Aile birliği ve bütünlüğünün sağlanması için faaliyetlerde bulunmak üzere kurulan dernekler ve platformlardan oluşan Aile Dernekleri ve Platformları Birliği, İstanbul sözleşmesi mağdurları, beyana dayalı olarak yürütülen 6284 sayılı yasa mağdurları, süresiz nafaka mağdurları, çocuk haczi mağdurları, iftira sonrası hapiste olan aile yakınları, erken evlilik sonrası babaları hapiste olan çocuklar için; 19 Temmuz Pazar günü İstanbul’da Kahvaltılı bir toplantıda bir araya geldi.İstanbul, Üsküdar Kız Kulesi karşısında bulunan Filizler Restoranda bir araya gelen dernek ve platform başkanları ile mağdurlar, yaşadıkları sorunları anlattı, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın iptal edilmesini istedi.Toplantıya katılan Yeniden Refah Partisi MKYK Üyesi, Uzman Klinik Psikolog Mikdat Ertem, İstanbul Sözleşmesi’nin içinde sinsi amaçlar barındırdığına dikkat çekti. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan milletvekillerinin sözleşmenin içeriğinden dahi haberleri olmadığını ifade eden Ertem, tamamen iptal edilmesi gerektiğini belirtti."Gücümüzün farkındayız, ortak hareket için hazırız" sloganıyla bir araya gelen Aile Dernekleri ve Platformları Birliği bünyesinde yer alan dernek ve platform başkanları ile mağdurlar, verdikleri ortak mesajda, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasa koronavirüs’ten tehlikelidir. Aileleri parçalayan, eşcinselliği yayan, fuhuş toplumu üreten, toplumu çürüten İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunu iptal edilmeli. Aileyi yok edip, kadın hakları görünümünde devlet düşmanlığı oluşturan, İstanbul Sözleşmesi ile birlikte, belgesiz ispatsız kadının beyanının esas alınması ile yürütülen 6284 sayılı iftira kanunu aile içine sokulan bir el bombası olarak, kadına şiddeti körükleyen bir yasa olarak ortaya çıkmıştır. Aile bütünlüğü ve kadına şiddetin gerçekten önlenmesi için, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunu bir an önce iptal edilmelidir.” Dediler.Yoğun katılımın olduğu toplantıda İstanbul sözleşmesi, 6284 sayılı yasa, süresiz nafaka, çocuk haczi mağdurları, iftira sonrası hapiste olan aile yakınları, erken evlilik sonrası babaları hapiste olan çocukları temsilen toplantıya katılanlar içler acısı durumlarını gözyaşları içinde anlattı ve çözüm istediler.KATILANLARDAN MESAJLARToplantıda konuşan mağdurlar şu mesajları verdi:Bir anne; “İftiradan 17 yaşındaki oğlum 30 yıl ceza yedi. İftira atan aile iftiralarından vaz geçmek için bizden 500 bin lira istiyor. Adalet istiyoruz. İstanbul sözleşmesi kaldırılsın.”Bir Kadın: “İstanbul Sözleşmesi'nin 33. maddesine göre, münakaşa etmek isteyen kadına karşı erkeğin bağırması da susması da -psikolojik şiddet- kapsamındadır. Kadınlar olarak İstanbul sözleşmesi iptal edilmelidir.”Bir baba; “Bir tane dahi çocuğumuz eşcinsel LGBT olmasın. LGBT yani eşcinsel olduktan sonra dünya malı bizim olsa nafile.”Bir Koca; “Ben bugün dünya malına tapan eşime fani dünya malımın tümünü bağışlayarak. Kurtuldum.”Bir Mağdur; “İstanbul sözleşmesinde kadınlar ve çocuklar kullanılmasın. İstanbul sözleşmesi ve buna dayalı iç kanunlar ülkemize atılmış atom bombası gibidir.”15 yaşındaki anne, bebeği ve kayınvalidesi; “şikayetçi yok, ortada bir bebek var, biz aile olmak istiyoruz. Mahkeme nikahımıza izin vermiyor, babamızı hapsetti ve bize aile olma ve yaşama hakkı vermiyor.”Bir Başkan; “İstanbul Sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayanan 6284 Nolu Yasanın yürürlük tarihinden itibaren genelde eş veya baba olarak 2 milyon erkek yuvasından/evinden uzaklaştırılmıştır. Tazyik hapisleri verilmiştir. Kadına şiddet ise azalmamış, aksine yaklaşık yüzde 500 artmıştır. Binde 9 olan evlenme oranı binde 6,8’e düşmüştür, yani evlilikler azalmış, boşanmalar artmıştır. Sadece kadına değil diğer aile bireylerine yönelik cinayetler başlamış ve intiharlar artmıştır. Bu kanunun uygulaması ile resmi açıklamalara göre sadece 2019 yılında 553.000 tedbir/uzaklaştırma kararı verilmiştir.KADIN DAİMA MAĞDUR, ERKEK İSE DAİMA SUÇLUİstanbul Sözleşmesini ailesiz toplumun hukuki altyapısı olarak değerlendiren bir dernek başkanı, “İstanbul Sözleşmesi toplam şiddet olayları içinde SADECE erkekten kadına yönelik olanları kapsıyor. Kadının erkeğine ve çocuğuna karşı şiddet ve tacizini kapsamıyor. Ayrıca LGBT-İ topluluklarına da sonuna kadar özel alan açıyor...
