KANUNLAŞIRSA GIDA TERÖRİSTLERİNE RAHAT NEFES ALDIRACAK!Meclis gündemindeki yeni bir torba tasarı yasalaşırsa gazete haberlerinden sosyal medya paylaşımlarına dek gıda güvenliğine dair mesajlar para cezasına çarptırılabilecek.Sivil toplum kuruluşları, gıdalara yönelik muhtemel ifade özgürlüğü kısıtlaması konusunda ortak bir açıklama yaparak kampanya başlattı.
Tasarıdaki “yanıltıcı yayın” tanımının çok geniş ve belirsiz olduğunu vurgulayan 48 sivil toplum örgütü, ortak bir açıklama yaptı. Uzmanlara göre Türkiye’de ifade özgürlüğü bu düzenlemeyle daha da kısıtlanabilir, yeni bir keyfi sansür mekanizması doğabilir ve otosansür körüklenebilir.
Ekoloji ve gıda alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, “Gıdaya Yönelik İfade Özgürlüğü Kısıtlanamaz!” kampanyası ile birlikte ortak bir açıklama yayınladı.
Kampanya ayrıca Change.org’da da imzaya açıldı.“Gıdada sansüre hayır!”
Çevre örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, yaptıkları ortak açıklamada 24.06.2020 tarihinde meclis gündemine giren “Gıda Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” başlıklı torba yasa tasarısının 28., 29. ve 30. Maddelerinin gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içerdiğini belirterek kampanya başlattı.Örgüt ve kuruluşlar, söz konusu düzenlemelerin sansür ve otosansüre yol açacağını öne sürdü.Açıklamada şöyle ifade edildi:
“Düzenlemeler kapsamında ‘her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar’ yanıltıcı yayın olarak tanımlanmakta ve 20-50 bin TL para cezası verilmesi öngörülmektedir.Sansür veya otosansür ihtimaline dikkat çekildi
Yasa teklifindeki ‘yanıltıcı yayın’ tanımı çok geniş ve belirsizdir.
Neyin yanıltıcı yayın kapsamında değerlendirileceği, bu değerlendirmeyi yapacak kişilerin kimler olacağı, bağımsız karar verip veremeyecekleri net değildir.
Bahsedilen tanımda kişi veya amaç fark etmeksizin yazılı, görsel ve sosyal medya mecrasında yapılacak, gıdanın üretim ve işleme süreçleriyle ilgili her türlü paylaşım yüksek miktarda para cezasıyla karşılaşma riski taşımaktadır.”
Sivil toplum kuruluşları, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicileri endişe, korku ve güvensizliğe sürükleyen nedenlerin toplumda çeşitlilik gösterdiğine de dikkat çekti.İnsanların sağlıkları, sosyo-ekonomik durumları, inançları, kültürleri ve yaşam biçimleri gibi farklı gerekçelerle gıdaya ilişkin çok çeşitli kaygı ve hassasiyetlere sahip olduğu belirtildi.Bu hassasiyetlerin genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tohumlar, tarım zehirleri (pestisitler), helal gıda, veganlık/vejetaryenlik gibi geniş bir yelpazeye yayıldığı ve birçoğunun bilim içinde de tartışmalı konular olduğu vurgulanarak, yapılacak düzenlemenin sübjektif olduğu ifade edildi.
