Medya
03 Ekim 2020 - 04:11
Güncelleme: 17 Aralık 2020 - 01:38
Türk Aile Yapısı Dizi ve Gündüz Kuşağı Programlarının Kuşatması Altında
Televizyon dizilerindeki tehlikeler konusunda çocukları ve gençleri uyaran Psikolog Dr. Halil Tabur, “Bazı dizi filmlerinin içerikleri yalnızca cinsellik ve şiddet üzerine kuruluyor. İnsanın iki temel dürtüsü olan bu kavramlar, insan bilinçaltını doğrudan harekete geçiriyor ve doğrudan bir etki yaratıyor. Özellikle gençleri şiddete yöneltiyor ve toplumda şiddet olayları giderek artıyor."
Medya
03 Ekim 2020 - 04:11
Güncelleme: 17 Aralık 2020 - 01:38
TV kanallarındaki bazı diziler ve TV programları, Türk aile yapısına zarar verdiği gerekçesiyle tepki topluyor. Geçmiş yıllarda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve çeşitli kurumlardan gelen tepkiler de Türkiye’de yayınlanan televizyon dizilerinin sadece bir eğlence aracı olarak görülmediğini ortaya koyuyor.Türk aile yapısı, gelenek ve görenekler ile ahlaki yapıdaki erozyon son dönemde tüm sosyal bilimcilerin ve vatandaşların da dikkatini çekiyor.MİLYONLARCA GENCİN ROL MODELİTürk aile yapısının dizi ve gündüz kuşağı programlarının kuşatması altında olduğunu ifade eden Uluslararası Psikologlar Derneği Başkanı, Uzman Psikolog Dr. Halil Tabur, “Dizi ve filmlerdeki kahramanların özdeşim kurularak milyonlarca gencin rol modeli olduğunu hepimiz biliyoruz. Rol model dizideki oyuncuların gösterişli ve sahte yaşantısı normalmiş gibi gösterilirken, ahlak dışı ilişkiler, para, intikam ve mevki için kadınların her türlü entrikayı göze alması sıradan hale geldi günümüzde. Geçmişte dizilerde görülen bu sıra dışı, ahlak dışı ilişkiler son dönemde maalesef temel amacı reyting olan kadın kuşak programlarının ana teması durumunda. İşin kötü tarafı maalesef kadınlarımız bu programları çay içerken izliyor içselleştirip normal görmeye başlıyor. Eskiden ağzımız açık dinlediğimiz bir olayı artık normal görüyoruz.” DediCİNSELLİK VE ŞİDDET Televizyon dizilerindeki tehlikeler konusunda çocukları ve gençleri uyaran Psikolog Dr. Halil Tabur, “Bazı dizi filmlerinin içerikleri yalnızca cinsellik ve şiddet üzerine kuruluyor. İnsanın iki temel dürtüsü olan bu kavramlar, insan bilinçaltını doğrudan harekete geçiriyor ve doğrudan bir etki yaratıyor. Özellikle gençleri şiddete yöneltiyor ve toplumda şiddet olayları giderek artıyor.
Son yıllarda okullarda, sokaklarda ve ailelerde şiddet ve cinsel taciz vakaları giderek artıyor.
Toplumsal şiddet seviyemizin arttığını, trafikte, okullarda, hastanelerde rahatça gözlemleyebiliriz.