İstanbul sözleşmesi ailesiz toplumun hukuki altyapısıdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi ile kız ya da erkek doğmanın biyolojik olduğu, kız ve erkek rollerini toplumun dayattığı, insanların istediği cinsiyeti kendi özgür iradesiyle seçip onu yaşayabileceği savunuluyor. Bu sözleşmede yer alan insanların cinsel tercihlerinde KADIN - ERKEK, KADIN - KADIN, ERKEK – ERKEK olarak fark etmediği, istediği gibi yaşayabileceği sapkınlığı, kanunla düzenleniyor.”FEMİNİZM, BÖLÜCÜLÜKTÜR, SAPKINLIKTIR,Ailenin korunması için; İstanbul Sözleşmesinin tamamen İptal edilmesi ve 6284 sayılı iftira kanunun yürürlükten kaldırılması gerektiğini ifade eden Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği (TÜDAÇDER) Başkanı Cengiz Dinçer, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunla kadınlara sınırsız iftira atma imkânı sağlanmıştır! Birileri kadına şiddet mi var diyordu? Feminizm, dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınları öbür yarısını oluşturan erkeklere düşman eden cinsel bölücülüktür, sapkınlıktır, küresel çapta sosyal bir terördür ve insanlık suçudur. Feminizm, bütün dinlerde lanetlenen eşcinsellikle yani LGBT ile kol kola yürür. Feminizm’in sonrası lezbiyenlik, eşcinselliğin sonrası da ensest, pedofili, zoofili, nekrofili gibi her türlü sapkınlıktır.” Uyarısında bulundu.5 MİLYONU AŞKIN MAĞDUR BULUNUYORİstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa nedeniyle yaklaşık 5 milyon mağdurun bulunduğuna dikkat çeken Cengiz Dinçer, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunuyla birlikte milyonlarca insanın çektiği müebbet nafaka zulmü de kaldırılmalı; verilen sözler artık bir an önce yerine getirilmelidir.
2 milyon civarında 6284 sayılı yasa nedeniyle, 2,5 milyon civarında süresiz nafaka mahkumu olup nafaka ödeyecek maddi gücü olmadığı için, 500 bin civarında da ortak çocukları nedeniyle velayet ve çocuk haczi sorunu ve diğer konularda olmak üzere yaklaşık 5 MİLYONU aşkın mağdur bulunuyor.” Şeklinde konuştu.SÜRESİZ NAFAKA - ÇOCUK HACZİ6284 sayılı Kadını ve Aileyi Koruma Yasasının, boşanmaları artırdığını da ifade eden Cengiz Dinçer, “Aileleri korumak iddiasıyla oluşturulan yasalar aileleri parçalıyor. Ailelerin içerisindeki problemlerin büyümesine ve birbirlerine olan kin, nefret ve öfkenin daha da artmasına sebebiyet veriyor. Tamamen beyana dayalı olan ve kadının beyanını esas alan 6284 Sayılı İftira Kanunu ile erkekler evlerinden atılıyor.