Gıda konusunda kamusal bilgiye ve iyi, temiz, adil gıdaya erişim hakkının kısıtlanma riskine dikkat çekildi.50 BİN LİRAYA KADAR CEZA VE RTÜK DENETİMİTasarının 28. maddesi ile 11 Haziran 2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 3. maddesine “Yanıltıcı yayın” başlığıyla bir fıkra ekleniyor. Bu fıkra ile “Her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlara” 20 bin liradan 50 bin liraya kadar para cezası getiriliyor.Bu maddeye bağlı olarak Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Yasası’na da “Ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen, gerçeğe aykırı nitelikte olamaz” hükmü ekleniyor. Böylece televizyon, radyo ve benzeri mecralarda da bu tür yayınların yapılmasına ceza öngörülüyor.‘YANILTICI YAYIN TANIMI ÇOK GENİŞ VE BELİRSİZ’Çekül Vakfı, Doğa Derneği, Yeryüzü Kooperatifi ve Genç Yeşiller gibi gıda, tarım ve ekoloji alanlarında çalışmalar yürüten 48 sivil toplum örgütü, torba yasa tasarısına karşı ortak bir kampanya başlattı.Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:Yasa teklifindeki yanıltıcı yayın tanımı çok geniş ve belirsizdir. Neyin yanıltıcı yayın kapsamında değerlendirileceği, bu değerlendirmeyi yapacak kişilerin kimler olacağı, bağımsız karar verip veremeyecekleri net değildir.Teklifi savunan çeşitli çevrelerce, ilerleyen süreçte bu endişelerin yönetmelikle giderileceği ve değerlendirmenin bilimsel esaslar dikkate alınarak yapılacağı ifade edilmektedir. Ancak gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicileri endişe, korku ve güvensizliğe sürükleyen nedenler toplumda çeşitlilik göstermektedir.İnsanlar sağlıkları, sosyo-ekonomik durumları, inançları, kültürleri ve yaşam biçimleri gibi farklı gerekçelerle gıdaya ilişkin çok çeşitli kaygı ve hassasiyetlere sahiptir. Bu hassasiyetler genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tohumlar, tarım zehirleri (pestisitler), helal gıda, veganlık/vejetaryenlik gibi geniş bir yelpazeye yayılmaktadır ve birçoğu bilim içinde de tartışmalı konuların başında gelmektedir.‘OTORİTER, SUBJEKTİF VE ÖZENSİZ BİR DÜZENLEME’Bahsedilen tanımda kişi veya amaç fark etmeksizin yazılı, görsel ve sosyal medya mecrasında yapılacak, gıdanın üretim ve işleme süreçleriyle ilgili her türlü paylaşım yüksek miktarda para cezasıyla karşılaşma riski taşımaktadır. Böylesine önemli bir konunun bu kadar otoriter, subjektif ve özensiz bir düzenlemeye tabi tutulması yurttaşların kamusal bilgiye ve iyi, temiz, adil gıdaya erişim hakkını kısıtlayacaktır.Elbette, Türkiye’de gıda hususunda birçok sorun vardır. Ancak sorunun çözümünü yasaklar üzerinden kurgulamak toplumda gıdaya ilişkin endişe, korku ve güvensizliği azaltmayacak, tam tersine artıracaktır. Yasa teklifinin ilgili maddeleri; toplumun gıdaya ilişkin kaygı ve hassasiyetlerini dikkate alarak, toplumsal sorumluluk gereği kamuoyunu aydınlatma vazifesi gören, her biri kendi içinde yetkin kurumların, bilim insanlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, bu sorumluluklarını yerine getirmelerini kimi zaman doğrudan sansür, kimi zaman da otosansür yoluyla engelleme riskini içermektedir.‘YASA TEKLİFİ BU HÂLİYLE HALKIN SAĞLIKLI BİLGİYE ERİŞİMİNİN ÖNÜNÜ KAPIYOR’Bu bağlamda öncelikle yurttaşların örgütlenmelerini kolaylaştıran ve bu örgütlenmeler üzerinden doğru bilgiye erişimi sağlayacak mekanizmalar kurulmalıdır.
