Azerbaycan Cumhuriyeti Olağanüstü Haller Bakanlığı Sendikası Başkanı, Politoloq, Siyaset adamı Mehman İsmayılov Türkiye Haber Ajansı için kaleme aldığı makalede Azerbaycan Cumhuriyeti’nin terörle uluslararası mücadelesini anlattı.
11 Eylül Terör Saldırısının ardından Azerbaycan Cumhuriyeti’nin terörle uluslararası mücadele koalisyonunun aktif üyelerinden birine dönüştüğünü ifade eden Mehman İsmayılov, Türkiye Haber Ajansı için yazdığı makalesinde şu ifadelere yer verdi.
Azerbaycan Terörle Mücadelesini Devam Ettirmektedir
Bu gün Azerbaycan Cumhuriyeti, terörle uluslararası mücadelede küresel faaliyetlere katkıda bulunmakta devam etmektedir. ABD`de düzenlenmiş olan 11 / 09 / 2001 tarihli terror olayları sonrası Azerbaycan Cumhuriyeti terörle uluslararası mücadele koalisyonunun aktif üyelerinden birine dönüşmüştür. Bu yönde uluslararası çağrılara yanıt olarak, Azerbaycan Cumhuriyeti kendi hava alanını ve hava limanlarını Afganistan` da bulunan El - Kaide ve Taliban` a karşı savaşan uluslararası terörle mücadele kolalisyonu üyelerine açık ilan etmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti` nin geçen dönemlerde terörle mücadele koalisyonu kuvvetleri ile Afganistan ve Irak` da müşterek faaliyeti uluslararası terörle savaşa göstereceğimiz örneklerden biridir. Bu gün ülkemizin uluslararası işbirliği terörle mücadelede en önemli komponentlerden biri olarak kabul edilmiştir.
Diğer ülkelerle imzalanan iki taraflı ve çok taraflı anlaşmalarla yanısıra, Azerbaycan Cumhuriyeti terörle mücadele alanında bölgesel ve uluslararası işbirliği mekanizmalarında aktif olarak hazır bulunmuştur. Bu yönde özellikle de Bİrleşmiş Milletler`in Terörle Mücadele Ofisi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı` nın Ulusötesi Tehditler Departmanı, Avrupa Birliği Terörle Mücadele üzere Bilirkişiler Ekibi (CODEXTER), keza GUAM, Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu, Şangay İşbirliği Örgütü ve diğerlerini belirtmek gerekir.
Azerbaycan Cumhuriyeti terörle mücadele alanında kendi iç mevzuatını mevcut uluslararası taahhütlere uygunlaştırmak amacı ile düzenli olarak gözden geçirir ve gerekli eklemeler ve değişiklikler yapıyor. Ülkemiz şimdi terörle mücadelede mevcut 12 uluslararası sözleşmenin tamamına taraf olmuştur. Ülke mevzuatı adı geçen uluslararası sözleşmelere uygunlaştırılmıştır.
Şimdi terörle mücadelede temel sorunlardan biri de ülke arazilerinin Ermenistan tarafından işgalinin devam ettirilmesidir. İşgal altında olan araziler milli ve uluslararası kontrol dışında olduğundan dolayı suç örgütlerinin yasadışı eylemlerini serbest şekilde yapa bilmeleri için ortam oluşmuştur. Adı geçen arazilerde gerçekleştirilen suç eylemlerinden edinilen gelirlerin dünyanın farklı kısımlarında gerçekleştirilen terör faaliyetlerinin finanse edilmesine sarfedilme riski vardır.
Azerbaycan Cumhuriyeti 1980 yılları itibariyle terörle mücadeleye maruz kalan ülkedir. Bu açıdan terör sorunu ülkemiz için yeni bir kavram değildir.
Ermenistan, direk inisiyativi, organizasyonu ve katılımı ile arazimizde yapılmış, binlerce insan kaybına neden olan terör faaliyetine dair yeteri kadar esaslı deliller mevcuttur. 1980 yıllarının sonları itibariyle Azerbaycan Cumhuriyeti`ne olan iddialarını ileri sürmüş ve ülkemizin arazi bütünlüğüne karşı güç uygulamış Ermenistan defalarca terör eylemlerinde bulunmuştur. Maalesef, adı geçen terör eylemleri girişiminde bulunanlar ve aktif üyeleri hala özgürlüktedirler ve hala kanun gereğince cezalandırılmamıştırlar.
