TÜRKLERDE VE DİĞER TOPLUMLARDA NEVRUZ!
Kültür, bir milleti millet yapan değerler bütünüdür. Kültürün en önemli unsurları ise içinde binlerce yıllık bir geçmişi barındıran gelenek ve göreneklerdir.
Nevruz, 21 Mart’ta Orta Asya’dan Ortadoğu’ya ve Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada yaşayan halklar tarafından kutlanmaktadır.
Nevruz’u, yani bahar bayramlarını, dünyanın muhtelif bölgelerinde, çeşitli toplumlarda ve milletlerde görmek mümkündür.
Antik dönemlerden itibaren çeşitli halklar, tarımsal faaliyetlerin ortaya çıktığı baharın başlangıcında ve hasat mevsiminde kutlamalar yapmıştır.
NEVRUZ DİNİ DEĞİLDİR
Nev “yeni”, ruz da “gün” anlamındadır. Nevruz “yeni gün”, “yılbaşının ilk günü” demektir.
Nevruz Müslüman toplumlarda sadece baharın gelişi, bolluk ve bereketin başlangıcı olarak kutlanmaktadır.
Nevruz’un dinî bir mahiyeti olmamakla beraber, mahlûkatın yeryüzünü canlandırıp şenlendirdiği gün olduğu için bir nevi ‘bayram’ havası yaşanır.
Bugünün nasıl, ne şekilde ve nerede, kim tarafından tespit edilip bir bayram şekline getirildiği hususunda farklı görüşler vardır.
Bazı milletlerin kutlamalarındaki motif, folklorik ritüel ve semboller nedeniyle, bazı İslâm âlimlerinin Nevruz kutlamalarına karşı çıktıkları ve bunun ateşperest geleneğin bir uzantısı olduğuna dikkat çektikleri de bilinmektedir.
HZ. ADEM (AS)'İN YARATILDIĞI GÜN, NEVRUZ
Cenab-ı Hakk'ın âlemi ve Hz. Âdem (as)’i yarattığı gün olarak bilinir.
Hz. Âdem Nevruz gününde yaratılmış, Âdem’le Havvâ Arafat’ta o gün buluşmuş, yine o gün Allah insandan kendisinin rab olduğuna dair söz almıştır.Nevruz’un Hz. Nûh’un tûfan sonrasında karaya ilk ayak bastığı, Hz. Yûsuf’un kuyudan, Hz. Yûnus’un balığın karnından kurtulduğu, Hz. İbrâhim’in putları yıktığı gün olduğu da düşünülmüştür.
Her milletin, her inanışın Nevruz'u, temel de bahar olsa da ayrı ayrı anlamlar taşımaktadır. Nevruz’un kutlanış şekli ve amacı önemlidir.
ERGENEKON DESTANI
İl Kağan komutanlığında Moğollara karşı açılan savaşta ağır bir yenilgi alınır.
Bu savaşta büyüklerin hepsi kılıçtan geçirilir. Küçük çocuklar ise esir edilir.
Esirlerin arasında İl Kağan’ın oğlu Kayı ve dokuz yeğeni olan Dokuz Oğuz sağ kalmıştı.
Bir süre esir tutuldukları yerden eşleriyle birlikte kaçarak hiç kimsenin ulaşamayacağı verimli topraklara ulaştılar.
Buraya Ergenekon (Ergene-Dağ Kemeri/ Kon-Dik) adını verdiler ve bu dağlar arasında gizli vahada her türlü av hayvanının ve yemişin olduğunu görüp, buranın kendilerine Tanrı’nın bir lütfu olduğunu anladılar.
400 yıl boyunca bu topraklarda yaşayıp çoğaldılar. O kadar ki artık Ergenekon'a sığmaz oldular. Toplanan kurultayda çıkan kararla Ergenekon'dan çıkma kararını verdiler.
Tam bu sırada bir "Börteçine" adını verdikleri bozkurt görüldü. Anladılar ki bu bozkurt onlara yolu gösterecekti.
Ergenekon Dağı’nı eriterek yüklü bir devenin geçebileceği kadar bir yol açtılar ve Börteçine mihmandalığında buradan çıkıp, dünyaya yeniden Türk’ün dirilişini gösterdiler.
Börteçine'nin önderliğinde karşılarına çıkan herkesle savaşıp herkesi yendiler ve atalarının öçlerini almış oldular...
Ergenekon olayı, yok edilmek üzere olan, adeta tükenen bir Türk topluluğunun yeniden derlenip toparlanması ve demirden dağları eriterek yeniden yeryüzüne yayılıp hükümran olmasıdır.
