Dar Gelirli ve Emeklinin Yaşam Hakkı!..
Sermaye güçlerinin ve siyasi otoritenin sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmekten imtina etmesi “ulusal birliği” onulmaz biçimde tahrip etmeye başladı...
Bankalar, kartlı hayat, ev kirası, GSM’ler, haberleşme, elektrik, su, doğalgaz, astronomik vergiler, vatandaşın yaşam hakkını elinden aldı.
Ekonomik baskılar sonucu işsizler ordusu oluştu…
İşsiz kalan vatandaşına iş imkanı sunamayan devlet GSS adı altında borç saldı, işsizini cezalandırıyor...
Çözüm üretilmeyen işsizlik nedeniyle suçlar da artmaya başladı.
Rant çevrelerinin, bankaların, zorunlu ihtiyaç olan elektrik, su, doğalgaz ve telefon tekellerinin pazarlama yöntemleri, ezici karlılık prensibine dayalı hale getirildi…
Bankacılık, elektrik, su, doğalgaz, haberleşme hizmetlerini veren firmalar maksimum karlılık sınırlarını haksız kazanç boyutuna kadar zorlarken, müdahale etmesi gereken hükümet yetkilileri de göz yummaktalar…
Temel haklar arasında yer alan barınma, elektrik, su, doğalgaz, haberleşme gibi zorunlu tüketim araçları kazanç bütününden daha büyük hale geldi…
Vatandaşın alım ve ödeme gücü dikkate dahi alınmıyor…
Ve dar gelirliyi ezen bu sistemin çarklarına hükümet edenler samimi bir müdahalede bulunmuyor....
Eskiden bir kişi çalışır 5 kişilik bir aileye bakardı...
Şimdi geçinmek için aileden herkes çalışıyor ve kazanılan bütün paraya devlet vergi salarak el koyuyor…
Önce devleti yaşatan zihniyetin, vatandaş umurunda bile değil.
Bir lokma ekmek ve karın tokluğuna yaşatan bir ekonomi geliştirildi. Küçük esnaf ve meslekler yok oluyor…
Yaşamak için, piyango arayan bir toplum oluştu.
Dar gelirli ve emekli, “Ev satın almamız hayal... Kiralık bir ev tutmamız ise imkansız... Sadece, barınma ve yaşama hakkı istiyoruz.” Diyor.
Dar gelirli ve emekliyi duyacak bir irade, bir yetkili yok…
Kiralar kanatlanmış uçuyor...
Yaşamın ana gereksinimi olan temel barınma hakkı hükümetin de ev sahiplerinin de umurunda değil… Ev sahibi olamayan vatandaş çaresiz… Fahiş kira artışları kontrol altına alınamıyor... Fahiş kiralar yüzünden, evlilikler bitiyor, aileler yıkılıyor...
Kiralar resmi enflasyon oranlarından, maaş ve ücretlerden çok daha hızlı artıyor. Kira artışı yıllık enflasyonu 3’e katladı. Emekli maaşı ve asgari ücret kiralara yaklaşamıyor bile.
Fırsatçılar pusuda, vatandaşlar şaşkın durumda…
Bir türlü giderilemeyen konut sıkıntısı almış başını giderken; kira fiyatlarının da abartılı olmaya başlaması kiracıları zor durumda bırakıyor. Kiraların bu denli yüksek olmasının normal olmadığını belirten kiralık ev arayışında olan insanlar, devletin konuya sahip çıkmasını istiyor…
‘BU NASIL SOSYAL DEVLET ANLAYIŞI?’
Sosyallik te sosyal devlet anlayışı da tartışılır hale geldi…
Sosyal devletin temel prensiplerinden birisi konut ve barınma hakkı. Buna göre; “Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir. Devlet bu hakların gerçekleşmesi için şehirlerin ve diğer yerleşim birimlerinin tarihi ve kültürel nitelikleri ile çevre değerlerini de esas alan bir plan çerçevesinde gerekli tedbirleri alır.”
