30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Silah Bırakışması Osmanlı Devleti adına I. Dünya Savaşı’nı sonuçlandırdı.
Savaşın sonuçlanması ile birlikte Osmanlı kamuoyunda iki temel düşünce belirdi. Bunlardan ilki İttihat ve Terakki düşmanlığı, diğeri de İngiltere ve Fransa ile bozulan ilişkilerin yeniden düzenlenmesiydi.
İttihat ve Terakki düşmanlığını politika haline getiren Hürriyet ve İtilaf Partisi yanlıları bu süreçte İngiliz yanlısı bir siyaseti tercih ettiler. İzmir’in işgalinin ardından, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmesiyle başlayan milli mücadele, İstanbul’da bir kısım basının çok büyük tepkisini çekti. Onlar bağımsızlığın direnerek değil, İngiltere’ye teslimiyetle, bu teslimiyet sonucu İngiltere’nin insafa gelmesiyle elde edilebileceğine inanıyorlardı. Milli mücadeleye karşı gösterilen tepkinin dozu giderek artacak, sonunda hakaretler havada uçuşacaktı. Gazetelerde her gün, şöyle yazılar çıkıyordu:
1 Şubat 1920 Alemdar - Refik Halit Karay
"Bir patırdı, bir gürültü... Beyannameler, telgraflar...Sanki bir şeyler oluyor, bir şeyler olacak. Ayol, şuracıkta her işimiz, her kuvvetimiz meydanda. Dört tarafımız açık. Halkın gözü önünde, bir kafese girmiş, oturuyoruz. Dünya vaziyeti biliyor. Hülyanın, blöfün sırası mı? İstedikleri kadar kafama vursunlar: Hangi teşkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman? Hülyanın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline ben de dayanamayacağım. Bari Kavuklu gibi ben de sorayım: 'Kuzum Mustafa, sen deli misin?'"
5 Mart 1920 Alemdar - Hafız İsmail
"Bilmiyorlar ki İngiltere tehdite gelmez ve biz bunu yapmakla kendimizi büsbütün mahvederiz."
7 Mart 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Dost bir devletin (ingiltere'nin) aleyhinde bulunan M. Kemal cezalandırılmalı..."
15 Mart 1920 Alemdar - Asaf Muammer
"Bir takım sorumsuz ve durumu kavrayamamış askerlerin, Milli Harekât adı altında takındıkları tutumlar, bütün çıkarlarımızı mahv ve berbat etmektedir."
16 Mart 1920 Alemdar Gazetesi
"Azimli bir hükümet, ’Kuvayı Milliye’ adı altına sığınan bu haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor?"
Çok şaşıracaksınız… Kulaklarınıza, gözlerinize inanamayacaksınız…
Ama böyle yüzlerce örnek var… bu örnekleri de sıralarken, aslında bir yandan da Milli Mücadelenin kronolojisini çıkarmış olacağız.
Çünkü Mütareke basınının tarihi; bir yandan Anadolu’da gelişen mücadelenin, diğer yandan da bağımsızlık uğruna canını ortaya koyanların uğradığı haksız muamelenin tarihidir.
***
İstanbul işgal altındadır. Başkentin fikir dünyasında, Paris Barış Konferansı’nda ortaya atılan manda ve himaye fikirlerinin etkisi ile Osmanlı Devleti’nin İngiltere’nin himayesi altına girmesi genel kabul gören bir anlayışa dönüşmüştü. Öte yandan bazı eski İttihatçılar da 5 Ocak 1918 tarihinde ABD başkanı Wilson’un belirlediği ilkelerden etkilenerek Türkiye’nin tamamına yönelik bir Amerikan mandası oluşturulması fikrini desteklemişler ve bu konuda çalışmalarda bulunmuşlardır. Bir yandan da tam bağımsızlık talebi tartışılıyordu.
İki temel akım vardı… Teslimiyet ya da direniş!
İşgal döneminde Osmanlı Sarayı ve payitahtın aydınları İngiltere'ye yalaklık ederken, tam istiklal diyerek direnişe geçenler hedef alındı. Millî Mücadele aleyhinde yayın yapan basına işte bu nedenle mütareke basını deniyor.
1918'lerdeki mütareke basını Ali Kemal, Refi Cevat Ulunay, Sait Molla, Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Asım gibi gazeteci ve yazarların, Millî Mücadele'nin verilmesine karşı olan tavırlarını ortaya koydukları basına daha sonradan verilmiş isimdir.