Tarihe bakırsak, yeteri siyasi ve askeri gücün olmadığı dönemlerde ermeni terörünün ilk başladığı dönemlerden itibaren dünyanın herbir yerine yayılmış ermeniler için tek mesken kurulmasından dolayı kaynakların ve arazilerin gaspedilmesi için efektif araç olarak kullanılmıştır. İlk ermeni siyasi enstitüleri olan Armenikan ( 1885 ), Hnçak ( 1887 ) ve Ermeni Devrim Federasyon - Daşnaksütun / EİFD ( 1890 ) terörü düşmanları ile etnik - dini tarikatındna devletciliğe haiz olan monoetnik millete dönüşümünde birleştirici araç olarak tanınmış ve kullanılmışlar.
Geniş ermeni toplumu arasında büyük destek alan ermeni terörizmi karşısına çıkan kendi ve diğer etnik grupların temsilcileri de dahil olmakla, herkese nefret ve düşmanlık sergileyerek akıllarda kalmıştır.
Bunun açık bir örneği 1905 ve Mart 1918' de Azerilerin acımasızca katledilmesiydi. 1918' de Azerbaycanlıların en sevilen milli bayramı olan Nevruz' u kutlarken, EİFD' nin binlerce silahlı teröristi Azerbaycan' ın şehir ve köylerine baskın düzenleyerek sivilleri benzeri görülmemiş bir vahşetle katletti. O günlerde 20.000 Azeri sivili öldürüldü, 167 köy yıkıldı, bunlardan 35' i tamamen yok edildi.
1980' lerin ikinci yarısında Ermeni teröristlere yönelik etnik soykırıma, Azerbaycan' da, özellikle yolcu otobüsleri ve metro trenlerinin patlamasıyla meydana gelen terörist saldırılar damgasını vurdu.
1991 yılında bağımsızlığını geri kazandıktan sonra, Ermenistan Cumhuriyeti Azerbaycan' a karşı toprak taleplerini ilerletmek için devlet düzeyinde terörü haklı çıkardı ve Azerbaycan' ın Dağlık Karabağ bölgesinin ve çevresindeki yedi bölgenin işgal ve ilhakında terör örgütlerinden geniş ölçüde yararlandı. Lübnan, Suriye, İran, Rusya, Ukrayna, Yunanistan, Bulgaristan, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri' nde yaşayan 6.000' den fazla Ermeni, Ermeni diasporasından ve Özel Güvenlik Hizmetleri` nden sağlanan finansman ve malzemelerle Azerbaycan Cumhuriyeti' nin uluslararası alanda tanınan yasal topraklarının askeri işgaline aktif olarak katılmış oldular.
Ermenistan' ın Azerbaycan halkına karşı gerçekleştirdiği en korkunç terör eylemi 26 Şubat 1992 gecesi, 106' sı kadın, 63' ü çocuk olmakla 613 Azerbaycanlı` nın vahşice öldürüldüğü Hocalı kentinde gerçekleşti. Memorial İnsan Hakları Merkezi ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı soykırımını sivillere karşı işlenen en acımasız trajedilerden biri olarak nitelendirdi.
Özellikle ilginç olan, eski Ermeni cumhurbaşkanları Serj Sarkisyan ve Robert Koçaryan' ın Azerbaycan topraklarının işgaline katılan ve burada işlenen cinayetlere ve zulümlere doğrudan liderlik eden askeri komutanlar olmalarıdır.
Cephe ve devlet sınırına yakın Ermeni terör eylemlerinin son kurbanları arasında Ağdam` lı 5 yaşındaki bir erkek çocuk, Tovuz` lu 13 yaşındaki ve Füzuli' den 2 yaşındaki kız çocukları ve en son olarak 04 / 10 / 2020 tarihinde Ermenistan arazisinden savaş alanı dışında kalan sivil tesisleri roketlerle hedef alması sonucunda Ağcabedi` den 14 yaşlı erkek çocuğun katledilmesini belirtmemiz gerekir.
