“Faiz SEBEP Enflasyon SONUÇ.” diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan...
İşte Şubat FAİZİ! Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 14’te sabit tuttu.
Fakat ticari kredi faizleri yüzde 46’ya vardı, tüketici kredilerinde de faiz oranları hızla yükselmeye devam ediyor.
Bankalar ihtiyaç kredisine yıllık yüzde 39’a kadar çıkan faiz uygularken konutta oran yüzde 33, taşıtta yüzde 34’ü buluyor.
2021 Kasım sonunda ihtiyaç kredisi yıllık faiz oranı yüzde 21 seviyelerinde iken şu anda yüzde 60’ı aşmış durumda.
İşte Şubat ENFLASYONU! TÜİK’in, yıllık enflasyonu yüzde 54,44.
Şubatta yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de yüzde 7,22 arttı. ÜFE’nin yıllık bazdaki artışı yüzde 105,01 oldu.
Şubat ayında yıllık çekirdek enflasyon ise yüzde 44,05 açıklandı.
Gerçek enflasyon mu? Halkın Enflasyonu! İşte o, Yüzde 120.!
Hani, nerede SEBEP ve SONUÇ ilişkisi?
Hükümetin Merkez Bankası faizi üzerinden kontrolü boş çıktı…
Ne FAİZ ne ENFLASYON kontrol edilebilir durumda değil!
SORUN, Ekonomideki yanlış politika ve beceriksizlikler!
GERÇEK şu? Yandaş, Candaş, Kandaşlar, tarım ürünü ithal ediyor, çiftçinin ürünleri depolarda ve/veya tarlada çürüyor.
‘Tarım ülkesi’ olan ülkemizde, buğdaya, mısıra, pirince, mercimeğe, nohuta, fasulyeye, ayçiçeğine, tüm tarım ürünlerine muhtacız!
Ülke, ekonomide ve özellikle tarımda dışa bağımlı hale geldi.
Temel kalkınma aracı olan tarım İTHALATLA yok edildi! ...
Çiftçi iflas ettirildi! ... Ülke, İthalatla DÖVİZE mahkum edildi! ...
En temel ürünümüz BUĞDAY başta olmak üzere, tüm tarım ürünlerini, hatta ayçiçek yağını bile İTHAL ediyoruz!
Ülke ekonomisi, ‘DIŞ GÜÇLERE’ yani Dolara, Avroya esir oldu. Döviz pik yaptı ENFLASYON her an yeni bir rekor tazeliyor… Kıtlıkların hükümeti, kuyrukların efendisi OLDULAR…
Maaşlarına yapılan ZULÜM gibi ZAM ile enflasyon karşısında çaresiz kalan, emekli ve asgari ücretli sadece YAŞAM HAKKI isterken, AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen, medya, yollar, enerji gibi stratejik yatırımları işleten firmalar arasında yer alan 5 inşaat şirketine son 10 yılda 128 kez vergi indirimi yapıldı!
KAZANAN YANDAŞ, CANDAŞ, KANDAŞ; EZİLEN VATANDAŞ OLDU!
İşte Gerçek Sebepler ve Gerçek Sonuçlar... !
*Üretim ekonomisinden uzaklaşma, tüketimi körükleyen politikalar sebep, Türkiye’de 15 milyon asgari ücretlinin ve 13 Milyon emeklinin açlık, 40 milyon insanın ise yoksulluk sınırının altında yaşaması sonuç.
*Reel sektörlerin darboğaza girmesi sebep, küçülme, gelir düzeyinin gerilemesi, iflaslar ve işsizliğin artması sonuç.
*Hatalı İthalat Politikası sebep, Dolara, Avroya bağımlılık sonuç.
*Yüzde 1’lik gözü doymayan azınlığın İHYA, ‘seçkin’ inşaat şirketlerinin, yandaş, candaş, kandaşlarının PAYDAŞ olması sebep, ülkemizin büyük çoğunluğunun KÖLE olması sonuç.
*Yandaş, candaş ve kandaş tarım ithalatçılarının zenginleştirilme politikası sebep, çiftçinin, tarım ve hayvancılığın yok edilişi ve hayvan üreticisinin iflası sonuç…
*Buğday, mısır, ayçiçeği, mercimek ve hayati önem taşıyan tüm tarım ürünlerinde, hatta ayçiçek ve mısır yağında dışa bağımlılık sebep Ukrayna savaşı etkisiyle oluşan kriz ve kıtlık sonuç…
*‘Zeytin ağacı köklerinde maden arama yasası’ ile yabancı kuruluşlara rant için zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verilmesi ve yağ ithalatına mahkum eden anlayış sebep, zeytin üreticisinin iflası, zeytin ve zeytin yağında dışa bağımlılık sonuç.
*80 yılda elde edilen Cumhuriyet eserlerinin, Milletin ödediği vergilerle yapılan stratejik ve dev kurumların, sanayi tesislerinin, limanların, kamu kuruluşlarının, binalarının, kupon değerli arsaların, tüm milli birikimlerimizin özelleştirilmesi, arka arkaya yok pahasına satılması sebep, Türk Milleti’nin fakirleştirilmesi, ülkenin ekonomik krize sokulması, Yandaş, Candaş ve Kandaş zenginler oluşturulması ve en acısı Stratejik öneme sahip çok sayıdaki kuruluşta uluslararası şirketlerin söz sahibi olması sonuç...