Bu yazarlar Damat Ferit Paşa'nın İngiltere ile dostane iş birliğini savunan Hürriyet ve İtilaf Fırkası politikalarını destekler, Türk milleti kavramına antipati duyar, onun yerine Osmanlı halkları fikrinin devam ettirilebileceğini savunur.
Türk milletini Anadolu'da yaşayan sadece tarım ve hayvancılıkla uğraşan, tahsili ve bir zanaati olmayan köylüler olarak tanımlayarak bu insanların Düvel-i Muazzama karşısında varlık gösteremeyeceğini, bu yüzden büyük devletlerle Mondros Mütarekesi çerçevesinde sürdürülen dostane ilişkilerin doğruluğunu savunurlar.
Özellikle Sait Molla, Mustafa Sabri gibi padişahın çok yakınındaki din tacirlerine dikkatinizi çekerim. Bunlardan Mustafa Sabri Efendi, "İki paralık Mustafa Kemal kuvvetinin baskısına boyun eğerek İngilizlerin, Fransızların ve sair devletlerin İstanbul'dan çekilip gideceklerini ancak Kemalistlerin idam ettiği Türk aklı kabul edebilir" diyordu.
Mütareke yanlısı gazeteler arasında, Refi Cevat Ulunay'ın Alemdar gazetesi, Ali Kemal'in Peyam-ı Sabah gazetesi, Sait Molla'nın İstanbul gazetesi, Mehmet Asım Us ve Ahmet Emin Yalman'ın Vakit gazetesi sayılabilir. Adana, Balıkesir gibi bazı illerde de bunlarla aynı görüşte uzantılar mevcuttur.
Ancak şunun altını çizmek lazım. Mütareke basını bir avuç gazete ve gazeteciden ibaretti. İstanbul'daki gazetelerin büyük çoğunluğu, işgal şartlarına rağmen tam bağımsızlık ülküsü ve Milli Mücadeleyi desteklemişlerdir. Onların da hakkını teslim etmek gerek.
Satılık, kiralık ve gönüllü hain ve işbirlikçi yazarlar; bu onurlu gazetecilerin yanında; devede kulak gibi kalır.
Şimdi kronolojiye dönelim, hangi olaylar yaşanırken kim-ne yazmış bakalım…
•13 Kasım 1918 - müttefik donanması İstanbul’da sarayın karşına demirledi. Başkent düşmüştü. Yurdun dört bir köşesinde işgaller başladı.
• 15 Mayıs – Yunan ordusu birlikleri İzmir’e çıktı. İzmir işgal edildi. Hasan Tahsin’in ilk kurşunu. Albay Fethi Bey’in “Zito Venizelos” diye bağırmayı reddettiği için süngülenmesi. Sarıkışla’daki silahsız Türk askerlerinin katledilmesi. Gün içinde farklı tahminlere göre 300-400 Türk sivilin öldürülmesi, yaralanması, taciz veya tecavüze uğraması. Bu işgal kısa zamanda kademe kademe genişleyecektir.
• 16 Mayıs – Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu müfettişi olarak Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun’a hareket etmesi.
• 19 Mayıs – Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basması.
• 28 Mayıs – Havza Genelgesi’nin yayınlanması
• 20 Haziran – Isparta mitingi ve İtalyan birliklerinin şehri işgalden vazgeçmesi.
• 22 Haziran – Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey, Refet Bey, Ali Fuat Paşa ve Kâzım Karabekir Paşa tarafından Amasya Genelgesi’nin yayınlanması ile Sivas’ta ulusal ölçekte ve öncesinde Erzurum’da doğu vilayetleri için milletin istiklalini kurtarma amaçlı kongreler düzenlenmesi çağrısı yapılması.
• 28 Haziran – Yunan işgaline direnişin örgütlenmesi amaçlı birinci Balıkesir Kongresinin toplanması. Batı Anadolu’nun tamamını kapsayacak bir kongrenin Alaşehir’de toplanmasına karar verilmesi. Balıkesir’de aynı amaçla 10 Mart 1920 tarihine kadar art arda beş kongre düzenlenecektir.
• 23 Temmuz-4 Ağustos – Erzurum Kongresi
• 4 Eylül-11 Eylül – Sivas Kongresi
Ve tüm bu olaylar yaşanırken....
İstanbul'daki kimi gazeteler ve gazeteciler, bir yandan saraya bir yandan da işgalcilere şirin görünmeye çalışıyorlardı.
