Fahri Trafik Müfettişi ve Gazeteci Hıncal Uluç, gazete köşe yazısından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya şöyle seslendi : " Mersin'de iki trafik polisi, araba sürerken cep telefonu ile konuşan birini durdurmuş. Sivil sürücü arabasından inmiş, iki polisin yanına gelmiş "Ben Mersin/ Mezitli İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde Komiser Yardımcısıyım. Benden evrak isteyemezsiniz.
Size haddinizi bildireceğim" demiş. Dediğini de yapmış.İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya doğrudan hitap ediyorum şimdi..Bu rezil, bu çirkin bu "Kötü" örnek karşısında susup oturacak mısınız?.Bakanlığınızdaki en küçük bürokratın bile "Trafik kurallarını hiçe sayma özgürlüğü" mü var?." Yıllardır yaşadığı megakent İstanbul'da Fahri Trafik Müfettişi görevini başarıyla yürüten Gazeteci Hıncal Uluç'un SABAH gazetesi'nin 14 Mart 2020 tarihli nüshasında " Hıncal'ın Yeri " isimli köşesinde " İmam ve cemaat " başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında şu ifadeler yer aldı : " İmam ve cemaat..!
Mersin'de iki trafik polisi, araba sürerken cep telefonu ile konuşan birini durdurmuş. Araba kullanırken cep telefonu ile konuşmak, istatistiklere göre en büyük kaza sebebi..Bu iki polisin yaptığı alkışa layık. Çünkü genelde bizim polisler bu suçun yüzler, binlerce defa gözlerinin önünde işlenmesine aldırış etmezler..Sivil sürücü arabasından inmiş, iki polisin yanına gelmiş "Ben Mersin/ Mezitli İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde Komiser Yardımcısıyım. Benden evrak isteyemezsiniz.
Size haddinizi bildireceğim" demiş. Dediğini de yapmış.İki polis ertesi gün Mersin Emniyet Müdürlüğü'ne davet edilmişler. KOM Şube Müdürü (Bu şubenin işi Kaçakçılık ve Organize Suçlarla uğraşmaktır. Demek komiser yardımcısına ceza kesmek, polis içinde mafya kurmak oluyor), yanında, "Size haddinizi bildireceğim..!" diyen komiser yardımcısı, iki polise fırçaya başlamışlar. KOM Müdürü, Komiser Yardımcısına "Bunları şikayet edeceksin. Suç duyurusunda bulunacaksın. Ben sonuç alana kadar uğraşacağım.." demiş.Şimdi diyorum ki..
"Ben de bu işle sonuna dek uğraşacağım.." Eloğlunun İçişleri Bakanı, kendisini yolda çeviren polislere ödül verirken, bizdeki İmamlar, gaz çıkarmayı da geçtik, alenen, resmen ortaya ediyorlar ki, cemaate yapacak şey kalmasın..!.Göreve geldiği gün, birinci hedefinin trafik olduğunu açıklayan, genelgeler yayınlayan, sorunların çözümü için bir kitapçık hazırlatıp, her ilgiliye bu arada bana da yollayan İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya doğrudan hitap ediyorum şimdi..Bu rezil, bu çirkin bu "Kötü" örnek karşısında susup oturacak mısınız?.Bakanlığınızdaki en küçük bürokratın bile "Trafik kurallarını hiçe sayma özgürlüğü" mü var?.
Onu mu ilan edeceksiniz?.Ya da ibreti âlem bir eylem yaparak, bütün polis teşkilatını hizaya mı getireceksiniz?.Yani o iki trafik polisine ödül ve o müdürle, o komisere en ağır ceza..!.Sonucu alana dek konuyu kapatmayacağımı herkes bilir.." ÖZEL HABER - Halis KAHRAMAN - Türkiye Haber Ajansı
Size haddinizi bildireceğim" demiş. Dediğini de yapmış.İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya doğrudan hitap ediyorum şimdi..Bu rezil, bu çirkin bu "Kötü" örnek karşısında susup oturacak mısınız?.Bakanlığınızdaki en küçük bürokratın bile "Trafik kurallarını hiçe sayma özgürlüğü" mü var?." Yıllardır yaşadığı megakent İstanbul'da Fahri Trafik Müfettişi görevini başarıyla yürüten Gazeteci Hıncal Uluç'un SABAH gazetesi'nin 14 Mart 2020 tarihli nüshasında " Hıncal'ın Yeri " isimli köşesinde " İmam ve cemaat " başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında şu ifadeler yer aldı : " İmam ve cemaat..!
Mersin'de iki trafik polisi, araba sürerken cep telefonu ile konuşan birini durdurmuş. Araba kullanırken cep telefonu ile konuşmak, istatistiklere göre en büyük kaza sebebi..Bu iki polisin yaptığı alkışa layık. Çünkü genelde bizim polisler bu suçun yüzler, binlerce defa gözlerinin önünde işlenmesine aldırış etmezler..Sivil sürücü arabasından inmiş, iki polisin yanına gelmiş "Ben Mersin/ Mezitli İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde Komiser Yardımcısıyım. Benden evrak isteyemezsiniz.
Size haddinizi bildireceğim" demiş. Dediğini de yapmış.İki polis ertesi gün Mersin Emniyet Müdürlüğü'ne davet edilmişler. KOM Şube Müdürü (Bu şubenin işi Kaçakçılık ve Organize Suçlarla uğraşmaktır. Demek komiser yardımcısına ceza kesmek, polis içinde mafya kurmak oluyor), yanında, "Size haddinizi bildireceğim..!" diyen komiser yardımcısı, iki polise fırçaya başlamışlar. KOM Müdürü, Komiser Yardımcısına "Bunları şikayet edeceksin. Suç duyurusunda bulunacaksın. Ben sonuç alana kadar uğraşacağım.." demiş.Şimdi diyorum ki..
"Ben de bu işle sonuna dek uğraşacağım.." Eloğlunun İçişleri Bakanı, kendisini yolda çeviren polislere ödül verirken, bizdeki İmamlar, gaz çıkarmayı da geçtik, alenen, resmen ortaya ediyorlar ki, cemaate yapacak şey kalmasın..!.Göreve geldiği gün, birinci hedefinin trafik olduğunu açıklayan, genelgeler yayınlayan, sorunların çözümü için bir kitapçık hazırlatıp, her ilgiliye bu arada bana da yollayan İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya doğrudan hitap ediyorum şimdi..Bu rezil, bu çirkin bu "Kötü" örnek karşısında susup oturacak mısınız?.Bakanlığınızdaki en küçük bürokratın bile "Trafik kurallarını hiçe sayma özgürlüğü" mü var?.
Onu mu ilan edeceksiniz?.Ya da ibreti âlem bir eylem yaparak, bütün polis teşkilatını hizaya mı getireceksiniz?.Yani o iki trafik polisine ödül ve o müdürle, o komisere en ağır ceza..!.Sonucu alana dek konuyu kapatmayacağımı herkes bilir.." ÖZEL HABER - Halis KAHRAMAN - Türkiye Haber Ajansı
Hıncal bey,bu yazmış olduğunuz konuyla ilgili,bu ve bunun gibi "ben siyasetçiyim,şu kurumun müdürüyüm,iş adamıyım müdürünüz arkadaşım" diyen bir insanla,sizi sürdürürüm diyenlerle 30 yıl mücadele ettim,sizin bizleri acımasızca eleştirdiğiniz günleri de gördük,o görevli arkadaşların inanın sahibi yok,bu duyarlılığınız için teşekkür eder, başarılarınızın devamını diliyorum.