*Özelleştirme sebep, Sosyal devletin ortadan kaldırılması, sağlıktan eğitime, enerjiden ulaştırmaya kadar devletin güvencesindeki tüm kamusal hizmetlerin özel sermayenin ellerine teslim edilmesi sonuç.
*Neo-liberalizm’e teslim olmak sebep, yaşamın her alanının emekçiler ve yoksullar aleyhine, sermayedarlar, zenginler yani Yandaş, Candaş, Kandaşların lehine dönüştürülmesi sonuç...
*125 büyük özelleştirmeden elde edilen 62 milyar dolar gelirin, Milletten toplanan 532 çeşit verginin, Hükümetin tahvil ve bono ihraç edip Dolar, Avro bazında yabancı kuruluşlara borçlanarak aldığı Kredilerin, devlet yararı, millet menfaati, YOL, SU, ELEKTRİK hizmetlerine harcanması yerine İSRAF edilmesi ve HESAP VERİLMEMESİ sebep, Milletin MİLLİ olması gereken yatırımları ve YOL SU ELEKTRİK gibi değerleri ÖZELLEŞTİRİLEREK Satılıp, çıkarılan FAHİŞ faturalarla Millete ZULMEDİLMESİ sonuç...
DIŞ BORÇLANMA DEVAM EDİYOR! ...
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye’nin brüt ve net dış borç stoku, Hazine garantili dış borç stoku ve kamu net borç stoku ile Avrupa Birliği (AB) tanımlı genel yönetim borç stoku verilerini açıkladı.
* Türkiye’nin brüt dış borç stoku, 30 Eylül itibarıyla 453,5 milyar dolar olarak gerçekleşirken stokun milli gelire oranı yüzde 57 oldu.
* Aynı tarihte net dış borç stoku 226,2 milyar dolar oldu.
Stokun milli gelire oranı yüzde 28,4 seviyesinde gerçekleşti.
* Hazine garantili dış borç stoku ise 15,2 milyar dolar oldu.
* Kamu net borç stoku bu dönemde 1 trilyon 144,7 milyar lira, Stokun milli gelire oranı yüzde 17,8 olarak belirlendi.
* AB tanımlı genel yönetim borç stoku 2 trilyon 415,7 milyar lira, bu rakamın milli gelire oranı da yüzde 37,6 olarak hesaplandı.
* Bu arada 2022 yılı dış finansman programı çerçevesinde Hazine, son iki ay içinde Dolar cinsinden uluslararası sermaye piyasalarından toplam 5 milyar ABD doları daha BORÇ aldı.
‘Ekonomik Tetikçi’ John Perkins ne diyor?
* Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, köprüler, yollar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız.
* Daha sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız.
* Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez.
O ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.
* Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, köprüler, yollar ve dev havayollarını biz yaparız, biz işletiriz...
* Aslında yaşayan çoğunluğun işine yaramayan bir sürü beton yığınları oluşur ve bizim şirketlerimiz kazanır. O ülkedeki birileri de nemalandırılır.
* Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkânsızdır. Bizim o ülkeyi ele geçirme planımız böyle işler.
* Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; “Bize büyük borcunuz var, ödeyemiyorsunuz. O zaman; kurumlarınızı, işletmelerinizi satın bize, petrolünüzü, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin!”
* Devlete ait tüm kurumların özelleştirmesi teşvik edilir, elektrik, yol, su, kanalizasyon sistemlerinin özelleştirilmesi sağlanır!
*Onların Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satılması sağlanır! Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemlerini ele geçiririz. Bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir.Ve ülke savaşa gerek kalmadan ele geçirilir…
Allah ülkemizi Milletimizi korusun! ...
Emekliye vatandaş gözüyle bakmayanlara bizde Hükümet gözüyle bakmıyoruz... yüzde 25 zamla bize zulmedenler OY İSTEMEYE GELİNCE karşılığını alacak
Hükumetin temel gıda ürünlerinde KDV indirimine gitmesine rağmen fiyatlarda bir düşüş yaşanmadı, aksine birçok ürünün etiketine zam geldi. Ekonomi kontrolden çıktı yönetilemez halde... Ya devlet başa Ya kuzgun leşe... Ya düzeltin bu zulmü yada çekin gidin
Çok doğru anlattıklarınız ama Bu anlattıklarınızdan Erdoğan’a bilgi verildiğine inanmıyorum
Bir Ak Partili olarak sizi tebrik ediyorum. Bir emekli olarak enflasyon yüzde 140 olmuş bize yüzde 25 zam veren adaletin artık hükmü kalmamıştır Bizi ölüme terk eden bizim hükümetimiz olamaz Bunca zaman oy verdik. Artık zülüm haline geldi hükümetin emekliye bakışı Zulümle abad olunmaz, oy toplanmaz Kim gelirse gelsin bu hükümetten daha iyi olacak Bizim için AK parti bitti