Bundandır ki, Ergenekon’dan çıktıkları günü –ki Nevruz olduğuna inanılır- bir bayram olarak kutlayan Türkler, o günün anısına her yıl 21 Mart günü Nevruz Bayramını kutlar, demir kızdırıp örs üzerinde çekiçle döverler.
Börteçine kurdun adı,
Ergenekon yurdun adı,
Dörtyüzsene durdun hadi,
Çık ey, yüzbin mızrağımız!
TÜRKLER İÇİN NEVRUZ
Yeryüzünde yaşayan en eski kavimlerden olan Türklerin, tarihi derinliklerinden gelen zengin kültürel değerleri, gelenek ve görenekleri vardır.
M.Ö. VIII. yüzyıllarda yaşayan eski Türk kavmi “Ti”ler; Nung-li adlı hem ay hem güneşe göre düzenlenen ve Mart ayını yılbaşı sayan bir takvimi kullanıyorlardı.
Chou tarihinin “Göktürk Tezkeresi” bölümünde ise “Göktürkler, bitkilerin yeşerdiği zamanı yılbaşı olarak kutlamaktadır.” denilmektedir.
Türkler’de Nevruz’la ilgili görülen en önemli rivayet bu günün Ergenekon günü oluşudur.
Türk Dünyası'nın büyük bir coşkuyla kutladığı, Türk soylu halkların ortak bayramı olan Nevruz, tabiatın canlanmasını ve yeniden dirilişi de ifade eder.
Türkler için Nevruz, Ergenekon’dur, Baharın gelişidir, yenigündür, bolluk ve bereketin başlangıcıdır.
Nevruz şenlikleri, Türklerin tarihin bilinen devirlerinden itibaren kutladıkları milli bayramlarından birisidir.
ERGENEKON VE YENİ GÜN
Nevruz'un, Türklerdeki kökeni Ergenekon Destanı ile de ilişkilendirilir, baharla da.
- Altay Türkleri’nde; Cılgayak Bayramı,
- Azerbaycan’da; Ergenekon, Bozkurt Bayramı,
- Başkurt Türkleri’nde; Ekin Bayramı,
- Doğu Türkistan’da; Yeni Gün, Baş Bahar,
- Gagavuzlar’da; İlkyaz,
- Hakas Türkleri’nde; Cılsırtı, Ulu Kün,
- Karaçay-Malkar Türkleri’nde; Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri, Toy,
- Karakalpaklar’da; Ergenekon Bayramı,
- Kazak Türkleri’nde; Ulus Günü,
- Kazan Türkleri’nde; Ergenekon Bayramı,
- Türkmenler’de; Teze Yıl,
- Uygur Türkleri’nde; Yeni Gün,
Anadolu’da ise Yılsırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Güz Dönümü, Yeni Gün denilmektedir Nevruz’a.
TÜRKİYE'DE NEVRUZ
Anadolu ve Orta Asya kültürlerinde baharın gelişini müjdeleyen Nevruz yüzlerce toplulukta, farklı adlarla 5 bin yıldan bu yana kutlanıyor. ''Nevruz'', kültürel miras yoluyla günümüze kadar ulaşan, Türk dünyasının millet bağını güçlendiren en önemli bayramlardan biri olarak kabul ediliyor.
Dünyadaki birçok toplulukta farklı inanışlarda ve farklı isimler altında şenliklere konu olan dünyanın en eski bayramı ''Nevruz'', Avrasya'nın geniş coğrafyasında yaşayan halklarda "baharın müjdecisi" ve ''yeni gün'' olarak biliniyor.
Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen Nevruz Bayramı Türkiye'de de 21 Mart'ta kutlanıyor.
Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir.
21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar.
Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/ Yenigün bayramı adıyla kutlanır.
OSMANLIDA NEVRUZ GELENEKTİ
21 Mart Nevruz şenlikleri gerek Asya Türk boylarında gerekse Selçuklu ve Osmanlı Türklerinde büyük bir coşkuyla kutlanmıştır.
Selçuklular’da Nevruz resmî bayramdı. Osmanlılar döneminde kaleme alınan nevrûziyyeler, hekimbaşılar tarafından saraya takdim edilen Nevruz macunları ve Nevruz bahşişleri bilinmektedir.
Takvimler müneccimbaşı tarafından her yıl nevruzda hazırlanır, padişaha, sadrazama ve diğer devlet ricâline takdim edilirdi.
Nevruz, Osmanlı devlet adamlarının ve aydınlarının birbirlerini tebrik ettikleri bir bayramdır.
Nevruz kutlamaları özellikle 1980’li yıllardan itibaren Türk cumhuriyetlerinde resmî bayram halini almıştır.
