Çok sevgili okuyucularım şöyle bir güzel haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçen ay yani haftalık köşe yazılarımızın yayınlanmaya başladığı aydan itibaren en yüksek okunurluk derecesine sahip olmuşuz. Bizleri ilgiyle dinleyen, okuyan ve bilgilenmeye çalışan siz değerli okuyucularıma çok teşekkür ediyorum. 15000 den fazla değerli okuyucumuz bizi takip etmiş Bu benim için son derece gurur verici bir olay olup sizlerin sayesinde mesleğimizi hakkıyla yerine getirmeye çalışıyorum.
Bugünkü konumuz KOAH olarak bilinen kronik opsürüktif akciğer hastalığı.
Bu hastalık temelde kendisine solunum yetmezliğiyle tarifler akut bir ani oluşan bir durum değildir. KOAH'ın geçmişlere yayılan bir hikayesi vardır. Bu hastalarımızın Şöyle ki uzun süredir devam eden nefes darlığı ile karakterizedir. Hastalarımız oksijenin kendilerine yetmediğini ifade ederler. Çünkü maalesef tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı sonucunda akciğerlerde ki damarlar hasarlanmakta. Havanın gittiği son odacık olan alveol dediğimiz yapıların etrafını saran damarlar, işte bu tütün ve tütün ürünlerinin verdiği hasarlar sonucunda yok olmakta. Havadan aldığımız oksijen İşte bu son odalarda kana karışması gerekirken etrafta damar ve damar ağı yumağı olmadığı için kana karışamamakta. Ölü bir boşluk olarak o hava oksijen o son odacıklarda gereksiz yere yer işgal etmekte. Bunun sonucu olarak da hastalarımızda devam eden ve süre gelen bir hava açlığı hissi olmaktadır.
Aynı zamanda bizlerin akciğerlerindeki bronşların iç yüzünü döşeyen ve mukus yani sekresyon üreten hücrelerinde yine aynı dış etkenleri mağduriyeti sonucunda hasarlanması bu mukus üreten hücrelerin aktivitesini bozulmaya yol açmakta ve bu durum da KOAH hastalarının yoğun sekresyon balgam üretimine sebep olmaktadır.
Çok çeşitli formlarda olabildiği için Bu hastalık için tek bir tipten türden bahsedilemez. Herkeste bu Koah hastalığının farklı derecelerde düzeylerde belirtisi olabilir. Bu derece ve düzeylere göre de çeşitli ve birbirinden farklı işlev gören nefes açıcı ilaçlara ihtiyaç duyulabilir bir başka formu olan bu kronik of sürekli akciğer hastalığının amfizem hastalığıdır. Amfizemde bu boşluklar ölü boşluklar daha da büyümekte ve baloncuklar halinde almaktadır. İşte bu baloncukların yani işlev görmeyen akciğer kısımlarının bazı seçilmiş hastalarda ki bundan kastımız yaygın olmaması Eğer bu işlevsiz bölümler Sadece belli bir kısımdaysa akciğerlerin İşte bu grup hastalarda bu işlevsiz bölümlerinin özellikle kapalı ameliyatlarla alınmasız suretiyle havanın çalışan Akciğerin bölümlerine dağılması sayesinde hastalarımızın bu hava açlığı şikayeti bir nebze olsa azalabilmektedir.
Ameliyat dışı akciğerinin bir kısmını alınmadan da bronkoskopik yöntemlerle bu ameliyatlar yapılabilmektedir. Şöyle ki hedef olarak seçilen akciğerinin çalışmadığı alanların bronşları Bronkoskop yardımıyla yani burundan veya ağızdan bir fiber optik aletle girilerek bu aletin çalışma kanalından O Hedef bronşların çeşitli mekanizmalarla tıkanması yoluyla oraya hava gidişi engellenmektedir. Yine bizim ameliyatlarda cerrahi olarak yaptığımıza benzer sonuçlara yol açmakta ve amaçlanan o akciğerinin çalışmayan kısımlarına aldığımız havanın gitmesi engellenmekte ve bu surette de havanın akciğerlerin çalışan yerlerine dağılması sağlanmaktadır.
Bu hafta da sizlere amfizem hastalarında cerrahi veya cerrahi dışı yöntemlerle nasıl tedavi edilebileceği hakkında bir kısa özet sunmaya çalıştım.
Bu durumdan şikayetçi olan hastalarımız tüm platformlardan değerli soru ve katkıları için tarafıma ulaşabilirler.
Bir sonraki hafta sizlere akciğerinin akciğerlerimizin enfeksiyonla ilintili hastalıklarından "bronşektazi" hastalığına değineceğiz hepinize sağlıklı günler dilerim.
28.11.2023 bi-nefes akciğer sağlığı Dr Ç.T
cagataytezel@hotmail.com
#profdrcagataytezel