Bu mekanizmaların merkezinde gıda toplulukları, meslek odaları, ilgili araştırma birimleri, gıda kooperatifleri, çiftçi sendikaları, ilgili üniversite yapıları, tüketici dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları, kamusal ve güvenilir bilgiye erişimi hedefine koymuş sosyal girişimler yer almalı, bu oluşumların sağladığı bilgiler sayesinde yanıltıcı bilgiye çok daha hızlı ve doğru cevaplar üretilmelidir. Böylece, halkın çıkarlarını esas alan, kamucu bir bilgi edinme hakkının kullanımı mümkün olacaktır.İlgili yasa teklifi bu hâliyle halkın sağlıklı bilgiye erişiminin önünü kapatmakta ve kamu çıkarları ile uyuşmamaktadır. Sağlıklı bilgiye erişimi engelleyecek söz konusu maddelerin yasadan çıkarılmasını ve halkın bilgi edinme hakkını esas alan mekanizmalara destek olunmasını talep ediyoruz.OTOSANSÜR ENDİŞESİMuhtemel düzenlemelerin gıda konusundaki bilgilendirme konusunda yetkin kurumları, bilim insanlarını, STKları, meslek odalarını kimi zaman doğrudan sansür kimi zamanda otosansür yoluyla engellemesi riski de örgütler tarafından yapılan açıklamada göze çarpanlar arasında.Gıda konusunda sağlıklı bilgiye erişilebilmesi, ayrıca yanıltıcı bilgilere hızlı ve doğru cevaplar üretilmesi için gıda toplulukları, meslek odaları, ilgili araştırma birimleri, gıda kooperatifleri, çiftçi sendikaları, ilgili üniversite yapıları, tüketici dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları ve sosyal girişimlerin merkezde yer alması öneriliyor.Sivil toplum örgütlerinin ortak açıklamasında, sağlıklı bilgiye erişimi engelleyecek maddelerin yasadan çıkarılması talep ediliyor. Konuyla ilgili olarak da Change.org’da "Gıdaya Yönelik İfade Özgürlüğü Kısıtlanamaz" başlığıyla imza kampanyası açıldı.
İmza veren kurum ve topluluklar:Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Çevre ve Arı Koruma Derneği – ÇARIK
Good4Trust.org
Türetim Ekonomisi Derneği
Yeşil Düşünce Derneği
Yeryüzü Kooperatifi
Ekoharita.org
ÇEKÜL Vakfı
Genç Yeşiller
Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği
Yerel Tohum Derneği Marmaris Temsilciliği
Sürdürülebilir Yaşam Derneği – SUYADER
AGRİDA Tarım ve Turizm Derneği
Bağlıca Eğitim Çevre ve Dayanışma Derneği
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Yayla (Gola) Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği
Çukurova İnsan Tohum Toprak Atölyeleri
İstanbul Permakültür Kolektifi
Doğal Yaşam Derneği
Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği
Ortak Yaşam Ekososyal İşletme Kooperatifi
Çeşme Çevre Platformu
Bergama Çevre Platformu
İzmir Çevre Gönüllüleri Platformu
Doğal Besin Bilinçli Beslenme (DBB)
Güzel Gıda Topluluğu
Batı İzmir Topluluk Destekli Tarım Gıda Topluluğu (BİTOT)
HDK Emekliler ve Yaşlılar Meclisi
Antalya Ekoloji Meclisi
Arıköy Tüketim Kooperatifi
TarlaTaban
Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu
Doğa Derneği
Dünya Yaşasın Derneği
MoniBostan
Gediz Gıda Topluluğu (GETO)
Ayvalık Gıda Topluluğu
Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği
Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi
Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu
Kuzguncuk Gıda Topluluğu
Yeryüzü Derneği
Yeni İnsan Yayınevi
Yeşil Artvin Derneği
Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-SEN)
Polen Ekoloji
HDK Ekoloji Meclisi
Kadıköy Gıda Topluluğu
Büyükdere Gıda Topluluğu
Türkiye Biyologlar Derneği
Sağlıklı Gıda Derneği
Çiğdemim Derneği
Doğaya Dönüş Gençlik ve Spor Kulübü Derneği
Doğa Koruma Merkezi
Umay Tüketim Kooperatifi
Yeşil Gelecek Derneği
Neda Doğal Yaşam ve Tüketim Kooperatifi
Doğa ve İnsan Dostu Gıda Grubu – İzmir
Yerküre Yerel Çalışmalar ve Bilimsel Araştırma Kooperatifi
Ordu Olay Gazetesi
Homeros Gıda Topluluğu