Aileleri parçalayan, eşcinselliği yayan, toplumu çürüten İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunu iptal edilmelidir. Süresiz nafaka zulmüne ve çocuk haczine son verilmeli, evliliklerde zina suç olarak tanımlanmalı ve cinsel bölücülük yapan dernekler kapatılmalıdır. Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği ve platformları olarak bir araya geldik ve aile bütünlüğünü sağlamak, mağdurların, dağılmış ailelerin ve çocuklarının hak ve hukukunu korumak için çalışıyoruz.” Cümlelerine yer verdi.
İstanbul sözleşmesi ailesiz toplumun hukuki altyapısıdır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi ile kız ya da erkek doğmanın biyolojik olduğu, kız ve erkek rollerini toplumun dayattığı, insanların istediği cinsiyeti kendi özgür iradesiyle seçip onu yaşayabileceği savunuluyor. Bu sözleşmede yer alan insanların cinsel tercihlerinde KADIN - ERKEK, KADIN - KADIN, ERKEK – ERKEK olarak fark etmediği, istediği gibi yaşayabileceği sapkınlığı, kanunla düzenleniyor.”FEMİNİZM, BÖLÜCÜLÜKTÜR, SAPKINLIKTIR,Ailenin korunması için; İstanbul Sözleşmesinin tamamen İptal edilmesi ve 6284 sayılı iftira kanunun yürürlükten kaldırılması gerektiğini ifade eden Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği (TÜDAÇDER) Başkanı Cengiz Dinçer, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunla kadınlara sınırsız iftira atma imkânı sağlanmıştır! Birileri kadına şiddet mi var diyordu? Feminizm, dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınları öbür yarısını oluşturan erkeklere düşman eden cinsel bölücülüktür, sapkınlıktır, küresel çapta sosyal bir terördür ve insanlık suçudur. Feminizm, bütün dinlerde lanetlenen eşcinsellikle yani LGBT ile kol kola yürür. Feminizm’in sonrası lezbiyenlik, eşcinselliğin sonrası da ensest, pedofili, zoofili, nekrofili gibi her türlü sapkınlıktır.” Uyarısında bulundu.5 MİLYONU AŞKIN MAĞDUR BULUNUYORİstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa nedeniyle yaklaşık 5 milyon mağdurun bulunduğuna dikkat çeken Cengiz Dinçer, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunuyla birlikte milyonlarca insanın çektiği müebbet nafaka zulmü de kaldırılmalı; verilen sözler artık bir an önce yerine getirilmelidir.
2 milyon civarında 6284 sayılı yasa nedeniyle, 2,5 milyon civarında süresiz nafaka mahkumu olup nafaka ödeyecek maddi gücü olmadığı için, 500 bin civarında da ortak çocukları nedeniyle velayet ve çocuk haczi sorunu ve diğer konularda olmak üzere yaklaşık 5 MİLYONU aşkın mağdur bulunuyor.” Şeklinde konuştu.SÜRESİZ NAFAKA - ÇOCUK HACZİ6284 sayılı Kadını ve Aileyi Koruma Yasasının, boşanmaları artırdığını da ifade eden Cengiz Dinçer, “Aileleri korumak iddiasıyla oluşturulan yasalar aileleri parçalıyor. Ailelerin içerisindeki problemlerin büyümesine ve birbirlerine olan kin, nefret ve öfkenin daha da artmasına sebebiyet veriyor. Tamamen beyana dayalı olan ve kadının beyanını esas alan 6284 Sayılı İftira Kanunu ile erkekler evlerinden atılıyor.
Aileleri parçalayan, eşcinselliği yayan, toplumu çürüten İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı iftira kanunu iptal edilmelidir. Süresiz nafaka zulmüne ve çocuk haczine son verilmeli, evliliklerde zina suç olarak tanımlanmalı ve cinsel bölücülük yapan dernekler kapatılmalıdır. Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği ve platformları olarak bir araya geldik ve aile bütünlüğünü sağlamak, mağdurların, dağılmış ailelerin ve çocuklarının hak ve hukukunu korumak için çalışıyoruz.” Cümlelerine yer verdi.