GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÇEKİRGE İSTİLÂLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Emine AKARSU
Doğal felaketlerden biri olan çekirge istilâları tarih boyunca tehlike teşkil etmiştir. Anadolu coğrafyasının tarihi sürecinde de zuhur eden çekirgeler birçok zarara neden olmuş ve halkın kıtlık ve açlık çekmesine neden olmuştur. Bilhassa savaş dönemlerine rastlayan istilâ hareketleri vuku bulan dönemde olağanüstü hal yaratmış hem siyasi hem de sosyal anlamda halkın ölümlerine varacak şekilde ciddi sonuçlar doğurmuştur. Çekirge felaketinin etkisinde kalan halklar ve devletler her yönüyle zaruri duruma düşmüş ve dönem koşulları dikkate alınarak çeşitli tedbirler alınmaya çalışılmıştır. Tarıma dayalı olan bir toplum olarak Anadolu coğrafyasına etkisi düşünüldüğünde ise, halkın zararı ve devletin ekonomisini derinden etkileyerek şiirlere, ağıtlara edebi türlere yansıması oldukça dikkat çekicidir. Bu tür yansımaların genel olarak değerlendirdiğimizde ise o dönemin acısını ve hissini bugün dahi hissetmekte ve yaşamaktayız. Günümüzde de etkin olan felaketlerin geçmişteki bir tezahürü olarak bu yaşadığımız dönem sürecinde geçirmiş olduğumuz felaketler bugüne ışık tutmak adına öneme haizdir.
Çekirge istilâlarının verdiği hasar boyutu sosyal, iktisadi, siyasi alanda vermiş olduğu zararların hayat içerisinde her alanda ciddi anlamda tehlike arz etmektedir. Tarihi süreçte yaşanan çekirge istilâlarına baktığımızda ise, çekirgelerin küçük görünümlü bir hayvan olmasına rağmen açmış olduğu zaruri hasarlar kıtlığa, kıtlığın arkasında pahalılığa ve ekonomik hayata büyük çapta zarara uğratabildiği görülmektedir. Görülen ekonomik krizler, kıtlık, açlık ve bu olayların arkasında ise salgın hastalıklar belirmektedir. Görüldüğü üzere aslında birbirine bağlı olarak gelişen afetler ve felaketler olağandışı yaratığı durumlardan ötürü tarih boyunca tehlike unsuru olmuşlardır. Tarihi süreçte yaşanan ve dünya üzerindeki etkisi hâllen dönem dönem beliren bu felaketler insan ölümüne ve büyük göç olaylarının kitlesel olarak yaşanmasına XI. yüzyıl boyunca Anadolu coğrafyasını da derinden etkileyen olaylar olmuştur. Çekirge sürülerinin ekinleri yemek, mahsulleri yok etmek suretiyle yaratmış olduğu kıtlık ve büyük felaketlerin yaşanmasında ve o dönem süreci içerisinde halkın yoksullaşmasına ve sefaletlere düşmesine zemin hazırlamıştır. 1002 yılında Musul, Bağdat ve Şiraz çekirge istilâlarına maruz kalmış Ebu’l-Ferec’in ifade ettiği gibi “ tarlada bir ot, ağaçta bir yaprak bırakmadılar.” sözüyle de çekirgelerin coğrafyada ne denli etki bıraktıklarını göz önüne serebilmektedir. Yine 1117 yılında Haçlı seferleri esnasında Kudüs ve çevresinde etkili olan çekirgeler önüne gelen her yeşili yiyen, ağaç kabuklarını kemiren, ekili ürünleri yiyen ve her türlü asma ve ağacı yiyerek Kudüs krallığının arazisini büyük tahribata ve kıtlığa yol açmasına neden olmuştur. Bu süreçte ise Şövalye ve soylular kendi ambarlarındaki stokları halka dağıtarak kıtlığı önlemeye çalışmışlardır. Yine bu dönemlerde Suriye bölgesinde de bir çekirge istilası meydana gelmiştir. Selçuklu döneminde zuhur eden çekirge istilâsı 1073’te Bağdat’ta görülmüş mahsullerin zarar görmesi sonucunda Ukberâ’dan şehre baklagiller getirtilmiştir. 1724 -1725 yılları arasında Cezayir, İran, Suriye ve Mezopotamya’yı etkileyen çekirge istilâları karşısında insanlar bir takım önlem almak için hendekler kazarak, içini suyla doldurmuşlardır. Ayrıca çekirgelerin istilâ yönünde düz şekilde ateş setleri oluşturarak çekirgelerle mücadele etmişlerdir.
