Tüm Polisler günde 8 saat mesai istiyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatıyla 81 il emniyet müdürlüğüne gönderilen genelge ile polislerin çalışma şartlarında iyileştirmeler yapıldı.

Düzenleme kapsamında ; İl emniyet müdürlüklerine bağlı polis merkezi amirlikleri ve resmi ekiplerde 8 saat çalışıp 24 saat istirahat sistemine tamamen geçilecek.

Emniyet teşkilatının çeşitli birimlerinde görev yapan polisler, sadece polis merkezleri ile resmi ekiplerde değil, 8/24 mesainin istisnasız tüm emniyet birimlerinde  uygulanmasını istiyorlar.

Polislerin özlük ve sosyal haklarını çeşitli eylemler yaparak, ilgili makamlar ile kamuoyuna duyuran polis dostu olarak bilinen Polis Hakları Yazarı Ş.Ünal BENLİALPER, sosyal medyada yer alan " POLİS EMEKLİLERİ HAK ARAMA VE HABER PORTALI" isimli polis sayfasında şu ifadeler ile paylaştı..

"GÜNDE SEKİZ SAAT MESAİ İÇİN HALA NEYİ BEKLİYORSUNUZ ?

Çalışma şartlarının ezici baskısı altında yoğun stres yaşayan polisin psikolojik yapısındaki dalgalanmalar yeni sorunların ve üzüntülerin alt yapısını oluşturmaktadır. İç dünyası kararan, umutsuzluğa kapılan ve dimağ yorgunluğu yoğunlaşan polisimizin bu koşullar altında daha ne kadar direnç gösterebileceğinin sorgulamasının zamanı çoktan gelmiştir.

Çalışma şartlarının günde sekiz saate göre düzenlenmesiyle gerçekleşmesini umut ettiğimiz olumlu gelişmelerin yeni bir dönemin habercisi olacağı inancındayız.

Günde sekiz saat çalışan polis daha mutlu, daha huzurlu ve daha çok hoş görülü oluyor.

Psikolojik ve fizyolojik kondisyonundaki hızlı yükseliş dikkati çekiyor.

Özgüven duygusundaki gelişme onu rahatlatarak cesaretlendiriyor.

Neşeli ve güler yüzlü olmanın keyfini çıkarıyor.

Olaylar karşısında daha mantıklı ve araştırmacı oluyor.

Mesleğine ve görevine daha çok yakınlaşıyor ve ona sahip çıkıyor.

Aile yaşamındaki olumlu gelişmeler onu üst seviyede motive ediyor.

Sosyal hayatındaki yetersizliklerden ve maruz kaldığı izolasyon sendromundan süratle uzaklaşıyor.

Mesleki yeteneklerinin farkına varıyor. Bunları geliştirerek daha üretken ve araştırmacı bir kimlik kazanıyor.

Üst-ast ilişkilerinde sevgi – saygı bağlarını güçlendiriyor.

Hak, hukuk ve adalet kavramlarına olan inancı yeniden şekilleniyor.

Teşkilatının ona sahip çıkma duygusu onu onurlandırıyor.

Suç ve suçlularla mücadele kapsamında başarı grafiği artıya doğru hız kazanıyor.

Zihninde geliştirdiği yeni projeler ile mesleki ve aile yaşantısındaki hedeflerini yeniden belirliyor.

Yıllarca onun beynini kemiren stres canavarından uzaklaşarak daha sakin bir hayatın tadını çıkarmaya bakıyor.

Toplumsal güven ve huzur duygusunun sağlanmasında kendisine düşen sorumluluğunun önemini belirgin bir şekilde kavrıyor.

Ülkesinin ve demokrasinin geleceği için vazgeçilemez bir güç ve denge unsuru olduğunu evrensel bir anlayışla hafızasında netleştiriyor.

İçine kapanarak yaşadığı karamsarlık bulutlarından sıyrılarak pozitif enerji kaynaklarını faaliyete geçiriyor.

Hayatın hareketliliğine, hayatın bütün renklerini katarak yaşamasını öğreniyor.

Statükocu yönetim anlayışından uzaklaşarak çağdaş dönüşümlere ve değişimlere rota çiziyor.

Polis varoluş dinamiğinin temellerine sahip çıkarak onları bilimsel değerlerle güçlendiriyor.

Kendisini ve mesleğini sorgulamayı bırakıp, işimde nasıl başarılı ve yaratıcı olurum diyerek mesleki eğitimlerin önemini vurguluyor.

Kendi kurumları ile olan ilişkilerinde sert rüzgarlar durulmaya başlıyor ve mahkemelik vakaların sayısında düşüşler gözleniyor.

Korkularından arınarak genel kondisyonunu güçlendiriyor ve zihinsel olarak rahatlama sürecini başlatıyor.

Konsantrasyon yeteneği çabuklaştırarak, dikkat dağınıklığını kontrol altına alıyor.

Öfke kontrolü konusunda daha başarılı ve mantıklı seyir izliyor. Meslektaşları ile aralarındaki dostluk bağları giderek sağlamlaşıyor.

Bağışıklık sistemi direnci yükselişe geçerek hissedilir ölçüde güç kazanıyor.

Eşine, çocuklarına, çevresine ve yakınlarına zaman ayırma fırsatı bulan polisin yaşadığı mutluluk ve sevinç gözlerindeki ışıltıdan fark ediliyor.

Duygusal çöküntü ve stres travmalarından kurtulmaya başlayan polisin hormonal dengeleri düzelmeye başlıyor.

Gece uykusu ile birlikte vücutta salgılanmaya başlayan melatonin salgısı polisimizi kalp ve damar hastalıklarından, tümör oluşumundan, sindirim sistemi hastalıklarından ve migren rahatsızlığından koruyor.

Kin ve nefret duygularını içinden atarak, intikam duygusundan uzaklaşıyor.

Polisimizin psikolojik, fizyolojik yapısı ile sosyal yaşamında gerçekleşen bu olumlu değişimleri ve gelişmeleri hiç şüphesiz sadece sekiz saat mesai uygulanması ile sınırlandıramayız. Daha birçok faktörün işlerlik kazandırılması ve özlük haklarının teker teker ele alınarak sorunların saptanması ve özellikle angarya görevlere son verilmesi konusunda ısrarcı olunmasının gerekliliği vurgulanmalıdır."

 

ÖZEL HABER-** Halis KAHRAMAN (Türkiye Haber Ajansı)