Sevgili dostlar, bu yazımda hiçte alışık olmadığınız, benim de pek hoşlanmadığım kanunlar ve yöneltmelilerden bahsedeceğim. Durum, gerçekten vahim. Konu hakkında bilgilenmek en doğal hakkınız.
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu 30/01/2019 Tarihli kararında SAHNE SANATLARINI meslek kolu olarak listeye almamış. Peki, sahne sanatları bu listede olmayınca nemi oluyor?
Öncelikle bu kararla; tarihten günümüze tüm SAHNE SANATLARI VE SANATÇILARI YOK SAYILIYOR!
Ve SAHNE SANATÇILARI, tacir veya sanayici sayıldığından, esnaf ve sanatkarın korunması amaçlı Anayasal haklardan faydalanamıyor.
Mesela Anayasa Madde 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.
Sanat faaliyetlerini sanatçı yapar, Koordinasyon Kurulu 3 nolu kararına göre yapı sanatları dışındakiler meslek ya da sanattan sayılmıyor.
Durum böyle olunca da 64. Maddeye ihtiyaç kalmamış, öyle olunca da bu maddenin uygulama kanunlarına da gerek kalmamış, kültür bakanlığının kuruluş kanundan başka bir kanuna denk gelmedim. Durum böyle olunca da kültür bakanlığı da pozisyonunu sanattan yana değil tacir ve sanayiciden yana alıyor.
Anayasamızın 135 maddesine göre, uygulama kanunu 5362 Ülkede sanatçılarla ilgili sadece 1 esnaf ve sanatkarlar odası var.
İSTANBUL SAHNE, PERDE FİLM, EĞLENCE YERLERİ ESNAF VE SANATKARLAR ODASI, sahne sanatlarında tek ihtisas meslek odası 1988 de kurulmuş.
2’ncisini kurmak mı? Mümkün değil! Çünkü sahne sanatçıları meslek kolu sayılmadığından hepsi zorunlu olarak Tacir sıfatıyla Ticaret odalarına kayıtlılar.
Bu nedenle madde 64 yanı sıra Anayasa madde MADDE 173. - Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır.
Durum böyle olunca Kültür ve Turizm Bakanlığı haliyle ülkenin tek sahne sanatçıları odası ile muhatap olmuyor. Ancak oda başkanı Anayasal haklar konusunda direniyor.
2020 yılında bakanlık özel tiyatrolara proje desteği yönetmeliğinde ihtisas odası üyelerini amatör kategoride sayıyordu. Odanın; ‘ihtisas odasını Amatör kategoriye sokamazsınız’ itirazına bakanlığın yanıtı amatör başvuruları yönetmelikten çıkarmak oldu.
Sanatçılar odasının yönetmeliğe itirazına ise bakanlık 1982 den bu yana bu yönetmeliği uyguladıklarını yazıyorlar. Yani Kültür ve Turizm Bakanlığı CUNTA, DARBE HUKUKUNU uyguladığını mı ima ediyor takdirlerinize bırakıyorum.
Yine odanın Kültür Bakanlığı bütçesinin kültür sanat payı olduğu sanata ve sanatçıya verilmesi gerektiğini Ticaret odası üyelerine yani tacire mi veriyorsunuz sorusuna proje desteğini biz sanata değil tacire veriyoruz olmuş.
Ülkede her ilimizin altında 3 bin 5 bin yıllık sahne sanatlarının uygulama alanları dimdik atakta iken biz bu gün 21. Yüzyılda sahne sanatlarını nasıl yok sayabildik gerçekten herkesin cevabını araması gereken bir konu.
Koordinasyon kurulu üyeleri ve kararı imzalatan bakanlar kurulunda sahne sanatlarından haberdar olan bir kişi yok muydu?
Ülkede sahne sanatçıları başka illerde meslek odası kurmasın diye mi yönetmelik ve koordinasyon kurulu kararı ile hepsini Ticaret odasına kaydettiniz.
Peki, sanatsız bir toplum ileriye gidebilir mi?
Peki, bu uygulama görevi ihmal suçuna girmez mi?
Anayasa madde 64, 135,173 emredici hükümleri nasıl yok sayabildiniz?
Bu durum Anayasa ihlali değil mi?
Devleti yönetmeye talip olanlar, devlet korur diyorsa sen koruyacaksın. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türkiye Odalar ve borsalar Birliği temsilcileri de mi bilmiyordu?
Bu durum çok vahim ve üzüntü verici.
Peki, sadece bunlar mı hatalı?
Sahne sanatçıları nerede?
Neden Anayasal haklarının peşine düşmediler?
Peki, muhalefet partileri nerede?
Aslında ülkede herkes kültür sanattan bihaber. Hayat damarlarının biri değil birkaçını kaybetmişler de farkında değiller.
Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılında bu aymazlık bu duyarsızlık yakışıyor mu?
Peki, kuruluş felsefesi ile bağdaşmayan bu durum ne zaman fark edilir bilemem. Ama gerçekten durum çok iç açıcı değil.
SAHNE SANATLARINDAN bir kısım meslek kolları;
Akrobasi faaliyetleri, Dans faaliyetleri, Genel jimnastik, Hitap (Sunum konuşma) Hokkabazlık faaliyetleri, Kukla tiyatrosu faaliyetleri, Müzik faaliyetleri ve işletmeciliği, Opera faaliyetleri, Palyaço faaliyetleri, Pantomim faaliyetleri, Sirk gösterileri işletmeciliği, Tiyatro faaliyetleri, İşletmeciliği, Film Yapımcılığı (Sinema) işletmeciliği, Yazarlık faaliyeti bu kolların içinde ayrıca meslek kolları var. Tiyatronun içinde 20 ye yakın meslek kolu var.
Yukarıda başlıklarını yazdığım meslek kolları sanatkarlığın ötesinde özel yetenek gerektiriyor.
Zaten o nedenle sanatçı deniyor onlara. Ama bazı makamları işgal edenler ne yazık ki bundan habersizler. Belki de hayatlarında bir kez tiyatroya ya da sanatsal bir faaliyete gitmediler.
Yoksa bu kadar kendi sanatçısına, halkın çocuklarına duyarsız kalamazlardı.
Bir taksi basit usulde vergi mükellefi sayılırken sanatçıları meslek kollarından saymayarak tacir saymanın adını ben koyamıyorum. Takdiri size bırakıyorum ve lütfen sanatçılarınıza sahip çıkın. Zaman zaman gelişmeleri sizlerle paylaşacağım.
Sevgiyle kalın…