CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasetin temel ögesi ahlaklı olmaktır. Türkiye’de siyaset çok kirlendi. Gerçekten de birilerinin bunu temizlemesi lazım. Temizliğin ne olduğunu halka göstermesi lazım” dedi.CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, salona girerken "Başbakan Kılıçdaroğlu", "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganları ve gençlerin yoğun sevgisiyle karşılandı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu’nda “Anadolu’nun Kemal’i, Türkiye’nin Başbakanı” belgeselini izlemeden önce şunları söyledi:“Hepimizin üzerine titremesi gereken temel kurum Cumhuriyet. Ben kendimi Cumhuriyete borçlu hissediyorum.Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmamız gerekiyor.Cumhuriyeti siyasal görüşü ne olursa olsun yaşam tarzı ne olursa olsun inancı ne olursa olsun bu topraklarda yaşayan herkesin savunması gerekiyor.Elbette ki cumhuriyet olmasaydı ne ben burada olabilirdim ne de arkadaşlarım burada olabilirdi. Kimse burada olamazdı.Ben belgeseli izlemedim, ben de merak ediyorum.“ANADOLU İNSANIN BİR HAYATI”Ama benim hayatım bana özgü bir hayat olmanın çok daha ötesinde Anadolu insanın bir hayatı. Ben aristokrat aileden gelen birisi değilim. Dolayısıyla Anadolu’da binlerce Kemal nasıl yetiştiyse ben de öyle yetiştim. Temel özelliğim bize ahlaklı olmayı öğrettiler, okuyun dediler, önünüz açık dediler, okursanız iyi yerlere gelebilirsiniz dediler. Okumaktan yana eşitlikten yana insanların özgürlüğünden yana tavrımızı aldık, o tavır bizi buraya kadar getirdi.Siyasetin temel ögesi ahlaklı olmaktır. Türkiye’de siyaset çok kirlendi. Gerçekten de birilerinin bunu temizlemesi lazım. Temizliğin ne olduğunu halka göstermesi lazım. Neden temiz siyaset ahlaklı siyaset gerekiyor, bunu anlatmamız gerekiyor. Ben siyasete girdiğim gün malvarlığımı internet sitesine koydum, çünkü hiçbir tartışmanın olmasını istemiyordum benimle ilgili olarak. Siyaseti eğer temiz alanda tutabilirsek dürüst insanların siyaset yapmasının önünü açabilirsek Türkiye çok şey kazanmış olur.”Belgeselin ardından kürsüye davet edilen Kılıçdaroğlu, 'Anadolu'nun Kemal'i belgeseline, hayatına ve gündeme ilişkin konuştu.İşte Kılıçdaroğlu’nun Açıklamalarından Satır Başları:Bir hedefim var. Bir hayal de diyebilirsiniz. Neden biz 3. Sınıf demokrasiye razı oluyoruz. Bizim hedefimiz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek. Sorunları aşabiliriz.Babam köyden dedemle beraber Nazimiye’ye geliyorlar. Caddede yürürken bir zil çalıyor, bir kapıdan bir sürü çocuk dışarıya fırlıyor.BABAMIN YAŞI BÜYÜK DİYE ALMIYORLARBabam dedeme dönüp bunlar kimin çocukları diye soruyor. Dedem burası ev değil, okul diyor. Babam ‘nem de okula gitmek istiyorum’ diyor.Dedem göndermek istemiyor. Babam beni okula göndermezseniz yemek yemem’ deyip direniyor. Babamın yaşı büyük diye almıyorlar. Mahkeme kararı ile yaşını küçültüp okula kaydını yaptırıyorlar.BU ÜLKE İÇİN PIRIL PIRIL 3 ÇOCUK YETİŞTİRDİMİlkokul mezunu zaten. Annem de ablam da okuma yazma bilmez. Ama ben bu ülke için pırıl pırıl 3 çocuk yetiştirdim. Hangi anne baba çocuklarının okumamasını ister.MEKTUBUN ALTINDA BİR CÜMLE YAZDIM…Babamın 7 çocuğuna birden ayakkabı aldığını hiç hatırlamıyorum. Babamızla çok fazla muhatap olmazdık. Bir derdimiz varsa annemize söylerdik. Üniversiteye geldik. Herkesin pardesüsü vardı, benim yoktu. Babama yazıyorum mektubu aile için. Mektubun altına bir cümle yazdım: Pardesüm olsa iyi olurdu…ÇOCUKLARIMIN AYAĞINDA LASTİK AYAKKABI YOKBen bir mücadeleyi verdim. Benim ayağımda lastik ayakkabı yok. Çocuklarımın ayağında lastik ayakkabı yok. Onlar güzel ayakkabı giyiyor. Ama Ermenek’teki Recep amca lastik ayakkabı giyiyorsa bu hepimizin ortak derdi olmalı. Siyaset budur. Toplum için siyaset yapmalıyız. Bireysel başarılarımız olabilir ama önemli olan toplumsal başarıların altına imza atmaktır.Biz becerebilir miyiz? Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırabilir miyiz? Evet yapabiliriz. Özgürlüklerden yana tavır koymamız gerekiyor.ALDIM ELİME BAVULU OTOBÜSE BİNDİM1980’li yıllar. Devlet beni bir yıl süreyle Fransa’ya gönderiyor. Gitmeden önce gidip annemin babamın elini öpeyim, yaşlılar ölüm var kalım var diye Tunceli’ye gittim. Dönüşte bir el çantasına kitaplarımı da koydum. Askeri darbe var, yollarda arama var. Elazığ’a girerken askerler kimlik taraması yapacağız, herkes bavulunun başında beklesin dedi. En üstteki kitap 2’nci 5 Yıllık Kalkınma Planı. Asker aldı ‘sen bunların taşınmasının yasak olduğunu bilmiyor musun’ dedi. Hesap uzmanıyım dedim. Kimliği istedi, verdim. Darbe olmuş, Süleyman bey gitmişti. Herkes bavulunu toplasın dedi, benden sonraki bavullara bakmadı, sen bekle dedi. Gitti kimliğimi ilerde komutanına verdi. Komutan bu kitapların taşınmasının yasak olduğunu bilmiyor musun dedi. Bir süre sonra seni affediyorum dedi, bir daha görmeyeyim. Teşekkür ettim. Aldım bavulu, otobüse bindim. Böyle bir dönemi yaşadım. Bugün geldiğimiz nokta benzer tabloları yaşatıyor. Biz bunları aşmak zorundayız. Yazarların, çizerlerin hapiste olduğu ülkeyi asla kabullenmemeliyiz.BENİM CUMHURİYETE BORCUM VARNe diyor Nazım: Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine.Çocuklarımın hepsi çok iyi. Oğlum Güney Kore’de. Hiçbir yükü yok bana. Güney Kore’nin bursunu kazandı ve gitti. Kişisel başarılar elbette çok önemli.BİZİM HEDEFİMİZ…Cumhuriyeti kuranlar ağır bedeller ödediler ama bize güzel bir Türkiye bıraktılar. Bizim hedefimiz çocuklarımıza çok daha güzel bir Türkiye bırakmak.Çok küçük bir köy, küçük bir mezra. Cumhuriyetin beni buralara taşıdığı bir süreci yaşadım. Biz bu süreci demokrasi ile barışla taçlandırmak zorundayız.
Siyaset
28 Mart 2015 - 17:21
Kılıçdaroğlu Gözyaşlarına Zor Hakim Oldu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kendisi için hazırlanan 'Anadolu'nun Kemal'i' belgeselinin galasında konuşma yaptı.
Siyaset
28 Mart 2015 - 17:21
İlginizi Çekebilir