Beyoğlu Belediyesi ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından ikincisi düzenlenen “Itri Türk Mûsikîsi Ödülleri Töreni", 2 Şubat Salı akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşti.Türk Mûsikîsi alanında, musiki etkinliklerinin tamamını kapsayan ve profesyonel çizgiden amatör çalışmalara kadar etkinliklerin ve performansların bütününü bilinen kategorilerin hepsi açısından kucaklayan “Itri Türk Mûsikîsi Ödülleri”, Türk Mûsikîsi alanında benzerlerinden farklı ve çizgi üstü özellikler gösteren çalışmaları, eserleri, performansları, yaklaşımları, ele alış ve ifade biçimlerini ödüllendirerek geleceğe daha nitelikli örnekler bırakılabilmesini teşvik etmek amacını taşıyor.Etkinlik, Haksever ve Mehmet Barlas'ın Makam Farkı programı sunumuyla gerçekleşti...Oğuz Haksever ve Mehmet Barlas'ın Makam Farkı programı sunumuyla gerçekleşen 10 farklı kategorinin yarıştığı ödül töreninde; Yılın Türk Müziği Beste ve Bestecisi dalında Prof. Dr. Zeki Atkoşar, Yılın Türk Müziği Ses Sanatçısı dalında Bekir Ünlüataer, Yılın Türk Müziği Saz Sanatçısı dalında Derya Türkan, Yılın Türk Müziği Yayını ve Yazarı dalında Doç. Dr. Güneş Ayas ödülün sahibi olurken, Yılın Türk Müziği Prodüksiyonu ödülünü XVI. Yüzyıl Türk Mûsikîsi Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tarihi Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu Yayını, Yılın Türk Müziği Süreli Yayını ödülünü Kadem Mûsikî ve Edebiyat Dergisi, Yılın Türk Müziği TV ve Radyo Programı ödülünü ise Şarkılar Seni Söyler – TRT Müzik kazandı. Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi Yılın Türk Müziği Akademisyeni, Cüneyt Kosal Hayat Boyu Başarı Ödülü ve Cinuçen Tanrıkorur Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü.2015 yılının en iyileri, 200 kişiden oluşan Büyük Jüri'nin oylarıyla belirlendiDoç. Dr. Murat Salim Tokaç, Doç. Dr. Cenk Güray, Prof. Dr. Gülçin Yahya Kaçar, Prof. Dr. Şehvar Beşiroğlu, Dr. Bülent Katkak, Oğuz Haksever, Mehmet Barlas, Yurdal Tokcan ve Fahrettin Yarkın’ın seçici kurul üyeliği görevini üstlendiği "Itri Türk Mûsikîsi Ödülleri", bilim, sanat, basın, edebiyat ve başka mesleklerin oluşturduğu çevrelere mensup yaklaşık 200 kişiden oluşan Büyük Jüri'nin oylarıyla belirlendi.ITRÎ HAKKINDA! (1640, İstanbul - 1712, İstanbul)İstanbul’un sesini, yani Osmanlı-Türk kültürünün klasik Mûsikîsini temellendiren ve kuran dâhi bestekâr Itrî, bütün Türk Mûsikîsi tarihinin en büyük bestekârıdır. Segâh bayram tekbiri ve ‘Salât-ı Ümmiye’si ile bütün İslâm coğrafyasında hâlâ dillerden düşmeyen, yediden yetmişe herkesin melodilerini ezbere bildiği bir bestekâr olma ayrıcalığından dolayı ölümsüzleşti.Mevlânakapısı yakınlarındaki Yayla semtinde doğan Itri'nin asıl adı Mustafa, lâkabı “Buhurizâde” ve şiirlerinde kullandığı mahlâs “Itrî” idi. İyi bir öğrenim gören Itri, musikide Hâfız Post, Küçük İmam, Kasımpaşalı Koca Osman ve Derviş Ömer’den de meşketti. Câmî Ahmed Dede’nin şeyhliği döneminde Yenikapı Mevlevîhanesi’ne kapılandı, musiki sevgisiyle Mevlevî oldu.Bestekâr ve hânende olarak IV. Mehmed döneminde parlayan Itri, saray fasıllarına hânende olarak katıldı. Eserleriyle padişahtan büyük yakınlık gördü ve uzun yıllar Enderun’da musiki hocası ve hânende olarak görev aldı. Yakınlık gördüğü bir başka devlet adamı da, şiirleri ve musiki sevgisiyle tanınan Kırım Hanı I. Selim Giray’dı. IV. Mehmed’le yakınlığının bir sonucu olarak, kendisine “esirciler kethüdalığı” görevi verildi. Musikideki ünü saraydan ayrıldıktan sonra da sürdü.Itrî’nin meyveciliğe ve çiçekçiliğe meraklı olduğu; kendi adıyla anılan “Mustâbey Armudu”nu ilk kez onun yetiştirdiği; “ıtır”dan gelen “Itrî” mahlasının da çiçek merakından dolayı olduğu rivayet edildi. Ölümünden sonra “Mevlevîhane kapusu haricine” gömüldü; mezar taşı kayboldu.Itrî, devrinin usta bir şairiydi. Divan ve âşık tarzlarında şiirleri vardır. Naat, gazel, muamma, tahmis, nazire, tarih beyitleri dışında hece vezniyle türküler de yazdı. Şiirlerini topladığı Divan’ı kayboldu.Klasik Türk Mûsikîsi tarihinde Itrî’nin varlığıyla, Osmanlı-Türk Mûsikîsi üslubu en belirgin özellikleriyle yapısını kurmuş oldu. Abdülkadir Merâgi ve Dede Efendi’yle birlikte, Türk Mûsikîsi’nin gelişimini en çok etkileyen üç büyük bestekârdan biri idi. Hâfız-ı Şirâzi’nin bir gazeli üzerine bestelediği “Nevâ Kâr”, lâdini eserlerinin başında geldiği gibi, Klasik Türk Mûsikîsi’nin en sembolik eseri olarak da kabul edildi.Cami ve tekke Mûsikîsi türlerinde bestelediği eserlerle de ölümsüz bir çizgiye erişti. “Segâh Kurban Bayramı Tekbiri”, “Segâh Salât-ı Ümmiye”, “Mâye Cuma Salâtı”, ‘‘Dilkeşhaveran Gece Salâtı” gibi dini nitelikli eserlerinin yüzlerce yıldır etkilerinden hiçbir şey kaybetmemeleri ilgi çekicidir. Teravih namazında makam değiştirme kuralı ile camilerdeki cumhur müezzinliği düzeninin de Itrî tarafından getirildiği söylenir. Mevlevîhanelerde sema törenleri sırasında, âyinden önce okunan “Rast Naat”, Mevlevî Mûsikîsine en kalıcı katkısıdır. “Segâh Âyini” de Mevlevî Mûsikîsinin şâheserlerindendir.Türk Mûsikîsi’nin hemen her beste şeklinde ve her türde eser veren Itrî, çok verimli bir bestekârdı. Bestelediği 1.000’i aşkın eserin büyük kısmı kaybolmuş, günümüze ancak 42 eseri ulaşabilmiştir.
Kültür Sanat & Sinema
02 Şubat 2016 - 18:20
Güncelleme: 04 Şubat 2016 - 19:07
Itri Türk Mûsikîsi Ödülleri Sahiplerini Buldu
ikincisi düzenlenen "Itri Türk Mûsikîsi Ödülleri Töreni", 2 Şubat Salı akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşti.
Kültür Sanat & Sinema
02 Şubat 2016 - 18:20
Güncelleme: 04 Şubat 2016 - 19:07
İlginizi Çekebilir