Mustafa Kemal Paşa'nın direnişin başına geçtiği artık netleşmişti...
İstanbul'un kimi gazetecileri ve attıkları başlıklar, yazdıkları yazılar şöyleydi..
21 Nisan 1919 Alemdar Gazetesi - Ref'i Cevat Ulunay
"İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak."
14 Ağustos 1919 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Dünyanın en adil, en namuslu, en haşmetli devleti olan İngiltere..."
31 Ağustos 1919 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"İstiklal diye bağıranlar, kötü niyetlidir."
28 Eylül 1919 Peyam - Ali Kemal
"Anadolu'nun yeni Celalileri [milliyetçiler]..."
• 29 Ekim – Fransız ordusu birliklerinin İngilizlerin yerini alarak Maraş’ı işgali.
• 31 Ekim – Sütçü İmam olayı ile Maraş’ta direnişin başlaması.
• 27 Aralık – Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişi.
Mütareke basınının üslubu ise giderek sertleşiyordu:
1 Ekim 1919 Renin (Adana)
"M. Kemal Paşa, Anadolu'da bir hareket-i milliye vücuda getirmeye çalışıyor. Bu ne çocukça hayaldir! Bütün cihanın kuvvetine karşı, harpten ezilmiş olan zavallı Anadolu'nun kuvveti ile kafa tutmasının ne hükmü olabilir?"
29 Ekim 1919 Peyam - Ali Kemal
"Kurtuluşumuza en son darbe, bu [milli] harekettir."
14 Kasım 1919 Peyam- Ali Kemal
"M. Kemal ve Rauf Bey ikbal hırsı içindedirler. Siyasetten habersizdirler. Milli kuvvetler, ateş olsalar, cirimleri kadar yer yakarlar."
19 Kasım 1919 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Çarıklı, mavzerli bir heyetin kuru sıkı tehdidi ile iş yürür mü?"
8 Ocak 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Anadolu'da ne yaptığını bilmeyen M. Kemal ve arkadaşlarının hareketine öncelikle son verilmesi gerekir..."
9 Ocak 1920 Alemdar - Refik Halit Karay
"Bizim için tutulacak yegâne kurtuluş yolu, mütarekeden sonra hemen İngiltere devleti ile beraber yürümek için siyasi teşebbüste bulunmaktı."
Bu sırada Maraş direniyor, kahramanlık destanları yazıyordu… Ama mütareke basınının umrunda mı?
• 21 Ocak – 12 Şubat – Maraş Savunması
• 12 Şubat – Kuvayi Milliye güçlerinin Fransız ordusu birliklerini Maraş’ı terk etmek zorunda bırakmaları.
• 16 Mart – İstanbul’un resmen işgali.
1 Şubat 1920 Alemdar - Refik Halit Karay
"Bir patırdı, bir gürültü... Beyannameler, telgraflar...Sanki bir şeyler oluyor, bir şeyler olacak. Ayol, şuracıkta her işimiz, her kuvvetimiz meydanda. Dört tarafımız açık. Halkın gözü önünde, bir kafese girmiş, oturuyoruz. Dünya vaziyeti biliyor. Hülyanın, blöfün sırası mı? İstedikleri kadar kafama vursunlar: Hangi teşkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman? Hülyanın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline ben de dayanamayacağım. Bari Kavuklu gibi ben de sorayım: 'Kuzum Mustafa, sen deli misin?'"
Osmanlı Meclisi Mebusanı için seçimler tamamlanmış, büyük bölümü Müdafaai Hukuk Cemiyeti listelerinden seçilmiş milletvekilleri İstanbul’a geliyordu. İşte o günlerde Refik Halit’in yazdığı yazı:
2 Şubat 1920 Alemdar - Refik Halit Karay
"Merhaba Sivas kuzuları, Ankara keçileri, ağıla mı geldiniz? İttihat sürüsünden yeni çobanbaşı, millet paşası mı sizi seçip ayırdı? Boynunuzdaki tasmayı da o mu taktı? Niye koç Ankara'da kaldı?"
5 Şubat 1920 Alemdar Gazetesi - Refik Halit Karay
"[M. Kemal Paşa] devamlı bir çalışmayla, Harbiye Nazırının safiyetinden ve kabinenin zaafından istifade ederek, en yüksek bir askeri görevi elde etmiş ve Anadolu'ya Müfettiş olarak resmen geçmiştir."
10 Şubat 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Bu Meclis (son Osmanlı Meclisi) milli iradeyi temsil edemez, tasfiyeye muhtaçtır."
