Uzun yol seyahatlerinde meydana gelen trafik kazalarının çoğu yol hipnozu durumundan kaynaklanıyor. .
Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir kavram olan yol hipnozu, ilk defa 1982 yılında bir makalede bilimsel olarak açıklanmıştır. Yol hipnozu araç sürücüsünün yolda bir noktaya kilitlenmesini ve bir çeşit transa geçmesi olarak tanımlanıyor.
Yol hipnozu ile ilgili bilimsel araştırmalar yıllar geçtikçe hız kazanmış ve 1929 yılında Walter Mitty ''Gözler açıkken uyumak'' olarak tanımlamıştır. Meydana gelen kazalar ise zamanla bu kavram ile açıklanmaya başlamıştır.
G. W. Williams, 1963 yılında yol hipnozunu ''otoban hipnozu'' olarak kullanmıştır. Ernest Hilgard ise bu kavramı ''farklı bir farkındalık hali” tanımlamıştır.
Yol hipnozu sürücünün, gözleri açık haldeyken yarı uyku halinde olması durumudur. Sürücü, araba kullanırken bilinç ve bilinçaltında farklı şeylere odaklanır ve beyinde otomatik olarak bir davranış gelişir. Araç sürücüsü yol hipnozuna girdiği zaman gözleri açık dahi yol farkındalığı azalarak duyarsızlık başlar.
Sürücü, yol hipnozuna girdiği sırada bilincin bir kısmı hipnoz altına girer. Bir kısmı ise otomatik bir şekilde işini devam ettirir. Kişi, yol hipnozu sırasında amnezi denilen bellek yitimini yaşar.
Yol hipnozu belirtileri şunları içerebilir:
- Gözlerde ağırlık hissi ve göz kırpma sıklığında azalma
- Uyuşukluk ve yorgunluk hissi
- Dikkat eksikliği ve tepki süresinde gecikme
- Hafıza sorunları ve olayları hatırlamada güçlük
- Yavaşlama veya hızlanma gibi sürüş hataları
- Araçtan veya yolculuktan bağımsız düşünceler
Yol hipnozunun etkileri, sürüş güvenliğini ciddi şekilde etkileyebilir. Dikkatin dağılması, tepki sürelerinde gecikmeler ve sürüş hataları, trafik kazalarına neden olabilir. Yol hipnozunun etkileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak bu durumun potansiyel riskleri göz ardı edilmemelidir.
Otoyol hipnozu olarak da bilinen bu durum, birçok kazaya sebep olabilmektedir. Uzun süre araç kullanımında meydana gelen bu durum bazı yöntemlerle engellenebilir.
İşte yol hipnozundan korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıralayabiliriz :
- Sürücüler, en az 5 saat uyuduktan sonra yola çıkmalı ve yola çıkmadan önce yorgun olmamalı.
- Sürücü, yol sırasında ve öncesinde bol bol su tüketmesi gerekir. Eğer yeterli miktarda su içilmezse bilinç kaybına sebep olur ve yol hipnozu oluşur.
- Aracın içi çok sıcak olmamalı ve sık sık sıcaklığa dikkat edilmesi gerekir. Sürücüler, araç kullanırken camları belirli aralıklarla açmalı ve havalandırmalıdır.
- Sürücünün dikkati dağılıyorsa sohbet edilmemeli, hep aynı ritimde müzikler dinlenmemeli.
- Uzun yolculuklarda 2 saatte bir ihtiyaç molası verilmeli.
- Yol sırasında aynı noktaya odaklanmamak için yol kenarındaki ağaçlar, tabelalar, trafik levhaları takip edilmeli.Otoyol hipnozu olarak da bilinen bu durum, birçok kazaya sebep olabilmektedir. Uzun süre araç kullanımında meydana gelen bu durum bazı yöntemlerle engellenebilir.
- Sürücüler, en az 5 saat uyuduktan sonra yola çıkmalı ve yola çıkmadan önce yorgun olmamalı.
- Sürücü, yol sırasında ve öncesinde bol bol su tüketmesi gerekir. Eğer yeterli miktarda su içilmezse bilinç kaybına sebep olur ve yol hipnozu oluşur.
- Aracın içi çok sıcak olmamalı ve sık sık sıcaklığa dikkat edilmesi gerekir. Sürücüler, araç kullanırken camları belirli aralıklarla açmalı ve havalandırmalıdır.
- Sürücünün dikkati dağılıyorsa sohbet edilmemeli, hep aynı ritimde müzikler dinlenmemeli.
- Uzun yolculuklarda 2 saatte bir ihtiyaç molası verilmeli.
- Yol sırasında aynı noktaya odaklanmamak için yol kenarındaki ağaçlar, tabelalar, trafik levhaları takip edilmeli.
- Ben de merkezi İstanbul'da bulunan Fahri Trafik Müfettişleri (FTM) Derneği'nin Yönetim Kurulu üyesi ve Basın Sözcüsü kimliğimle, trafikte can ve mal kayıplarının yaşanmaması için trafik kurallarına mutlaka uyulması gerektiğini sürücülere hatırlatıyor, trafikte kazasız ve belasız hayırlı yolculuklar diliyorum.