Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği işbirliğiyle, GARD Türkiye “Kronik Havayolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı” çerçevesinde, “16 Kasım Dünya KOAH Günü” etkinlikleri düzenlendi.Etkinlik kapsamında; Türk Toraks Derneği İstanbul Şubesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi işbirliği ile bir seminer gerçekleştirildi… KOAH - Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı hakkında geniş kapsamlı bilgiler verilen toplantıya, hastalar büyük bir ilgi gösterdi.40 YAŞ ÜSTÜ HER 5 KİŞİDEN BİRİNDE KOAH VARToplantıda konuşan; Sağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hekimlerinden Dr. Hatice Türker, “Toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir.” Dedi.KOAH’ın, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmediğine dikkat çeken Dr. Hatice Türker, “KOAH’ın temel nedeni olan kirli hava soluma sorunu, son 200 yılda sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan bir gerçekliktir. KOAH’lı hastaların ve bu hastalıktan ölen kişilerin dünyadaki dağılımına bakıldığında, % 90’dan fazlasının düşük-orta gelirli yoksul ülkelerde yaşayan insanlar olduğu görülmektedir.” Diye konuştu.SON 20 YILDA KOAH KADINLARDA ERKEKLERDEN DAHA HIZLI ARTIYORSağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Kliniği Hekimi Dr. Birsen Ocaklı ise “Kadın ve KOAH” konulu bir sunum yaptı.Son 20 yılda KOAH sıklığının kadınlarda erkeklerden daha hızlı arttığına dikkat çeken Dr. Birsen Ocaklı, kadınların bazı akciğer hastalıklarından farkı etkilendiğini ve bu hastalıkların ciddiyetinin erkeklerden daha ileri derecede olduğuna dair kanıtların bulunduğunu ve KOAH’ın da bunlardan biri olduğunu söyledi.KOAH için erkeklerde sigaranın birincil etken olduğunu ifade eden Dr. Birsen Ocaklı, kadınlarda ise sigaradan daha fazla BİYOMAS / BİOYAKIT’ın etkili olduğuna dikkat çekti.Kadınların erkeklerden daha farklı bir yaşam sürdürdüğüne dikkat çeken Dr. Birsen Ocaklı, “Tütün dumanı, termik santraller, fabrikalar ve trafikteki arabaların egzozlarından çevreye yaydıkları kirli hava, ısınma ve yemek pişirme amaçlı evlerdeki soba veya ocaklarda yakılan odun, tezek, ağaç kökleri ve kömürün dumanı ve tozlu dumanlı işyerlerinde soluduğumuz kirli hava hastalığa neden olan en önemli sebeplerdir.
Fakat, kırsal alanda yaşayan kadınlar yemek / ekmek pişirme ve ısınma nedeniyle, daha fazla biyomasa maruz kalmakta, dolayısıyla ev içi hava kirliğinden daha fazla etkilenmektedir.
Biyomas maruziyeti kadınlarda KOAH için önemli bir risk faktörüdür.
Açık ateşte yakılan odun, tezek, bitki kökleri ve kömürden kaynaklanan çok yüksek düzeylerde iç ortam hava kirliliği gelişebilmektedir. Tüm dünyada yaklaşık 3 milyar kişi ısınmak ve / veya yemek pişirmek amacıyla biyomas veya kömür kullanmaktadır.
Biyomas yakıt veya kömürden kaynaklanan iç ortam hava kirliliğinin KOAH gelişimi için önemli bir risk faktörü olduğunu göstermektedir.
KOAH’lıların %15’i sigara içer, sigara içmeyen KOAH’lıların %85’i KADIN’dır.” Dedi.Dr. Birsen Ocaklı, KOAH’ın görülme sıklığı ve hastalık yükünün, tütün dumanı, iç ortam hava kirliliği ve mesleki maruziyet gibi risk faktörleriyle sürekli karşılaşma ve dünya nüfusunun giderek yaşlanmasına paralel olarak önümüzdeki yıllarda artmaya devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.REHABİLİTASYON HASTANIN YAŞAM KALİTESİNİN ARTIRIYORSağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hekimlerinden Uzm. Dr. Elif Özarı Yıldırım tarafından ise “Solunumsal Rehabilitasyon” anlatıldı.Solunumsal Rehabilitasyonun kronik( müzmin) akciğer hastalarına uygulanan çok kapsamlı bir program olduğunu belirten Uzm. Dr. Elif Özarı Yıldırım, Rehabilitasyon programlarının kişiye özel olarak yapılandırılabildiğini söyledi.Programın içeriğinin; Egzersiz, Beslenme, vücut yağ ve kas oranı ölçümü, hastalıkla - ilaçlarla cihazlarla ilgili eğitim, Psikososyal destek kapsamlı bir paketten oluştuğunu kaydeden Uzm. Dr. Elif Özarı Yıldırım, uygulanan rehabilitasyon programı sayesinde hastanın yaşam kalitesinin arttığını, nefes darlığı ile baş edebilmeyi öğrendiğini, daha güçlü olduğunu ve daha sosyalleştiğini anlattı.