KUR’AN, BOYALI YUMURTALAR, AYNA, SU DOLU KÂSE, ÇEŞİTLİ MEYVE, TATLI VE BAHARATLAR
Öteden beri Nevruz kutlamalarında en çok dikkat çeken hususlar arasında ateş ve su ile ilgili unsurlar yer almaktadır. Nevruz günü ve akşamı insanlar meydanlarda yakılan ateş başında toplanarak günahlarından arınmak ve talihlerini düzeltmek için ateş üzerinden atlarlar.
Bazı Türk boylarında Nevruz günü ateşte demir ısıtılıp dövülür.
Nevruz öncesi buğday, mercimek vb. tahıllar ıslatılıp çimlendirilir; elde edilen yeşil bitkiler ilâve taze yapraklar ve çiçeklerle birlikte evlerde hazırlanan Nevruz masalarında kullanılır.
Nevruz masalarına Kur’an, boyalı yumurtalar, ayna, su dolu kâse, çeşitli meyve, tatlı ve baharatlar konulur.
TABİATIN YENİDEN UYANIŞI NEVRUZ
Ortaçağ’dan itibaren çeşitli Türk boylarınca tabiatın yeniden uyanışı ve tarımsal faaliyetlerin başlangıcı vesilesiyle düzenlenen 21 Mart bahar kutlamaları Nevruz olarak adlandırılmıştır.
Aynı tarih bazı Türk boylarınca kullanılan takvimlerde yılbaşını temsil etmektedir.
Nitekim gerek güneşe göre düzenlenen on iki hayvanlı Türk takviminin, gerekse Sultan Melikşah’ın Celâlüddevle lakabına atfen kullanılan Celâlî takviminin başlangıcı (Nevrûz-ı sultânî) 21 Mart’tır.
Çeşitli Türk boyları 21 Mart’taki yılbaşı bayramı için Nevruz kelimesinin farklı telaffuzlarını kullanmaktadır.
NEVRUZ MAHLÛKATIN BAYRAMIDIR
Nevruz, Baharın gelişinin kutlandığı doğanın yeniden doğup yenilenmesini yeniden doğumun, gençleşmenin, dirilmenin kutlandığı gündür.
Nevruz günü bahar mevsimine işarettir. Bahar, haşrin, yani öldükten sonra dirilmenin bir örneğidir. Her baharda bitki ve hayvanlar yeniden yeryüzüne çıkıp canlanır. Nevruz, haşri en güzel şekilde ispat eden bir delildir ve mahlûkatın bayramıdır.
SUMERLER’DE NEVRUZ
Tarımsal faaliyetlerin sonunu ifade eden ve Zagmug (Akiti) diye adlandırılan hasat bayramı Sumerler’ce de kutlanırdı.
İBRÂNÎLER’DE NEVRUZ
Meselâ Eski Bâbil’de Akitu festivali denilen kutlamalar yılın ilk ayı sayılan nisanın ilk on iki gününe tekabül ederdi.
ESKİ BÂBİL’DE NEVRUZ
İbrânîler ise birinci, altıncı, yedinci ve dokuzuncu ayların ilk günlerini yeni yıl günü olarak kutlardı.
İSRÂİLOĞULLARI’NDA NEVRUZ
İsrâiloğulları’nın, kökeni Ken‘ânîler’e kadar uzanan yedi günlük Fısıh (Mayasız Ekmek) bayramı da yılın ilk ayında arpa hasadına denk düşerdi.
MECUSİLİK’TE NEVRUZ
Mecûsîlik’te Nevruz ateşin efendisi Aşa Vahişta’ya atfedilmiştir. Nevruz’da, sonbaharla birlikte yeryüzünden ayrılan bitkilerin ve suların koruyucusu ilâhî varlık Rapîtvîn’in ilkbaharda yeniden yeryüzüne dönüşü de kutlanmaktadır.
Mesela mecuzilerin ateş yakıp üstünden atlaması ateşten geçip arınmayı temizlenmeyi temsil eden daha çok dinsel kökenli inançla ilgili bir davranıştır.
PAGAN DİNLERDE NEVRUZ
Pagan dinlerde Nevruz’da, pagan tanrı tammuziun dirilişi kutlanır, çeşitli ritüeller yapılırdı.
Saturnalia festivallerinde yıl başı olarak kutlanıp dini ayinlerle kutlamalar yapılırdı.
Türk Dünyası'nın 'Yeni Gün'ü, Ergenekondan çıkışımızın 4656. yılı Türk'ün Nevruz Bayramı Kutlu Olsun! ...
Ahmet Kaplan