Osmanlı ülkesinde de öteden beri zuhur eden çekirge istilâları devletin bu felaketler karşısında tedbirler almasına neden olmuştur. Bu istilâlar ile kıtlık baş göstermiş sosyo-ekonomik sıkıntılar var olmuştur. Devletin son dönemlerinde yaşanan çekirge istilâlarından dolayı Batı ve Güney Anadolu ile Halep ve Suriye bölgesinde yaşayan halkı zor durumda bırakarak canından bezdirecek hale getirmiştir. Yaşanan felaketlerin önünü kesmek adına Ticaret ve Ziraat Nezâreti ilk önce merkezden yönetimi sağlamak için 1912 yılında hazırlanan çekirge kanununun ve talimatnamelerin sıkı bir biçimde uygulanmasını sağlamıştır. 1916 tarihinde ise, Alman uzmanları öncülüğünde bir teşkilat meydana getirtilmiştir. Savaşların hâkim olduğu bir dönemde böylece daha kurumsal ve bilinçli bir evreye geçilmiştir.
Çekirge istilâlarıyla ilgili verilen bilgiler ışığında en dikkat çekici özellik sıcak bölgelerde daha hareket halinde olduklarıdır. Ayrıca çekirgelerinde kendi aralarında ayrılarak üç şekilde zuhur etmektedir: Fas Çekirgesi, Çöl (Sudan) Çekirgesi, İtalyan Çekirgesi. Daha fazla büyüyen ve kanatları güçlü hale gelen sürü fazında olan çekirgeler uygun iklim koşullarını arayarak bulundukları bölgeyi terk ederek göç etmektedirler. Göç ettikleri yerde davranışlarını da değiştirip büyük bir doyumsuzlukla geniş alanlara tahribata uğratarak zarar vermektedirler.
EK-1 ÇEKİRGE İSTİLASINA DAİR BİR GÖRÜNTÜ
Değerlendirme ve öneriler: Bu yazıyı kaleme almaktaki amacımız, çekirge istilâlarının geçmişimizi ve günümüzü mukayese ederek yaklaşmak ve olası bir tehlike karşısında bilinçli bir toplum olmayı dünüyle ve bugünüyle anlamlaştırmak tek gayemiz olmuştur. Çekirge felaketinin verdiği hasar boyutunun büyük olmasına rağmen sosyal, iktisadi, siyasi alanda vermiş olduğu zararların boyutu toplum üzerinde her alanda etkilidir. Fakat günümüze dair bu yapılan çalışmaların az olması şaşırtıcı yöndedir. Bu minvalde yapılan çalışmaların yaygınlaşması bilinçli bir toplum olmak adına elzemdir. Geçmişte yaşanmış ve gelecekte yaşanılması muhtemel olan çekirge felaketlerinin gün yüzüne çıkarılması ve devlet ve teşkilatlar tarafından alınan tedbirhane yaklaşımların anlaşılması günümüzde yaşanan olumsuz felaketler karşısında önem arz etmektedir. Çekirge felaketlerinin sonucunda yaşanan göç olayları ve bunun sonucunda oluşan psikolojik etkiler tüm insanlığın kaderini çizmiştir. İnsanoğlunun bu felaketler karşısında yaşamış oldukları menfi durumların bir daha yaşanmamasını temenni eder, ayrıca geçmişimizi ve geleceğimizi aydınlatmada tüm disiplinler arası yapılacak bu tür çalışmaların öncü olmasını gönülden destekleriz. Bu çerçeve de yaşanan tüm dünya genelinde yaşanan olumsuzluklar karşısında toplum olarak birlik ve beraberlik, tedbirli ve bilinçli bir toplum hayat içerisinde gözetilmesi gereken tek olgudur. Afetler aynı zamanda dünyanın ve insanlığın geleceğinin tahribata dönüştürebilecek hatta yok edebilecek türdeki tahribatlar olması bakımından da tüm dünyanın sorununu teşkil etmektedir. Bu tür insan etkisi dışında gelişebilen felaketler ve günümüz dünya sorunları üzerinde yazılmış olan yazılar bir nevi geçmişimizle kazanılmış tecrübe nitelikteki yansımalardır. Dünya coğrafyası üzerinde etkili olan ve tüm insanlığı kuşatan felaket nitelikteki olaylar her zaman muhtemel olasılıkla zuhur edebilecek tehlikelerdir. Geçmişimizdeki ve günümüzdeki çekirge istilâsını karşılaştırmadaki amacımız, iki olgu arasındaki mesafeyi netleştirmek ve pratikteki farkı yansıtmaktır.
Öte yandan kendi insanımızın ve dünya insanlığının felaketler karşısındaki acizliği afetlerin tüm evrensel boyutta yaşandığı bir dönemde tarihi realite arkasından tüm insanlığa farkındalık yaratmak temel gaye olunmalıdır.
Emine AKARSU
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Öğrencisi, emine.akarsu19@gmail.com