Kişilik oluşum sürecinin yaşandığı çocukluk ve ergenlik döneminde bu tür televizyon dizileri ve programlarının izlenilmemesi gerekir. Özellikle bazı dizilerin öne çıkan kahramanlarının şiddet ve güç unsurunu özgüven gibi yansıtarak şiddete dayalı olumsuz bir özgüven profilini gençlerimiz üzerine yerleştirmektedir. İzlenen dizilerin bazıları temel bir insani dürtümüz olan şiddeti, kontrolsüz bir güç olarak olumsuz bir şekilde yansıtmaktadır. Bu türde diziler aile yaşantımıza da aile içi şiddet olarak yansıyabilmektedir.” Sözlerine yer verdi.ÇOCUKLUK VE ERGENLİK DÖNEMİNDE KİŞİLİK OLUŞUMUErgenlik ve çocukluk döneminde televizyon dizilerine karşı önlem alınması gerektiğini savunan Psikolog Dr. Halil Tabur, “Dikkat edilmesi gereken en önemli bir konu da, çocukluk ve ergenlik döneminde kişilik oluşumu sürecinden geçen çocuklarımızı korumamızdır. Bu dönemde oluşan kişilik profilini bu tür dizilerin olumsuz etkileyebileceğini biliyoruz. Bu dönemde bazı önlemler alınmazsa ileride kişilik bozukluklarına yol açabilmektedir. Özellikle 2-7 yaş evresinde ki çocuklarımızın gerçeklik algısı tam olarak oluşmadığı için dikkat edilmesi gerekmektedir.” Diyerek reyting uğruna yayınlayan televizyon programları ve söz konusu dizilerle taptaze beyinlerin zehirlendiğini kaydetti.ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZTV ve internetin denetimiyle ilgili ihmallerin olduğuna dikkat çeken Psikolog Dr. Halil Tabur,“Denetimsizlikten cesaret alan yapımcılar bilerek ya da reyting için en absürt senaryoları hayata geçirerek ülkemize çok büyük bir kötülük yapıyor. Yeni yetişen neslin ahlak olarak muhafaza edilmesi aile kavramının kutsallığı ülkemizi ayakta tutan en büyük dinamiklerden. Bu konuda Uluslararası Psikologlar Derneği olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” Şeklinde konuştu.
Son yıllarda okullarda, sokaklarda ve ailelerde şiddet ve cinsel taciz vakaları giderek artıyor.
Toplumsal şiddet seviyemizin arttığını, trafikte, okullarda, hastanelerde rahatça gözlemleyebiliriz.
Kişilik oluşum sürecinin yaşandığı çocukluk ve ergenlik döneminde bu tür televizyon dizileri ve programlarının izlenilmemesi gerekir. Özellikle bazı dizilerin öne çıkan kahramanlarının şiddet ve güç unsurunu özgüven gibi yansıtarak şiddete dayalı olumsuz bir özgüven profilini gençlerimiz üzerine yerleştirmektedir. İzlenen dizilerin bazıları temel bir insani dürtümüz olan şiddeti, kontrolsüz bir güç olarak olumsuz bir şekilde yansıtmaktadır. Bu türde diziler aile yaşantımıza da aile içi şiddet olarak yansıyabilmektedir.” Sözlerine yer verdi.ÇOCUKLUK VE ERGENLİK DÖNEMİNDE KİŞİLİK OLUŞUMUErgenlik ve çocukluk döneminde televizyon dizilerine karşı önlem alınması gerektiğini savunan Psikolog Dr. Halil Tabur, “Dikkat edilmesi gereken en önemli bir konu da, çocukluk ve ergenlik döneminde kişilik oluşumu sürecinden geçen çocuklarımızı korumamızdır. Bu dönemde oluşan kişilik profilini bu tür dizilerin olumsuz etkileyebileceğini biliyoruz. Bu dönemde bazı önlemler alınmazsa ileride kişilik bozukluklarına yol açabilmektedir. Özellikle 2-7 yaş evresinde ki çocuklarımızın gerçeklik algısı tam olarak oluşmadığı için dikkat edilmesi gerekmektedir.” Diyerek reyting uğruna yayınlayan televizyon programları ve söz konusu dizilerle taptaze beyinlerin zehirlendiğini kaydetti.ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZTV ve internetin denetimiyle ilgili ihmallerin olduğuna dikkat çeken Psikolog Dr. Halil Tabur,“Denetimsizlikten cesaret alan yapımcılar bilerek ya da reyting için en absürt senaryoları hayata geçirerek ülkemize çok büyük bir kötülük yapıyor. Yeni yetişen neslin ahlak olarak muhafaza edilmesi aile kavramının kutsallığı ülkemizi ayakta tutan en büyük dinamiklerden. Bu konuda Uluslararası Psikologlar Derneği olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” Şeklinde konuştu.
İlginizi Çekebilir