Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, bu yıl 23 Eylül-8 Ekim tarihleri arasında şehri, cazın farklı renkleriyle 33’üncü kez buluşturacak.
Her yıl caz dünyasının saygın isimlerini müzikseverlerle bir araya getiren Akbank Caz Festivali, bu yıl da birbirinden özel performanslara ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Avrupa’nın en prestijli caz festivallerinden biri konumunda olan Akbank Caz Festivali, farklı müzik türlerinin bir araya geldiği programıyla sonbaharı caz müziğiyle karşılayacak. Organizasyonu ve içerik programlaması Pozitif iş birliğiyle gerçekleştirilen festivalin ilk konser biletleri, 13 Temmuz Perşembe günü Biletix’te satışa çıkıyor.
Çağdaş ve enerjik yapısıyla Türkiye’nin sanat ekosistemini 30 yıldır kapsayan Akbank Sanat etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ‘33. Akbank Caz Festivali’nde satışa açılan konserlerle birlikte festival heyecanı da başlıyor. Yaşayan efsane tanımını bütünüyle karşılayan, farklı müzikal estetiklerinden usta isimlerle hem stüdyo hem de sahneyi paylaşan, müzik dünyasına kattıklarıyla ‘kâşif’ yakıştırmasını tartışmasız üstlenen gitar virtüözü Al Di Meola konseri, 25 Eylül Pazartesi, AKM Tiyatro Salonu’nda izlenebilecek. Hem besteciliğinde hem de müziğinin icrasında açık, aksettirici ve güçlü bir enerjiyi etrafına yayan Yumi Ito ile buluşma, 27 Eylül Çarşamba Akbank Sanat’ta gerçekleşecek. Kazandığı beş Grammy Ödülü ve Oscar adaylıklarıyla 40 yıllık müzik kariyerini taçlandırmanın yanı sıra Metropolitan Opera için besteleyen ilk Afro-Amerikan müzisyen olarak ismini tarihe yazdıran Terence Blanchard, 29 Eylül Cuma, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde dinleyicileriyle buluşacak. Cazın geleceğini şekillendiren besteci ve icracılardan biri olarak tanınan alto saksafoncu Lakecia Benjamin konseri 2 Ekim Pazartesi, Ses Tiyatrosu’nda sahne alacak. Dinleyiciyi çok katmanlı melodilerle varlık-yokluk arasındaki ilişkiyi kurcalayan zihin açıcı bir serüvene davet eden Immanuel Wilkins Trio 4 Ekim Çarşamba Babylon’da olacak. Babylon sahnesinin ev sahipliğini yapacağı bir başka konserde Hidden Orchestra, uçsuz bucaksız müzikal evrenini uçsuz bucaksız müzikal evrenini 5 Ekim Perşembe sahneye taşıyacak. Caz tarihi ve İskandinav gelenekleri arasında kurduğu diyalogla öne çıkan ve 2003’ten bu yana orkestra lideri olarak farklı formasyonlarla birçok albümünü ECM çatısı altında paylaşan Tord Gustavsen Trio konseri ise 7 Ekim Cumartesi akşamı Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.
Al Di Meola Acoustic Trio, 25 Eylül Pazartesi, 21:00, AKM Tiyatro Salonu
Üretken ve yenilikçi bir besteci, enstrümanıyla özdeşleşmiş bir virtüöz, yaşayan bir efsane. Fusion müziğin geride kalan yaklaşık 50 yılını şekillendiren müzisyenlerden Al Di Meola, 33. Akbank Caz Festivali’ne konuk oluyor. Gitarıyla Latin, tango, flamenko, Orta Doğu müzikleri gibi farklı ülkelerden işitsel gelenekler ve caz arasında köprüler kurmak, henüz 19 yaşında katıldığı süpergrup Return to Forever’dan bu yana Al Di Meola’nın başlıca motivasyonu. Cezbedici lirik melodiler, sofistike armoniler ve karmaşık ritmik senkoplarla dolu benzersiz tekniğiyle Montreal Jazz Festival, BBC, Guitar Player Magazine ve The Recording Academy gibi oluşumlar tarafından defalarca onurlandırıldı. Orkestra lideri olarak yaptığı kayıtların yanı sıra Paul Simon’dan Stanley Clarke’a, Luciano Pavarotti’den Stevie Wonder’a, Herbie Hancock’tan Frank Zappa’ya farklı müzikal estetiklerden pek çok isimle stüdyo ortamı ve sahnede ortaklaşan Al Di Meola için bir kâşif yakıştırması yapmak hiç de abartılı olmayacaktır. Son olarak John McLaughlin ve Paco de Lucia ile 1980 tarihli turnelerinden bir konserin kaydını albümleştiren Al Di Meola, akustik üçlüsüyle büyülü bir buluşma için 25 Eylül akşamı AKM Tiyatro Salonu’nda.
