Röportaj: Fatma S. KÜPOĞLU
Son günlerde medyada zayıflama aşısıyla zayıflayan kişiler ve bu programın mucize etkisinden sıkça bahsedilir oldu. Bunun üzerine biz de konuyu uzmanına sorarak görüş almaya ve bunu sizlerle paylaşmaya karar verdik. Sorularımızı Medikal Estetik Hekim Dr. Nihat Dik’e yönelttik.
Zayıflama aşısı olarak gündeme gelen uygulama hakkında bize kısaca bilgi verebilir misiniz?
Aslında zayıflama aşısı yurtdışında uzun yıllardan beri uygulanmakta. Yaklaşık 1980’li yılların başından beri. Hatta İngiltere kraliyet ailesinin her yıl kullandığı düzenli aşılarla formlarını korudukları dahi konuşulur.
Bu aşı aslında tamamen vücudun kendi ürettiği doğal bir hormondan elde edilir. Anne karnında bebeğin büyümesi için salgılanan cinsiyetsiz bir hormondur. Bebek kız da olsa erkek de olsa bu maddeyle henüz anne karnındayken tanışır. Bu yapısından dolayı güvenlidir ve kullanan hiçbir kişide alerji yapma, vücudun tolere edememe ihtimali yoktur.
Anladığımız kadarıyla doğal ve güvenli bir yöntem. Peki nasıl etki ediyor?
Mutlaka doktor kontrolünde ve doktor kliniklerinde uygulanmak kaydıyla. Nasıl etki ettiğine gelince; zayıflamayı sağlayan iki farklı etkisi var vücutta. Birincisi, iştahı baskılaması ve kişinin her türlü diyete kolay uyum sağlaması. İkincisi, vücutta fazla yağ biriken ve şekil bozukluğu meydana getiren bölgelerde yağ yıkımını gerçekleştirmesi.
Aşının yanı sıra bir diyet mi yapılıyor?
Evet. Zayıflama aşısının protokolüne uygun bir beslenme programına alınıyor kişi. Bu beslenme programında amaç, mümkün olduğunca az kalori alarak vücutta depo edilmiş inatçı yağları yakmak. Ayrıca beslenmemizden yağ, şeker ve karbonhidratı çıkararak yakılan yağların yerine dışarıdan yenilerini koymamak.
Diyet hakkında biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz? Örnek bir günlük beslenme hangi gıdalardan oluşuyor?
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki; diyet uyulması zor bir diyet değil. Evet, çok düşük kalorili bir diyet. Fakat asıl amacımız yemek yenilmeyen süreleri mümkün olduğunca uzatmak. Çünkü yağ yıkımı bu katı gıda alınmayan sürelerde oluyor. Biz hastamıza iki öğününün arasında asgari 4 saat boşluk bırakmasını öneriyoruz ve acıkmadığı takdirde bu süreyi 5’e, 6’ya, 7’ye uzatmasını istiyoruz. Gerçekten de programı uygulayan kişilerin çoğunluğu rahatlıkla bu sürelere çıkabildiklerini iletiyorlar. Örnek bir gün konusuna gelirsek, sabah kahvaltısında bir dilim tam tahıllı ekmek, bir domates, bir salatalık, mutlaka peynir yemek istiyorsa kişi küçük bir parça yağsız peynir/lor yiyebilir. Arada 4 saat ara vererek salata, tavuk ya da balık, yine 4 saat sonra akşam yemeğinde ise haşlanmış sebze, salata veya yağsız sebze çorbası olabilir. Diyet boyunca yoğurt, peynir ve süt tam yağsız olarak kullanılıyor.
Kişiler böyle bir diyetle ne kadar zamanda ne kadar kilo verebiliyorlar?
Uygulanan program 40 günlük bir program. Kilolarının yaklaşık %10’unu yağdan kaybediyorlar. Genel olarak ortalama 10 ve üzeri kilo verilebiliyor. Tabi ki verilecek kilo, kişinin programa uyum oranına göre farklılık gösteriyor. Fakat en önemlisi ve bizi mutlu edeni, verilen kiloların bir daha kolay kolay geri alınmaması.
Ramazan ayına girmek üzereyiz. Oruç tutan kişiler bu programı nasıl uygulayabilirler?
Yine aynı noktaya geliyoruz. Doktor kontrolünde ramazan ayına uygun bir beslenme programı planlayarak uygulayabilirler. Aslında geçtiğimiz senelerde hastalarımızda gördüğümüz sonuç, Ramazan ayında daha yüksek kilolar verildiği şeklindeydi. Bunun nedeni de; aşının sahurda yapıldıktan sonra iftar vaktine kadar sürekli yağ yakacak bir zaman kazanmasıydı. Ayrıca hastalarımız vücutta sürekli bir enerji üretimi olduğundan kendilerini halsiz de hissetmediler. Çalışan kişilerin konsantrasyonlarında da azalma olmadığını gördük.
Son günlerin merak uyandıran zayıflama trendi aşılar konusunda verdiğiniz bilgiler için size teşekkür ediyoruz.