Aşırı milliyetçilikten ve " daha büyük bir Ermenistan " kurma hayalinden doğan Ermeni terörü, her zaman Ermenilerin değişen siyasi hedeflerini karşılamak için uyarlanmıştır. 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve 20. yüzyılın ortalarında hızla büyüyen Ermeni terörü, Avrupa, Asya, Amerika ve hatta Avustralya da dahil olmak üzere dört farklı kıtada 200' den fazla terör saldırısıyla bölge ve ötesindeki ülkeler için büyük bir tehdit haline geldi. Ermeni milliyetçi ruhunun tırmanmasının her aşamasında sürekli terör ve şiddet kullanıldığı göz önünde bulundurulduğunda, barış ve güvenlik adına bölgesel ve uluslararası düzeyde bu etnik terörizm durumunun ortadan kaldırılması için gerekli tedbirlerin zamanında alınması gerekmektedir.
27 Eylül 2020' den itibaren Azerbaycan Ordusu işgal altındaki toprakları işgalcilerden kurtarmak için askeri operasyonlar düzenliyor. Bu operasyonlar, uluslararası terörizmle mücadelenin bir örneğidir. Bu gün devlet terörizmini devlet politikasına çeviren Ermenistan, Suriye, Lübnan ve diğer ülkelerdeki cephe hattında Azerbaycan Ordusu' na karşı terör faaliyetlerinde bulunan terörist örgütlerini kullanıyor ve bu gerçek, reddedilemez kanıtlarla da doğrulandı. Bütün bu adı geçen gerçekler Ermenistan liderleri ve sözde " Dağlık Karabağ Cumhuriyeti " tarafından ifade edildi.
Saldırgan Ermenistan' ın askeri - politik liderliği, uluslararası hukukun norm ve ilkelerini büyük ölçüde ihlal ederek sivil halka karşı terör eylemleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Azerbaycan nüfusunun yoğun nüfuslu bölgelerine düşman silahlı kuvvetleri tarafından yapılan ağır top atışları sonucunda 121 den fazla sivil çeşitli yaralanmalarla hastaneye kaldırılmış, 24 kişi hayatını kaybetmiştir.
Bunun yanısıra, Ermenistan askeri güçleri, Beylegan, Ağcabedi, Berde, Goranboy, Terter, Daşkesen, Şemkir, Tovuz, Gence, Naftalan, Mingeçevir' de ve özellikle ülkemizin başkentine yakın olan arazide bulunan Abşeron ve Hızı yakınlarında - yoğun nüfuslu alanları - il, ilçe ve köy merkezlerini, sağlık kurumlarını, okul binalarını, kreşleri, devlet kurumlarının idari binalarını ağır roket ve top mermileri ile yoğun şekilde ateş altında tutmakta devam ediyorlar.
Düşman topçu ateşi neticesinde sivil nesneler, müstakil ve apartmanlar, çiftlikler, altyapı tesisleri dahil olmak üzere çeşitli cisimlere verilen zararlar giderilir, yangınlar derhal söndürülür ve bu amaçla Azerbaycan Cumhuriyeti Acil Durumlar Bakanlığı, sağlık işçiler yoğun bir modda çalışıyor.
Düşmanın topçu ateşi sonucunda farklı tesislere, keza sivil tesislere, ferdi ve fazla konutları kendisinde bulunduran apartımanlara, ekonomi tesislerine değmiş zararı giderir, ortaya çıkan yangınlar hemen söndürülür ve bu amaçla Azerbaycan Cumhuriyeti Olağanüstü Haller Bakanlığı, sağlık çalışanları sıkı iş rejiminde faaliyette bulunmaktadırlar.
Dolayısıyla, uluslararası insani normlara ve uluslararası savaş sözleşmelerine aykırı olarak terör faaliyetlerini sürdüren Ermenistan' ın bu insanlık dışı eylemi, dünya medeni ülkeleri tarafından kınanmalı ve Azerbaycan' ın uluslararası terörizme karşı adil mücadelesini destekleme çabaları güçlendirilmelidir. Uluslararası terörizmle mücadelede ülkelerin çifte standardı durdurulmalı, saldırgan ülke kendi adıyla anılmalı ve eleştiri konusu olmalıdır.
Siyaset adamı Mehman İsmayılov
Azerbaycan Cumhuriyeti Olağanüstü Haller Bakanlığı
Sendikası Başkanı, Politoloq