Peo Alfonsi: Gitar, Al Di Meola: Gitar, Sergio Martinez: Perküsyon, Yumi Ito
27 Eylül Çarşamba, 19:00, Akbank Sanat
Aile ağacı Polonya ve Japonya’ya da uzanan İsviçreli vokalist, piyanist, besteci ve doğaçlamacı Yumi Ito, sesiyle sınırların hiç olmadığı dünyaların kapılarını aralıyor. Art-pop, caz ve neo-klasik unsurlar barındıran diskografisinin son halkası ‘Ysla’, Nisan 2023’te yayımlandı. Aynı zamanda kendi ismiyle yayımladığı beşinci uzunçalar olan yedi parçalık albüm; tek başınalık, ayrılık, dünyanın sonu ve yeniden doğum gibi ağır konu başlıklarına mercek tutuyor. Tüm piyano kayıtlarını da bizzat üstlendiği albümde kendisine Polonyalı basçı Kuba Dworak ve İspanyol davulcu Iago Fernández eşlik ediyor. Gerek besteciliğinde gerek müziğinin icrasında alabildiğine açık, aksettirici ve güçlü bir enerjiyi etrafına yayması, Yumi Ito’nun en büyük sihri muhtemelen. Bugüne dek Al Jarreau, Becca Stevens, Nils Petter Molvær ve Mark Turner gibi isimlerle de sahneyi paylaşan müzisyen, 7 Eylül’de Akbank Sanat’ta olacak.
Yumi Ito: Piyano, vokal, Iago Fernández: Davul, Kuba Dworak: Kontrbas
Terence Blanchard , 29 Eylül Cuma - 20:30, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi
Kariyerine bundan 40 yıl önce Lionel Hampton Orchestra ve The Jazz Messengers gibi prestijli orkestraların üyesi olarak başlayan Terence Blanchard, eşine az rastlanır bir müzikal miras inşa etti. Caz sahnesinin en saygın trompetçilerinden biri olarak anılan Amerikalı müzisyen, bugüne dek beş Grammy Ödülü kazanmasının yanı sıra Spike Lee filmleri için yaptığı kompozisyonlarıyla iki kez Oscar Ödülü’ne aday gösterildi. Bunu Quincy Jones’dan bu yana başaran ilk siyah müzisyen olarak adını tarihe yazdırdı. Aynı zamanda, prömiyerini 2021 senesinde yapan operası “Fire Shut Up in My Bones” ile Metropolitan Opera için besteleyen ilk Afro-Amerikan müzisyen oldu. Concord ve Blue Note gibi etiketlerden yayımlanmış albümlerle dolu bir kataloğa sahip olan Terence Blanchard, besteciliğini şu sözlerle tanımlıyor: “Ben de herkes gibi iyi hissettiren parti müzikleri çalmak isterdim ama bazen müziğim nerede olduğumuz gerçeğini kurcalıyor.” E-Collective ile kaydettiği son albümü Absence (2021) ile kendisi için bir yol gösterici olan Wayne Shorter’a saygı duruşunda bulunan Blanchard, 29 Eylül’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde.
Lakecia Benjamin, 2 Ekim Pazartesi, 20:30, Ses Tiyatrosu
New York’ta doğup büyüyen alto saksafoncu Lakecia Benjamin, her projesinde yüzünü başka manzaralara çevirmeyi alışkanlık edinen müzisyenlerden. Çocukluk yıllarında latin ve salsa gibi estetiklerle haşır neşir olan Benjamin, akıl hocası Gary Bartz’la çalışarak enstrüman tekniğini geliştirdi. Aralarında Alicia Keys ve Missy Elliot’ın da yer aldığı pek çok müzisyenle turne ve stüdyolarda iş birlikleri yaptı. 2023 başlarında Whirlwind Recordings etiketiyle yayımlanan dördüncü stüdyo albümü Phoenix ise şimdiden pek çok mecra tarafından yılın en iyileri arasında gösteriliyor. Wayne Shorter ve Angela Davis gibi figürlerden ses kayıtları da barındıran albüm, ismini dünyanın COVID-19 sonrası yeniden ayaklanma çabasından alıyor. Her parçada modern cazı farklı nefeslerle buluşturan tematik bir kurguya sahip. Hem geçmişe hem bugüne bakan koleksiyonun prodüktör koltuğunda da Terry Lyne Carrington var. Cazın geleceğini şekillendiren besteci ve icracılardan biri olarak tanımlanan Lakecia Benjamin, 2 Ekim’de Ses Tiyatrosu’nda.
