Değişmek için “Ne Yapmalıyız ?”
Sevgili Okurlar,
Bundan 3 yıl önce akademik hayatı bırakıp Ege bölgesine yerleşip sanat hayatına geri dönüş yaptım. İnsan hayatında değişim ve değişebilmek çok önemli.
Bu ülkeler içinde geçerli onlarda değişime açık olmak zorundalar çünkü dünya dinamikleri sürekli değişiyor yani değişim kaçınılmaz bir olgu.
Şu anda dünya ülkeleri yanlış göç politikaları sonucunda konaklama ve yaşam giderlerinde olağanüstü bir artışla karşı karşıya ve bu ülkelerde dışa bağımlılık hat seviyelerde. Artık uzmanlaşmış iş gücüne sahip ülkeler avantajlı bir durumdalar. Bu uzmanlık teknoloji den tarıma kadar geniş bir alanda yer almaktadır.
Peki, bu hususu sizlerle neden paylaşıyorum. Şu soruya cevap aramak için bizim ülke olarak uzmanlık alanımız nedir? Biz hangi uzmanlığımızla var olacağız? Hangi sorunlar önceliğimiz olmalıdır?
Dünya Ekonomi Forumu, insanların dünyada karşı karşıya olduğu en büyük sorunları araştırdı. Bu araştırma sonucunda 15 temel sorun ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında iklim değişikliği, kamu hesap verebilirliği, şeffaflık (yolsuzluk), yoksulluk, gelir adaletsizliği, göç ve yaşlı nüfus artışı gibi konular vardır. Bunların içinde ülke olarak paylaştığımız ve bizi derinden etkileyen üçünü öncelikle sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlardan en önemli olan üçü bana göre düzensiz göç, yaşlanma ve gelir eşitsizliğidir. Diğer yazılarımda sizinle yine arka planda kalan diğer sıkıntıları da yazacağım. Buradaki amacım doğru soruları sorarak bir farkındalık yaratmaktır. Bir sanat ve bilim insanı olarak doğru soruları sormanın doğru yanıt almak kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Bunlardan ilki düzensiz göç dalgasıdır. Eylül 2024 itibarıyla Türkiye'de "geçici koruma" statüsündeki göçmen sayısı resmi rakamlara göre yaklaşık 3 milyon 100 bin kişi olup bu durum Türkiye'yi dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ikinci ülke yapmaktadır. Gayri resmi rakamlara göre 6 milyonun üzerinde mülteciden bahis edilmektedir. Bu ülkede konaklama, sağlık ve yaşam maliyetini çok olumsuz şekilde etkilemiştir. Maalesef bunun dünyada birçok örneği mevcuttur. Bu ayrı bir makale konusudur.
İkinci olarak ülkemizde her yıl yaşlı nüfus oranı artmaktadır. Artık ülkemizin genç nüfusu azalmıştır. Şu anda Avrupa bu konuda çok büyük bir sıkıntı yaşamaktadır. Genç nüfusun istihdamı ve eğitimi çok büyük önem arz etmektedir. Peki, biz bu konuda neler yapıyoruz? Eski bir akademisyen olarak gözlemim gençlerin aradıklarını bulamayınca kendilerini yurtdışına götürdükleridir. Yani ülkemizin en ihtiyacı olduğu bir dönem ve konuda tartışılmaz bir kayıp yaşamaktayız. Maalesef gelen göç rakamları güncel iken giden göç rakamları düzensiz ve yetersizdir. Göç konusunda doktora tezimi yazmış ve tersine beyin göçü ile ilgili uluslararası bir çalışmada yöneticilik yaptım. Bu konuda oldukça iyi bir bilgi birikimine sahibim.
Ekonomik özgürlük olmadan özgürlük mümkün değildir. Bunun içinde ekonomik özgürlüğümüzü kazanmalıyız. Burada ki en büyük engel ise dışarıya bağımlı olmaktır. Bu da hepimize büyük bir sorumluluk getirecek olan şu soruyu beraberinde getiriyor “değişmek istiyor muyuz?” Tabii ki karamsar olmamak gerekiyor sonuç olarak her şey değişiyor ve bizde değişebiliriz. Bunun için bu değişimi sağlayacak iyi kadrolara ihtiyacımız var. Ben artık akademik hayatı bıraktım ve sanata geri dönüş yaptım. Çünkü kendimi yeniden geliştirmek için yeni bir keşif yolculuğuna çıktım. Benim yaşımdakiler daha basit yaşama geçiş yaparken gençlerimiz büyük şehirlere iş arayışına çıkmakta çoğu da yurtdışına gitmektedir. Yani bu tabloyu en kısa zamanda değiştirmemiz gerekmektedir. Değişmeli ve değişime açık olmalıyız. Bunun için birçok konuyu yeniden ele almalıyız ve tanımlamalıyız. Yelpaze çok geniş ve bu makalenin sınırlarını aşan bir durum.
Bu konuyu yirmi yıl önce yazmıştım ve tekrar yazarken geriye dönük baktığımda bir değişim göremedim ama ümidimi kesmedim çünkü ümitsiz bir dünya olamaz. Yirmi yıl önce yayınlanan yazımı arzu eden okurlarımla paylaşmak isterim. Bir sanat ve bilim insanı olarak doğru soruları sormanın doğru yanıt almak kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Umarım bu soru ile sizlere doğru yanıtı bulmanızda yardımcı olmuşumdur. Değişim sizinle başlayacaktır. Her hafta köşemde doğru sorularla sizlerle birlikte olmayı ümit ediyorum.
Dr. Vedat AKMAN