Öğretmenler de, Veli Şiddetine Maruz Kalıyor
Günümüzde şiddet, toplumun hemen hemen her kesiminde farklı şekillerde meydana gelen toplumsal bir durum olarak karşımızda duruyor. Şiddet mağdurlarından birisi de, ne yazık ki öğretmenler oluyor.
Özellikle sözel saldırı ve psikolojik baskıya maruz kalan öğretmenler, ciddi mağduriyetler yaşıyorlar ve hatta bu şiddetin boyutu kimi zaman hayati tehdit boyutuna kadar varabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddet olgusunu, “Kişinin kendisine, bir başkasına veya bir gruba karşı; yaralama, ölüm, psikolojik zarar, azgelişmişlik veya yoksullukla sonuçlanan ya da sonuçlanma ihtimali yüksek olan kasıtlı kuvvet kullanımı veya kuvvet kullanma tehdididir” şeklinde tanımlıyor. Genelde şiddet, fiziksel olarak algılansa da, şiddetin psikolojik yönünü görmemek eksik bir açıklama olacaktır.
Şiddet eğiliminde olan insanlar, insanın doğuştan getirdiği ve fıtratında yer alan, nefret, öç alma ve saldırma hisleriyle, bir davranış biçimi gösterebiliyorlar. Şiddet, kimi zaman düşük özgüveni olan insanların aslında bir itibar kazanma aracı olarak ortaya çıkabiliyor ve bu kişiler şiddeti itibar kazanma aracı olarak görüyorlar.
Şiddet eğilimi gösteren kişilerin genel profil özelliklerine bakıldığında ise, Meadows’un anlatımına göre, geçmişinde şiddet deneyimi yaşamış olması, ruhsal denge bozukluğunun bulunması, zararlı madde alışkanlığı, yoğun depresyon ve kişilik bozukluğu gibi nedenler yer alabiliyor.
Araştırmalar, öğretmenlerin, okullarda şiddete hedef olma ve kurban seçilme ihtimalinin yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Öğrencilerine davranışları konusunda rol – model olacak öğretmenlerin, özellikle öğrencinin gözü önünde sözlü şiddet olayına maruz kalmaları, öğretmenin konumunu da sarsabilmektedir.
ÜSKÜDAR’DA VELİ ŞİDDETİ ÖRNEĞİ
Buna bir örnek olarak, Üsküdar’da bir ilkokulda yaşanan veli şiddeti verilebilir…
Pandemi etkisinde yaşadığımız bu yıl, tehlikelere, virüse rağmen görevini yapan, minicik yavrulara hizmet veren G.A., öğretmenin veli şiddetine maruz kalması üzüntü oluşturdu. Üsküdar’daki bir anasınıfında öğretmen olan G.A., öğrenci velileri S.A. ve G.A. hanımın yıl boyunca hareketlerine ve sözel saldırısına ve yoğun psikolojik şiddetine maruz kalıyor.
Veliler, S.A. G.A., defalarca öğretmene gözdağı vermeye çalışırken, tehditlerini ve şantajlarını sürdürüyor.
Örneğin, 9 Haziran 2021 çarşamba günü, mesai saatleri içinde ve diğer tüm çocukların gözü önünde, S.A. hanım öfke patlaması yaşayarak, öğretmene sert şekilde hakaretler ediyor. Kendi çocuğu dahi annesinin yüksek sesteki bağırtısından korkarak kulaklarını kapatıyor.
Senin hakaret ettiğin, öfkeni kustuğun o öğretmen sizin şiddetinden sizin çocuğunuzu koruyor…
Sizin açınızdan çok üzücü değil mi?
Hiçbir velilinin, mesai saatleri içerisinde, sınıfın önünde diğer çocukları endişeye sürükleyecek şekilde, anasınıfı öğretmenine öfke patlaması yaşayarak, hakaret etme hakkının olmadığını hepimiz biliyoruz.
Bununla da kalmayan S.A. yıl boyunca diğer velileri örgütleyip, toplu şekilde bazı günler derse gitmeme, ders saatlerinde kendilerine göre değişiklik yapma gibi kararlar alıyor.
S.A Hanım, kendisini uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P) gibi düşünerek de, bazı öğretmenlere kendince kredi notu ve dereceler veriyor ve bunu da diğer veliler ile paylaşıyor.
Eeee, öğretmene hem evladını teslim ediyorsun, hem de taciz, hakaret ve tehdit uyguluyorsun… O zaman senin puanını da açıkla bakalım! …
Çok zor değil mi?
VELİDEN “SEN YARIN BU OKULDA YOKSUN” TEHDİDİ
Nitekim yapılan araştırmalara göre, öğretmenlere yönelik psikolojik, sözel ve fiziksel şiddet uygulayan velilerin, çoğu düşük bir eğitim profiline sahip olan velilerden oluşuyor.
Bunun yanında ailevi sorunları olan ve kent yaşamına adapte olamamış veliler de, şiddet uygulayanlar arasında ön plana çıkıyor.
Bir velinin kendine yüklediği ilginç bir misyonla, görev yapan öğretmene, “-şimdi x yere gidiyorum, sen yarın bu okulda yoksun” diye tehdit edebildiği bir ortamda, zaten şiddet te kesinlikle kaçınılmaz olmaktadır.
Yaşantısını kendi menfaati üzerine kuran bu ruh hali, aslında yaşça olgunluğa ulaşamayan bir ruh haliyle toy insanları da tanımlayacaktır.
Umarım, çocuklara, kadınlara, doğaya, hayvanlara, yaşama şiddet uygulanmayan günler çabuk gelir ve hızlı gelmesi tüm insanlığın dileğidir.