Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilen Mehmet Şimşek, görev devir teslim töreninde yaptığı açıklamada "şeffaflık, öngörülebilirlik ve rasyonel zemine dönme" mesajları vermişti.
Oysa Şeffaf olmayan, öngörülemeyen ve rasyonel zeminle ilişkisi olmayan bir politikayla millete NİNNİ söyleniyor.
Türkiye üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 büyüdü diyorlar. Övünüyorlar. Ama yoksullaşarak büyüyoruz. Küçük bir kesim servetlerine servet katarken, milyonlarca vatandaş derin yoksulluk içinde yaşıyor. Aslında Büyümüyoruz. Sağlıksız ve orantısız bir şekilde şişmanlıyoruz.
Döviz uçtu, zamlar yağıyor, geçim sıkıntısı tavan yaptı.
Ekonomi çökmüş, tencereler kaynamıyor.
Peki, nasıl bitecek bu sıkıntılar?
Nerede bu çöküş için çözüm önerileri?
Hayal satıyor havanda su dövüyorlar!
YOKSULLUK SINIRI, ASGARİ ÜCRETİN DÖRT KATINI EMEKLİ MAAŞININ 6 KATINI AŞTI
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Kasım 2023’e ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı.
Türk-İş'in hesaplamasına göre, Kasım’da açlık sınırı 14 bin 25 TL'ye, yoksulluk sınırı 45 bin 686 TL’ye yükseldi.
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 45 bin 686,81 TL'ye yükselmişse ekonomi nasıl iyi olabilir.
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 18 bin 239 TL’ye yükseldi.
2023 Kasım ayında;
En düşük dereceli devlet memurunun maaşı 11 bin 848 TL
5 Milyon memur emeklisinin aylığı 7 bin 901 TL
9 milyon SGK emeklisinin aylığı 7500 TL
Asgari ücret ise 11 BİN 402 TL
Git gide büyüyen geçim sıkıntısı, sürekli artan yoksulluk, yüzde 75’lere çıkan yüksek enflasyon ve zam yağmuru halinde hayatımızı alt üst eden ekonomik dar boğaz korkunç boyuta ulaştı.
Türk lirası, dolar karşısında son bir ayda yüzde 30 değer kaybetti.
HÜKÜMET, 2024 yılında ASGARİ ÜCRET VE MAAŞLARA yılda 1 defa zam yapılmasına karar VERMİŞ.
En düşük ücret olması gereken Asgari ücret, geçim ücreti haline getirildi.
Açlık sınırı her ay değişirken, enflasyon kontrol edilemezken, mutfak alev alev yanarken, millet kirasını ödeyemez, açlıkla sınanırken ASGARİ ÜCRET VE MAAŞLARA yılda 1 defa zam yapılması kararının gündeme getirilmesi düşündürücü.
Demek ki; vatandaşın zor durumu, geçinememesi, kirasını ödeyememesi, yaşamını sürdürememesi, açlıkla savaşması Hükümet edenlerin umurunda bile değil…
10 AYLIK GIDA ENFLASYONU YÜZDE 72,50
TÜRK-İŞ’in verilerine göre “mutfak enflasyonu” Kasım 2023’te bir önceki aya göre yüzde 2,49 oranında arttı.
Yılın başından bu yana değişim yüzde oranı ise yüzde 72,50 olarak tespit edildi.
Son on iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 86,52 olarak hesaplandı.
TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNDEKİ ARTIŞ
TÜRK-İŞ hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre, gıda ürünlerinde Ekim 2023 itibariyle gözlemlenen değişim harcama gruplarına göre şu şekilde oldu:
Süt fiyatları geçen aya göre yüzde 8,5 artarak marketlerde ortalama litresi 34,5 TL'den satılmakta.
Kuru baklagillerin tamamında artış yaşandı. Bu grupta en yüksek artış nohutta görüldü. Nohut geçen aya göre ortalama yüzde 21 artış gösterdi. Kasım ayında nohut fiyatları marketlerde ortalama kg fiyatı 85 TL'den yerini aldı.
Ankara'da 200 gramlık ekmek fiyatı 7 TL'den satılmaya devam etmekte.
4 kişilik ailenin aylık sadece ekmek masrafı 735 TL.
Tahıllar grubunda geçen aya göre az da olsa bir artış yaşanmakta. Kasım ayı içinde pirinç fiyatları ortalama kg fiyatı marketlerde 71 TL'den satılmakta olup, bulgur, un ve irmik fiyatları ise geçen aya göre sınırlı seviyede arttı.
