Bir Belediye Başkanının Sokak Hayvanlarına Bakışı
Viyana'dan dostlarım İstanbul'a gelmişlerdi. Pastırma Sıçaklarının ısıttığı bir Pazar günü Büyükada’da kahvaltı yapalım diye sabahın köründe vapur iskelesinde aldık soluğu.
Güzel bir deniz yokçuluğundan sonra adaya ayak bastık. O güzel caddesinde bir börekçide bol börekli ve çaylı bir kahvaltı yaptıktan sonra sokaklarını dolaşıp adanın güzelliklerini seyrettik, Türk kahvesi içerek adalılarla sohbet ettik.
Dostlar arasında bir siyasi partinin Avusturya Başkan yardımcısı da bulunmaktaydı.
Bu dostumuz kanalıyla o partinin Adalar İlçe teşkilatını da ziyaret ettik. Dağınık düzensiz bir ortamda sıcak bir kaç yüz bizi karşıladı ve çaylarını bizlerle paylaştılar. O sırada bu partiden olan Belediye başkanı Sayın ATİLLA AYTAÇ beyde bizlere katıldı.
Masanın etrafında ben ve arkadaşlarımın dışında partinin orada ki temsilcileri olarak Adalar belediye başkanı ATİLLA AYTAÇ, Büyükada ilçe Başkanı Av. HIDIR DELİPINAR, Büyükada ilçe yönetim kurulu üyeleri ALİ TOKDEMİR ve MUSTAFA ULAŞ Beyler vardı.
Binlerce kilometre uzaktan gelmiş ve nezaketen oraya gelmiş olan Viyanalı bu dostları çok da sıcak karşılamayan belediye başkanının her siyasi partinin belediye başkanlarının da olan başkan olma rahatsızlığına verebilirim ve hoş görü ile karşılayabilirim elbette.
Lakin ben bir ara fırsat bulup da şu soruları sorduğum da aldığım cevapları hiç de hoş karşılamadım doğrusu.
Geçen sene çekilen Sokak Köpekleri Bal ile Betty filminin yönetmeni olduğumu belirterek, bu konuda farkındalık sokak hayvanlarının dramına dikkat çekmek için bir film çektiğimi belirttim. Buna istinaden özellikle sosyal medyada Adalarda Sokak hayvanları hakkında olumsuz şeyler okuduğumu ifade ederek “açıkçası bu konunun aslını sizlerden dinlemek isterim.” Dedim.
Dinlemez olaydım. Katkısız olduğu gibi sohbeti size aktarıyorum.
Adalar belediye başkanı ATİLLA AYTAÇ; “Özellikle burada yaz aylarında gelenler giderken köpekleri salıyorlar. Bunlar çeteleşip insanlara çocuklara saldırıyorlar. Eski belediyeden kalma bir barınağımız var. Bir veteriner iki hizmetlimiz var oraya alıyoruz. Ormanlık alanlar vs var. Alanlarımız sınırlı.”
Barınaklar rehabilitasyon ve tedavi amaçlı orda köpekler yaşasın diye değil ki.
AYTAÇ; " Bu hayvan severler de tutarlılık da yok. Kısırlaştırmaya karşı çıkan var barınağa alıyoruz orada yaşamayacak diyenler var. Özellikle buraya gelip köpekleri atanlar var. Birçok iskele var hangi birini denetleyeceksin. Gecede gelip herhangi sahilden atanlar bile olabiliyor."
Kime saldırmış hangi çocuğa?
Lafa giren bir parti üyesi; "Burada bir hayvan sever var ona saldırdı kadın sakat kaldı"
AYTAÇ; "Burada bir hayvan severin köpeğine saldırdılar kadını ısırdı köpekler ayağı topal kaldı. Bir evde 40 tane kedi olur mu? Kangal'ın adada ne işi var. Onları ben kocaman fabrikanın bahçesinde bile besleyemedim. Onlara geniş alanlar doğa lazım. "
Başkan birde bu fayton olayı var. Atların durumu için bir çalışmanız var mı?
AYTAÇ; "Onlara büyükşehir bakıyor onlar vasıta olarak geçiyor. Bizi ilgilendirmiyor."
Başkan siz evcil hayvan besliyor musunuz?
AYTAÇ; "Ben kendime bakayım da yeter. Kendimize zor bakıyoruz."
Yanımda ki dostlarıma ayıp olmasın diye yutkundum ve sustum. Öfkelendim ama sustum saygı ile kapıdan ilk çıkan oldum.
Sosyal demokrat, insan hakları diyen bir partiyi temsil eden bir belediye başkanının Hayvan haklarına olan bakışı insanı dehşete düşürürken, yine insanlar arasında din, dil, ırk ayrımı yapmamayı söylem halinde kullanan bir partinin parti temsilcilerin de dahil hayvan sever hayvan sevmeyen olarak gruplaşması da ayrı bir ironi.
Ada sokaklarında gezerken ben ve dostlarım birçok sokak köpeği sevdik, sevgi budalası olan bu hayvanlar onları sevelim diye yapmadıkları şebeklik kalmadı. Ha birde kangal sevdim gayette insan canlısı sevgi budalasıydı. Hiç çocuklara ya da insanlara saldıranlara da tanık olmadık. Bizim gördüğümüz tek şey sevgiye susamış sokak köpekleri ve bol kedili sokaklar.
Fotoğrafta ki bu güzel kedicik de kahvaltı sırasında bir Bahattin abinin bir benim kucağımdaydı. Gayette güzel geçen bir güne sevgi kattı.
Teşekkürler kedicicik.
Fedai Çakır
6 Kasım 2016, İstanbul