılmamasını göz önünde bulundurarak ifade ediyorum." Kamu otoritesinin sağlanması ve doğru bir şekilde işlemesi için gerek psikolojik gerekse sosyolojik hassasiyetlerin göz önünde bulundurularak eyleme geçilmesinin altını çizen Necdet Topçu; insanların sokağa çıkılmaması gerektiği konusundaki uyarılara da neden uymadıklarını şöyle değerlendirdi: "Korona virüs nedeni ile alınan tedbirler gerçekten bu virüsten korunmak adına uyulması elzem uygulamalardır. Bu uygulamalardan en önemlisi temas etmemek ve temizliğe dikkat etmekBu salgının risk guruplarına baktığımızda 65 yaş üstü insanımız ve hekimlerimiz birinci sırada geliyor.Bu sosyal izolasyona her şeyden önce uymak bu hastalığın yaygınlaşmasını önlemek anlamına gelirken risk gruplarını da korumuş olacağızSokağa çıkma konusunda bu disipline uymayanlar iki sebepten dolayı bunu yaparlar. Birincisi yalan yanlış haberlerle insanlarımıza ihtiyaca binaen yanlış bilgiler verilmesi bir diğeri de ben kendimi korurum bana bir şey olmaz psikolojisi .. Bu iki yaklaşımda bu salgını maalesef artıracaktır. İtalya örneği önümüzde canlı olarak durmaktadır.Daha öncede belirttiğim gibi sağlık bakanlığının paylaştığı 14 kurala dikkat etmek hastalıktan sakınmak için yeterli. Bunun dışında yeni oluşan alışkanlıklarımız belki bizi biraz huzursuz hissettirecek lakin bir yandan da sürekli kendimize şu telkinde bulunabiliriz. Hatta etrafımızda iletişim içinde olduğumuz herkese bu virüsün geçeceğini ve hayatın devam edeceğini belirterek, bu kabulü içselleştirmeliyiz. Bu anlamda sosyolojik çalışmalarla paralel biçimde daha profesyönel bir kamu yönetiminin faydalı olacağını düşünüyoruz. Tabi bununla birlikte kurallara uyma hususu daha anlamlı hale gelecektir.Bir söz vardır acılar, zorluklar öldürmezse güçlendirir diye. Veya bizim kendi müktesebatımızın kadim değerlerinden bir söz ‘’her zorluğun ardından bir kolaylık vardır’’. Böyle durumlar, iyi analiz edilmeli. Yeni hayat stratejileri belirlenerek gerek siyasal gerek sosyo kültürel gerekse ekonomik değişimlerde lokomotif olma yönünde yapılanmalara yönelim sağlanmalı. Bu yapılanmalar insanı öncüller, değerler üretirse; daha örnek topluluklar ve bireyler oluşturularak güçlü etkileşimlere yol açılabilir. Her yeni dönem yeni anlayışları yapılandırır. Umutsuzluk değil umutlu olmak gerekir."Türkiye Haber Ajansı
Güncel
27 Mart 2020 - 18:05
Güncelleme: 27 Mart 2020 - 20:20
DÜSODER Başkanı'ndan Coronavirüs değerlendirmesi
Konunun sadece tıbbi etkileri ve yayılımı üzerinden bir çıkarımla hareket etmenin eksik kalacağını dile getiren Topçu, Pandeminin psiklolojik ve sosyolojik etkileri hakkında hazırlıkların yapılmasının önemine vurgu yaptı. Bu konuda geç kalınmadığına da dikkat çeken Topçu, konuyu geniş biçimde değerlendirdi.
Güncel
27 Mart 2020 - 18:05
Güncelleme: 27 Mart 2020 - 20:20