Zeytinyağı fiyatlarındaki artış bu ayda devam etmekte. Zeytinyağı fiyatları marketlerde ortalama litresi 300 TL'den satılmakta. Ayçiçek yağında ise fiyatlar geçen aya göre aynı kaldı. Tereyağı fiyatları ise bu ay yüzde 6 arttı.
ORTALAMA MEYVE FİYATI 36 LİRANIN ÜZERİNDE
Meyve tezgahlarında üzüm ve hurma ortalama kg fiyatı 50 TL olarak dikkatleri üzerine çekerken, sezonundan kaynaklı portakal ortalama 35 TL fiyatla tezgahlarda yerini aldı. Geçen ayda olduğu gibi bu ayda en düşük fiyatlı meyve mandalina oldu. Mandalina kg fiyatı 12,5 TL'den satılmakta.
Hesaplamada 25'i sebze ve 8'i meyve olmak üzere toplam 33 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama sebze (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık vb. salata yeşillikleri dâhil değil) kg fiyatı 24,40 TL, ortalama meyve kg fiyatı 36,41 TL oldu.
CARİ AÇIK ÜLKEMİZİN EN KİLİT SORUNLARINDAN BİRİDİR
Türkiye'deki cari açık sorunu hem iç hem de dış ekonomik koşullarından ve politikalarından kaynaklanmaktadır.
TCMB verilerine göre kasım ayında Türkiye’de cari açık 3,67 milyar dolar.
12 aylık cari açık ise, 45 milyar dolar.
Dolayısıyla son 13 aydır devam eden cari açık son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
Cari açık için en önemli etken, bir ülkenin yıllık ihracatının ithalatından daha az olmasıdır.
Cari açık artarsa, dış borçları artar, para birimi değer kaybeder ve enflasyon yükselir. Bu durum, ülkenin yatırım ortamının bozulmasına ve dış yatırımların azalmasına neden olur. Biz de ülke olarak bu durumu yaşıyoruz.
Dış ticaret yapısı ve finansman biçimi nedeniyle Türkiye'de cari açık önemli bir sorundur.
Türkiye ekonomisinde; tasarruf yetersizliği, dış ticaret açığının artması, ihracatın ithalata bağımlılığının artması, enerji tüketiminde giderek artan oranda dışa bağımlılık gibi yapısal sebepleri cari açık nedenidir.
Cari açık için en önemli etken, bir ülkenin yıllık ihracatının ithalatından daha az olmasıdır. Cari açık artarsa, ülkenin dış borçları da artar. Ayrıca, para birimi değer kaybedebilir ve enflasyon oranları da artabilir. Bu durum, ülkenin yatırım ortamının bozulmasına ve dış yatırımların azalmasına neden olabilir.
IMF VE DIŞ BORÇ
AKP hükümetinin başa geldiği 2002 yılında 22,5 milyar doları IMF’ye olmak üzere Türkiye'nin toplam dış borcu 129,6 milyar dolar idi.
AKP hükümetinin de kullanmasıyla IMF’ye olan borç arttı.
2013’te 360 milyon dolarlık borç oluştu ve sıfırlandı.
Bununla övünülürken, Türkiye’nin AKP iktidarı döneminde iç ve dış borcundaki inanılmaz yükseliş ise görmezden geliniyor.
Hazine Bakanlığı verilerine göre; “Türkiye’nin Brüt Dış Borç Stoku”, 30 Haziran 2023 tarihi itibarıyla 475,8 milyar ABD Doları. Bunun milli gelire oranı ise yüzde 46,5 oldu.
GEÇ KALINAN KARAR, MB KARARLARI
Türkiye’nin tüm kazanımlarını satan, Tarımı ve Üretimi yok eden, Faize ve borca boğulan hükümetin tek olumlu kararı POLİTİKA FAİZİ ile ilgili hatalı kararların düzeltilmesi için Merkez Bankasını serbest bırakması oldu…
23 Kasımda Merkez Bankası Piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 40'a çıkardı.
TCMB haziranda 650, temmuzda 250, ağustosta 750, eylül ve ekimde 500'er baz puan olmak üzere beş toplantıda toplam 2 bin 650 baz puan faiz artırmıştı.
Son artışla birlikte toplam faiz artışı 3 bin 150 baz puanı buldu. Başka bir deyişle faiz 6 ayda 31,5 puan arttı. Yani yüzde 40'a yükseldi. Yatırımcı için güven ortamı oluşmadı.
PARASAL SIKILAŞTIRMA, genellikle ekonomiye sunulan para miktarını azaltmayı ve/veya faiz oranlarını artırmayı içerir.