5 Mart 1920 Alemdar - Hafız İsmail
"Bilmiyorlar ki İngiltere tehdite gelmez ve biz bunu yapmakla kendimizi büsbütün mahvederiz."
7 Mart 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Dost bir devletin (ingiltere'nin) aleyhinde bulunan M. Kemal cezalandırılmalı..."
15 Mart 1920 Alemdar - Asaf Muammer
"Bir takım sorumsuz ve durumu kavrayamamış askerlerin, Milli Harekât adı altında takındıkları tutumlar, bütün çıkarlarımızı mahv ve berbat etmektedir."
16 Mart 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Hükümet, Kuva-yı Milliye adı altına sığınan bu haydutların kafasına bir yumruk indiremiyor."
Oysa 16 Mart İstanbul’un resmen işgal edildiği gündür. İstanbul’u işgal edenlere değil, bu işgale karşı mücadele düşünenlere, Misak-ı Milli’yi kabul edenlere tepki gösteriliyor.
17 Mart 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Böyle Meclis, böyle teşkilat, böyle idarenin sonuçları böyle olur!"
22 Mart 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Kuva-yı Milliyecilerin kafalarına vurmak lazımdır!"
23 Mart 1920 Alemdar Gazetesi (İmza: Ayın, elif, kaf)
"Yunanlılar ne kadar ebedi düşmanımız olursa olsun, bugünkü galiplerimizin bir müttefikidir, onlara karşı yapılacak hareket, İtilaf Devletleri’nin kırgınlığına sebep olur. Gafletin bu derecesi görülmüş, işitilmiş şey değildir!"
23 Mart 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Tek çarenin galiplerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılacak?"
Vahdettin ve Damat Ferit Hükümetinin Kuva-yı Milli’nin üzerine gönderdiği Ahmet Anzavur ve birliklerinin harekatı üzerine şunlar yazılıyor:
4 Nisan 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Milli teşkilatı yok etmek, millet için var olma meselesidir. Dahildeki Müslümanlar bilmelidirler ki o alçaklara karşı çıkanlar, dine, Halifeye, millete, unutulmaz hizmetlerde bulunmuş olacaklardır."
6 Nisan 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Damat Ferit Paşa hazretleri, her şeyden önce eşkıyaya (milliyetçilere) haddini bildirecektir."
7 Nisan 1920 Alemdar
"Ahmet Anzavur Beyin, şimdiye kadar göstermiş olduğu gayret ve kahramanlık, ilerde görülecek kıymetli hizmetlerine de bir delildir. Ahmet Anzavur Beyin bugün de bir resmini yayımlamak suretiyle sayfalarımızı süslüyoruz."
9 Nisan 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Ciddi bir hükümet, Kuva-yı Milliye denen o serserilerin hakkından gelir!"
Bu arada Millicilere karşı atılan adımlar da mütareke basının alkışlarıyla karşılanır.
•10 Nisan – Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’ın Kuvvayı Milliye güçlerini bir fetva ile Kâfir ilan etmesi ve liderlerini ölüme mahkûm etmesi.
• 10 Nisan – Ankara müftüsü Rifat Börekçi’nin 153 müftünün de imzaladığı Ankara fetvasıyla Şeyhülislam’a karşılık vermesi, Kurtuluş Savaşı’nı caiz kılması.
• 13 Nisan – Büyük Millet Meclisi seçimlerine ve Ankara’da hükûmet kurulmasına karşı Damat Ferit Paşa hükûmeti destekli Hilafet Ordusu hareketinin Düzce’de patlak vermesi.
• 18 Nisan – Hilafet Ordusu hareketinin Bolu’ya yayılması
• 20 Nisan – Hilafet Ordusu hareketinin Gerede’ye yayılması
İşte bu dönemde mütareke basının yazdıklarına bir göz atalım:
13 Nisan 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Anadolu Türkleri, şeriat hükmüne ve Padişah fermanına dayanarak, bu şaklabanlara (Kuva-yı Milliye) hadlerini bildirmelidir!"
13 Nisan 1920 Alemdar - Ref'i Cevat Ulunay
"Mebusan Meclisi, layık olduğu akıbete uğradı. Nihayet gittiler, uğurlar olsun!" (Vahidettin'in Meclisi fesh etmesi üzerine.)
20 Nisan 1920 Peyamı Sabah - Ali Kemal
"Padişaha sadakatle bağlı Anadolu halkı, Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir."
