Gökyüzü ağladı…
Türkiye’nin dört bir yanında, tam da kahramanlar uğurlanırken…
Türk milleti ağladı…
Kınalı kuzuların başında metanetini korumaya çalışan ana-babaları izlerken…
Çok acıydı yaşananlar…
Ateş düştüğü yerleri yaktı, kavurdu ama dimdik durdu hainleri sevindirmemek adına o koca yüreklerin sahipleri…
Çünkü acı soyluydu ve tek başına yaşanırdı…
Bunu çok iyi biliyordu kınalı kuzuların asil aileleri…
Mutlu etmediler hainleri, etmemek adına direndiler; zira gerçek olan şuydu ki, kalplerindeki fırtınaların şiddeti kelimelerle asla ifade edilemezdi…
‘Ağlama’ diyordu bir şehit babası eşine. Nasıl ağlamazdı ki? Canından canını kopartmıştı terörün alçak elleri. Bir grup soysuz, dünyalarını başlarına yıkmıştı. Kolay mıydı dayanmak bu acıya, mümkün müydü? Yine de eşinin ikazıyla topladı kendini şehidin koca yürekli anası. Dik oturdu sandalyesine, sildi gözyaşlarını, acısını attı içine. Öyle mağrurdu ki bakışları! Öylesine meydan okuyordu ki hainlere karşı yorgun gözleri…Sade bu bakış bile mücadeledeki kararlılığımızın timsaliydi aslında…
Çok derin, çok acılı ve çok soyluydu bakışları…
Ard arda gelen acı haberler yakıyor yüreklerimizi ama yılgın durmuyoruz. Bir grup soysuza eğilmiyoruz, boyunlarımızı bükmüyoruz Başbakan Erdoğan’ın da dediği gibi. Ne acılar gördük ecdadımızdan bu yana; hangisine eğildik ki biz? Hangisine göğüs geremedik, hangisinin üstesinden gelemedik? Ne evlatlarını şehit verdi bu vatan, ne yiğitlerin kanlarıyla sulandı bu aziz topraklar…
Üstad Mehmet Âkif’in dediği gibi bu ülkede “Âsım’ın nesli tükenmeyecek.” Safahat adlı kitabının Âsım bölümünde Çanakkale Şehitleri’ne bu dizelerle hitap eder Âkif ve şöyle der: Âsım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” 1915’teki ruh neyse, Çanakkale Destanı’nı yazan Mehmet’in ruhu, Âsım’ın ruhu neyse bugün de aynı ruhu taşıyor aziz vatanımızın kahraman Mehmet’leri…
O sebeple hiç sevinmesin birileri…
Ya da hüzün maskeleri takmasın suratlarına terörün alçak destekçileri…
Bu vatan neleri gördü bugünlere gelene kadar. Neleri başardı, ne zorlukları aştı. Yine aşacak bu kara günleri el ele, hepbirlikte…
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü paylaşmak istiyorum; “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” Bizler değerlerimize sahip çıkan, Atalarımızın emanetlerinin kıymetini bilen gençler olarak bu kuvveti kendimizde görüyoruz ve görmeliyiz! Bu sebeple ülkemize kem gözle bakanlara hepbirlikte, tek yürek halinde, bir bütün olarak cevap vermeliyiz. Birbirimize düşerek, kardeş kavgasına girerek ancak onlara ödül vermiş oluruz. O zaman da yazık olsun bizim Türklüğümüze işte!
Daha dikkatli, daha bilinçli şekillerde bir araya gelmeli ve her şeye rağmen dimdik ayakta olduğumuzu göstermeliyiz o ‘namusumuza kasteden namahrem ellere.’
Çünkü bu ülke bizim…
Bu dava bizim…
Bu egemenlik, bu cumhuriyet bizlerin, hepimizin…
Birlik olmak için neyi bekliyoruz ki o halde biz.
Halen birileri çıkıyor açıklamalar yapıyor, herkes birilerini suçlayarak siyasi rant elde etmeye çalışıyor. Malum seçim de yaklaşıyor! Soruyorum onlara peki siz kim olduğunuzu, hangi toprakların evladı olduğunuzu bu kadar mı unuttunuz? Bu kadar mı acılara karşı duyarsızlaştınız? Acıların ortasında çıkıp hangi yüzle, nasıl bir mantıkla insanlardan oy dileniyorsunuz?
Siz kimsiniz?