Emekli 1'inci Sınıf Emniyet Müdürü Yavuz Elbirler'in Ulu önder Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanımefendinin vefatının 96. yıldönümü dolaysıyla, kişisel sosyal medya hesabından " RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN TÜRK'ÜN ANNESİ..." başlıklı paylaşımı meslektaşları ve sosyal medya kullanıcıları tarafından beğenildi.



"RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN TÜRK'ÜN ANNESİ...
Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik'te doğdu. Orta Anadolu'dan göç ederek, Selanik'in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır. Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evliliğinden beş çocuk sahibi oldu. Fatma ve Ömer'i daha küçükken kaybetti.
1888 yılında Mustafa ilkokuldayken kocasını da kaybeden Zübeyde Hanım, zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giderdi. Bu sırada, Atatürk'ün ifadesiyle; iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le evlendi. Kızlarından Naciye de çok yaşamadı.
Balkan harbinden sonra, birçok Türk ailesi gibi, kızı Makbule ile birlikte Selanik'ten göç etti ve İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretler'de bir eve yerleşti. Milli Mücadele yıllarında Ankara'ya gelen Zübeyde Hanım, 1919'da ayrılmak zorunda kaldığı oğlunu, yıllar sonra Ankara'da Devlet Başkanı olarak gördü.
İzmir, Karşıyaka da 15 Ocak 1923 gecesi vefat etti.
Ertesi sabah, gün ağarmadan az önce Gazi, Ali'yi çağırmış;
".. Bir haber var mı?" diye sormuştu.
Ali'de ".. Şifre geldi ama çözülmedi." demişti.
Mustafa Kemal emir Çavuşu Ali'ye hüzünle baktı:
Ali'de ".. Şifre geldi ama çözülmedi." demişti.
Mustafa Kemal emir Çavuşu Ali'ye hüzünle baktı:
".. Annemin öldüğünü biliyorum." dedi.
"Bir rüya gördüm, yeşil tarlalarla annemle dolaşıyordum. Birden bir fırtına çıktı, Anamı alıp götürdü."
"Bir rüya gördüm, yeşil tarlalarla annemle dolaşıyordum. Birden bir fırtına çıktı, Anamı alıp götürdü."
Başyaver Salih Bozok tarafından çekilen telgrafta annesinin ölümü üzüntüyle bildiriliyordu. Atatürk, üzüntüsünü telgraf üzerine düşen, ama belli etmemeye çalışan iki damla göz yaşıyla belli etmemeye çalışıyordu...
Zübeyde Hanım, 15 Ocak 1923 günü akşamı hayata gözlerini yummuştu.
O yedi yıl süreyle cepheden cepheye koşan, en güzel günleri karargahlarda, çadırlarda geçen Mustafa Kemal anasının ölüm haberini bir trenin vagonunda almıştı. Onu seven kadın artık arkasında yoktu.
Acılarla, özlemle süren, mutlulukla biten koca bir ömür böyle geçmiş, böyle tükenmişti...
O gün İzmir'de Başkumandanlık Başyaveri Salih Bey'e şu telgrafı yazdırmıştı O: "Dakika teahhuru
Mucib-i Mes'uliyettir.
Başkumandanlık Seryaveri Salih Bey'e
Verdiğiniz elim haber, beni çok müteessir etti. Merhumenin münasip bir tarzda merasim-i tedfiniyesini ifa ettiriniz. Cenab-ı Hak millete hayat ve selamet versin !
BaşKumandan..
Mustafa Kemal.Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki,
“İzmir’in Karşıyakalıları, sizi derin sevgiyle selâmlarım.
Ben bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim.
Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim.
Yalnız bir rastlantı beni Karşıyaka’ya daha fazla bağlamıştır.
Karşıyakalılar, anam sizin bağrınızda, sizin topraklarınızda yatıyor. ”
Zübeyde Hanımefendiyi vefatının 96. yıldönümün de saygı ve rahmet ile anıyorum.
TÜRKİYE HABER AJANSI-**ÖZEL HABER-**HALİS KAHRAMAN
Zübeyde Hanımefendiyi vefatının 96. yıldönümün de saygı ve rahmet ile anıyorum.
TÜRKİYE HABER AJANSI-**ÖZEL HABER-**HALİS KAHRAMAN