Emekli Polis Muhammed Yeğit'in sosyal medya hesabından "Utanması gerekenler utanmadı, bizler utandık, yetersiz bakiyeye layık görüldük.." başlıklı paylaşımı sosyal medya kullanıcısı meslektaşları tarafından çok beğenildi.Paylaşım altına çok sayıda tebrik içerikli yorumlar yazıldı.Muhammed Yeğit paylaşımında, "Her seçim öncesi söz verdi siyasiler neredeyse 30 yıldır..
Sıkıntılarınızı biliyoruz en kısa zamanda çözüm getireceğiz diye..
Yine yetersiz bakiyede kaldı maaşlarımız..
Bir değil onlarca söz verdiler sarıldık tutulmayacak sözlerin getirdiği umuda..
Utanması gerekenlerin yerine hep bizler utandık, bugün yarın diye diye her dönemim unutulanları olduk..
3600 ek göstergenin getireceği üç kuruşla nefes almamız sağlanmadı, bizim nefesimiz ekonomiye yük sayıldı..Utancımız gururumuzdur, varsın biz utanalım.., utanması gerekenler vicdanlarına versin hesabını.." ifadelerini kullandı.Uşak il merkezinde ailesiyle birlikte yaşayan ve yaş haddini beklemeden genç yaşta kendi isteğiyle emekliye ayrılan Muhammet Yegit'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeler yer aldı :
Sıkıntılarınızı biliyoruz en kısa zamanda çözüm getireceğiz diye..
Yine yetersiz bakiyede kaldı maaşlarımız..
Bir değil onlarca söz verdiler sarıldık tutulmayacak sözlerin getirdiği umuda..
Utanması gerekenlerin yerine hep bizler utandık, bugün yarın diye diye her dönemim unutulanları olduk..
3600 ek göstergenin getireceği üç kuruşla nefes almamız sağlanmadı, bizim nefesimiz ekonomiye yük sayıldı..Utancımız gururumuzdur, varsın biz utanalım.., utanması gerekenler vicdanlarına versin hesabını.." ifadelerini kullandı.Uşak il merkezinde ailesiyle birlikte yaşayan ve yaş haddini beklemeden genç yaşta kendi isteğiyle emekliye ayrılan Muhammet Yegit'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeler yer aldı :
"UTANMASI GEREKENLER UTANMADI, BİZLER UTANDIK ..TR HABER AJANSI --**ÖZEL HABER-** HALİS KAHRAMAN
YETERSİZ BAKİYEYE LAYIK GÖRÜLDÜK..Bugün yazıma izninizle kendimden bahsederek başlamak istiyorum.Çocukluğumda neredeyse hiç tok yatmadım, sabah kalktığımızda ne yiyeceğiz deme şansımız olmadı var olana şükrettik, çay yerine Nane, Kekik, Ada çayı gibi doğadan toplayabildiklerimizi içtik. 24 yaşıma kadar mutfağı, banyosu, oturma odası, yatak odası aynı olan tek odalı yıkık viran bir evde yaşadım eyvallahım olmadı yaşatanlara.O zamanlar aileler çocuklarını hayattan bir şeyler öğren diye çırak verirlerdi sanayide bir esnafın yanına. Ben yedi yaşında hayattan bir şeyler öğrenmek için değil hayatın bana sağlamadıklarını kazanmak için karnımı doyurmak için çalışmaya başladım. Kah bulaşık yıkadım lokantada, kah çay dağıttım çay ocağında, kah ter döktüm inşaatta yazın sıcağında, kah briket taşıdım koşarak, oyun çağında. Utanması gerekenler utanmadı ben utandım bana yaşatılan hayattan, eyvallahım olmadı utanmayanlara.Şükür o kadar zorluk içinde öğretmenlerimin de gayretiyle, destekleriyle bitirdim liseyi.
Askerliği yapmayanı Polis sınavlarına sokmuyorlardı. Askere gittim sağ salim bitirdim geldim görevimi. Artık iş, aş, eş için bir şekilde tutunmak gerekiyordu beni yok sayan hayata.