Fakat, kırsal alanda yaşayan kadınlar yemek / ekmek pişirme ve ısınma nedeniyle, daha fazla biyomasa maruz kalmakta, dolayısıyla ev içi hava kirliğinden daha fazla etkilenmektedir.
Biyomas maruziyeti kadınlarda KOAH için önemli bir risk faktörüdür.
Açık ateşte yakılan odun, tezek, bitki kökleri ve kömürden kaynaklanan çok yüksek düzeylerde iç ortam hava kirliliği gelişebilmektedir. Tüm dünyada yaklaşık 3 milyar kişi ısınmak ve / veya yemek pişirmek amacıyla biyomas veya kömür kullanmaktadır.
Biyomas yakıt veya kömürden kaynaklanan iç ortam hava kirliliğinin KOAH gelişimi için önemli bir risk faktörü olduğunu göstermektedir.
KOAH’lıların %15’i sigara içer, sigara içmeyen KOAH’lıların %85’i KADIN’dır.” Dedi.Dr. Birsen Ocaklı, KOAH’ın görülme sıklığı ve hastalık yükünün, tütün dumanı, iç ortam hava kirliliği ve mesleki maruziyet gibi risk faktörleriyle sürekli karşılaşma ve dünya nüfusunun giderek yaşlanmasına paralel olarak önümüzdeki yıllarda artmaya devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.REHABİLİTASYON HASTANIN YAŞAM KALİTESİNİN ARTIRIYORSağlık Bilimleri Üniversitesi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hekimlerinden Uzm. Dr. Elif Özarı Yıldırım tarafından ise “Solunumsal Rehabilitasyon” anlatıldı.Solunumsal Rehabilitasyonun kronik( müzmin) akciğer hastalarına uygulanan çok kapsamlı bir program olduğunu belirten Uzm. Dr. Elif Özarı Yıldırım, Rehabilitasyon programlarının kişiye özel olarak yapılandırılabildiğini söyledi.Programın içeriğinin; Egzersiz, Beslenme, vücut yağ ve kas oranı ölçümü, hastalıkla - ilaçlarla cihazlarla ilgili eğitim, Psikososyal destek kapsamlı bir paketten oluştuğunu kaydeden Uzm. Dr. Elif Özarı Yıldırım, uygulanan rehabilitasyon programı sayesinde hastanın yaşam kalitesinin arttığını, nefes darlığı ile baş edebilmeyi öğrendiğini, daha güçlü olduğunu ve daha sosyalleştiğini anlattı.
Doç Dr.Birsen Ocaklı kadın, çocuk, çevre ve hayvan hakları Savunucusudur! ŞOVMENLERLE mücadele edeceğiz… Hayvan hakları, çevre, kadın ve çocuk gibi kavramlar toplumda anahtar rolü üstlenerek öne çıkmaya başladı ve elbette istismarcıları da ortaya çıktı. Hayatını insan sağlığına ve geleceğine adayan ve çevresinde de hayvan severliğiyle, toplumsal sorunlara sahip çıkmasıyla tanınan, Kadın, çocuk, çevre ve hayvan hakları konusunda gönüllü olan bu Doç Dr.Birsen Ocaklı, hayatında hayvan sevgisi bile bilmeyen şovmenler tarafından linç edilmeye çalışılıyor. Hayatını insan sağlığına ve geleceğine adayan bir hekim, sokakta yatan bir köpeğe GÖRMEDEN çarptığı için suçlanıyor. Kaza yaptığının bile farkında olmadığını ifade eden Doç Dr.Birsen Ocaklı, acımasızca linç ediliyor, tehdit ediliyor ve hakarete maruz kalıyor. Yargıya taşınan kaza için farkında bile olmadığını ifade eden Doç Dr.Birsen Ocaklı, “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak elbette hayvanların da hakkıdır. Yaşayan hayvanlar bu hakların yararlanıcılarıdır. Hatta sadece yaşayan hayvanlar değil, henüz dünyaya gelmemiş olan gelecek kuşak hayvanlar da bu hakların sahibidir.” Diyor. Devlet kurumuna ait binada kayıt edilen bir videoyu, bu hekimi karalamak için kasıtlı olarak medya ile paylaşan ve sosyal medya ve diğer ortamlarda linç girişimine neden olan şahıs veya şahıslar başta olmak üzere hakaret ve tehdit içeren tüm mesajların IP leri tespit edildiğini açıklayan Avukatı hepsinin haklarında yasal işlemler yapılacağını belirtti.