Bu durum, bankaların daha az kredi sağlamasını ve halkın daha az harcamaya eğilimli olmasını sağlar, böylece ekonomik faaliyeti ve enflasyon baskısını yavaşlatır.
Fakat uygulanan Parasal sıkılaştırmanın etkisi finansal koşullara henüz yansımadı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünyayı geziyor, Yatırım ve yatırımcı arıyor.
Bakan Mehmet Şimşek, Körfez ülkelerine yaptığı ziyaretler kapsamında yatırımcı ve finans dünyasından 200’ün üzerinde temsilciyle bir araya geldiğini belirterek “Ülkemizdeki yatırım fırsatlarını anlattık” dedi.
Yatırımcı için arayış sürerken Bakan Şimşek, "Yüzde 40'a kadar vergi için yetki alınıyor. Önümüzdeki dönemde liralaşma politikasını desteklemek amacıyla kullanabiliriz" açıklamasıyla şoke etti.
Yeni ekonomi programına güven oluşmadığı için yatırımcı getiremiyorlar. Bir de vergi artırılarak cazibe yok ediliyor.
TÜM SOSYAL VE EKONOMİ POLİTİKALARI GİBİ, SIKI PARA POLİTİKASINI DA HÜKÜMET YANLIŞ ANLAMIŞ.
Önceki bakanların ekonomi politikalarını eleştiren Bakan Mehmet Şimşek, para politikası duruşlarının göründüğünden daha sıkı olduğunu söylüyor.
Sıkı para politikasını, milleti SIKBOĞAZ ETMEK zannediyorlar.
Hükümet edenler; kendi saltanatlarından, lükslerinden, israflarından vaz geçmediler.
“Saltanatta Tasarruf Olmaz” diye inat ediyorlar… Vergiyi yüzde 40 a çıkarmaya çalışıyorlar! Yoksullaştırılan vatandaşlar, çöken ülke ekonomisi umurlarında bile değil...
Ülkenin temel taşı emeklileri ve çalışanları, açlığa mahkum ettiler.
Ülkeyi, EMEKLİNİN ve ÇALIŞANIN maaşlarından çaldıklarıyla, YOKSULLAŞTIRARAK KÖLELEŞTİRDİKLERİ vatandaşa salınan haksız ve abartılı vergilerle finans etmeye çalışıyorlar.
Sıkı para politikası ve tavan yapan faizlere rağmen HALKIN ENFLASYONU yükselmeye devam ediyor.
ARİSTOKRAT TABAKADA İŞLER TIKIRINDA!
Hükümetin öncelikli, hatta temel hedefi, TOPLUMSAL REFAHI ARTIRMAK olması gerekirken, hatalı ekonomi politikaları ile büyük bir tabakayı YOKSULLAŞTIRDI VE KÖLELEŞTİRDİ…
Yoksulluk, sadece bir ekonomik mesele değil, toplumsal felakettir.
Uygulanan hatalı ekonomi politikaları nedeniyle toplum felakete sürükleniyor.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik nedeniyle YOKSULLAŞTIRILAN KÖLELEŞTİRİLEN tabaka büyümeye devam ediyor…
ARİSTOKRAT tabakada işler tıkırında!
ARİSTOKRAT tabakadaki çözüm ortakları olan yandaş tüccarların vergileri yüzde yüze varan aflarla siliniyor. "Çalışandan yanayız" diyen Erdoğan 5 yandaş şirketin vergi borcunu 128 kez sildirdi.
Ama emekli maaşı açlık sınırının yüzde 40 altında asgari ücret yüzde 10 altında, memur maaşı ise açlık sınırında.
Uygulamada ülkeyi tabakalara bölüp, yüzde 1 lik ARİSTOKRAT TABAKAYI yaşatmak ve lüks hayat sunmak, yüzde 4 lük kesime refah sağlayacaksın, ORTA TABAKA HALİNE GELEN yüzde 10 luk kesime yaşam hakkı sunacaksın, KÖLELEŞTİRDİĞİN SADAKAYA MUHTAÇ ETİİĞİN yüzde 85 i açlıkla sınayacaksın…
MÜSLÜMAN LİDER OLMAK İMAJI, HZ ÖMER ADALETİ İLE YÖNETİYORSA HAKKIDIR.
Bu ülke; yönetimde İslami Lider Huzurunu ve ekonomide refahı yaşadı.
Müslüman lider etkisi ve ekonomide refah, Rahmetli Necmettin Erbakan’ın döneminde tadıldı.