1993 yılı sonlarında İstanbul’da başladım göreve Polis olarak. İşimde olmuştu aşımda. Artık ne aç yatıyordum ne de sabah düşünüyordum ne yiyeceğim diye. Ne güzeldi hayat Anama garip anama da üç beş kuruş gönderebiliyordum maaşımdan, canım fedaydı ona ama hep o canını feda etti evlatlarına. Amansız bir hastalık düşürdü hastane yataklarına, ilk doktoru altı ay ömrü var en fazla dedi yıkıldı dünya başıma. Bekârım o zamanlar, yanıma İstanbul’a getirdim anamı tedavi için. Yatırdım Çapa Tıp Fakültesine Yatış o yatış altı yedi ay sonra bir daha hiç uyanmamak üzere uyudu bıraktık ebedi mekânına. Garip anam belki de ilk defa o zaman rahat uyudu o zaman dinlendi.İşte bu dönemde başladı yetersiz bakiye, maaşı aldığım gün biterdi neredeyse on lirayla gezerdim cebimde koca bir ay, güne hastanede başlar işimle devam ederdim sağ olsun çok idare etti beni bu dönemlerinde daha sonra hayatını kaybettiğini öğrendiğim Hüsnü KARABÖCEK Başkomiserim Allah ondan razı olsun İnşallah..O dönemlerle yetmeyen maaşa takviye olsun diye banka kredi kartı ile tanıştım. Ne bileyim bu kredi kartının beni daha da dibe sürükleyeceğini.. On ünitede kan bağışlasanız Kızılay’a bir ünite kan alabilmek için para vermeniz gerekirdi. Malum hastalıktan dolayı çok kan lazım olurdu rahmetlik anama, Hastanenin önünde geliş gidiş tanıştığım simitçiden bile para istedim kan alabilmek için.Kendi dertlerimle dertlendirdim sizleri de affola. Lakin Polis kardeşlerimin abilerimin her birinin benim çektiğim sıkıntılara benzer sıkıntılar çektiğini belki de daha fazlası olduğunu tahmin edebilyorum. Hiç birimiz zengin varlıklı ailelerin çocukları değiliz. Kimimiz öksüz kimimiz yetim, hani derler ya feleğin darbesini yemiş insanlarız.Özellikle 2000'li yıllardan sonra kuşa döndü aldığımız maaşlar.. Kendi güvenliğimiz için olmasa da evlatlarımızın güvenliği için çalıştığımız şehirlerde kıyı köşe yerlerde ev tutamazdık ucuz olsun da üç beş kuruş daha fazla evlatlarımız için harcayalım. Aldığımızın yarısını kiraya verdik her yerde. Meslekten önce ki yoksulluğumuz meslekte de devam etti. İşimizin karşılığında her an ölümle yan yana olan bizlerin birde hayatın çilesini çekiyor olmamız yordu bizleri, kimimiz intiharda gördü kurtuluşu, kimimiz sabırda gördü. Hep ekside oldu bakiyemiz, hep sonraki ayın maaşını yedik bulunduğumuz ayda.Her seçim öncesi söz verdi siyasiler neredeyse 30 yıldır. Sıkıntılarınızı biliyoruz en kısa zamanda çözüm getireceğiz diye. Onlar söz verdi ev sahipleri maaşınız zamlandı diye kirayı artırdı. Söz unutuldu kira zamlandı. Yine yetersiz bakiyede kaldı maaşlarımız. Yetersiz bakiyenin altından kalkamayacak duruma geldikçe sarıldık bankaların verdiği kredilere, beşi, on ettik borçlandık, zaten yetmeyeni bankalara yedirdik yıllarca. Şükrettik halimize minnet etmedik utanması gerekenlerin utanmadığı şu dünyada.Bir değil onlarca söz verdiler sarıldık tutulmayacak sözlerin getirdiği umuda, utanması gerekenlerin yerine hep bizler utandık, bugün yarın diye diye her dönemim unutulanları olduk.İnanmıyorum artık siyasetçilerin bizim dertlerimizle dertlendiklerine, verdikleri sözleri tutacaklarına.. Onlar utanmadı, bizler utandık kandırıldığımıza.. Emekli olduk yetmeyen maaşlar yarıya düştü, ne akan kanlarımızın ne giden canlarımızın hiç olduğunu anladık.. İşi düşünce "Aslanım.." diyenlerin akıllarında EŞEK yerine koyduklarını anladık, onlar utanmadı, bizler utandık.. Yine yetersiz bakiyede kaldık..Her şeye rağmen asla görevimizden ödün vermedik, işimize kanımızla canımızla sahip çıktık.." Çocuklar babasız kalmasın.." diye çocuklarımızı babasız bıraktık.. Onlar utanmadı, bizler utandık.. Yetersiz bakiyeye reva görüldük.. 3600 ek göstergenin getireceği üç kuruşla nefes almamız sağlanmadı, bizim nefesimiz ekonomiye yük sayıldı. Onlar utanmadı bizler utandık..Canımızla, kanımızla sahip çıktıklarımız, koruyup kolladıklarımız yetersiz bakiyeye mahkûm ettiler bizi. Onlar utanmadı, bizler utandık..Utancımız gururumuzdur, varsın biz utanalım, utanması gerekenler vicdanlarına versin hesabını..
Saygılarımla…"