Türkiye’de milyonlarca çocuğun hayranlık duyduğu Pepee karakteri başta olmak üzere pek çok çizgi film karakteri ile çocukların gelişimine katkı sağlayan ve aynı zamanda Pepee TV ile milyonlarca çocuğa dijital platformda ulaşan Düşyeri Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, gündemde olan olumsuz çizgi film içerikleri ile ilgili anne ve babaları uyardı.İnternet erişiminin çok kolaylaştığı günümüzde dijital platformlarda çocuklara güvenli ve toplumsal değerlere uygun içerik sunulmasının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli değer olduğunu hatırlatan Ayşe Şule Bilgiç şu açıklamada bulundu;"Dijital platformlarda çocuklara güvenli ve toplumsal değerlere uygun içerik sunulması tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli konuların başında geliyor. Bu konu çok hassasiyet içeren bir konu olarak bugün karşımıza çıkıyor. Çocuklar bizim en değerli varlıklarımız ve geleceğimiz. Onları geleceğe hazırlamak ise bizlerin en büyük sorumluluğu.
Bu açıdan baktığımızda günümüzde internet ortamında ki en büyük sorun olarak görülen “güvenlik ve toplumsal değerlere uygun” içerikler üretmek, bu içerikleri çocuklara sunmak eğitim kadar önemli bir konu. Bu tür değerleri korumak şu an sıkça konuşulduğu üzere herkesin üzerinde önemle durması ve çok dikkatli olması gereken bir durum. Dijital dünyanın bize ve çocuklarımıza sunduğu pek çok faydanın yanında ne yazık ki kontrolsüzlüğün getirdiği büyük tehlikeler de var. Bunu hepimiz yaşıyoruz ve görüyoruz."Çocuklarımızın gelişim süreçleri içinde aldıkları eğitimin yanında yaşadıkları toplumun değerlerini de çok iyi anlaması ve öğrenmesi gerektiğini kaydeden Ayşe Şule Bilgiç, "İşte tam da burada onlara uygun içerikler hazırlanması konusunda toplumsal ve kültürel değerler mutlaka gözetilmeli ve azami derecede dikkatli olunmalı.
Bu içerikler çocuk gelişim uzmanları, psikologlar, davranış bilimciler ve eğitimciler ile birlikte değerlendirilmeli. Toplumun tüm kesimlerin hassas olması gereken bir konu olarak karşımıza çıkan bu gibi durumlar için önceden tedbirlerin alınması çocuklarımızın geleceğe hazırlanmasında çok olumlu katkı sağlayacaktır.
Dünyamızın geleceği olan çocuklarımızı yarınlara hazırlarken onları sosyo-kültürel değerlerin bilincinde olan insanlar olarak yetiştirmeliyiz. Bu sorumluluk hepimizindir.
Şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor; çocuklara sunulan içerikler hiçbir zaman sadece teknolojik algoritmalara emanet edilemez.
Teknoloji yardımcı araç olarak kullanılabilir sadece çünkü çocuklar için sakınca sadece küfür, şiddet veya korku unsuru değildir. Bir kuşun kafeste olması, üstü kirlenen bir çocuğun mutsuz gösterilmesi, kusursuzluğun mükemmellik olarak yansıtılması ve bunun gibi onlarca konu var. Ne yazık ki teknolojik algoritmalar bunu çözemez. Çocuklarımızı dijital dünyadan uzaklaştırmadan, dijital dünyayı güvenli hale getirmek bizim bir numaralı sorumluluğumuz." Diye konuştu.
Bu açıdan baktığımızda günümüzde internet ortamında ki en büyük sorun olarak görülen “güvenlik ve toplumsal değerlere uygun” içerikler üretmek, bu içerikleri çocuklara sunmak eğitim kadar önemli bir konu. Bu tür değerleri korumak şu an sıkça konuşulduğu üzere herkesin üzerinde önemle durması ve çok dikkatli olması gereken bir durum. Dijital dünyanın bize ve çocuklarımıza sunduğu pek çok faydanın yanında ne yazık ki kontrolsüzlüğün getirdiği büyük tehlikeler de var. Bunu hepimiz yaşıyoruz ve görüyoruz."Çocuklarımızın gelişim süreçleri içinde aldıkları eğitimin yanında yaşadıkları toplumun değerlerini de çok iyi anlaması ve öğrenmesi gerektiğini kaydeden Ayşe Şule Bilgiç, "İşte tam da burada onlara uygun içerikler hazırlanması konusunda toplumsal ve kültürel değerler mutlaka gözetilmeli ve azami derecede dikkatli olunmalı.
Bu içerikler çocuk gelişim uzmanları, psikologlar, davranış bilimciler ve eğitimciler ile birlikte değerlendirilmeli. Toplumun tüm kesimlerin hassas olması gereken bir konu olarak karşımıza çıkan bu gibi durumlar için önceden tedbirlerin alınması çocuklarımızın geleceğe hazırlanmasında çok olumlu katkı sağlayacaktır.
Dünyamızın geleceği olan çocuklarımızı yarınlara hazırlarken onları sosyo-kültürel değerlerin bilincinde olan insanlar olarak yetiştirmeliyiz. Bu sorumluluk hepimizindir.
Şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor; çocuklara sunulan içerikler hiçbir zaman sadece teknolojik algoritmalara emanet edilemez.
Teknoloji yardımcı araç olarak kullanılabilir sadece çünkü çocuklar için sakınca sadece küfür, şiddet veya korku unsuru değildir. Bir kuşun kafeste olması, üstü kirlenen bir çocuğun mutsuz gösterilmesi, kusursuzluğun mükemmellik olarak yansıtılması ve bunun gibi onlarca konu var. Ne yazık ki teknolojik algoritmalar bunu çözemez. Çocuklarımızı dijital dünyadan uzaklaştırmadan, dijital dünyayı güvenli hale getirmek bizim bir numaralı sorumluluğumuz." Diye konuştu.