“HAVUZ EKONOMİSİ” sistemiyle bu ülke, adaleti tattı, eşit paylaşımı, adil düzeni gördü.
Bilinmelidir ki, sosyal barışın sağlanması ve korunması, büyük ölçüde gelir dağılımının adil olmasına ve asgari gelir düzeyinin belli bir noktanın altına düşmemesine bağlıdır.
SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK OLARAK ÜLKENİN İÇİ BOŞALTILIYOR…
Yandaş yayınlarda yer alan diziler ve filmlerle aile yok ediliyor, kadınlar çıplaklığa, çocuklar inançsızlığa eviriliyor…
OY AVCISI politikalar ile dini ve terörü kullanıyorlar.
Türk Milletini, terörle korkutuyor, Allah ve İslam’la aldatıyorlar.
SİSTEM, BİR KİŞİNİN SİYASI HIRSI İÇİN, SÜREKLİ DEĞİŞTİRİLİYOR.
Tüm dünyada Başkanlık sisteminin hesap verebilir yapısı olması rağmen, ülkeye dayatılan Başkanlık sisteminde hesap vermeyen sorgulanamayan bir irade hükümet ediyor.
Padişahın Sadrazamı yani Başbakanı var…
Ama Erdoğan’ın yok!
Tek adamın hırsı için ANAYASA delik deşik edildi.
Şimdi de yüzde 50+1 i düşürme çabasında…
İki sebebi var…
HEDEP AKP ittifakı için AKP kurmayları HEDEP kurmayları ile görüşüyor…
AKP, Yerel seçimlerde HEDEP’le İTTİFAK planına ses çıkarmasın göz yumsun diye MHP’ye ABA ALTINDAN SOPA olarak 50+1’i gösterdi.
AKP, Muhalefet için TERÖRİST, İNANÇSIZ, BÖLÜCÜ gibi saldırgan ötekileştiren bir yöntem kullanıyor!
Fakat AKP Kurmayları, HEDEP’le de PKK ile de görüşüyor, İŞBİRLİĞİ ve İTTİFAK pazarlığı yapıyor…
Türk siyaseti ve Türk demokrasisi böyle bir sistemi hak etmiyor.
Başarısız, tek adam hükümeti ülkeyi her geçen gün daha büyük batağa ve faiz sarmalına götürüyor…
Hem topluma İslami lider görüntüsü vereceksin, Hem Milleti yaşat ki devlet yaşasın ilkesini millete anlatacaksın, hem ülkenin sosyal ve ekonomik olarak çökmesine neden olacak kararlara imza atacaksın…
AKP’nin yaptığı başarısızlıklarının faturasını millet ödüyor…
Elindeki medya gücü ve sosyal medyadaki 200 bin civarındaki trol ordusuyla, AKP’li olmayan herkesi, vatan haini, dinsiz ilan eden bir politikayla masum vatandaşlara algı yükleniyor…
Çarpık Siyaseti, Çöken Ekonomiyi, Adaletsiz Adaleti topluma anlatanlara itibar suikastı uygulanıyor. Ülkenin kötü tablosunu anlatanlar için, sosyal medyada maaşlı olarak çalıştırılan 200 Bin AKFENOMEN tarafından itibar suikastı yapılıyor.
KISA YOLDAN ZENGİNLİK HEVESLERİ ARTTI…
Sosyal Medya Fenomenlerinin, kısa yoldan zenginleşenlerin soruşturmalarını şaşkınlıkla izliyoruz.
Dilan ve Engin Polat çifti ile gündeme gelen sosyal medya fenomenlerinin “kara para akladığı” iddialarıyla ilgili siyasi ve bürokrasideki uzantılarının araştırılması önergesi, AKP ve MHP'nin oylarıyla neden reddedildi? Merak ediliyor!
Bahar ve Nihal Candan kardeşler, Futbol dünyasından ünlü isimlerin de aralarında bulunduğu birçok kişiyi dolandırdığı ileri sürülen eski bankacı Seçil Erzan olayı, Sosyal medya fenomeni Kıvanç Talu ve eşi Beril Talu'nun çevresinde bulunan birçok kişiyi 100 milyon lira dolandırıp Portekiz'e kaçması olayı, Lüks hayatına dair paylaşım yapan Sahne kimlikleri, sahte işleri veya ürünleri ile saadet zincirleri kuran, birçok kişinin canını yakan bu “sözde” fenomenler bitmiyor.
Bu kapsamda 600'e yakın sosyal medya fenomeni incelemeye alınmış durumda.
Allah herşeyin Hayırlısını nasip etsin...