Gölcük Eğitim Derneği tarafından İstanbul Sözleşmesi Sempozyumu düzenledi.
Brussels Capital University (BCU) Öğretim Görevlisi Sadık Uslu yönetimindeki, İstanbul Sözleşmesi Sempozyumu, 5 Ekim Cumartesi günü Gölcük'te gerçekleşti.Oldukça verimli geçen sempozyumda, aileyi ve toplumu ifsad etmeye yönelik, hüküm ve yönlendirmeler içerdiği gerekçesiyle tepki toplayan İstanbul Sözleşmesi'nin detayları ve etkileri hakkında tebliğler sunuldu.İstanbul Sözleşmesi'nin toplum ve aile yapısına etkilerini; Sosyolog Necdet Topçu, hukuksal açıdan etkilerini Av. İlhami Sayan ve ekonomik yansımalarını ise iktisatçı Yunus Ekşi değerlendirdi.Programın moderatörlüğünü ise BCU Öğretim Görevlisi ve Türkiye Haber Ajansı yazarlarımızdan Sadık Uslu yaptı.Sosyolog Necdet Topçu: “İstanbul Sözleşmesi aile müessesesine vurulan balyoz darbesidir. Tamamen kadının beyanını esas aldığından, cinsleri birbirine hasım kılmıştır. Eşcinsel yaşam tarzına alan açmaktadır. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği ifadesi doğru anlaşılmalıdır. Bahsedilen cinsiyet eşitliği, cinslerin hakları yönünden değil biyolojik yapıları yönünden ele alınmıştır.” ifadeleri ile değerlendirmelerde bulundu.Avukat İlhami Sayan: "İstanbul sözleşmesi, adeta kültürel bir Sevr Anlaşması niteliğindedir. İstanbul'umuz ve Türkiye’miz üzerinden İslam alemine bu sözleşme şartları ihraç edilmek isteniyor." ifadeleri dikkat çekti.
Ayrıca Sayan’ın; İslam toplumlarının günümüzdeki hamisinin Türk milleti olduğuna dikkat çektiği konuşmasında bazı izleyicilerin duygulandıkları gözlemlendi.İktisatçı Yunus Ekşi ise İstanbul sözleşmesi öncesi ve sonrası boşanma oranlarına dikkat çekerek İstanbul Sözleşmesi sonrasında boşanmaların daha da artış gösterdiğine vurgu yaptı.
Gerek aile içi şiddet gerekse sapkın yönelmelerin de arttığını belirten Ekşi, bu manipülasyonların ekonomik ve finansal desteklerle tetiklendiğine değinerek, ülkemizde milli bir finans sisteminin olmadığını ve olması gerektiğini kaydetti.Öğretim Görevlisi Sadık Uslu: “İstanbul Sözleşmesi, ülkemizin makus talihidir. Bu sözleşmeyi ilk imzalayan devlet olmamız, terörist İsrail devletini de ilk tanıyan ülke olduğumuzu da üzüntüyle anımsattı. İstanbul şehri özel bir şehirdir. Doğu Roma'ya başkentlik yapmıştır. Osmanlı Devleti'nin de başkentiydi. Türkiye Cumhuriyetinin de psikolojik başkentidir. İstanbul insanı, müktesebatı bakımından özeldir, beydir, hanımdır. Anadolu insanı da irfanıyla özeldir, anadır, babadır. Ancak yapılan bu gibi, finansal, sosyal ve hukuksal operasyonlar büyükşehirlere göçü tetikledi. Şehirlilik ve Anadoluluk arasında varoş bir zihniyet türedi. Toplumda ne beyefendilik, hanımefendilik ne de irfan, feraset kaldı. Toparlanmamız lazım." ifadelerinde bulundu.Sempozyuma bazı STK temsilcileri de katılım sağladı.
Brussels Capital University (BCU) Öğretim Görevlisi Sadık Uslu yönetimindeki, İstanbul Sözleşmesi Sempozyumu, 5 Ekim Cumartesi günü Gölcük'te gerçekleşti.Oldukça verimli geçen sempozyumda, aileyi ve toplumu ifsad etmeye yönelik, hüküm ve yönlendirmeler içerdiği gerekçesiyle tepki toplayan İstanbul Sözleşmesi'nin detayları ve etkileri hakkında tebliğler sunuldu.İstanbul Sözleşmesi'nin toplum ve aile yapısına etkilerini; Sosyolog Necdet Topçu, hukuksal açıdan etkilerini Av. İlhami Sayan ve ekonomik yansımalarını ise iktisatçı Yunus Ekşi değerlendirdi.Programın moderatörlüğünü ise BCU Öğretim Görevlisi ve Türkiye Haber Ajansı yazarlarımızdan Sadık Uslu yaptı.Sosyolog Necdet Topçu: “İstanbul Sözleşmesi aile müessesesine vurulan balyoz darbesidir. Tamamen kadının beyanını esas aldığından, cinsleri birbirine hasım kılmıştır. Eşcinsel yaşam tarzına alan açmaktadır. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği ifadesi doğru anlaşılmalıdır. Bahsedilen cinsiyet eşitliği, cinslerin hakları yönünden değil biyolojik yapıları yönünden ele alınmıştır.” ifadeleri ile değerlendirmelerde bulundu.Avukat İlhami Sayan: "İstanbul sözleşmesi, adeta kültürel bir Sevr Anlaşması niteliğindedir. İstanbul'umuz ve Türkiye’miz üzerinden İslam alemine bu sözleşme şartları ihraç edilmek isteniyor." ifadeleri dikkat çekti.
Ayrıca Sayan’ın; İslam toplumlarının günümüzdeki hamisinin Türk milleti olduğuna dikkat çektiği konuşmasında bazı izleyicilerin duygulandıkları gözlemlendi.İktisatçı Yunus Ekşi ise İstanbul sözleşmesi öncesi ve sonrası boşanma oranlarına dikkat çekerek İstanbul Sözleşmesi sonrasında boşanmaların daha da artış gösterdiğine vurgu yaptı.
Gerek aile içi şiddet gerekse sapkın yönelmelerin de arttığını belirten Ekşi, bu manipülasyonların ekonomik ve finansal desteklerle tetiklendiğine değinerek, ülkemizde milli bir finans sisteminin olmadığını ve olması gerektiğini kaydetti.Öğretim Görevlisi Sadık Uslu: “İstanbul Sözleşmesi, ülkemizin makus talihidir. Bu sözleşmeyi ilk imzalayan devlet olmamız, terörist İsrail devletini de ilk tanıyan ülke olduğumuzu da üzüntüyle anımsattı. İstanbul şehri özel bir şehirdir. Doğu Roma'ya başkentlik yapmıştır. Osmanlı Devleti'nin de başkentiydi. Türkiye Cumhuriyetinin de psikolojik başkentidir. İstanbul insanı, müktesebatı bakımından özeldir, beydir, hanımdır. Anadolu insanı da irfanıyla özeldir, anadır, babadır. Ancak yapılan bu gibi, finansal, sosyal ve hukuksal operasyonlar büyükşehirlere göçü tetikledi. Şehirlilik ve Anadoluluk arasında varoş bir zihniyet türedi. Toplumda ne beyefendilik, hanımefendilik ne de irfan, feraset kaldı. Toparlanmamız lazım." ifadelerinde bulundu.Sempozyuma bazı STK temsilcileri de katılım sağladı.