23 Nisan 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Düşmanlar, teşkilat-ı milliyeden bin kere daha iyidir!"
Mütareke basını bunları yaza dursun, Anadolu’da işler yeni bir döneme doğru evrilmekteydi.
• 23 Nisan – Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve 1. Dönem’in olağanüstü şartlarda çalışmalarına başlaması.
• 25 Nisan – Hilafet Ordusu hareketinin Safranbolu’ya yayılması.
30 Nisan – Hilafet Ordusu hareketinin Çerkeş’e yayılması
25 Nisan 1920 Ali Kemal
"İdam! İdam! İdam! M. Kemal cezasını bulacak!"
29 Nisan 1920 Peyamı Sabah
"Mustafa Kemal isyancıdır, cezası ağır olmalıdır!"
28 Mayıs 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Büyük Millet Meclisi, küçük heriflerin eseridir."
Anadolu ayağa kalkmış, işgallere karşı direnmekteydi…
• 27 Mayıs – Güney cephesinde Kuvayı Milliye güçlerinin ilk kapsamlı askeri başarısını teşkil eden Karboğazı Baskınında 500 Fransız askerinin esir edilmesi.
• 2 Haziran – Kuvayi Milliye güçlerinin Fransız ordusu birliklerini Kozan’ı terk etmek zorunda bırakmaları.
• 8 Haziran – Fransız askerlerinin Karadeniz Ereğlisi’nden çekilmeleri.
• 18 Haziran – Fransızların Zonguldak üzerinde yoğunlaşarak şehrin tamamını ve resmen işgal etmeleri.
• 23 Haziran – Yunan ordusunun Batı Anadolu’da güney Marmara Bölgesi’nden Büyük Menderes Nehri’ne kadar uzanan bir hatta geniş çaplı bir taarruza geçmesi.
• 25 Haziran – Hilafet Ordusu hareketinin (isyanının) bastırılması, İstanbul hükûmetinin Ankara hükûmeti güçleri karşısından aldığı yenilgiler nedeniyle Kuva-i İnzibatiye’yi lağvetmesi.
• 8 Temmuz – Yunan ordusu birliklerinin Bursa’yı işgali.
• 20 Temmuz – Yunan ordusu birliklerinin işgali Trakya’ya yayarak Tekirdağ, Marmaraereğlisi ve Çorlu’yu işgali.
• 11 Temmuz – Kuvayi Milliye güçlerinin Fransız ordusu birliklerini Birecik’i terk etmek zorunda bırakmaları.
• 4 Ağustos – Yunan ordusu birliklerinin Gelibolu’yu işgali.
1 Temmuz 1920 Alemdar - Filozof Rıza Tevfik
"M. Kemal tarihe şüphesiz nam bırakacak fakat siyasi deliler arasında... Anadolu direnişi bir blöftür. Avrupa medeniyeti, Anadolu'yu bu zararlı haşarattan temizleyecektir."
5 Ağustos 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Anadolu'nun henüz istilaya uğramayan yerlerini, M. Kemallerden, Ali Fuatlardan, o ipsiz sapsız, akılsız fikirsiz zorbalardan, canilerden temizlemelidir. Kan, can, mal, ne pahasına olursa olsun, temizlenmelidir!"
7 Ağustos 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"[Ankara yöneticilerinin] Yunanlara hâlâ meydan okumalarına, çılgınlıktan başka bir sıfat verilemez. Yunanlarla, aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her açıdan bu derece fark varken, onlarla muharebelere girişilemez."
İngilizlere tam teslimiyetle düşmanın gönlüne girip, memleketi kurtaracaklarını düşünen Vahdettin ve Damat Ferit Hükümeti, Sevr Antlaşması hükümlerini görünce, ne düşünmüşlerdir acaba?
• 10 Ağustos – Sadrazam Damat Ferit Paşa, Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) Bağdatlı Mehmed Hâdî Paşa, büyükelçi Reşat Halis ve Şura-yı Devlet reisi Rıza Tevfik’in Sevr Antlaşması’nı imzalamaları.
13 Ağustos 1920 Te'min (Edirne) - Mustafa Neyyir
"Dün öğleden sonra saat beşte, [Yunan] Genel Vali Beyefendi hazretleri, Yunan generaller, askeri ve mülki ileri gelenler ve Metropolit Efendi hazretleri, Selimiye Camii'ni şereflendirmişler ve Müftü Hilmi Efendi ve yanındakiler tarafından karşılanmışlardır. Hürriyet ve adaletin saygıdeğer temsilcisi olan Başvekil Venizelos hazretlerinin sağlığı için Müftü Efendi tarafından güzel bir dua okumuş ve hazır bulunanlar şükran duygularını belirterek duaya katılmışlardır."