Siyasi iradenin, hükümet edenlerin, devletin ‘sosyal devlet’ ilkesi gereği dar gelirliler ve emekliler için sosyal konut üretmesi gerekiyor. Bu hak ihmal ve göz ardı ediliyor...
Düşük faizli diye anlatılan banka kredisi - mortgage her ne kadar düşük gelirli için ev sahibi olma yolu olarak gösterilse de “en düşük kredi taksitine” dar gelirlinin imkanı ve emeklinin maaşı yetmiyor…
Bu sistemle dar gelirlinin ve emeklinin ev sahibi olması imkansız. Mortgage yine rant çevrelerinin işine yarıyor…
Türkiye’nin yüzde 70’ı kirada oturmaya devam ediyor.
Kiracıların birçoğu işçi, memur ve emekli.
Özellikle emeklinin toplam maaşı kirasını karşılamıyor…
Dar gelirli ve emekli sadece barınma ve yaşama hakkı istiyor…
Hükümet, enflasyonun altında, yüzde 5’lik bir maaş zammı yapıyor. Ama enflasyonun en az 2,5 – 3 katı gerçekleşen kira artışlarına dur demiyor...
Dar gelirlisinin, emeklisinin nasıl yaşadığı hükümet edenlerin umurunda bile değil… Gelir dağılımındaki eşitsizlik uçurum haline geldi… Birileri refah içinde yaşarken dar gelirli ve emeklinin sefalete itilmesi insan haklarına da aykırı…
Dar gelirli ve emekli kesimin barınma ve yaşama hakkı sosyal devlet ilkesinin gereği… Milleti temsil eden vekiller sosyal haklar konusunda suskun... Bu nasıl sosyal devlet anlayışı?
Açıkçası bunu anlamak mümkün değil.
*********************
MİLLETİN İRADESİ
Türk Milleti ilk ortaya çıkışından bu yana ‘Ordu Millet’ vasıflı necip bir millettir. Bu nedenle her Türk asker doğar.
Türk Devletinin temel dinamikleri ve özü harekete geçti ve kevgire dönen Suriye sınırımızda at oynatmak isteyenlere karşı senelerdir yapılması gereken operasyonlara başlandı.
FIRAT KALKANI operasyonu hayırlı olsun.
Yüce Allah Mehmetçiklerimizi korusun.
Umarız Türk’e kefen biçmeye çalışanların sonu korkunç olacaktır.
Hubbu’l-vatan Mine’l-iman...
Vatan sevgisi imandandır...
Daha önceki partiler ve siyasiler nasıl miadını doldurdu ve siyasi arenadan çekildiyse, AK Parti, MHP, CHP ve diğerleri bugün var yarın yok… Her kademedeki siyasi için de bu aynı…
Bıraktığı eserler ve izler hatıra kalır konuşulur ve tarihin sayfasında yer alır… Hizmetler övülür, ihanetler kınanır...
Ana amaç; Türk Devletinin bekası, Türk Milletinin milli birlik ve beraberliği, Türk Bayrağının ebedi dalgalanmasıdır.
“Söz konusu vatan sa, gerisi teferruat…”
Türk milleti milli birlik ve beraberlik deyince tek yürek olur…
Farklılıklarının zenginlik ve hep birlikte Türkiye olduğunu her daim ortaya koymuştur…
Türk milleti bu birlik beraberlik sayesinde güçlükleri yenmesini, vatanını, milletini, bayrağını korumasını bilmiştir…
“15 Temmuz yıkım hamlesini” de işte Türk Milletinin İradesi bertaraf etmiştir…
Hiçbir partinin ya da ferdin kişisel gücü buna yetmez…
Onun için Türkiye’nin “15 Temmuz darbesine karşı efsanevi direnişi” ve “Yenikapı Ruhu” önemlidir…
Bunu kişiselleştiren, partileştiren, teröre, FETÖ’ye hizmet eder...
Söz konusu VATAN olunca CAN KURBAN...
Yaşasın Türk Milleti... Yaşasın Türkiye’miz...
Tüm İslam aleminin Kurban Bayramımız Mübarek olsun!...
Allaha Emanet Olun…
Sevgiyle Kalın…