Lakecia Benjamin: Alto saksafon, Zaccai Curtis: Piyano
Ivan Taylor: Bas, EJ Strickland: Davul, Immanuel Wilkins Trio
4 Ekim Çarşamba, 21:30- Babylon
Henüz 20’lerinin ortalarında olsa da Bob Dylan, Wynton Marsalis, Solange Knowles gibi isimlerle üretimlerde bulunmuş bir yetenek Immanuel Wilkins. Philadelphia’da doğan ve Brooklyn’de yaşayan saksafoncu hakkında “Doğaçlama müziğin en çekici enstrümanistlerinden biri” yorumunu yapıyor ABD’nin köklü müzik oluşumu NPR’ın caz yazarı Nate Chinen. Dikkat çekici solo çıkışı Omega’nın ardından 2022’de yine Blue Note etiketi taşıyan The 7th Hand albümünü yayımlayan Wilkins, orkestrası eşliğinde bir tür ‘hiçliğe’ ulaşmayı; bu sayede müziğin akmasını mümkün kılacak birer araca dönüşerek kolektif bir anlatı yaratmayı amaçlamış. Boşlukların da önemli bir parçası olduğu kompozisyonlarında tüyler ürperten nefes hareketleri ve çok katmanlı melodilerle varlık-yokluk arasındaki ilişkiyi kurcalayan zihin açıcı bir dinleyişe çağırıyor. Son olarak ‘Avalanche’ yorumuyla Here It Is: A Tribute To Leonard Cohen derlemesinde karşımıza çıkan Immanuel Wilkins Trio, 4 Ekim’de Babylon sahnesinde.
Immanuel Wilkins: Saksafon, Micah Thomas: Piyano
Kweku Sumbre: Davul, Hidden Orchestra
5 Ekim Perşembe, 21:30, Babylon
Çok yönlü müzisyen, besteci ve prodüktör Joe Acheson’ın stüdyosunda filizlenen Hidden Orchestra, ses paletini her daim zenginleştirmeyi misyon edinen ve ilham havzası epey geniş bir alana yayılan bir proje. Ayrıksı müzikal geleneklerden yetişmiş konuk müzisyenler, alan kayıtları, elektronik ve akustik enstrümanlarla şekillenen Hidden Orchestra diskografisinde Tru Thoughts, Decca Records ve Denovali gibi etiketlerle yayımlanmış farklı formatlarda albümler yer almakta. Sufi müziğinden, progresif rock’tan, ambient besteciliğinden yansımalar duyabileceğiniz kayıtlarının yanı sıra 2020’de video oyunu Creaks için hazırladığı soundtrack ile de ödüller kazandı. Bu uçsuz bucaksız müzikal evreni sahneye taşıyan canlı Hidden Orchestra deneyiminde Acheson’a heyecan uyandıran virtüöz müzisyenler ve göz kamaştıran görseller eşlik ediyor. Eylül 2023’te yayımlayacağını duyurduğu yeni albümü To Dream is to Forget’in turnesi kapsamında 33. Akbank Caz Festivali’nin konuğu olacak grup, 5 Ekim’de Babylon’da.
Joe Acheson: Bas, elektronikler, Jamie Graham: Davul
Poppy Ackroyd: Piyano, -Jack McNeill: Klarnet
Becky Knight: Çello Tord Gustavsen Trio
7 Ekim Cumartesi, 20:30 Zorlu PSM Turkalcell Platinum Sahnesi
“Köklerimin, birlikte büyüdüğüm ilahilerin, ninnilerin topraklanmışlığı ve duygusallığıyla enerjik bir bağlantı içinde üretildiği zaman; esnemenin ve yaratıcı olmanın organik olarak gerçekleştiğine, yabancılaşma ve katılıktan uzak durulduğuna dair net bir duyguya sahibim.” Piyanist ve besteci Tord Gustavsen, sürekli dönüşümünü sürdüren müzik ifadesinin ardındakileri bu sözlerle tanımlıyor. 2003’ten bu yana orkestra lideri olarak farklı formasyonlarla kaydettiği albümlerini ECM çatısı altında paylaşan Norveçli müzisyenin ses evreni, akılda kalıcı melodiler ve incelikli ritimlerle eşine az rastlanır bir derinlik ve pürüzsüzlük barındırıyor. Caz tarihi ve İskandinav gelenekleri arasında bir diyalog kurmak, pratiğinin önemli bir parçası. Nisan 2022’de basçı Steinar Raknes’in katılımıyla son hâlini alan triosu ile Opening isimli bir albüm yayımlayan Tord Gustavsen, geçmiş yıllarda da festivalin ve Akbank Sanat’ın konuğu olmuştu. Sıradaki buluşmamız ise 7 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde.
Tord Gustavsen: Piyano, elektronikler
Steinar Raknes: Bas
Jarle Vespestad: Davul