4 Eylül 1920 İrşat (Balıkesir) - Ömer Fevzi
"M. Kemal, son devrin Kabakçı Mustafa'sıdır..."
Balıkesir bu tarihte Yunan işgali altındadır. İşbirlikçi Ömer Fevzi'nin 20 Ağustos günlü yazısında, da Kuva-yı Milliye şu kelimelerle anılmaktadır:
"Haydutlar... güruh... cinayet ve suç yumağı... ipten kazıktan kurtulmuş insanlar... alçaklar..."
8 Eylül 1920 Alemdar – Ref’i Cevat Ulunay
"...Yunanistan, kısa zamanda M. Kemal kuvveti denilen çapulcuları tamamen tenkil edecektir (tepeleyecektir)."
17 Ekim 1920 Peyam-ı Sabah
"Demek işlemediğimiz bir hata kalmıştı. Ermenistan'a taarruz ile onu da tamamladık."
18 Ekim 1920 Ferda (Adana)
"Kahraman Delibaş'ın başarısı üzerine Düzmece Mustafa'nın (M. Kemal'in) kaçmaya hazırlandığı söylenmektedir."
27 Ekim 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Hükümet, [Ankara'dan] barış şartlarının (Sevres) aynen kabul edilmesini, Anadolu'daki idareye son verilmesini istemelidir."
5 Kasım 1920 Ferda (Adana)
"Ayaklanmak için sebep yoktur. Fransızlar bizim iyiliğimizi istiyorlar!" (Adana Vali V. Abdurrâhman Bey'in demeci)
6 Kasım 1920 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Konyalılar (yani Delibaş ve avanesi) ayaklanarak, bize en kestirme yolu gösterdiler!"
11 Kasım 1920 Ali Kemal
"Ankara yaranı, nihayet meramlarına erdiler. Bolşeviklerle elele vererek Ermenistan'a yürüdüler, Kars'ı işgal ettiler."
Yazı 'Kars'ın Sükûtu' yani (Kars'ın düşman eline geçmesi!) başlığını taşımaktadır.
Ali Kemal, bu yazıdan sonra 'Artin Kemal' diye anılacaktır.
"Dört yüzyıldır altında yaşadığımız, bayrak denilen o kırmızı paçavradan, ne fayda gördünüz? Bugün muazzam bir devletin (Fransa'nın) şanlı bayrağı üzerimizde dalgalanıyor. Bari bundan istifade ederek mesut yaşayalım!"
20 Aralık 1920 Ferda - Şahap Azmi
"Kuva-yı Milliye adı altında meydana atılmış soyguncularda bir varlık hissedenlere diyorum ki: Millici ve çeteci, soyguncu ve yağmacı demektir!"
Büyük Millet Meclisi Orduları, giderek güçlenmektedir.
• 6 Ocak – İnönü Muharebesi’nin başlaması. Savaş altı gün sürecek ve 11 Ocak’ta İsmet Paşa (İsmet İnönü) komutasındaki Türk ordusu birliklerinin zaferi ile sonuçlanacaktır.
12 Ocak 1921 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Ankara Türkiye'yi felakete sürüklüyor."
6 Şubat 1921 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Avrupa ile başa çıkmayı, asırlardan beri Asya'nın hangi kavmi başardı ki, biz başarabilelim?"
8 Şubat 1921 Alemdar - Ref’i Cevat Ulunay
"Ne olurdu Yarabbi, Ankara Meclisindekiler, biraz da memleketi düşünseler."
13 Şubat 1921 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Bu idrakte, bu irfanda, bu kıratta adamlar (Ankara yöneticileri), bir hükümeti değil, ufak bir aşireti bile idare edemezler."
4 Nisan 1921 Alemdar - Ref’i Cevat Ulunay
"Ordu, Türk namusunu yine kurtardı! Kemal orduları, Avrupa'nın en asri usulüne göre harp ediyorlar"
(Ref’i Cevat Ulunay, 2.İnönü zaferi üzerine; oysa 8 Eylül'de bu orduyu, 'çapulcular' diye aşağılıyordu!)
5 Nisan 1921 Peyam-ı Sabah - Ali Kemal
"Yunan ordusu bozgun halinde geri çekiliyor!"